Olay 22 Eylül 2018 tarihinde Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre İstanbul’dan Romanya’ya kaçmak isteyen yabancı uyruklu 74 şahsın içinde bulunduğu tekne, olumsuz hava koşulları nedeniyle yanaşmak istedikleri tankere çarparak parçalandı. Parçalanan teknenin su alarak batmasıyla denize düşen mültecilerden 24’ü hayatını kaybetti. Tekneden kurtulan mültecilerden alınan ifadeler kapsamında gözaltına alınan 13 şüpheli şahıstan 5’i tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay sonrası açılan davanın 4. duruşmasına Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Davada 24 mültecinin hayatını kaybettiği tekne kazasıyla ilgili görülen davada kaza sırasında teknede kaptan olmadığı ve kaptanlık görevini mültecilerin yaptığı ortaya çıktı.
Teknenin idaresini kaçak göçmenlere bıraktılar
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, sahil güvenlik ekipleri tarafından hazırlanan rapora göre olay günü hava koşullarının küçük boyda teknelerin seyretmesi için uygun olmadığı belirlendi. Rapora yer alan kurtarılan mültecilerin ifadeleri doğrultusunda de ise batan tekneyi kullanan kaptanların Suriyeli Ahmet ve M.B. adında yabancı uyruklu bir şahsın olduğu ve olayı organize eden şüpheli şahısların tekneyi kullanma işini de mültecilere bıraktığı öğrenildi. Cumhuriyet Savcısı iddianamede bütün olumsuz koşullara rağmen göçmenlerin denize açılmasını sağlamaları nedeni ile meydana gelen neticeyi öngörme ihtimalinden bahsedileyemeceği, neticenin meydana gelmemesi için herhangi bir çaba sarf etmedikleri ve bu itibarla şüphelilerin olası kast ile 24 göçmenin ölümüne neden oldukları ve hayatları bakımından tehlike oluşturabilecek şekilde maddi menfaat karşılığında göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri belirtilerek şüphelilerin "Kasten Öldürme ve Göçmen Kaçakçılığı" suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
"Bu yatın normalde kapasitesi 15, maksimum 20 kişiliktir"
Kocaeli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması devam eden davada tutuklu sanıklar İ.U., H.A., H.K. ve C.U. katılırken tutuksuz yargılanan E.T. de mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmada batan tekneyi Datça Limanı’ndan İstanbul Yeşilköy Limanı’na kadar getiren gemi kaptanı tanıklık yaptı. Tanık N.B. ifadesinde, “Ben sanıklardan H.A.’yı tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum. Çevremden gemi kaptanı arandığını duydum. Telefonla aradılar ancak kimin aradığını bilmiyorum. Zeynep Es isimli Amerikan bayraklı teknenin Datça Limanı’ndan Yeşilköy’e getirileceği söylendi. İsminin H.A. olduğunu söyleyen şahısla görüştüm. Gemiyi götürme konusunda 2 bin TL ücrete anlaştık. H.A. bana teknenin Göcek’ten geldiğini, yolda hasar gördüğünü bu nedenle diğer kaptanın ayrıldığını söyledi. Yolculuk sırasında H.A. hep yanımdaydı, başka kimse yoktu. Bu yatın normalde kapasitesi 15, maksimum 20 kişiliktir. Yeşilköy’e varınca H.A. bana bin 600 TL para verdi. Ben buradan ayrıldım" dedi.
"Tekne yürür vaziyetteydi ancak bakıma ihtiyacı vardı"
Şüpheli ile başka bir irtibatının olmadığını iddia eden N.B., "Daha sonra kendisiyle veya yatla ilgili hiçbir iletişimimiz olmadı. H.A. ben yatı Yeşilköy’e götürdükten sonra Kefken’e götürmemi teklif etti. Bende, ‘Buraya kadar anlaştık, devam edemem’ diyerek teklifini kabul etmedim. İstanbul’daki kaptan çevremi arayarak yata bir kaptan buldum. Tekne yürür vaziyetteydi ancak bakıma ihtiyacı vardı. Geldiğimiz zamanda Tekirdağ’da makine arızası oldu. Arızayı orada giderdik. Kefken’e de kış bakımı için geminin gideceğini H.A. bana söyledi. Yolculuk sırasında H.A. telefonla birisiyle görüştü benim yanımda kimseyle görüşmedi. Yol güzergahı üzerinde ihtiyaç olduğunda yakıt aldık. 6-7 bin TL’lik yakıt aldık, ücretlerini H.A. ödedi” dedi.
Dava ertelendi
Daha sonra söz alan sanıklardan H.A. ise batan tekneye Manavgat Sultan Tershanesi’nde 120 bin TL'ye bakım yapıldığını söyledi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti bilir kişilerden oluşturulan ekip tarafından teknenin niteliğinin, olay tarihinde hava ve deniz koşullarının, gidilmesi planlanan mesafenin, göçmen sayısının öğrenilip rapor edilmesi gerekçesiyle duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Duruşmada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Kübra Topçuoğlu
