GÜNDEM - 20 Haziran 2019 Perşembe 10:39

3 yaşındaki çocuğu darp edilip devlet korumasına alınan babanın çaresizliği

A
A
A
3 yaşındaki çocuğu darp edilip devlet korumasına alınan babanın çaresizliği

Antalya’da yaşayan Murat Tuncay, Muğla’nın Datça ilçesinde eski eşi ve birlikte yaşadığı kişinin fiziksel şiddeti sebebiyle alınıp çocuk sığınma evinde devlet koruması altına verilen 3 yaşındaki oğlunun velayetinin kendisine verilmesini istedi. Baba Tuncay, sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

6 gün önce Muğla'nın Datça ilçesinde, 3 yaşındaki çocuğuna fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilen annesi A.K. ile birlikte yaşadığı erkek arkadaşı E.D., jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılmıştı. B.T. ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı çocuk sığınma evinde koruma altına alındı.

Antalya’da yaşayan baba Murat Tuncay ise oğlunun şiddete maruz kaldığını sosyal medya üzerinden öğrendi. Hemen Datça’ya giden baba Tuncay, çocuğunu sığınma evinde ziyaret etti ve velayetin kendisine verilmesi için dava açtı.

"Boşandık"

31 yaşındaki Murat Tuncay, 6 yıl önce eşi ile birbirlerini sevdiklerini ve kaçarak evlendiklerini hatırlattı. Daha sonra Antalya’ya taşındıklarını dile getiren Tuncay, “Geçimsizlik nedeniyle 1.5 yaşındaki oğlumdan ayrılmak zorunda kaldım. Eşim Muğla’ya ailesinin yanına döndü. Geçtiğimiz ekim ayında boşandık. Bende burada bir şoförlüğü bırakarak bir belediyede temizlik işlerinde çalışmaya başladım. Yeni bir hayat kurdum” dedi.

"Sosyal medyada gördü"

Çocuğunun yüzündeki morlukları sosyal medya aracılığıyla fark ettiğinin söyleyen Tuncay, “Çocuğumu o halde görünce şok oldum. Yüzü morluk içindeydi. Eski eşimin babasına durumu sordum. Eski eşimin birlikte yaşadığı E.D.’ye aradım bana, 'Yok birader merdivenlerden düştü' dedi. Ama inanmadım işyerimden izin alıp Muğla Datça Hızırşah Mahallesi’ne gittim. Muhtarı buldum. Muhtardan olayı öğrendim. Muhtar ve köylüler çocuğuma sahip çıkmış Allah razı olsun” diye konuştu.
Tuncay, çocuğunun hem babası hem annesi olmasına rağmen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Muğla Çocuk Sığınma Evi’nde koruma altına alınmasından büyük üzüntü duyduğunu belirtti.

"Velayeti istiyor"

Ortada bir darp olayı olduğu için çocuğunu sığınma evinde kendisine gösterilmediğini ileri süren Murat Tuncay, “Çocuğumun babası olduğunu kanıtlamak için araya insanlar soktum. Yardımlarla oğlumu 7 dakika görebildim. Oğlumun yine gözlerinde morluklar vardı. Oğlumun, ‘Babacım gelmiş’ dediği anı hiçbir zaman unutmayacağım. Çocuğumun velayetini almak için davamı açtım. Çocuğumun tarafıma verilmesini istiyorum. Darp eden kişilerin de cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu.

Eski eşinin E.D. tarafından baskı altında tutulduğunu öne süren Murat Tuncay, bu nedenle ifadelerinde çelişki olduğunu söyledi. Çocuğunun sahipsiz olmadığının altını çizen Tuncay, tek isteğinin 7 aydır göremediğini çocuğuna kavuşmak olduğunu kaydetti. Tuncay, ilk duruşmada çocuğunun kendisine verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Cep telefonuna yansıyan görüntülerde küçük çocuğun seni kim dövdü sorusuna, "Baba dövdü, anne dövdü" diye cevap verdiği görüldü.  

İsa Akar-Cem Denny Ekici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da pişkin müşteriler kamerada: Sigara içirmeyince ücretini ödemeyip kaçtılar Güngören’den Mecidiyeköy’e gitmek için taksiye binen üç kişi, sürücünün araçta sigara içilmesine izin vermemesinin ardından ücreti ödemeden araçtan indi. Taksi sürücüsünün, “90 liramı verir misin?” sözlerine karşılık yolcu, “Benim param yok. Git, onlardan al. Paramla beni rehin mi alacaksın” şeklinde pişkin bir cevap verdi. Yaşanan tartışmayı taksi sürücüsü cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Güngören Merter’de dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda taksi sürücüsü İsa Ünver, yol kenarında kendisini durduran üç kişiyi aracına aldı. Şişli Mecidiyeköy’e gitmek için yola çıkan takside yolcular, bir anda sigara içmek istediklerini belirtti. “Paramla beni rehin mi alacaksın?” Ünver’in aracının içinde sigara içilmesine izin vermemesinin ardından yolcular ile sürücü arasında tartışma çıktı. Bunun üzerine araçtan inen yolcular, 90 liralık taksimetre ücretini ödemek istemedi. Ünver’in, “90 liramı verir misin” sorusuna, “Paramla beni rehin mi alacaksın? Benim param yok, git onlardan al” diyerek cevap veren pişkin yolcular ücreti ödemeden araçtan ayrıldı. O anlar taksi sürücüsünün cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi. Kaydedildiğini gören şahıs ise “Hem beni sosyal medyaya atacaksın hem de para isteyeceksin” diyerek uzaklaştı. “Sen niye karışıyorsun?’ diyerek araçtan ineceklerini söylediler” Taksi sürücüsü İsa Ünver ise, “Bugün E-5’te ilerlerken bir arkadaş Merter’de beni durdurdu. Kendisiyle birlikte iki tane de kadın bindi. Bana Mecidiyeköy’e gideceklerini söylediler. Kavşaktan dönüp Mecidiyeköy istikametine bağlanacağım esnada araçta sigara içmek istediler. Araçta sigara içmenin yasak olduğunu ve buna izin veremeyeceğimi bildirdim. Arkadaş bunun üzerine söylenmeye başladı. ‘Biz içiyoruz, kimse karışmıyor. Sen niye karışıyorsun? diyerek araçtan ineceklerini söylediler. İndirmek için müsait bir yere yanaştım. 90 liralık taksimetre ücretine itiraz ettiler” dedi.
İstanbul Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ayda içinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. Ehliyetsiz olduğu ve boş viteste seyrettiği iddia edilen sürücü, aracının kontrolünü kaybedince kısa süre önce tadilatı biten eve daldı. Ölen ya da yaralının olmadığı kazada evde bir kez daha hasar oluşurken, dehşet anları kameralara yansıdı. Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ay içerisinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. O dairede yaşaya Selver Yaprak ise 23 Nisan sabahı uyandıktan kısa süre sonra dışarıdan gelen çarpma sesiyle dışarı koştu. Saat 06.30 sıralarında 34 GAV 509 plakalı otomobiliyle dik bir yokuştan inen Erten Çayir (58), aracın kontrolünü kaybedince Selver Yaprak’ın yaşadığı eve çarpmıştı. Yaprak, gördüğü manzara karşısında şaşkınına döndü. Pencere demirlerinin daha büyük bir kazanın önüne geçtiği olayda yaralanan olmazken otomobil sürücüsü ve mahalleli büyük bir panik yaşadı. Eve çarpan Çayir, büyük bir şok yaşadı. İddiaya göre ehliyetsiz olan sürücünün yardımına koşan vatandaşlar, onu sakinleştirmeye çalıştı. Kazanın sabah erken saatlerde olması sebebiyle sokakta kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Dehşet anları kameraya yansıdı Dehşet anları ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde, Erten Çayir’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracın, Selver Yaprak’ın evine daldığı görülüyor. “3 ayda üçüncü kaza” 3 ay içerisinde evine 3 araç daldığını söyleyen Selver Yaprak, “Yine aynı şey, yine aynı kaza bir ay önce de olmuştu. Bu sabah yine bir gürültüyle uyandık. O saatte ben uyuyordum, kazadan 10 dakika önce su içmeye kalkmıştım. Yine yokuştan inen araba girdi bu 3 ayda üçüncü kaza. 1 ay önce olan kazanın masrafının ödemesini dün aldık bugün yine araba girdi. Kazanın ardından ben dışarı çıktığımda sürücü şoktaydı. Komşumuz sakinleştirmeye çalışıp su vermiş. Sabah saat 6 gibi bana sütçü geldi kaza olduğunda uyanıktım. Yine demirler değişecek, camlar değişecek” diye konuştu. “Deprem oldu sandık ama bu kazalara alıştık” Bu kazalarının toplamda 6 kere yaşandığı söyleyen apartmanın 30 yıldır yöneticisi olan Coşkun Ökol, “Bu apartmanda 60 yıldır yaşıyorum. 30 yıldır da yöneticisiyim. Bu yaşadığımız olay 3 ayda 3 kez oldu. Benim çocukluğumdan bu yana da 3 kez daha olmuştu. Bu olayı 6 kez yaşadık. Önlem alınmıyor, buraya iki tane baba koymakla önlem alındı zannediliyor. Bu yokuşa hız kesici koydular, 2 tane koydular ama az. Arabalar yine vites boşta iniyorlar, yine hızlı geliyorlar ve apartmanın içine giriyorlar. Buna engel olamıyoruz, çözüm bulunması lazım. Yokuş iniş değil çıkış yapılabilir, hız kesici sayısı artırılabilir, buraya çelik halat konulabilir. Sabahın altısında deprem oluyor zannettik. Burada trajikomik bir durum var. Biz buna alışıyoruz, depremde bile korkmayacağız bu gidişle. Sokağın kalabalık olduğu bir anda bu kazanın sonu ölümdür. Yokuş dik ve boş viteste gelen bir arabayı durdurmak imkansız. Şoförün ehliyeti yoktu, suçunu kabul ediyor. Sonrasında el frenine asıldım ama durduramadım diyor. Boş viteste indikten sonra bir değil iki tane el freni çeksen ne olur. Birinci viteste inse hiç böyle sorunlar olmayacak” dedi