GÜNDEM - 14 Eylül 2019 Cumartesi 10:20

4 yaşındaki çocuğun hiperaktif gerekçesiyle anaokulundan atıldığı iddiası

A
A
A
4 yaşındaki çocuğun hiperaktif gerekçesiyle anaokulundan atıldığı iddiası

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde Fatih ve Belgin Atik’in 4 yaşındaki oğlu Çınar Taha Atik’in hiperaktif olduğu gerekçesiyle anaokulundan atıldığı öne sürüldü. Özel anakoulunda yaşanan olayla ilgili konuşan anne Belgin Atik, “Çocuğumu istenmeyen çocuk ilan ettiler” dedi.

Olay geçtiğimiz gün Lüleburgaz Kurtuluş Mahallesi’ndeki özel bir anaokulunda meydana geldi. İddiaya göre, 2 Eylül’de anaokuluna başlayan 4 yaşındaki Çınar Taha Atik bir süre sonra hiperaktif olduğu gerekçesiyle okuldan çıkartılmak istendi. Konuyla ilgili olarak aileyle görüşen okul yönetiminin Çınar Taha’nın okulda yerinde durmadığı, öğretmenlerini dinlemediği ve çok hareketli olduğu gerekçesiyle psikolog desteği alması ve bu süre içinde okula gelmemesi bildirildi. Bunun üzerine okul yönetimi Çınar Taha’nın sözleşmesini feshedip aileye de yaptığı ödemeyi iade etti.

Anneden tepki

Anne Belgin Atik, yaşadıkları duruma tepki göstererek, “2 Eylül itibariyle hafta içi 5 gün boyunca okula gitti. O ilk hafta uyum süreci olduğu için 1.5 saat boyunca bizimle durdular. Sonraki pazartesi günü tam olarak başladılar. Saat 13.30’dan 18.00’a kadar okulda kaldılar. Okula tek başladığı gece öğretmeni beni telefonla arayarak, ‘Çınar Taha durmuyor. Dikkat dağıtıyor. Arkadaşlarıyla iletişim kurmuyor. Boyama yapmak istemiyor. İlgilenmemi istiyor sürekli’ dedi. Ben de ‘Tamam öğretmenim. Benim çocuğum öyle bir çocuk. Hiperaktif’ dedim. Ona karşı biraz kuralcı olunmasının gerekli olduğunu söyledim. Biz evde öyle uyguladığımızı söyledim” diye konuştu.

“Kararlarını vermişler”

Okul müdürü ile Çınar Taha için görüşme yaptığını söyleyen Atik, “Bana ‘Hep beraber oturalım, ne yapacağımıza karar verelim’ dediler. Ertesi gün görüşmeye gittim. Ancak onlar bazı şeylere zaten kararını vermişler. Müdire hanımla oturduk, konuştuk” dedi.

Yerinde durmuyor gerekçesi

Atik konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bize destek almamız gerektiğini, çocuğumun yemekhanede yemeğini yemediğini, terliklerini sürekli çıkardığını, arkadaşlarının dikkatini dağıttığını söylediler. Ben de defalarca yemekhaneye götürmelerine gerek olmadığını söyledim. ‘Ama aç kalacak’ dediler. Zaten onlar kararını vermişti. Biz öyle bir konuşma yaptık. Destek alın dediler. Destek alması gerektiğini, destek alınmazsa toplumdan dışlanabileceğini söylediler. Ben o gün çocuğumu saat 17.30’da aldım. Bir daha da göndermedim. İrtibatımızı kestik”. Anne Atik, çocukları minik Taha’nın da bu durumdan psikolojisinin etkilendiğini söyleyerek, “Benim çocuğum istenmeyen çocuk ilan edildi. Çevremde insanlar ‘Niye çocuğunu göndermiyorsun’ diye soru soruyor. Oğlum Çınar da bana ‘Bana ceza verdiler. Cezalıyım. Okula gitmeyeceğim’ diyor’ diye konuştu.

Pedagogun onayı var

Atik okul yönetiminin Çınar Taha’nın başka uzmanlara da gösterilmesi gerektiğini söylediğini belirterek, “Biz zaten çocuğumuzu pedagoga götürüyoruz. Çocuğumuz pedagog kontrolü altında. Biz doktorumuzun söylediği her şeyi uyguluyoruz. Okul döneminin bize zorlu geçeceğini söyledi ama şanssızlığımız öğretmenimiz oldu. Pedagog okula gidebileceğini, okul döneminin zorlu geçebileceğini, oğluma karşı kuralcı olunması gerektiğini söyledi. Ben de bunları öğretmenine ilettim zaten. Pek uğraşmak istemediler açıkçası. Oturup mum gibi dinleyen çocuk bekliyorlar. Şanssızlık yaşadık” şeklinde konuştu.

Okula gitmek istiyor

Minik Taha da okula gidemediği için üzüldüğünü söyleyerek, “Okula gitmek istiyorum. Okula göndermediler. Çünkü olmadı” dedi.

Okul yönetiminden yalanlama

Tüm bunların yanı sıra konuyla ilgili olarak ulaşılan anaokulu yetkilisi iddiaların asılsız olduğunu ve aileyle anlaşarak ayrıldıklarını söyledi. Yetkili, aileyle birlikte görüşme yapıldığını ve Çınar Taha’nın hiperaktivitesi olduğu için bir uzman doktora götürülmesi gerektiğini belirtti. Okul yetkilisi ayrıca konuyla ilgili aileyle sözleşme de yapıldığını ve sözleşmenin ilgili maddesince çocuğun gerekli görülen durumlarda yönlendirilebileceğini belirtti. Öte yandan okul yetkilisi, uzmanların yönlendirmeleri sonucunda Çınar Taha’nın okula dönüşünde sorun olmadığı bildirilirse aileye kapılarının açık olduğunu ve minik Çınar’ın okula dönebileceğini söyledi.

Tansu Edip Gökbudak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.