GÜNDEM - 11 Aralık 2018 Salı 13:20

4 Bakan'dan ortak açıklama! 5. Reform Eylem Grubu Toplantısı'nda önemli mesajlar

A
A
A
4 Bakan'dan ortak açıklama! 5. Reform Eylem Grubu Toplantısı'nda önemli mesajlar

Reform Eylem Grubu’nun 5. toplantısı, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün ev sahipliğinde Avrupa Birliği Başkanlığı koordinasyonunda, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımları ile Ankara Hakimevi’nde gerçekleştirildi. Toplantının hemen ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

4 Bakan, 5. Reform Eylem Grubu Toplantısı'nda ortak basın açıklaması yaptı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, toplantı ile bundan sonraki hedefleri ve planları gözden geçirdiklerini, reform iradesini bir kez daha teyit ettiklerini söyledi.

Vize serbestisi ve ilgili sürecin de ele alındığını, yapılabilecek tüm adımların tek tek değerlendirildiğini belirtti. "Siyasi nedenlerle kesintiye uğrayan 23. ve 24. fasıllardaki ilerleme arzumuz gayet açık ve nettir" diyen Gül, vatandaşların hayatını kolaylaştıran, hukuk devleti vasfını tahkim eden reform anlayışının sürdürüleceğini vurguladı.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin güncellenmesi konusunda önemli mesafeler kat edildiğinin altını çizen Gül, "İlk çeyrekte bunu kamuoyuna ve uluslararası topluma açıklamayı hedefliyoruz. Temel yaklaşımımız güven veren adalet tesis etmek ve bunu gerçekleştirmek" diye konuştu.
Bakan Gül, bir sonraki toplantının Hazine ve Maliye Bakanlığı ev sahipliğinde 2019'un ilk yarısında gerçekleştirileceğini söyledi.  

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak

Ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, 3,5 ay önce çok verimli toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, “3,5 ay öncesinden bugüne kadar özellikle bizim sorumlu olduğumuz alanda muhatap bakanlarla özellikle G20 toplantıları özelinde verimli ve önemli görüşmeleriniz oldu. Özellikle ekonominin her alanında Türkiye'nin en önemli en büyük ticari partneri olan Avrupa Birliği ile işbirliğimizi sadece bu süreçte değil bundan sonraki süreçte de daha güçlendirerek önemli adımlarla daha ileri noktaya taşımaya gayret ediyoruz. Nitekim bu işbirliği ne kadar güçlü olursa Avrupa Birliği'nin ekonomik durumu ve Türkiye ile işbirliği bu anlamda kazan kazana dayalı ne kadar güçlü olursa bu açıdan dünya ekonomisi noktasında da gayet olumlu bir süreci ortaya koyacak” ifadelerini kullandı.

“Türkiye olarak biz yapıcı ve pozitif adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz” 

Son büyüme rakamlarının açıklandığını kaydeden Albayrak, “Yaşanılan tüm bu tarihi kur saldırısına rağmen küresel finansal piyasalardaki sert düşüşlere ve sıkıntılı iklime rağmen bir önceki yılın 3. çeyreğinde ki çok büyük ve yüksek büyüme rakamına rağmen, malumunuz Avrupa Birliği ve birçok ülkesindeki yavaş büyüme rakamlarına rağmen Türkiye pozitif bir büyüme ile üçüncü çeyrekte de çok önemli bir performans sergiledi. Euro bölgesinde malum gerek Brexit gerek İtalya süreçleri özellikle Euro bölgesindeki birlik olgusuna ve ekonomik istikrara yönelik risk algısının artması süreci şu geçtiğimiz ve yaşadığımız süreçlerin ehemmiyetinin bir kez daha altının dikkatle çizilmesini ortaya koyuyor. Bu noktada Türkiye ve Avrupa Birliği'nin ekonomik anlamda işbirliği belki de her zamankinden çok daha fazla birbirlerine olan ihtiyacını ortaya koyuyor. Bu çerçevede Türkiye olarak biz yapıcı ve pozitif adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin Avrupa Birliği ilişkisindeki ekonomi alanında malumunuz bugüne kadar iki kere gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantılarının 2016'da birincisi Türkiye'deydi, ikincisi geçtiğimiz yıl Aralık ayında 2017'de Mehmet Şimşek Bakanımızın döneminde Brüksel'de gerçekleşmişti ve üçüncüsünü gerçekleştirme noktasında Şubat ayında mutabık kaldık ve her ne kadar Mayıs ayında Avrupa parlamentosu seçimleri gerçekleşse de öncesinde bu kararlılığı karşılıklı sergileme noktasında mutabık kaldık ve bu noktada sadece bakanlar düzeyinde değil, karşılıklı iş çevrelerinin de bir araya getirilmesi ile hedeflenen yapısal reformlar ve sağlıklı ve sürdürülebilir karşılıklı gelişme ve büyüme noktasında atılacak adımlar noktasında da önemli fikir teatileri ortaya konulacak” şeklinde konuştu. Bakan Albayrak, konuşmasına şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği ile işbirliğini artırmak ve dayanışmayı güçlendirme çerçevesi içerisinde bizim için şu dönemdeki en önemli konulardan bir tanesi geçtiğimiz aylarda yoğun diplomasisini yürüttüğümüz Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusu hepinizin malumu. Bu anlamda sadece AB düzeyinde değil Avrupa Birliği'ndeki bu konuyu domine eden baş ekonomilerden sayacağımız gerek Almanya gerek Fransa özelinde de çok yoğun diplomasi muhatap bakanlarımız sürecinde de kaşıklı yürütmeye devam ediyoruz. Çünkü bu konu özellikle bugünlerde artan küresel korumacılık ki G20 toplantılar vesilesiyle bu konu malesef değişen ekosistemin küresel manada oluşturduğu riskler özelinde birçok ülke açısından her geçen gün çok daha net ve sert bir şekilde gündeme getirdiği bir atmosfer ile karşı karşıya bırakıyor dünya ekonomilerini. Bu noktada Türkiye- AB sadece Gümrük Birliği güncellemesi özelinde değil bu ekosistemin ekonomik işbirliğinin gelişmesi bu açıdan da işbirlikleri noktasında yeni küresel sisteme önemli bir mesaj verecek ve bu güncelleme süreci ekonomik manada ki gelişime kaldıraç görevi noktasında önemli bir adım ortaya koyacak.”

“Yıl sonu inşallah 30 milyar doların bile altında bir rakamla çok daha pozitif bir netice ortaya koyacağımızın sinyallerini almaya başladık” 

Açıklanan cari rakamlarına değinen Albayrak, “Ağustos ve Eylül'de devam eden bu sürecin Ekim ayı itibariyle geçtiğimiz 2 aydan çok daha güçlü bir rakamla bu sürecin bu dengelenme adını koyduğumuz sürecinin çok daha güçlü bir şekilde rekor düzeyde 2.77 milyar dolarlık bir cari fazla ile tüm zamanların rekorunu kırarak, bu sürecin ne kadar güçlü bir dengelenme süreci olarak ekonomi politikalarında attığımız adımlarla sağlam bir şekilde ilerlediğinin altını çok net bir şekilde çiziyor. Bugün dünden yarın da bugünden daha iyi olacak. Bu süreç Türkiye'nin güçlü pozitif ekonomik anlamdaki ortaya çıkan datalar ve attığı adımlarla ilgili süreç, Türkiye'yi her geçen gün daha da iyi ve olumlu ayrıştırmaya devam edecek. Bugün baktığımızda gerek Kasım ve bu ay itibarıyla Aralık öncü rakamlarına baktığımızda bu dengelenme sürecinin sadece Ağustos Eylül Ekim de rekorları kırarak pozitif bir şekilde gelişmesini değil Kasım ve Aralık aylarında da çok daha güçlü neticelere gebe olduğunu, bu dengelenme sürecinin çok daha iyi bir noktaya gittiğini bize işaret ediyor. Yeni ekonomi programı vesilesiyle Eylül ayında açıkladığımız çerçeve program noktasında baktığımızda özellikle cari açıkta koyduğumuz hedef de çok daha iyi bir performans sergileyeceğimiz kuvvetle muhtemel. Yıl sonu inşallah 30 milyar doların bile altında bir rakamla çok daha pozitif bir netice ortaya koyacağımızın sinyallerini almaya başladık” değerlendirmesinde bulundu. 

“Finansman tarafına baktığımızda gerek bankalar gerek firmalarımız dış borç yenileme konusunda her geçen gün çok daha başarılı neticeler aldığı performanslar aldığı bilgilerle güncellemeler ile karşı karşıyayız” diyen Albayrak, “Hazine tarafındaki başarılı ihraçlar net döviz rezervi noktasında artışın çok daha güçlü bir şekilde seyrettiğini ortaya koyuyor. Cari denge gelişmelerinin öncü göstergeleri bu anlamdaki olumlu sonuçları ortaya koyuyor. Tüm bu noktada çok daha güzel gelişmelere gebe bir sürecin ortaya çıkacağını görebiliriz” ifadelerini kullandı. 

Dün Meclis Genel Kurulu'ndaki bütçe maratonunun başladığını hatırlatan Albayrak, şöyle konuştu:
“2019 yılı bütçesinin en önemli maddesi tasarruf bütçesi, verimlilik bütçesi ve 2019'da Türkiye'nin dengeli bir büyüme ile yeni bir değişim ve dönüşümün ruhunun ilk adımı olması insiyatifini ortaya koyması. Bu noktada baktığımızda inşallah Aralık ayında da göstereceğimiz olumlu bir performansın devamı ile birlikte 2018 sonu itibariyle ortaya koyduğunuz enflasyon cari denge ve büyüme noktasında baktığımızda hakikaten 2018 yılı sonu itibariyle koyduğumuz yeni ekonomi program hedeflerinden çok daha pozitif neticeleri ortaya koyacağız. Gerek para politikasında, gerek mali disiplin noktasında 2018'i böyle kaparken 2019'da aynı güçlü ve kararlı duruşla ,Avrupa Birliği ilişkilerimize dayalı ekonomik işbirliğinin Gümrük Birliği güncellemesi olsun iktisadi hayattaki faaliyetlerin çok daha güçlü bir şekilde konsolide olması noktasında olsun inşallah çok daha pozitif adımların atıldığı kararlı bir 2019'a gireceğiz.”

“28 Şubat gibi İstanbul'da İnşallah 3.Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısını gerçekleştirmeyi düşünüyoruz” 

Türkiye- AB arasındaki Yüksek Düzeyli Ekonomik toplantısının Şubat ayında hangi tarihte yapılacağının ve toplantının gündeminde hangi başlıkların olacağı ile Gümrük Birliğinde yakın bir zamanda somut bir adım görülüp görülmeyeceği sorusu üzerine Bakan Albayrak, “Geçtiğimiz yıl Aralık ayı itibariyle Türkiye-AB ilişkilerinde ki iklim ile bugün içinde olduğumuz iklim aynı noktada değil. İlişkiler değişebiliyor. 28 Şubat gibi İstanbul'da İnşallah 3.Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısını gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Tabii burada esas nokta şu, özellikle dünyada ticaret işbirlikleri bugün Amerika ile Çin arasında yaşanan Amerika'yla NAFTA özelinde Kanada ve Meksika'nın yaşadığı dünyadaki yeni ticaret düzenine dayalı ülkelerin gerek konvansiyonel ticari işbirlikleri konusunda gerek karşılıklı ekonomik ve ticari iş birlikleri konusunda çok daha farklı ve dinamik bir döneme girdiğine şahit oluyoruz. Türkiye olarak bizim Avrupa Birliği ile Gümrük konusundaki geçmişimiz neredeyse çeyrek asıra dayanıyor. Bu çerçevede Türkiye'de bu konuda çok büyük şeyler öğrendi. Ticaret, rekabet, özel sektörün kendini geliştirmesi ve bölgesel ve küresel ticarette ve Türk reel sektörünün bu anlamda rekabetçi bir küresel oyuncu olması noktasında önemli kazanımları oldu. Türkiye'nin mevcut istihdam gücü genç nüfusu ve yetişmiş insan kaynağı üzerinde bugün yaş ortalaması 48-49’ u bulmuş bir Avrupa Birliği var. 29 -30’unda orta sınıfı güçlü bir şekilde bel kemiğini oluşturmasının ötesinde bundan daha da önemlisi yetişmiş insan kaynağı ile ülkesine ve bölgesine ve Avrupa Birliği’ne işbirliği açısından çok daha geniş bir fırsat yelpazesi ortaya koyan bir Türkiye ekonomisi var. Gümrük Birliği bugün itibariyle geçtiğimiz yıldan Türkiye-AB ilişkileri açısından güncelleme noktasında çok daha ümit vaat eden bir müzakere sürecini ortaya koyuyor bizim tarafımızdan. Bu süreçte karşılıklı kazan kazan iletişimini ortaya koyarak,biz diyoruz ki ‘hiçbir ticari işbirliği tek tarafın menfaatini gözettiği sürece sürdürülebilir değildir.’ Böyle olduğu için zaten Türkiye'nin ekonomik İşbirliği bu noktada ortaya koyduğu ittifakların hepsi bu noktadaki tüm paydaşlara kazanım ortaya koyduğundan dolayı bu noktaya taşıdı. Ekonomimizin büyümesinden tutun ihracatımızın sadece ülke çeşitliliği değil sektör çeşitleri değil ürün çeşitliliği değil birçok alanda Türkiye’yi bu noktaya taşıdı.Bu noktadaki taleplerimizi karşılıklı kazan kazan çerçevesi içerisinde ki taleplerimizi 28 Şubat'taki toplantı da çok daha güçlü dile getireceğiz” açıklamasında bulundu.

“Biz tam saha markaja prese devam edeceğiz” 

Bakan Albayrak, şöyle devam etti:
“Bunun ötesinde bugün Avrupa'da içinden geçtiği ekonomik ve siyasi sıkıntı vesilesiyle yaşanan birçok hususla ilgili Türkiye olarak bizler Türk firmaları olarak bizler Avrupa Birliği özelindeki birçok ülkedeki birçok sektördeki birçok firma noktasında da Türkiye özelinde de birçok fırsatı ortaya koyan bir çerçevede çok daha etkin yeni işbirliği ve alanlarını satın almalar düzeyinde olabilir, ortaklıklar düzeyinde olabilir, üçüncü ülkelerde ortak yatırımlarla iki ülke ekonomisini iki coğrafyanın birleşmesiyle, çünkü Türkiye Avrasya hinterlandında 4 saatlik uçuş mesafesinde dünya ekonomisinin ve nüfusunun üçte birine hitap eden kalbi dediğimiz bu coğrafyanın en kritik ülkesi. Türkiye çeyrek asırdır AB ilişkilerine çok beklenenin de üzerinde çok büyük bir katkı yaptı. Türkiye'de kazandığı bu noktada daha da devam edecek. Bu dediğimiz karşılıklı ilişkide karşı dediğiniz muhatabın siyasi iradesinin güçlü duruşunun istikrarının da önemi var. Bugün Avrupa Birliği gerek son aylarda yaşanılan süreçler maalesef Avrupa'nın ekonomik istikrarına da siyasi istikrarına da maalesef olumsuz yönde etki eden gelişmeler, Mayıs ayında gerçekleşecek olan parlamento seçimlerinin oluşturduğu ekonomik iklim, siyasi iklim bu noktadaki farklı kararsızlıklar tabii ki önümüzdeki sürecin handikapları olarak yer alıyor. Ben hep onu söylüyorum. Biz tam saha markaja prese devam edeceğiz. Sonuna kadar Türkiye’yi ekonomisini, toplumumuzun ve insanımızın refah düzeyini daha ileriye taşımak için çalışmaya devam edeceğiz.”  

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu

Ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada Bakan Soylu, “Önümüzde 7 kriter vardı ve bunlarla ilgili çalışmaları da 4. ile 5. arası gerçekleştirmeye çalıştık. Bugünkü toplantıda da önümüzdeki süreçteki hepimizin ne tür çalışmalar yapabileceği konusundaki değerlendirmeleri birlikte yapmış olduk. 7 kriterden birisi olan yeni nesil pasaportlar konusunda 2 Nisan'da başladığımız süreçte 1 milyon 200 bin yeni nesil pasaportu vatandaşlarımızla buluşturduk ve hızlı bir şekilde de bunu devam ettiriyoruz. Bu konudaki kriter sayısı da böylece 6’ya düşmüş oldu” ifadelerini kullandı.

“Vize serbestisi onaylandığı andan itibaren geri kabulde çok net bir şekilde tarafımızca ve taraflarca kabul edilmiş olacaktır” 

Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim önemli meselelerimizden bir tanesi olan Europol ile operasyonel işbirliği elbetteki ülkemiz açısından önemli, Avrupa için de önemli ama burada kişisel verileri koruma ile ilgili ortak bir değerlendirmeyi, ortak bir iradeyi ortaya koymamız gerekir. Ancak bunu ortak bir iradeyi ortaya koyduktan sonra bu adımı birlikte ve eşanlı anlatabilmenin mümkün olduğu nettir. Üçüncüsü özellikle geri kabul konusudur ki geri kabul konusunda vize serbestisi ile eşanlı olarak ortaya çıkacaktır. Aslında orada herhangi bir problem söz konusu değildir. Vize serbestisi onaylandığı andan itibaren geri kabulde çok net bir şekilde tarafımızca ve taraflarca kabul edilmiş olacaktır.”

“Düzensiz göç engellenemeyecek bir noktaya gelmiştir bütün Avrupa ve bütün dünya için” 

“Türkiye 18 Mart mutabakatı konusundaki bütün şartlara harfiyen uymuş bir ülkedir” diyen Soylu, “Ancak muhataplarımız yani 18 Mart mutabakatını birlikte imzaladığımız kararlaştırdığımız muhataplarımız konusunda bu kadar iyimser olamayacağımızı ifade etmek isterim. Sadece 2015’ten bugüne kadar yüzde 97 karşı tarafa düzensiz göç azalmıştır. Bu Türkiye'nin başarısıdır. Türkiye bu başarıyı ortaya koymuştur. İnanıyorum ki 18 Mart mutabakatı konusunda Türkiye nasıl sorumluluğunu yerine getirmişse Avrupa Birliği de Avrupa tarafı da aynı şekilde sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Çünkü biz sadece göçle değil aynı zamanda terörde aynı zamanda da uyuşturucuda Avrupa açısından önleyici bir ülkeyiz. Avrupa açısından Türkiye bu konuda vazgeçilmez bir ülkedir. Avrupa'nın bu konuda Türkiye'ye karşı eli kuvvetli değildir. Özellikle Avrupa'nın bu konuda vermiş olduğu bir söz daha var. Bu sözünü yerine getirmesi gerekir. Gönüllü insani kabul programı. Düzensiz göç engellenemeyecek bir noktaya gelmiştir bütün Avrupa ve bütün dünya için. Burada bunu regüle etmek düzenlemek en temel yollardan bir tanesidir. Burada eğer ‘gönüllü insan iyi kabul programı’ düzensiz göç yapılan ülkelerden gerçekleştirilmez ve burada eşit bir paylaşım ortaya adil bir paylaşım ortaya konulmazsa bugün Avrupa'da yaşanan hükümet krizleri diğer bir takım kaoslar önümüzdeki günlerde artarak devam eder. Çünkü bu bir taraftan yabancı düşmanlığını körüklemekte, ırkçılığı yükseltmekte, diğer taraftan da makulü ve esas itibariyle siyaseti devre dışı bırakmaya yönelik sonuçlar oluşturmaktadır. Bu da bugün net bir şekilde Avrupa'da görülmektedir” açıklamasında bulundu.

“Milli Göç Strateji belgemiz bir sonraki toplantımıza hazır bir hale gelir” 

Soylu, şunları kaydetti:
“Bizim sorumluluk alanımızda bir tanesi olan milli göç stratejisi yani milli göç politikamız konusunda bizim de Göç Kurulumuz var. Geçen yıl ve bu yıl yaklaşık 5’incisini topladık. Önümüzdeki günlerde 6’ncısını toplayacağız. Geçen Kasım ayında yapmış olduğumuz toplantıda milli göç politikamız konusundaki çerçeveyi oluşturduk. Milli göç politikamız var fakat milli görüş politikamız kanunlarımızla, kurallarımızla, uygulamalarımızla ve ortaya koyduğumuz ilkelerle bir çerçeve içerisinde gidiyor ama onu temel bir çerçeve içerisine alacağımız ve dün de aslen bunu tahkim eden bir gelişme daha gerçekleşti. O da küresel göç mutabakatı yaklaşık 165 ülke bunu imzaladı ve bu konuda aslen bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bir kere daha dünya teyit etmiş oldu. O da 2019'un ilk yarısında Milli Göç Strateji belgemiz bir sonraki toplantımıza hazır bir hale gelir. Yani çerçevesi hazır bir hale gelir düşüncesindeyiz.”

“Elektronik sınır güvenliğimizi ve entegrasyonumuzu sağlayacak çok önemli bir çalışma başladı. Aselsan bu çalışmayı yürütüyor” 

Organize suçlarla mücadele eylem planının önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, “2016-2018'de bir eylem planı yaptık. Şimdi Ocak ayında ikinci eylem planı 2019-2021’i de onaylayarak buradaki sorumluluğumuzu da aynı şekilde yerine getireceğiz. Sınır güvenliğinde de yine son toplantıdan bugüne kadar önemli adımlar attık. Önemli adımlardan bir tanesi şu Batı ve Doğu sınır güvenliğimizi özellikle sınır entegrasyonu hem zeki hem dijital elektronik sınır güvenliğimizi ve entegrasyonumuzu sağlayacak çok önemli bir çalışma başladı. Aselsan bu çalışmayı yürütüyor. Onun dışında fiziki güvenlik sınır sistemlerimiz devam ediyor ve aynı zamanda sadece kendi içimizde değil İran, Bulgaristan, Yunanistan ve etrafımızdaki bütün ülkelerle mümkün olduğu ölçüler içerisinde sınır sistemleri konusunda önemli adımlar atıyor ve önemli işbirliği gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki toplantıya hem bu süreç içerisinde aldığımız ev ödevlerini çok daha iyi bir şekilde gerçekleştirerek buradaki toplantıya geleceğinizi teyit ediyorum” şeklinde konuştu.

“Terörle mücadele bizim elbette ki vazgeçilmezimizdir" 

Bir soru üzerine Bakan Soylu, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda büyük bir tecrübeye sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Terör, düzensiz göç, uyuşturucu ve sınıraşan suçlar, organize suçlar bu konuda Türkiye Avrupa Birliği için şunu ifade ediyor; Türkiye burada önleyici bir coğrafyada önleyici bir bölgede. İkincisi İngiltere’yi, Almanya’yı, Fransa’yı ve Avrupa'yı hepimiz izliyoruz ve uzun zamandan beri şikayet ettiğimiz meselelerin nasıl kendilerini de yorduğunu hep beraber görüyoruz. Bir taraftan İngiltere bir taraftan Almanya şu anda özellikle PKK konusunda arkadaşlarımız da burada biz de hemen hemen belirgin bir çizgiye yaklaşma eğiliminde. Peki neden? Çünkü içlerindeki bütün karışıklıklarda tüm çıban başılığını ortaya çıkaran bunlar. Her türlü meseleyi başka bir noktaya terörize etme konusunda başka bir noktaya taşıma iradesi de gösteren yine bunlar. Yani Avrupa herhalde şunu düşünecektir düşünüyordur da öyle zannediyorum. Güneyimizde bir Amerika gerçeği var, bir Suriye gerçeği var, bir Irak gerçeği var, bir PYD gerçeği var, bir DEAŞ gerçeği var. Herhalde Avrupa Birliği'nin sınırında böyle bir gerçek yok şu anda. Almanya'nın da böyle bir gerçeği yok, diğer ülkelerin de böyle gerçekleri söz konusu değil. Bu gerçekler varken ve Türkiye bu gerçeklerle mücadele ederken bu kadar da hakikaten tecrübeli bir sürece sahip olmuş iken elbette ki bu müzakerelerde bütün bunlar masada ortaya konulacaktır. Terörle mücadele bizim elbette ki vazgeçilmezimizdir. Biz terörle mücadelede önemli bir kazanım elde etmiş başarı elde etmiş durumda Türkiye. Bunu sağlarken de topyekun Türkiye Büyük Millet Meclisi milletimizin ta kendisi de bu konuda bu kanunu düşünürken tek düşünmeyin yani Kişisel Verileri Koruma Kanunu da bununla eşanlıdır, terörle mücadele bununla eşanlıdır. Europol bununla eşanlıdır. Böyle bir çerçeve içerisinde düşünün. Bu adımlar devam ediyor. Biz Avrupa'nın iyiliğini istiyoruz.”  

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

 

 Ankara Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, eylem grubunun kısa süre içerisinde yeniden gerçekleştirilmiş olmasını, Türkiye'yi normalleştirme ve reform sürecine olan bağlılığın göstergesi olarak yorumladı. Bir önceki toplantıda alınan kararların uygulanmasını ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, "Reformların yanında AB ile yürüttüğümüz süreçlerle ilgili hangi adımları attık ve neler yapacağız konularını değerlendirme fırsatı bulduk. Özellikle vize serbestisi ve terörle mücadele ve gümrük birliğinin güncellenmesi gibi birçok alanda atabileceğimiz adımları değerlendirdik. Reformlarımızla doğrudan ilgili olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde denetimden tekrar çıkmak için atmamız gereken adımları da değerlendirdik. 11 sene Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde görev yaptım, biz bunu hak etmiyoruz, oradaki tabloyu da görüyoruz. İdeolojilere kurban edilmiş bir meclis var. Avrupa'nın ortak değerlerini aşındırmaya başlayan bir kurum olmaya başladı. Yine bu mücadeleyi de birlikte sürdürerek denetimden çıkacağımıza inanıyorum" şeklinde konuştu. 

Çavuşoğlu, vize serbestisine ilişkin gelişmeleri de ele aldı. "Bizim vatandaşlarımız Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat etmeyi hak ediyor" diyen Çavuşoğlu, yeni pasaportların tanınmasıyla birlikte kriterlerin 6'ya düştüğünü aktardı.
Fransa'daki 'sarı yelekliler' olayına değinen Çavuşoğlu, "Avrupa'nın güvenliği bizim için de önemli" diye belirtti.

Cemal Kaşıkçı cinayeti

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, G20 marjında birçok mevkidaşıyla ortak başvuru yapma iradesi ortaya koyduklarını aktardı. Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'nin sergilediği tutumun tüm dünya tarafından takdir edildiğini belirten Çavuşoğlu, "Biz adalet istiyoruz, şeffaf bir soruşturma yürütüyoruz. Elde ettiğimiz belge ve delilleri paylaşıyoruz bunları Suudi Arabistan'la da paylaştık. Suudi Arabistan'dan cinayetin aydınlatılmasıyla ilgili bir çaba göremedik. Bazı taleplerimize de olumsuz cevap verdiler, reddedildi. Suudi Başsavcı hiçbir belge getirmedi. Sorumlular Türk kanunlarına göre soruşturulup yargılanması gerekiyor. Suudi Arabistan bu talebimize olumsuz cevap verdi. Kaşıkçı'nın cesedi ortada yok, yerel işbirlikçiler ortada yok. Uluslararası soruşturma talepleri gelmeye başladı. BM soruşturması için talep geldi. Ortak bir başvuru için irade koymaya karar verdik" şeklinde konuştu.
Suriye'nin kuzeyinin ve Fırat'ın doğusunun istikrara kavuşturulmasının tek bir yolunun olduğunu onun da Münbiç Yol Haritası'na uyulması olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Eğer ABD'nin kastı YPG'yi eğitmekse bu son derece yanlıştır ve bölgeye yapılan ihanettir. Biz buna göz yumamayız" mesajını verdi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise Reform Strateji Belgesi'ni 2019 yılının başlarında Ocak ayı gibi açıklamayı hedeflediklerini belirtti.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.