ÇEVRE - 28 Ocak 2021 Perşembe 08:43

500 yıl sonra pes etti

A
A
A
500 yıl sonra pes etti

Denizli’nin Çal ilçesinin başlıca simgelerinden olan ve hemen herkesin bir anısı bulunan 500 yıllık tarihi ardıç ağacı, 5 asırdır dayandığı türlü afetlerin ardından dün saatteki hızı 80 kilometreye ulaşan şiddetli fırtınaya yenildi.

Denizli’de etkili olan fırtına, yağmur ve kar yağışı, Çal ilçesini adeta savaş alanına çevirdi. Çal ilçesinde birçok noktada fırtınanın şiddeti ile açlar ya kökünden söküldü ya da ortadan ikiye bölündü.

Bunun yanı sıra birçok ahır ve evin çatısı uçtu. Yaşanan bu fırtına en çok Çal İlçesinin Bayıralan Mahallesinde yaşayanları üzdü. Bayıralan Mahallesi Türkmen Tepesi Erdinlendi mevkisinde bulunan 500 yıllık tarihi ardıç ağacı fırtınaya daha fazla dayanamayarak devrildi. Birçok Çallılıyı altında ağırlayan, piknik yapmasını sağlayan, türkülere ve kliplere konu olan o bölgede yaşayan hemen hemen herkesin bir anısı olan tarihi ağaç, fırtına ve kar yağışına 500 yıl boyunca direndi ama sonunda pes etti.

Çallılılar ve özellikle Bayıralanlılar için çok büyük bir öneme sahip olan bu tarihi ağacın fırtına sonrası ikiye bölünüp devrilmesi o bölgede yaşayan herkesi üzdü. Tarihi ağacın devrilmesiyle tüm anılar ve yaşanmışlıklarda devrilip gitti.

Murat Kocabaş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.