GÜNDEM - 21 Temmuz 2019 Pazar 12:36

6 yaşından beri baba mesleğini sürdürüyor

A
A
A
6 yaşından beri baba mesleğini sürdürüyor

Kayseri’de 30 yıldır baba mesleği olan ahşap el oymacılığıyla uğraşan Murat Koç, yaptığı eserlerle görenleri hayran bırakıyor.

Kendi iş yerinde baba mesleği olan ahşap el oymacılığını yapan 40 yaşındaki Murat Koç, 6 yaşından beri yaptığı işte geçen 30 yılda birbirinden güzel eserler üretti. Yaptıkları işin heyecan gerektirdiğini belirten Koç, bu işte son nesil olduklarını ve eğer çırak yetiştirilemezse el sanatlarında bazı mesleklerin yok olacağını belirtti.

6 yaşında babasının yanında görerek bu işe girdiğini ve ilkokulu bitirdikten hemen sonra mesleğe atıldığını anlatan Koç, “Bu bana babadan gelen bir meslek ve öyle gördüğüm için ilkokulu bitirdikten sonra bu mesleğe girdim. Şu anda 40 yaşındayım ve ortalama 30 yıldır bu mesleğin içindeyim.

Biz artık son nesiliz, artık çırak yetişmiyor meslekte. Sadece bizim mesleğimizde değil, bütün el sanatlarında yetişmiyor. Bu da ileride bu sanatların kaybolması demek. Buna bir an önce önlem alarak, üniversite öğrencilerine bizim gibi ustalardan ders verilirse çok iyi olur. Çırak girmeyince işe sadece bizim mesleğimiz değil bütün el becerisi isteyen meslekler sıkıntıya giriyor. Bu şekilde giderse zamanla bu sanatlar ölecek ve ölmemesi için bu duruma bir önlem almaları gerekiyor.

Biz meslekte son nesiliz şu anda. Biz mesleğimizi severek ve içten gelerek yapıyoruz ve bunu da genç nesillere aktarmak istiyoruz. Yaptığım işler o andaki psikolojiye bağlı oluyor. Mesela moralim çok güzel olursa 20-30 günde yaparım. Bu işler heyecanla yapılan işler olduğu için o anki heyecana bağlı. Yani eğitimin olacak, el becerin olacak, işi seveceksin ve heyecanın olacak” dedi.  

Eren Kan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.