EKONOMİ - 04 Haziran 2020 Perşembe 07:51

8 bin çiftçiye alım garantili destek

A
A
A
8 bin çiftçiye alım garantili destek

Kooperatiflerin çatısı altındaki çiftçilere sözleşmeli çalışma modeli ile verdikleri desteği bu yıl artırdıklarını belirten CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu “Türkiye’nin birçok bölgesinden sekiz bine yakın çiftçi ile çalışarak aylık ortalama 10 bin tona yakın yaş sebze-meyve alımı gerçekleştiriyoruz” dedi.

Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA’nın Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, koronavirüs salgınına rağmen yatırım planlarının değişmediğini ama ertelendiğini belirterek “Açılışlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz” dedi. Pandemi boyunca günde 500 bin kişiye hizmet verdiklerini anlatan Kartallıoğlu “Bu süreçte 150 TeknoSA çalışanı marketlerimize destek vermeye başladı. Süreç doğrultusunda da 350 ek istihdamla birlikte bu dönemde toplam 500 kişi istihdam ettik. 1 Haziran itibarıyla pandemi dönemindeki tüm uygulamalarımıza devam ediyoruz” dedi. Tarım, hayvancılık ve balıkçılıkta sürdürülebilirlik esasıyla çalıştıklarını kaydeden Kartallıoğlu, Yerli Tohum-Taze Mahsul projesi ile kooperatiflerin çatısı altındaki çiftçilere sözleşmeli çalışma modeli ile verdikleri desteği, bu yıl Tarım ve Orman Bakanlığı, TİGEM ve TAGEM ile iş birliği gerçekleştirerek artırdıklarını ifade etti. Kartallıoğlu “Alım garantisi ile çalıştığımız sözleşmeli çiftçilere tohumdan ekime, hasattan ürünlerin reyona geliş aşamasına kadar her konuda eğitim desteği vererek ürünlerde verim kaybının da önüne geçiyoruz. CarrefourSA olarak Türkiye’nin birçok bölgesinden sekiz bine yakın çiftçi ile çalışarak aylık ortalama 10 bin tona yakın yaş sebze meyve alımı gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu

GÜNLÜK ALTI BİN SİPARİŞ
Bu dönemde Carrefoursa.com’un ziyaretçi trafiğinin yüzde 100’den fazla arttığını anlatan Kartallıoğlu “Günlük gönderimlerimiz altı katına çıkarken kapasitemizi 10 kata kadar artırdık. Carrefoursa.com’un ciromuzdaki payı, yüzde 2’den 5’e yükseldi. Günlük altı bin sipariş teslim ediyoruz. E-Ticaret sitemizde 9 bin TL’lik basket potası sattık. Sepet ortalaması 80-120 liraydı, pandemi döneminde bu 200-250 liraya yükseldi. e-Ticaret’te ise sepet ortalaması 500-bin TL arasında” diye konuştu.

YENİ MARKETLER AÇACAK
Altmış bin çeşit ürünü müşteriye ulaştırdıklarını belirten Kartallıoğlu, kontrollü sosyal hayat dolayısıyla vatandaşların otel gibi konaklama yerlerinden ziyade teknelere yönelmeye başladığı için marinalardaki marketlerini hazırladıklarını, normalleşme süreciyle birlikte yeni marketleri hizmete açmaya devam edeceklerini kaydetti.

OFİSLERE HARCANAN PARA MÜŞTERİYE YANSITILABİLİR
Ofis binalarının gerekliliğinin pandemi döneminde sorgulanır hâle geldiğini aktaran Kutay Kartallıoğlu “Pek çok firmanın ofislere ihtiyacının kalmadığını düşünüyorum” dedi. Kartallıoğlu, ofislere harcanan paraların müşterilerin aldığı ürünlere yansıtılabileceğini, bunu önümüzdeki dönemde görebileceğimizi söyledi.

‘KENDİN YAP'A YÖNELDİK ÜRÜNLER ÇEŞİTLENECEK
Müşteri davranışlarında sağlık ve hijyen, güven, kontrollü sosyal hayat, kendin yap, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik başlıklarının öne çıktığı ifade eden Kartallıoğlu “Evde kaldıkça aile bireyleri, kendin yap mantığı ile hem yemek yaptılar hem eğlendiler hem de hobileriyle uğraştılar. Örneğin son dönemde evlerde tamirat işleri, başta ekmek olmak üzere çeşitli unlu mamullerin pişirilmesi, saç kesimi büyük oranda arttı. Yeni dönemde evde vakit geçirilmesine imkân sağlayacak konsol oyunları, dijital medya platformlarının bulunurluğunu artırıyor, kendin yap ürünlerini çeşitlendiriyoruz” dedi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.