ASAYİŞ - 14 Kasım 2018 Çarşamba 17:39

93 yaşındaki adam yanarak can verdi

A
A
A
93 yaşındaki adam yanarak can verdi

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde 93 yaşındaki Hüseyin Eren, evindeki şömineden rüzgar nedeniyle çıktığı tahmin edilen yangında can verdi.

Bayramiç’in Çaldağ köyünde çıkan yangında, 93 yaşındaki yaşlı adam yanarak can verdi.

Edinilen bilgiye göre, ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Çaldağ köyündeki evinde tek başına yaşayan Hüseyin Eren (93), soğuk hava nedeniyle taş şömineyi yakarak uyudu. Sabah saatlerinde şiddetli rüzgarın da etkisiyle şömineden sıçradığı tahmin edilen kıvılcım sonrası eşyalar alev aldı. Komşuların yangını fark etmesi üzerine durum itfaiyeye bildirildi. Hızla yangın yerine giden 2 itfaiye ve 2 arazöz yardımıyla alevler diğer evlere sıçramadan söndürüldü. Odayı kaplayan duman ve alevler arasında yönünü şaşırdığı tahmin edilen Eren, ters yöndeki odaya kaçması sonucu evden çıkamadı. Dumanın da etkisiyle yere yığılan Eren, yanarak can verdi. Görevlilerin çalışması sonucu Eren’in cansız bedeni yandığı yerde bulundu. Jandarma, olayla ilgili tahkikat başlattı. 

Sedef Topçu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamında bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası.” diye konuştu. (AZ-