SPOR - 15 Ocak 2020 Çarşamba 15:24

Ahmet Nur Çebi: “TFF yaptırım uygulamazsa zan altında kalır. Bu suçtur, günahtır”

A
A
A
Ahmet Nur Çebi: “TFF yaptırım uygulamazsa zan altında kalır. Bu suçtur, günahtır”

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, harcama limitini aşan kulüplere yaptırım uygulanmaması durumunda TFF'nin zan altında kalacağını söyledi. Transfer için limite göre hareket ettiklerini ifade eden Çebi, “Hile, hurda düşünmüyoruz. Koskoca camiayı temsil ediyoruz” dedi.

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair açıklamalar yaptı. Taraftarların gündemdeki konuları merak ettiğini belirterek sözlerine başlayan Çebi, “Gündem, TFF’nin lisanslama bölümünün koyduğu sınırlamalar. Sadece Beşiktaş değil, diğer tüm takımları ilgilendiren uygulamalar bunlar. Maalesef transfer yapabilecek noktaya gelemiyoruz. Kendileri bu konuda taviz vermeyeceklerini, Türk futbolunun ekonomik olarak zor durumda olduğunu bize defalarca söyledi. Ancak biz de ısrarla, içerisinde bulunan ve hakkımız olan durumun değiştirilmesini istiyoruz. 30’u 40’a çıkarmak ya da 40’ı 30’a indirmek TFF’nin inisiyatifindedir. Ama gelir gider hesaplamaları yapılırken, ülkede faizlerin ciddi şekilde indiğini görüyoruz ve bu durumun da bize yansıtılması konusunda ısrar ediyoruz. Beşiktaş’ın puan anlamında ceza alması riskine girmek istemiyoruz. Biz burayı toparlamaya ve zayiat vermemeye geldik. Ben bu riski almayacağımı söylüyorum” diye konuştu.

Transferi gündemde olduğu iddia edilen Guilherme ile ilgili de konuşan Çebi, “Bahsi geçen futbolcuyla ilgili herhangi bir görüşmem olmamıştır. Menajerler bu dönemde aktif olabiliyor. Bu futbolcunun gelebileceği yönünde yapılan teklifte şartlarının sorulmasının ardından pozitif bir cevap verilmemesine rağmen hala bunu gündemde tutuyorlar. TFF’den hakkımız olan konuyla ilgili gereken çalışmaları yaptık. Ama bu olmadan transfer yapmak yanlış olur. Yapılan bir görüşmenin de futbolcu transferinin gerçekleşmesini içermesiyle ilgili yapılan algıyı da anlamıyorum” şeklinde konuştu.

“Ahmet Ürkmezgil’e teşekkür ediyorum”

Beşiktaş’ın eski yöneticisi Ahmet Ürkmezgil’in Futbol A.Ş.’de Fikret Orman’ın ibra edilmemesiyle ilgili yaptığı açıklamalar üzerine konuşan Çebi, “Ahmet Ürkmezgil benim abim ve kendisiyle uzun süre çalıştım. Ancak son 2 sene birbirimizi şikayet etmekten başka hiçbir şey yapmadık. O da aynı konulardan şikayetçiydi. Ama bugün şikayetçi değilmiş gibi. Dün akşam kendisini aradım ama ‘Benim açıklamalarım bunları yansıtmıyor. Yanlış anlaşılmış’ dedi. Ahmet Ürkmezgil’in sanıyorum bize de AVM’den kaynaklı bir kırgınlığı var. Buranın yapımında kendisinin nasıl mücadele ettiğini biliyorum, kendisinin desteklerinden dolayı da teşekkür ediyorum. Biz belki de sigortalama anlamında buranın bitmediğini ifade ederken bazı şeyleri yanlış aktarmış olabiliriz. Kendisi teşekkürü hak ediyor. Ancak yapılan açıklamalara baktığımızda da özellikle transfer konularında bilmek başka bir şeydir onaylamak başka bir şey. Siz onay makamı değilsiniz. Biz geldiğimizde Futbol A.Ş.’nin yönetim kurulu kararlarında, asıl harcamalarını ifade eden futbolcu transferlerinin yönetim kurulu karar defterlerinde yer almadığını ve dolayısıyla da burada yöneticilik yapan yöneticilerin bu olaylarda sorumluluğu olmadığını gördüğümüzü söyledik. Eğer Ahmet Bey ‘Bakın burada imzam var’ diyorsa, o zaman farklı. Ama biz bu imzaları görmedik. Bilgisi olabilir, bilgisi olup olmadığını bilmiyorum. Eğer onayları varsa neden imzaları yok. Ben imzaları olmayan kişileri lafla sözle ibra edemem. Burada ‘biliyordum’ diyebilir ama bilmek başka, onaylamak başka bir şey. ‘Bilgim ve onayım var’ diyorsa, bunu açıklaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“İndirim konusu şu anda gündemde değil”

Kadrodaki futbolculardan indirim istenip istenmediğiyle ilgili de konuşan Ahmet Nur Çebi, “Son çıkan vergi yasasında, ‘Yapılacak herhangi bir değişiklikte yeni kanun geçerli olacaktır’ maddesi var. Bu kanunla vergide yüzde 15’ten yüzde 40 dilimine gireceğimiz için, dikkatli olmamız gerekiyor. Bu nedenle herhangi bir indirim talebimiz yok. Satış konusunda futbolcularımızdan gitmek isteyen yok, futbolcularımıza gelen transfer teklifi de yok. Sözleşmeleri devam eden oyuncular var. Şu anda indirim konusu gündemde yok. Konuşacağımız futbolcularımız da var. Ayrıca bütçeyi artık siz değil TFF yapıyor. Olmayan para da bütçeye eklenmez. Artık dikkatli olmamız gereken bir süreçteyiz. Sportif başarı kovalarken, yürüyebilir bir kulüp haline gelmemiz gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kulüplerin dün akşam bir araya gelmesiyle ilgili de konuşan Çebi, “Kulüplerin satılması gündeme gelmedi. Gündeme gelse toplantı kısa sürerdi. Kulüplerin yürütülebilir olması amaçlandı. Şu anda bir çalıştay yapılıyor. Başkan ve yöneticilerin son derece planlı oldukları görülüyor. Cumhurbaşkanımız bu kadar işinin içinde bize zaman ayırdı. Son derece yapıcı bir toplantıydı ve bize de dikkatli olmamızı gerektiğini hatırlatan ifadeleri için kendisine teşekkür ediyorum. Sorunları ve çözümleri dinleyerek katkı vermeye kararlı olduğunu ifade etti. Çalıştaydan çıkacak olan kararların ardından durumlar Gazi Meclis’te yasalaşacaktır” diye konuştu.

“Hile ve hurda düşünmüyoruz. Koca camiayı temsil ediyoruz”

Transfer döneminde bütçeyi artırmak için yapılabilecek başka şeyler olup olmadığıyla ilgili soruya Çebi, “Hile ve hurda düşünmüyoruz. Biz Beşiktaş’ız. Koca camiayı temsil ediyoruz. Kimseyi zan altında bırakacak hile hurda düşünmüyoruz” cevabını verdi.

Burak Yılmaz’ın uzatılan sözleşmesiyle ilgili olarak da ‘Bakacağız’ diyen Çebi, “Burak Yılmaz takımın önemli isimlerinden birisi. Bakacağız dediğim konu ise, kendisinin sözleşmesiyle ilgili herhangi bir çalışma yapmadık, buna bakacağız. Şu anda şampiyonluk yolunda kadrodaki en önemli futbolcularımızdan birisi Burak Yılmaz” açıklamasını yaptı.

“Farklı uygulama olursa, TFF zan altında kalır”

Limit aşmamak için hassas davranmalarına karşın, limiti aşan kulüplere TFF’nin yaptırım uygulamaması durumunda tepkilerinin ne şekilde olacağıyla ilgili soruya Çebi, “Federasyonun böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Böyle bir şey büyük suç ve günah olur. Kurallar herkese uygulanmalıdır. Herkese farklı bir uygulama yapacaklarsa, geriye dönük ağır suçlamalar ve zan altında kalırlar. Böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum” şeklinde cevap verdi.

“100 bin Euro maaş alan adama 2 milyon Euro imza parası mantıklı gelmiyor”

Ajdin Hasic konusunda da konuşan Ahmet Nur Çebi, “Benim bakış açım şu, bütçede böyle bir yer yok. Bu sözleşmenin yapılmaması daha hayırlı olurdu ama yapılmış. Karşı tarafta haklarımızın olduğunu düşündüğümüz şeyler vardı. Ne kaybetmek ne de teslim olmak istiyoruz. 100 bin Euro maaş alan futbolcuya 2 milyon Euro imza parası pek mantıklı gelmiyor” değerlendirmesini yaptı.

VAR kayıtlarının açıklanması konusunda yapılan başvuruyla ilgili TFF’nin kararını beklediklerini söyleyen Çebi, “Beşiktaş Başkanı ve Yönetimi olarak şunu biliyoruz ki, futboldaki anlaşmazlıkların gideceği yer Tahkim Kurulu’dur. Ancak onlar da ‘Talebinizi önce TFF’ye yapacaksınız, sonuç çıkınca bize başvuracaksınız’ diyor. Biz de TFF’ye ‘Menfi (Olumsuz) müspet (Olumlu) cevap verin ki, tahkim için önümüzü açın’ dedik. Tekrar yazı yazdık ve kurum olarak görevimizi dört dörtlük yaptık. İnşallah VAR’la ilgili menfi (Olumsuz) karar vermezler. Menfi karar verirlerse de Tahkim’e gitmek için en azından yolumuz açılsın. Acilen talebimizin cevabını bekliyoruz” diye konuştu.

Son olarak iç transferle ilgili soruyu yanıtlayan Çebi, “Bugün için iç transferi konuşmak çok erken. 3 gün sonra, 30 gün sonra iç transferi bitirme mecburiyetimiz yok. Olsaydı gündemimize alırdık. Arkadaşlarımızla başarı ve şampiyonluk için yola çıktık ve ben de çok umutluyum. Beraber olduğumuz arkadaşlarımızla kupayı kaldırma konusunda bir amacımız olduğunu söyleyebilirim” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş - Oğuzhan Ort - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çekmeköy Belediyesi’nden 23 Nisan çocuk şenliği sürprizi Çekmeköy Belediye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenleyeceği 23 Nisan Çocuk Şenliğiyle kutlayacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Çekmeköy’de de büyük bir coşku ve heyecanla kutlanacak. İlçe kaymakamlığı koordinasyonunda düzenlenecek resmi törenlerin ardından 13.00-18.00 saatleri arasında Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenlenecek 23 Nisan Çocuk Şenliği, 7’den 70’e binlerce Çekmeköylünün katılımıyla tam bir bayram havasında geçecek. Eğlenceli aktiviteler, animasyon gösterileri, atölye alanları, dj performans, ikramlar, karikatür çizimi Atölyesi ve oyun alanları ile dolu dolu geçecek şenlikte final MASALbozanLAR konseriyle yapılacak. Muhtemel bir karışıklığın önüne geçilebilmesi ve tüm çocukların etkinliklerden faydalanabilmesi için şenlik alanında yer alacak atölyelerden faydalanmak isteyen vatandaşların aynı gün etkinlik alanında kayıt yaptırmaları gerekiyor. Çocuk şenliğine katılmak isteyen vatandaşlar için tüm muhtarlıklardan 23 Nisan Salı Günü saat 11.00’dan itibaren servisler kaldırılacak. Çekmeköy’de bayram coşkusunu tüm komşularımızla birlikte yaşayacağız diyen Başkan Orhan Çerkez, “Çekmeköy’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ve heyecanla tam bir bayram havasında kutlayacağız. Yavrularımızın yüzleri gülecek doyasıya eğlenecekler. Ailelerimiz de oluşturduğumuz bu sosyal ortamda bir nebze olsun nefes alacak ve rahatlayacaklar. Günün sonunda genç, yaşlı ve çocuk tüm yüzler gülecek. Bu gülümsemeler bizim çalışma şevkimizi artıracak, motivasyon kaynağımız olacak. İnanıyorum ki herkes doyasıya eğlenecek. Tüm komşularımı bu önemli şenlikte aramızda görmek dileğindeyim“ dedi.
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen karların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen yağışların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Aydın Didim’de kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi Aydın’ın Didim ilçesinde belediye ekipleri, bir gönüllü grubunun üyelerinin de desteğiyle birlikte kıyı temizliği çalışması gerçekleştirerek, çevre kirliliğine dikkat çekti. Türkiye’nin önemli turizm kentleri arasında yer alan ve uzun bir sahil şeridine sahip olan Didim’de, insanların ve deniz canlılarının sağlığını korumak ve farkındalık oluşturmak amacıyla kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi. Çevre ve sahil temizliğine dikkat çekmek isteyen yabancı uyruklu vatandaşlardan oluşan bir gönüllü grubunun üyeleri ve Didim Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından Manastır Koyu’nda yapılan kıyı temizliği çalışmasına Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Belediye Başkan Yardımcısı Aydan Aşık Turgut ve Belediye Meclis Üyeleri de katıldı. Farkındalık çalışmasında, sahilde toplanan çöpler, geri dönüşüm malzemeleri ve izmarit atıkları belediye personelleri ve gönüllüler tarafından toplanarak ortadan kaldırılırken, etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay; "Nadide güzellikteki koylarından biri olan Manastır Koyu’nda, Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde görevli olan çalışma arkadaşlarımla ve gönüllü yabancılarımızla birlikte kıyı temizleme çalışması yaptık. Bu duyarlılığın ve farkındalığın artması ve gelişmesinin hepimizin sorumluluğu olduğunu unutmayalım" ifadelerine yer verdi.