GÜNDEM - 16 Mayıs 2022 Pazartesi 11:23

Aile bağları çeneleri kadar güçlü

A
A
A
Aile bağları çeneleri kadar güçlü

Dünyanın en iyi koruma köpekleri arasında gösterilen kangallar güçleri kadar aile bağlarıyla da dikkat çekiyor.

Anadolu aslanı olarak da bilinen kangallar karakterleri ve güçleri ile dünyanın en iyi koruma köpekleri arasında gösteriliyor. Kangalları diğer tüm türlerden ayıran özellikleri ise karakterleri. Sahibine ait ne varsa canı pahasına koruyan bu köpekler sahipleri ile arasında duygusal bir bağ kurdukları gibi diğer türlerin aksine aile bağlarıyla da dikkat çekiyor.

Aile bağları çeneleri kadar güçlü

Aile bağları çeneleri kadar güçlü

Konuyla ilgili açıklama yapan Uzman Kangal Yetiştiricisi ve Eğitmeni Hüseyin Yıldız, kangalların gönülden aile bağı kurduklarını belirtip, “Öyle bir içsel yapıları ve duyuları vardır ki içgüdüsel olarak bunların birbirlerine programlı olmaları çok önemli. Aile bağları yan yanayken, uzaktayken ve ayrılırken çok kuvvetli. Ayrılırken inanılmaz bir hasret duyuları devreye girer. Ailesinden biri gittiğinde yiyip içmezler. Geldiğinde birkaç gün önceden sevincini belli edip karşılarlar. O mutluluğu size gösterirler, zıplarlar, oynarlar sizinle o bağı yaşamaya başlarlar ve size de yaşatırlar. Bir kangal köpeğinin eşini veya anneden yavrusunu, babasını yavrudan uzaklaştırmak kadar kötü bir şey olamaz. Ciddi bir tahribat oluşuyor, üzülüyorlar, yemeden düşüyorlar, mutsuz oluyorlar. Çünkü onlar aile bağlarını gönülden kuruyorlar. Sahibine de öyleler, sahibinin tavuğuna, eşeğine, atına, davarına her şeyine öyleler. Evden ayrılan her birey onlar için ciddi bir ölümdür.” dedi.

Volkan Kaplan - Mustafa Kurtulan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.