POLİTİKA - 22 Mart 2019 Cuma 20:04

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş’tan Trump’a: “Golan Tepeleri babanın malı mı?”

A
A
A
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş’tan Trump’a: “Golan Tepeleri babanın malı mı?”

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, ABD Başkanı Trump’ın Golan Tepeleri’ne ilişkin açıklamalarına tepki göstererek, “İşte görüyorsunuz, elin oğlu dün gece yine bir tweet attı. Kimden bahsediyorum? Amerika’nın başındaki adamdan. Ne dedi? 'Artık Golan Tepeleri’ni İsrail’e vermek için statüsünü tanımanın vakti geldi.' Dünya öyle bir tane adamın aklına estiği zaman attığı tweetlerle yönetilecek bir yer değildir. Bir kere onu söyleyeyim! İkincisi, Golan Tepeleri babanın da malı değildir! Ki

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Sultanbeyli Belediyesi tarafından yaptırılan Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’ndeki Mustafa Kutlu Kütüphanesinin açılış törenine katıldı. Açılışta, Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, ilçe protokolü ve çok sayıda vatandaş da yer aldı. 

“Sultanbeyli halkı hizmetlerin kadr-ü kıymetini sandığa yansıtacaktır” 

Törende konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Sultanbeyli’de 30 yıl önce bir arkadaşının evini taşımak için geldiğini belirterek, “O zaman yol yok iz yok. Şimdi Sultanbeyli İstanbul’un parmakla gösterilen ilçesi.” dedi. Hükumetin Sultanbeyli’nin mülkiyet meselesinin çözülmesi için özel bir çaba gösterdiğini belirten Kurtulmuş, “Şimdi önümüzdeki dönem Sultanbeyli bu yapılan hizmetlerin karşılığını, 31 Mart seçimlerinde çok güçlü bir şekilde burada Hüseyin Keskin’e, İstanbul Büyükşehir'de Binali Yıldırım Bey’e büyük destek vererek inşallah yapılan bu hizmetlerin kadr-ü kıymetini sandığa en güzel şekilde yansıtacaktır.” ifadelerini kullandı.

Kütüphane açılışına koşa koşa geldiklerini kaydeden Kurtulmuş, “Ülkenin en büyük gücü topu tüfeği, savaş uçakları, fabrikaları değildir. Ülkeyi baştan aşağı imar edecek, köklerine ve medeniyetine bağlı, kendisini ve Rabbini bilen gençleri yetiştirmektir.” dedi. Kurtulmuş, kütüphaneye adı verilen yazar Mustafa Kutlu’dan da övgüyle bahsetti.

“Türkiye, 3-5 kuruş için başkalarına el avuç açamaz” 

Kurtulmuş, “Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız. Gücümüzün en büyük kaynağı milletimizdir." ifadesini kullanarak, "Evlatlarımızın, kendi yaşayacakları çağın en güçlü insanları olarak yetiştirmesini sağlamak zorundayız. İçinde bulunduğumuz coğrafyada ve içinde yaşadığımız dönemde zayıf bir Türkiye, sağa sola savrulan bir Türkiye ayakta duramaz. Bölünür, parçalanır, yıkılır, yok olur gider. Türkiye her alanda güçlü olmak zorundadır. Sanayide, teknolojide, eğitimde, bilimde, kültürde her alanda güçlü olmak zorundadır. Türkiye, ele güne muhtaç olamaz. Türkiye, başkalarının gösterdiği istikamette yürüyemez. Türkiye, 3-5 kuruş için başkalarına el avuç açamaz. Bütün bu alanlarda güçlü olmak için siyasi istikrarımızı, Türkiye’de var olan ekonomik ve siyasi istikrarı korumak, devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye’nin yakaladığı bu gücü, bu istikameti kaybetmemek durumundayız.” şeklinde konuştu.

“Golan Tepeleri babanın malı değil” 

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri’ne ilişkin tweetine tepki göstererek, “İşte görüyorsunuz, elin oğlu dün gece yine bir tweet attı. Kimden bahsediyorum? Amerika’nın başındaki adamdan. Ne dedi? 'Artık Golan Tepeleri’ni İsrail’e vermek için statüsünü tanımanın vakti geldi.' Dünya öyle bir tane adamın aklına estiği zaman attığı tweetlerle yönetilecek bir yer değildir. Bir kere onu söyleyeyim! İkincisi, Golan Tepeleri babanın da malı değildir! Kimi kime veriyorsun? Kimi nereye veriyorsun? Ancak bir tarafta İsrail, maalesef tarih boyunda -zaten kısa bir tarihi var- en güçlü olduğu pozisyonda olduğunu düşünüyorum. Diğer tarafta İslam dünyası bölük pörçük, paramparça. Her tarafında İslam dünyası iradesiz hale getirilmiş. Yönetimler, halklarından kopuk hale gelmiş. Böyle bir ortamda, ‘Tam da fırsatını bulduk, zaman bu zaman, fırsat bu fırsattır’ diyor. Ancak Türkiye olarak buna müsaade edemeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız hemen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İcra Konseyini topladı, bugün İstanbul’da toplantısı yapıldı. Türkiye böyle oldubittilere müsaade etmeyecektir. Nasıl ki, Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul eden, yani büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını kabul etmediğimiz ve o kararı nasıl Birleşmiş Milletlere taşıyarak, Birleşmiş Milletler'de Amerika’nın bu kararını tersyüz ettiysek, nasıl İsrail’e Birleşmiş Milletler'de ‘dur’ demeyi başardıysak, Allah’ın izniyle Golan Tepeleri konusundaki bu hadsizliği de bir şekilde fırsat vermeyeceğiz. Ancak, bunları yapabilmek için, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyebilmek için Türkiye’de çok güçlü olmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin bütün bunlara uluslararası alanda bir hak mücadelesi haline dönüştürebilmesi, Türkiye’de güçlü bir iktidara, güçlü bir yönelime, güçlü bir siyasete, güçlü bir ekonomiye dayanmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“31 Mart’ta Erdoğan’a ‘evet’ diyeceğiz” 

Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: “Onun için 31 Mart, evet bir belediye seçimi, doğru, ama 31 Mart aynı şekilde güçlü, büyük Türkiye’nin oylanacağı seçimdir. İnşallah 31 Mart’ta sandıklarda Sultanbeyli’de Hüseyin Keksin’i, İstanbul’da bütün ilçelerimizde adaylarımızı, Büyükşehir'de Binali Yıldırım Bey’i açık ara birinci çıkartarak, belediye başkanı seçeceğiz, sonucu alacağız inşallah! Ama daha önemlisi 31 Mart’ta aslında yeniden güçlü bir Türkiye’ye bir kez daha ‘evet’ diyeceğiz. Yeniden güçlü bir Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha ‘evet’ diyeceğiz ve yolunu açacağız. Allah inşallah bu millete daha güzel günler gösterecek. Söz de, karar da sizlerin. Siz hep doğrunun, hakkın, haklının yanında oldunuz. Sizler hep yanlışın, batılın karşısında durdunuz. Siz güçlü durduğunuz sürece, siz arkamızda olduğunuz sürece Allah’ın izniyle biz de koşar adım Türkiye için, bütün İslam ümmeti için, bütün insanlık için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz ve inşallah başarılı olacağız. Allah yardımcımız olsun, yolumuz açık olsun, sözümüz kuvvetli olsun, dostlarımız sadık olsun!”

Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin de, “Dünyada değişim hızlanıp rekabet artarken bölgemizde ve coğrafyamızda değişik güç odaklarına karşı geleceğe yürümek için irada ortaya koymak elzem. Kültürlerin harmanlandığı coğrafya olan ülkemizin coğrafyaya sağlayacağı katkılar önemli bir sorumluluktur.” dedi.

"Sultanbeyli daha da gelişecek" 

“Kitabın kokusunu sindiği mekanlar ve eli kitap ve kalem tutan gençler görmek en büyük arzumuz. Bu kütüphaneden, Türk edebiyatının yaşayan efsanelerinden biri olan Mustafa Kutlu gibi bireyler çıksın istiyoruz.” diyen Keskin, “Başladığımızda 55 metrede 2 bin 500 kitabı olan Sultanbeyli’den şimdi 9 kütüphanede 150 bin kitaba dönüşen Sultanbeyli var.” diye konuştu.

Keskin, ilçedeki kültür ve sanat faaliyetlerinden de bahsederek, “Sultanbeyli değişiyor, gelişiyor, daha da gelişecek ve değişecek. Bir asırdır devam eden mülkiyet problemini tamamladık. Türkiye’nin hiçbir il ve ilçesi için yapılamayanı hükumetimiz Sultanbeyli için yaptı, TBMM’de iki özel yasa ile Sultanbeyli’nin 1 asırlık problemi mazide kaldı. Yenilediğimiz ekibimizle mülkiyet sorunu çözülmüş, ekonomisi düzelmiş Sultanbeyli’de bundan sonraki en önemli projelerimiz sosyal projeler olacak.” ifadelerini kullandı.

Kaymakam Metin Kubilay da, ilçedeki kültür ve eğitim alanındaki faaliyetlere dikkat çekerek, belediyeye teşekkür etti. Kubilay, “Gençliğin yanında, kültürün ve eğitim alanında bir belediyemiz var. Bütün çalışmalarımız gençlere ve çocuklara yöneliktir.” dedi.

Konuşmaların ardından Kurtulmuş ve ilçe protokolü konfetiler eşliğinde kütüphanenin açılış kurdelesini kesti.  

Metin Başar - İzzet Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis 27 yıllık harik ustasından alternatif üretim Bitlis’te 27 yıldır harik sanatıyla uğraşan Haydar Yılmaz, ürettiği büyük boy hariklere alternatif olarak süs eşyası ve hediyelik mini harik üretimi yapıyor. Yıllardır tek başına harik sanatını yaşatmak için büyük mücadele veren Haydar Yılmaz, 600 yıllık bir sanatın bitmemesi için alternatif üretimlere yöneldi. Bitlis’in önemli el sanatlarından biri olan, keçi kılı ve kendir ham maddesinden yapılan ve yöre halkının yüzyıllardır ayakkabı olarak kullandığı harik ayakkabısının yaşayan son ustası Yılmaz, sanatını yaşatmak ve tanıtmak için mücadele veriyor. Bazı kurumların kısmi desteği dışında sanatını yaşatmak için destek bulamadığını vurgulayan Yılmaz, 25 yıldır zor şartlarda üretimini yaptığı harik sanatına sahip çıkılmasını bekliyor. Harik ustası Haydar Yılmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, mini harikin piyasasını oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Yılmaz, “Yöre halkının 600 yıl boyunca bu ayakkabıyı kullandığı rivayet edilir. Genelde biz bunları halk oyunları ekiplerine veya ayağında romatizma rahatsızlığı bulunanlar için yapıyoruz. Tabii harik, piyasası olan bir ürün değil. Tüm geleneksel el sanatlarında olduğu gibi pazar sorunu yaşıyor. Bu pazar sorununu aşmak için farklı metotlar denedik. Bunlardan biri de mini harik üretimi oldu. Bu mini harikler süs amaçlı yapılıyor. Piyasası daha uygun oluyor, çünkü gelen turistler kullanım amacı büyüklere göre daha fazla olduğu için bunu tercih ediyorlar. Bitlis’teki kurum ve kuruluşlar gelen misafirlerine mini hariki veriyorlar, sağ olsunlar bu konuda bizlere destek oluyorlar. Amacımız bu sanatı ayakta tutmak ve yaşatmak istiyoruz. Çünkü Bitlis’e özgü bir sanattır. Genç nesillere aktarabilmek için zaman zaman Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurslar açıyoruz. Kursiyerlerimiz geliyorlar öğreniyorlar tabii, devam ettirme konusunda fazla bir rağbet olmasa da yine de kurslarımızı açıyoruz. Mini harikin piyasasını oluşturursak atölyemizde en azından 10-15 kişi istihdam edebiliriz” diye konuştu.
İstanbul “Türkiye, 2030’da yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçebilir” Türkiye’nin yüzde 55-60 oranında yenilenebilir enerjiye geçtiğini belirten Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, bunun kısa sürede yüzde 100’e çıkabileceğini söyledi. Yapılacak çalışmalarla 2030’a kadar ‘yüzde 100 yenilenebilir enerji’ kullanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Uyar, “Ama kömür santrali kurmayıp nükleeri durdurmalı. Çünkü nükleerin elektriği için Rusya’ya 14 buçuk sent verecekmişiz. Hâlbuki bu enerji, güneşten bir sente üretiliyor” dedi. IRENEC 2024 14. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansı, 17 Nisan’da İstanbul Beykent Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. 3 gün sürecek olan konferansta; ulusal ve uluslararası birçok katılımcı yer alırken alanında uzman kişiler ‘yenilenebilir enerji’ hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulunuyor. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı ve İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da konu hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulundu. Her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor İlk olarak yüzde 100 yenilenen enerji hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Fosil yakıtlardan arınmış, sadece doğal olan güneş ışığı, rüzgârın kinetik enerjisi ve suyun potansiyel enerjisinden yararlanarak bütün enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesidir. 14 yıldır bunu yapıyoruz. Çünkü diğer kullanılan yakıtlar hem atmosferi kirletiyor hem de her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor. Bu sorunları halletmek için bütün dünya ülkeleri; Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler 2015’ten beri bu sorunu gündeme aldılar. Dünyada bunun için çalışan alanında uzman hocalarımız ise burada konuşuyor. Fosil yakıtlar, temizmiş gibi her yerde. Üniversitemiz ise dünyada tek olan bu konferansa ev sahipliği yaparak sorunların çözümü için liderlik yapmış oluyor” şeklinde konuştu. Konferansa asıl belediyelerin katılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Çünkü bu konuları bilmiyorlarsa enerji ve iklim alanlarında 30-40 yıl geride kalmışlar demektir. Şimdi burada Bağcılar Belediyesi’nden insanlar var. Yenilenebilir enerji için belediyelere büyük sorumluluk düşüyor” dedi. 1 trilyon euro ayırdılar Dünyada yapılan çalışmalar hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar şunları söyledi: “Avrupa, 2019’da Yeşil Mutabakat ile ‘bütün bu sorunları’ aşalım dedi. 27 ülkenin parlamentolarından gelen, Avrupa Parlamentosu’nun onayladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı diyor ki ‘2050 yılında Avrupa’yı iklim nötr ilk kıta yapacağız.’ Bunun için bir trilyon euro ayırdılar. Çalışmaları sürüyor. Avrupa’da yaklaşık 112 şehir seçtiler. 33’ü bu işi yapabileceğini kanıtladı, belge aldılar. Hedeflerine ulaşmak için 5 görev belirlediler. Bunlardan birincisi iklim değişikliğine adaptasyon. İklim değişiyor ama ‘insan ölsün’ diyemeyiz. Sel, yangın gibi durumlara önlem almak gerekir. İkincisi, şehirler bir an önce fosil yakıtsız hale getirilmelidir. Üçüncüsü kanser misyonu, dördüncüsü toprakların korunmasıdır. Beşincisi ise deniz ve suların korunmasıdır. Birleşmiş Milletler de ise yenilenebilir enerji kuruluşu yoktu, kuruldu. O da bütün ülkelere yenilenebilir enerji konusunda nasıl daha çok adım atabileceklerini anlatıyor.” “Yenilenebilir enerjiyi kullanınca savaşmanıza gerek kalmıyor” Türkiye’nin bütün enerjisini rüzgârdan sağlamanın mümkün olduğunu da belirten Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Zaten herkes güneşlenmeye Türkiye’ye geliyor. Ama Almanya’nın bizden 5 misli fazla güneş paneli var. Yani Türkiye’nin bu konuda potansiyeli çok iyi. Sadece karar vericilerin tercihini önemli. Yenilenebilir enerjiyi sınırsız, en ucuza, kimseyi öldürmeden kullanabiliyorsunuz. İnsanlar; doğal gaz, petrol, kömürle ilgili savaşıyor. Güneş enerjisini kullanmak için kimseyi öldürmeniz gerekmiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.