AK PARTİ - 21 Nisan 2015 Salı 12:41

AK Parti Seçim Beyannamesi‘ne çözüm süreci eklendi

A
A
A
AK Parti Seçim Beyannamesi‘ne çözüm süreci eklendi

AK Parti’nin Seçim Beyannamesi'ne çözüm süreciyle ilgili bölüm eklendi. Beyannamede, "Silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız" denildi.

 

Beyannamenin “Temel Hak ve Hürriyetler” başlığı altında yer alan bölümü şöyle:

“AK Parti, bireysel hak ve özgürlükler ile insan onurunu yüceltmeyi yeni anayasanın temel ahlaki referansı olarak kabul etmektedir. Bu referansla, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini garanti altına almayı ve bunların kullanımını kısıtlayan engelleri ortadan kaldırmayı temel bir vazife olarak görmeyi sürdürüyoruz. Tüm toplumsal kesimlere eşit mesafede durma anlayışımızla, milletimizin temel değerlerine dayalı birlikteliğimizi ve vatandaşlık bağını benimsiyoruz. Devlet ile vatandaş ilişkilerinin adalet ölçüsünde ve demokratik bir temelde sağlanması gerektiğini düşünüyor ve tüm vatandaşlarımızı çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam ediyoruz.

Tarihi tecrübemiz, kadim medeniyet birikimimiz, insanı yücelten manevi değerlerimiz bugünün dünyasında temel hak ve hürriyetleri sağlam bir zeminde inşa etmemizin de güvencesidir. Yeni Türkiye’de şiarımız; etnik kimliği, mezhebi ve inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, onları eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam bilincine ulaştıran bir anlayışı, daha güçlü bir şekilde hayata geçirmektir.

İfade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması AK Parti’nin temel prensibidir. Bu anlayış çerçevesinde, temel hak ve özgürlükler alanında adeta “sessiz devrim” yaşanmış, bir çok adım atılmış ve temel reformlar hayata geçirilmiştir. Attığımız adımlarla ülkemizde kronikleşmiş sorunları giderdik. Toplumsal ve siyasal hayatı normalleştirdik ve yeniden toplum sözleşmesinin yapılabilmesinin önündeki engelleri kaldırdık. 12 yıllık iktidarımız döneminde, mevzuatın önemli bir kısmını gözden geçirdik ve antidemokratik olanların pek çoğunu değiştirdik. Özellikle darbe dönemlerinde topluma dayatılan temel kanunların büyük bir kısmını yeniledik.

Düşünceyi ifade etmenin önündeki engelleri kaldırdık ve basın özgürlüğünü genişlettik. İfade hürriyetiyle ilgili suçların tamamına, “eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” kuralını koyduk ve eleştiri hürriyetini teminat altına
aldık. Basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceği veya işletmeden alıkonulamayacağını anayasal kural haline getirdik. Geçmişte alınmış binlerce yayın yasaklama, toplama ve el koyma emirlerini kaldırdık. Yasaklanmış, toplanmış ve el konulmuş eserleri hürriyetine kavuşturduk.

Her farklılığı kendi tarihsel ve kültürel derinliği içinde, Türkiye’nin dinamizmine dönüştüren Partimiz, uzun geçmişe dayalı, pek çok sorunu aşma yolunda önemli projelere de imza attı. Bunların arasında; vatandaşlarımızın inanç, mezhep, kültürel kimlik gibi tabii haklarını kullanabilmelerinin önünün açılması ile çözüm sürecinin başlatılması bulunmaktadır. İktidarlarımız döneminde bu alanda yaptığımız reformlarla toplumsal restorasyonun en önemli dinamiklerini harekete geçirdik. İnsan hakları alanında önemli reformlar yaptık ve Türkiye’nin insan hakları karnesini olumlu anlamda değiştirdik.İktidarlarımız döneminde işkenceye sıfır tolerans politikasını hayata geçirdik. Türkiye’nin artık işkence diye bir gündemi kalmamıştır. İşkence suçlarına uygulanan cezaları arttırdık, bu suçları işleyenler bakımından zaman aşımını kaldırdık. “İşkenceye Karşı BM Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokol”ü onaylayarak iç hukuka dahil ettik. Faili meçhul cinayetler dönemine son verdik, mafya ve çeteleri ülke gündeminden çıkardık. AİHM ihlal kararlarını; adli, cezai ve idari yargıda yargılamanın yenilenme nedeni haline getirdik. Bilgi edinme hakkını kabul ederek, vatandaşlarımızın bilgi edinmesini imkânsızlaştıran uygulamaları ortadan kaldırdık. İnsan hakları alanında evrensel nitelikteki en önemli belgelerden olan 1966 tarihli “BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme” ile “BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme”yi onayladık. 28 Şubat döneminde mağdur edilenlerin mesleklerine geri dönmelerini sağladık. İnsan haklarını koruma ve geliştirmeye yönelik çalışmalarda bulunmak üzere idari ve mali özerkliğe sahip Türkiye İnsan Hakları Kurumunu oluşturduk. Uzun yargılamalardan kaynaklanan AİHM önündeki derdest başvuruları çözmek için, iç hukukumuzda tazmin komisyonu kurduk. 2013 yılı Şubat ayından bu yana faaliyet gösteren İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini önleyecek çok sayıda karar aldı. İnsan hakları konusundaki sorunları tek tek ele alarak belirli bir takvim içerisinde çözmek için, AİHM içtihatları çerçevesinde, “İnsan Hakları İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı”nı hazırladık ve hayata geçirdik. Vatandaşlarımızın idare karşısında uğradıkları haksızlıkları gidermek ve şikâyetlerini mahkemeye gitmeden sonuçlandırmak amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumunu kurduk. Konjonktürel gelişmelerden bağımsız olarak, 2001 tarihli Parti Programımızda öngördüğümüz üzere, daha fazla demokratikleşmeyi sağlamak için önemli adımlar attık. İktidara gelir gelmez, OHAL uygulamasını kaldırarak normalleşme sürecini hızlandırdık. Kültürel hakların genişletilmesi ve eğitim sisteminin daha demokratik ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulması için adımlar attık.

Farklı dil ve lehçelerde devletin resmi kanallarında yayın imkânı sağladık. Tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşebilmesi, vatandaşlarımızın çocuklarına arzu ettikleri isimleri verebilmesi, üniversitelerde farklı dil ve lehçelerle akademik çalışmaların yapılabilmesi ve enstitülerin kurulması, bunların orta öğretim kurumlarında seçmeli ders olarak okutulabilmesi ve nihayetinde farklı dil ve lehçelerde eğitim yapan özel okulların açılmasını mümkün hale getirdik. Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda, sinema, video ve müzik eserlerine yönelik yasakları kaldırdık. Bu çerçevedeki kültürel faaliyetlere destek verdik. Korkuların, tabuların, yasakların aşılması, toplumun ve devletin kendi sorunları ile yüzleşmesi, yıllardır konuşulamadığı için daha da büyüyen sorunların açıklıkla konuşulup tartışılabilmesini sağladık. Kürt kökenli vatandaşlarımız dahil olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükler alanında sorunlarını aşma iradesini ortaya koyarak, aidiyet duygusunu güçlendirdik ve toplumsal restorasyon için önemli adımlar attık.

Vatandaşlıktan çıkarılanlara haklarını ve yerleşim birimlerine eski isimlerini iade ettik. Bütün bu ve benzeri değişimleri, Partimizin kuruluş belgelerinde de ortaya koyduğumuz üzere, vatandaşlarımızın sahip olması gereken haklar olarak gördüğümüz ve buna inandığımız için gerçekleştirdik. Farklı dillerin yanı sıra, farklı inanç ve mezhepler
konusunda da cesur adımlar attık. İlk defa “Alevi Çalıştayları” düzenleyerek, İslam inancının farklı yorumlarının daha özgür bir ortamda tartışılmasına ve sorunlarının demokratik bir ortamda aşılmasına zemin hazırladık. Roman vatandaşlarımızın Cumhuriyet tarihi boyunca biriken toplumsal sorunlarını çözmek için çalıştaylar düzenledik. Yeni İskân Kanunu ile Romanlara yönelik ayrımcı hükümleri ortadan kaldırdık. İktidarımızın atmış olduğu adımlardan cesaretle yola çıkan Roman vatandaşlarımızın kurduğu dernek ve federasyonların sayısında büyük bir artış yaşandı. TBMM bünyesinde darbeleri araştırmak üzere, bir Meclis Araştırma Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu bünyesinde de “Dersim Alt Komisyonu”nu kurduk. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde, milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınmasını anayasal kural haline getirdik.

Örgütlü toplumun bir gereği olarak, özgürlükçü bir Dernekler Kanunu ile Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununu çıkardık. Toplantı ve gösteri hakkının kullanılması imkânlarını genişlettik, azınlıklara ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerinin kolaylaştırılması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi konusunda esaslı değişikliklere gittik. Anayasamızdaki aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz hükmünü kaldırarak sendika özgürlüğünü geliştirdik. Kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirerek kamu çalışanlarının sendikal haklarını geliştirdik. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirdik. YAŞ ve HSYK kararlarını kısmen yargısal denetime açtık, yıllarca vesayet altında kalmış siyaset kurumuna, itibarının iadesi ve özgüveninin yeniden kazandırılmasını sağladık. BM Çocuk Hakları Sözleşmesini göz önüne alarak, mevzuatta esaslı değişiklikler yaptık. Anayasada, çocuklar konusunda pozitif ayrımcılık esasını benimsedik.

Kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu anayasal hükme dönüştürdük. BM nezdinde, “İnsan Ticaretinin Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol”ü onaylandık. İş Kanununda yaptığımız değişiklikle kadınlar lehine hükümler getirilmesini sağladık. Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunu kurduk. Ceza kanunlarında kadın haklarını güçlendirici değişiklikler yaptık. Kız öğrenciler, kadın kamu çalışanları ile milletvekillerinin kıyafetlerine ilişkin kısıtlamaları kaldırdık. Bu çerçevede, başörtüsü ile sair kısıtlayıcı düzenlemeler artık tarihe karışmıştır. Böylece, yıllardır süregelen ve toplumumuzda gereksiz yere gerilim oluşturan bir sorunu, temel haklar ve milletimizin beklentileri doğrultusunda köklü bir çözüme
kavuşturduk. Kişi güvenliği konusunda, orantısız güç kullanımının cezasını arttırdık. Gözaltı koşullarını iyileştirdik. BM ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılayamayan cezaevlerini kapattık. Tutuklu ve hükümlülere yakınlarının cenazesine katılma ve ağır hastalık durumlarında ziyaret imkânını getirdik, anadilde savunma yapma imkânını tanıdık. Kişisel kaygılara son vermek için vatandaşlarımızın kişisel verilerinin korunmasını anayasal bir hak olarak ilk defa düzenledik. Daha fazla siyasi partinin devlet yardımı alması için, siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişlettik. İktidarlarımız döneminde Türkiye’de aktif bir sivil toplumun gelişmesine özel önem verdik. Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) yönelik önemli idari ve yasal düzenlemeler yaparak, örgütlenme hak ve özgürlüğüne daha fazla imkân sağlayan bir ortam oluşturduk. Dernek ve vakıfları ilgilendiren mevzuatı iyileştirerek,

kamu kesimi ile STK’lar arasındaki işbirliğinin gelişmesine ve etkinliğinin artırılmasına yönelik adımlar attık. Önemli reformların hazırlanması aşamasında, sivil toplum aktörleri ile istişarelerde bulunduk. AB-Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu Programlarını başlattık; sivil toplumun gelişmesine ve sivil toplum kuruluşlarının yerel düzeyde daha fazla tanınmasına katkıda bulunduk. STK’lara; kamu yararı ve vergi muafiyeti çerçevesinde, vergisel ayrıcalıklar tanıdık ve kamu kaynağı aktarılmasını sağladık. Kamu-STK işbirliklerinin kurulmasının önünü açtık. Bu kapsamda, Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, Sosyal Destek Programı (SODES), Kalkınma Ajansları ve çeşitli Bakanlıklarca yürütülen hibe programlarıyla STK’lara kaynak kullandırmakta ve ortak projeler gerçekleştirilmesini sağlamaktayız. 2014 yılı itibarıyla ülkemizde dernek sayısı toplam 104.317’ye, vakıf sayısı ise 4.757’ye ulaşmıştır.
AK Parti olarak önümüzdeki dönemde, temel hak ve hürriyetler alanında geçmişte sağladığımız kazanımları kararlılıkla koruyacağız. Yaptığımız düzenlemelerin zihniyet dönüşümü ve etkin bir uygulamayla birlikte hayatın bir parçası haline gelmesi ve düzenlemelerimizin kalitesinin yükseltilmesi önümüzdeki dönem için temel önceliğimiz olacaktır. Geçmişte olduğu gibi ikinci atılım döneminde de topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olacağız. Bütün vatandaşlarımızın birinci sınıf olarak muamele gördüğü ve özgür fertler olarak yaşadığı bir ortamı tesis etmeye devam edeceğiz.

Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirmeyi sürdüreceğiz. Bütün etnik, mezhebi ve dini kesimlere, başörtülü veya başı açık, köylü veya şehirli, kadın veya erkek, yoksul veya zengin, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duruyor; her bir bireyin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz.
Toplumdaki her bireyin yaşam tarzına gösterdiğimiz saygıyı, bundan sonra da özenle devam ettireceğiz.Cemevleri, eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme,üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız.Önümüzdeki dönemde de, başta istihdam, iskan veeğitim sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan azınlıkların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın onurlu bir hayat sürdürebilmeleri için gereken bütün hukuki ve fiili tedbirleri
almaya devam edeceğiz. Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye’yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslar arası normlar, bundan sonra da tüm politikalarımıza temel teşkil edecektir.

Temel hak ve özgürlükler konusunda eksiklikleri gidereceğiz. Yeni anayasanın temel haklara ilişkin kısmını bu esaslara göre tanzim edeceğiz. Devletin siyasi, idari, yargısal ve ekonomik düzenini, insan onurunu ve temel hakları merkeze alacak şekilde tasarlayacağız.

Bu çerçevede, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştireceğiz. Bu kurumların, AİHM ve BM kapsamında Türkiye’nin üstlendiği sorumlulukları hayata geçirmesi için gerekli tedbirleri alacağız. Ceza ve tutukevlerini etkin bir şekilde denetleyecek, kolluğa yönelik şikâyetlerin üzerine kararlı bir şekilde gideceğiz. Siyasi etiğe yönelik kuralları belirleyerek hayata geçireceğiz.

AİHM, Venedik Komisyonu ve diğer uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslar arası sözleşmelerin iç hukuka dahil edilmesine devam edecek, özgürlükçü demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhleri kaldıracağız. Önümüzdeki dönemde çerçeve bir mevzuat hazırlayarak, bütüncül ve demokratik bir yaklaşımla; sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyeceğiz. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için ayrı finansal raporlama standartları getireceğiz. STK’ların ve kamu yetkililerinin karşılıklı rollerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak eğitim seminerleri ve STK’ların uluslararası değişim programları gerçekleştirmesini sağlayacağız. Ekonomik ve Sosyal Konseyi etkin bir biçimde çalıştıracağız. Çözüm süreci, ülkemizin demokratikleşmesinde, milli birlik ve kardeşliğinde ve refahında tarihi bir çabaya karşılık gelmektedir. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile siyasetimizi şekillendirdik. Vatandaşlarımızın devletimize aidiyetini zedeleyen, milletimizin farklılıklarını zenginlik yerine tehdit gören anlayışların, ülkemize ve devletimize yakışmadığını açık bir şekilde ifade eden bir siyasi anlayışı benimsedik. AK Parti olarak, milli birlik ve kardeşlik perspektifini pasif bir yaklaşım olmaktan çıkararak, geçmişin ihmalleriyle kronik hale gelmiş sorunlara aktif bir şekilde yaklaştık. Yakın tarihimiz boyunca, hiç bir seçilmiş hükümetin gösteremediği cesaret ve kararlılıkla sorunların üzerine gittik. Cumhuriyet tarihinin temel sorunlarından biri olan Kürt sorununun dönüm noktası Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan olarak, 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı konuşma olmuştur. Bu konuşma ile tabular yıkılmış, soruna demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağı dile getirilmiştir. İlk kez bir hükümet, sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir. AK Parti’nin bu cesur adımı, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemler ile sekteye uğratılmaya çalışılmış, buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir. Terör ve anti-demokratik uygulamaların nihayete ermesi adına, bir dizi idari ve hukuki reformu hayata geçirdik. Terörün sona erdirilmesi ve demokratikleşme süreçlerini bir arada yürütme kararlılığıyla, 2009 yılında sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve siyasi parti temsilcilerinin görüşlerini alarak “Demokratik Açılım”ı ilan ettik. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak da adlandırılan bu çalışma ile bir taraftan terörün kaynağını kurutmaya dönük çalışmalar yaparken diğer taraftan atılacak demokratik adımların çerçevesini ortaya koyduk. 2013 yılında, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini daha da olgunlaştırıp, çok boyutlu bir perspektif içinde, “Çözüm Süreci” ismiyle sürdürdük. Bu süre zarfında, eski Türkiye’nin ağır maliyet üretmiş olan sorunlu devlet-vatandaş ilişkileri tamir ettik, mağduriyet üreten bir çok anti-demokratik uygulamayı ortadan kaldırdık.
AK Parti olarak, eski Türkiye’de telaffuz bile edilmeye çekinilen sorunlarla açık bir şekilde yüzleşerek demokrasimizin derinleşmesini sağladık. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarına son verdik. Nisan 2013’te Hükümet tarafından belirlenen 63 kişilik Akil İnsanlar Heyeti Türkiye genelinde çalışmalarda bulunmuş, bunun yanı sıra TBMM’de “Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi” amacıyla kurulan Komisyon da ayrı bir çalışma yürütmüştür. Meclis Komisyonu 2 Aralık 2013’te çözüm süreciyle ilgili 450 sayfalık bir rapor açıklamıştır. 1 Ekim 2013’te Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi’nin yanı sıra, 2014 yılında seçimlerde Türkçe dışındaki dillerde kampanya yapmasına imkân veren değişiklikler gibi düzenlemelerle çözüm sürecinde ilerleme sürdürülmüştür.
10 Temmuz 2014’te ise kamuoyunda “Çözüm Süreci Yasası” olarak tanımlanan, “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir. Kanun ile çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenledik. 1 Ekim 2014’te ise “Çözüm Süreci Kurulu ile Kurumlar Arası İzleme ve Koordinasyon Komisyonlarının Kurulması”na ilişkin Bakanlar Kurulu Kararını çıkardık. AK Parti olarak, esas itibarıyla tüm vatandaşlarımızın faydalanacağı bir özgürlük ortamını tesis etmek için demokratikleşme konusunda adımlar attık. Bu adımları atarken, her seferinde, açık bir şekilde siyasi partilerimizi, milli birlik ve kardeşlik sürecimize destek vermeleri için davet ettik. Partimiz, demokratik adımlar için anayasal değişimin şart olduğunun altını çizmiş, Meclis çatısı altında, yeni bir toplumsal sözleşme için çağrıda bulunmuştur. Muhalefet partileri bu çağrılara kulak tıkamasına rağmen, AK Parti olarak anayasa değişikliği gerektirmeyen demokratikleşme adımlarının kahir ekseriyetini atmaktan geri durmadık. Vatandaşlarımız bu adımlara büyük bir teveccüh göstererek, Çözüm Süreci’ni güçlü bir şekilde sahiplenmiştir.

20. yüzyıl Türkiye’sinin en maliyetli sorununun Türkiye’nin 21. Yüzyılını da esir alarak milletimizin ağır faturalar ödemesine müsaade etmeyeceğimizi Çözüm Süreci’yle açık bir şekilde ilan ettik. Gelinen noktada Çözüm Süreci, sadece ülkemizde değil, bölgemizdeki huzur ve barış ortamının da reçetesi haline gelmiştir. Bölgemizde ‘kanlı süreçlerin’ derinleştiği bir dönemde, ülkemizin ‘barış süreçleriyle’ anılmasını sağladık. Bu yönüyle Çözüm Süreci, sadece Türkiye’nin demokratikleşmesi ve acıların dinmesi için değil, bölgemiz için de birlik ve kardeşlik modelidir. Çözüm Süreci, milletimizin esenlik projesidir. Çözüm Süreci, yüzüncü yılını idrak ettiğimiz, I. Dünya Savaşı’ndaki ve Balkan Harbi’ndeki acılarımızın bir daha yaşanmamasının teminatıdır. Çözüm Süreci, Türkiye’nin normalleşmesinin yol haritasıdır. Çözüm Süreci, eski Türkiye’nin anti-demokratik uygulamalarının bir daha tekerrür etmemesinin garantisidir. Çözüm Süreci, insan onurunu merkeze alan AK Parti’nin insani kalkınma ve 2023 hedeflerine ulaşmasının önemli dinamiklerinden birisidir. Çözüm süreci, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, tüm ülkemiz için aynı zamanda bir refah sürecidir. Çözüm Süreci, milletimizin ve devletimizin ayaklarına pranga vurmak isteyenlerin, maliyet ödetmek isteyenlerin, oyunlarını bozma hamlesidir. Çözüm Süreci, adaletin tesisi, kalkınmanın devamlılığı için hayata geçirilen insan hakları ve demokrasi odaklı yerli bir girişimdir. AK Parti olarak, 7 Haziran’dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile güvence altına alacağız. Özgürlükleri geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz.

Çözüm Sürecini güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız “6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gaziosmanpaşalı çocukların "23 Nisan" coşkusu Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir dizi etkinlik gerçekleştirildi. Çocuklar, Gaziosmanpaşa Belediye binası bahçesinde düzenlenen etkinliklerde doyasıya eğlendi. Etkinlikte konuşan Başkan Bahçetepe, “Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer. Çocuklarımız ne kadar mutlu ve başarılı olursa ülkemiz de gelecekte o kadar güçlü olur” dedi.Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Belediye binası önünde düzenlenen etkinliklere, birçok aile çocuklarıyla birlikte katıldı. Etkinlikte Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’ye de eşi Gözde Bahçetepe eşlik etti. Programda ilk olarak, 3 ve 5 yaş arası çocuklar orf gösterisi yaparken, Sanat Akademisi öğrencileri ise tiyatro oyunu sergiledi. Tiyatronun ardından sahneye çıkan çocuklar şiirler okurken, Gaziosmanpaşa Kültür Sanat Merkezi öğrencileri de gitar, bağlama, piyano ve bateri dinletisi yaptı. Ayrıca etkinlikte çocuklar için sihirbaz gösterisi ve GKM Oyunculuk Akademisi oyuncuları tarafından ‘Çöpleri Dönüştürelim Tiyatro Oyunu’ oynandı. Alana kurulan etkinlik çadırlarındaki çeşitli atölyelerde, çocuklar keyifli vakit geçirdi. Çocuklar alandaki oyun alanlarında oynayıp, ikramlıkların da tadına baktı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı festival havasında kutlanırken, çocuklar doyasıya eğlendi.“Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer”Programda konuşan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutluyoruz. Aynı zamanda TBMM’nin açılışı olduğu ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği günün yıl dönümü olarak tarihimizde büyük bir önem tutuyor. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın dünya sahnesinde barış ve dostluk mesajlarını yaydığı bu günlerde Atatürk’ü yurtta barış dünyada barış idealinin sizlerin yetiştirdiği çocukların omuzlarında yükseldiğini hatırlatmak isterim. Gaziosmanpaşa Belediyesi olarak çocuklarımızın en iyi eğitimi almasını, sağlıklı güvenli bir çevrede büyümesini sağlamak için belediyemizin tüm imkanlarını seferber edeceğimizi bildirmek isteriz. Çocuklarımızın bilgi, sevgi ve güvenle dünya çocukları olmasını ve ülkemizin aydınlık geleceğini şekillendireceğini çok iyi biliyoruz. Sevgili çocuklar bu özel gün sizin gününüz, dilediğiniz gibi eğlenin, dans edin, şarkılar söyleyin. Sizlerin mutluluğu bizlerin mutluluğu ile eş değer. Çocuklarımız ne kadar mutlu ve başarılı olursa ülkemiz de gelecekte o kadar güçlü olur. Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi.“Burada olmaktan çok mutluyum”Etkinliğe babaannesiyle gelen Zeynep Nur Aydoğdu, “Bugün 23 Nisan. Çok güzel bir gün. Burada resim yaptım ve diğer alanlara gittim. Bugün resim çiziyorum daha bitmedi. Güzel vakit geçiriyorum. Buraya babaannemle geldim. Burada olmaktan çok mutluyum” şeklinde konuştu.“Güzel vakit geçiriyorum”Resim yapmayı sevdiğini söyleyen Sümer Sayan ise, “Biraz oyun oynayıp vakit geçirdim. Güzel vakit geçiriyorum. Oyunlar oynadım. Resim yapmayı seviyorum” ifadelerini kullandı.“Çok eğleniyorum”Etkinliğe anne ve basıyla katılan Yade Karen Özaltun ise, “Bugün 23 Nisan. Burada uçak yaptım, birazdan da ebru yapacağım. Ailemle geldim. Çok eğleniyorum. Çok güzel vakit geçiriyorum. Sabah okuluma gidip gösterileri izledim. Burada da şarkılar dinledim” diye konuştu.“Belediyemize teşekkür ediyoruz”Çocukları ile etkinliklere katılan Hilal Tanju ise, “Bugün çocuklarımı etkinlikler için buraya getirdim. Kitaplarımızı alıp çaylarımızı içtik. Palyaçolar eşliğinde yüzlerimizi boyadık. Belediyemize teşekkür ediyoruz. Çocuklarımız için yapılan etkinliklere katılıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, düzenlenen bir dizi etkinlik ile coşkuyla kutlandı. Programda konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, “Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz. Siyasetin olmadığı, insanların kutuplaşmadığı, keskinleşmediği, kavga etmediği, gerçek sorunlara, gerçek çözümler ürettiğimiz yepyeni bir dönem. O dönemin umuduyla burada sizlere sesleniyorum ve bu duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorum” dedi.Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı düzenlenen bir dizi etkinlik ile coşkuyla kutlandı. Programa Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Sedat Işık, Beşiktaş Kaymakamı Yavuz Bingöl ve protokol üyeleri katıldı. Program kapsamında kurulan oyun alanlarında doyasıya eğlenen çocuklar, halk oyunu gösterisi de düzenledi. Etkinlikte halk oyunları gösterisini Hasan Ali Yücel Ortaokulu sergilerken, 23 Nisan şiirini Murat Beyaz İlkokulu öğrencisi okudu.“Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz”Programda konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, “23 Nisan bizim için çok önemli. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu güzel bayramı, bu güzel anı çocuklara armağan etmesi çok önemli. Yine önümüzde biliyorsunuz Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’mız olacak. Onu da gençlere armağan etmiştir. Aslında bir vizyon önümüze koymuştur. Bütün Kurtuluş Savaşı planlarını yaptığı, Cumhuriyet fikrini geliştirdiği düşman gemileri Dolmabahçe önüne geldiğinde ‘geldikleri gibi giderler’ dediği yerin adı Beşiktaş. 16 Mayıs 1919 Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Akaretler’deki evinden yola çıkıp Beşiktaş Meydanı’na inip Kartal İstimbotu’na binip Bandırma vapuruna geçmiştir ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Beşiktaş’tan başlatmıştır. Yine Ulu Önder’in hayata gözlerini yumduğu yerin adıdır Beşiktaş. Dolayısıyla biz her gün güne başlarken bu sorumluluk duygusuyla güne başlıyoruz. Bu sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz ve onun bize gösterdiği yolu takip etmeye özen gösteriyoruz. Biz geleceğe doğru umutlu adımlar atıyoruz. Siyasetin olmadığı, insanların kutuplaşmadığı, keskinleşmediği, kavga etmediği, gerçek sorunlara, gerçek çözümler ürettiğimiz yepyeni bir dönem. O dönemin umuduyla burada sizlere sesleniyorum ve bu duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorum” diye konuştu.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliğinde eğlendiğini söyleyen 14 yaşındaki Ela Ataysın, “Buraya eğlenmeye geldik. Güzel bir gün. Mısır dağıtılıyor, onları yiyeceğiz. 23 Nisan etkinlikleri için buraya arkadaşlarımız da geldi ve gösteri yaptılar. Biz de onları izledik” dedi.
Sivas Bozyiğit: “Hedefimiz, sizleri donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir” Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, hedeflerin çocukları donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirmek olduğunu söyledi. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Kurucusu Onur Feridun Bozyiğit, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı dolayısıyla açıklama yaptı. Bozyiğit, “ 104 yıl önce ortaya çıkan bu bağımsızlık iradesi, İstiklal Savaşı’nı büyük bir kahramanlık ve kararlılıkla yürütmüş, vatan topraklarını işgalden kurtararak, sonsuza kadar yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur ve dünya tarihinde başka milletlerin bağımsızlık mücadelelerine de ilham kaynağı olmuştur” dedi. “Varlığımızın en büyük teminatı olacaksınız” Eğitim Uzmanı Onur Feridun Bozyiğit, "Hedefimiz, sizleri özgürce düşünen, inisiyatif alabilen, sorgulayan, farkındalığı yüksek, hayatın güçlükleri ile baş edebilecek ölçüde donanımlı ve yetenekli bireyler olarak yetiştirebilmektir. Bunu başarabildiğimiz takdirde bugünün çocukları, yarının gençleri olarak sizler ülkemizin sadece zenginliği değil, varlığımızın da en büyük teminatı olacaksınız. Bu süreçte bizlerde sorumlu ve duyarlı çabalarınızda sizlere destek verecek ve her zaman yanınızda olacağız" ifadelerini kullandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerle kutlayan Bozyiğit, “ Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Milli Mücadeleye emeği geçmiş tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum " diye konuştu.
Burdur Burdur Emniyeti polis aracına binmek isteyen engelli genci kırmayıp şehir turu attırdı Burdur’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen 23 Nisan törenlerine giderken yolda gördüğü polis aracına binmek isteyen Cem Özen isimli işitme engelli genç ,polis abileri tarafından araçla gezdirilerek şehir turu attırıldı. Cem’in polis kornasına bastığı anda ki mutluluk yüzüne yansıdı. Burdur’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Burdur halkının coşku ile izlediği gösteriler büyük beğeni topladı. Burdurlu çocukların dışında farklı bir mutluluk yaşayanlardan biri de işitme ve bedensel engelli Cem Özen’di. Babası Özcan Özen ile birlikte töreni izlemek yola koyulan Cem, yolda bekleyen polisleri görünce yanlarına gidip polis aracına binip gezmek istedi. Cem’in bu isteğini kırmayan Burdur İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri Cem’i polis aracıyla gezdirerek ona unutulmaz anlar yaşattı. Yolda yanından geçtiği polislere selam vermeyi de unutmayan Cem’e polis abileri de selam vererek onun sevincine ortak oldu. Cem’in polis kornasına basarak dolaştığı anlarda yaşadığı mutluluk ise yüzüne tebessüm olarak yansıdı. Yolda giderken polis abilerine sürücülere ceza yazma talebinde bulunan Cem’e ise polisler tarafından, “Bugün bayram ceza yazmıyoruz kimseye” diyerek karşılık verdi. Burdur İl Emniyet Müdürlüğü tarafından o anlar sosyal medya hesabında paylaşıldı.
Hatay Depremzede çocuklar, 23 Nisan’ın tadını çıkardılar Depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’in öncülüğünde düzenlenen etkinlikte afetzede çocuklar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tadını çıkardılar. Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İskenderun ilçesinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’in özel talimatıyla Sakarya Mahallesi’nde bulunan ve Akdeniz bölgesinin en büyük doğal parkı olan Ziraat Parkta depremzede çocukları için şenlik düzenlendi. İskenderun Belediyesinin düzenlediği etkinlik, binlerce çocuk ve yetişkinin katılımıyla gerçekleştirildi. Depremzede çocuklar ve aileleri, asrın felaketini bir nebzede olsa bu özel günde unutmuş oldu. “Akdeniz’in en büyük doğal parkında muhteşem bir etkinlikte birlikteyiz” İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demir Yürek, “Sizlerle beraber, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamanın sevinci ve mutluluğu içeresindeyiz. Akdeniz’in en büyük doğal parkı olan çok yakın zamanda hizmete açtığımız Ziraat Parkta çocuklarımızla bu muhteşem etkinlikte bir aradayız” dedi. “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemize ve bölgemize kutlu olsun” İskenderun Belediyesi öncülüğünde düzenlenen etkinliğe 10 binden fazla kişinin katıldığı belirten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, “İskenderun belediyesi öncülüğünde düzenlenen bu şenliğe 10 binden fazla; çocuğumuz, gencimiz ve kadınımız katıldı. Çocukların, insanların ve kadınların yüzlerini güldürdük. 23 Nisan etkinliği dolayısıyla ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyetin kurucusu olan bütün değerlere saygılarımı sunmak istiyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemize ve bölgemize kutlu olsun. 23 Nisan Türkiye’den dünyaya yayılan bir çocuk şenliği ve bu şenliğin; ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu. “Bugün çocuk hakları için buradayız” Düzenlenen etkinlikten dolayı mutlu olduğunu söyleyen Hamza Alnaz, "Mutluyum bugün çocuk hakları için buradayız, çocukların hakları 18 yaşına kadar özeldir ve özel kalacaktır. Her çocuk bireyin bunu bilmesi şeklinde her yetişkin bireyinde bunu bilmesi gereklidir. Çünkü çocuklar çocuk hakkını tek başına koruyamaz, yetişkinlerin de buna yardımcı olması lazımdır” dedi.