GÜNDEM - 19 Nisan 2021 Pazartesi 18:52

AK Parti Sözcüsü Çelik: “Diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir”

A
A
A
AK Parti Sözcüsü Çelik: “Diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türkiye’ye, Ankara ile konuşmak için gelmemiş, Atina’ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz, son derece saygısız bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletimizi itham etmesi, diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir. Bu nezaket dışı, diplomasi dışı tavrı da bütün dünya görmüş oldu” dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

104 emekli amiral tarafından yayımlanan bildiri sonrası Cumhuriyet Halk Partisi tarafından AK Parti’yi ima eden kabul edilemeyecek yaklaşım ve ithamların olduğunu belirten Çelik, “Bu metnin değiştirilmesinde iktidarın sorumluluğu olduğu bir takım açıklamalar yapıldı. Bir de bizim sanki bu işlerin içinde arkadaşlarımız varmışta kumpas kuruluyormuş gibisinden bir takım açıklamalarda buna eklendi. Bunlar baştan aşağı yanlıştır. Eğer bu bildiri değiştirildiyse, bu bildirinin gece yarısı yayımlanması konusunda bir dış müdahale söz konusu olduysa o zaman gece yarısı yayımlanır yayımlanmaz ne için bu bildiriye imza atan bazı emekli amiraller hemen bu bildirinin ne kadar önemli olduğunu, fikir hürriyetine girdiğini açıklama gayreti içine girdiler. Bir tanesi saygısızlığın dozunu ileri düzeye götürerek, gece yarısı yayımlanan bu bildiriye verdiğimiz cevap neticesinde bizi kast ederek, ‘geceleyin uykulu bir şekilde okumuşlar bildiriyi, sabahleyin okurlarsa bu söylediklerinin doğru olmadığını görecekler’ dedi. Gece yarısı yayımlanması konusunda bir provokasyon, müdahale varsa ya da bildirinin içeriğinin değiştirildiğine dair bir bilgi varsa bunu o gece yayımlanır yayımlanmaz ‘ben bu bildirinin arkasındayım’ diyen bir takım emekli amirallere soracaklar. İsimleri belli. Bunu daha da genişletebilirler. Hemen bildiri yayımlanır yayınlanmaz bir takım emekli generaller de çıktılar amirallerin bu bildirisine destek verdiklerini açıkladılar. Bir bilgi varsa Kılıçdaroğlu’nda bunun içeriğine kim müdahale etmiş, bunun yayımlanma gününü, zamanlanmasını kim değiştirmiş, bunun sorulması gereken o imza atanlar içerisinde gece yarısı bizim verdiğimiz tepki karşısında hemen bu doğru bir iştir diye savunmaya geçenlerdir. Bu son derece yanlış bir iştir, iktidarın, bizim partimizin bu şekilde suçlanması buradaki, bu eylemdeki gayrimeşruluğu örtmek için, anormalliği örtmek için maalesef vesayetçi zihniyetin yeni bir ürünü olarak bu şekilde suçlamalara girişmektedir. Ayrıca bu değiştirildiği bilgisi Kılıçdaroğlu’na kimden gelmiştir, değiştirildikten sonra diğer amiraller, o gece yarısı buna hemen ben bunun arkasındayım diye tweet atanlar bazı emekli generaller bunu niye yapmıştır bunun izahı Kılıçdaroğlu’nun yapacağı izahtır” ifadelerini kullandı.

“İstikşafi görüşmelerin kesilmesine sebep olan Yunan tarafıydı”

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye ziyaretine ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulunan Çelik, “Yunanistan Dışişleri Bakanının, Yunanistan devlet yetkililerinin ülkemizi ziyaretinden memnuniyet duyarız. Geleneksel misafirperverliğimiz ve diplomasi geleneğimiz çerçevesinde sorunları konuşmaktan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İstikşafi görüşmelerin kesilmesine sebep olan biz değiliz, buna sebep olan Yunan tarafıydı. Sonradan yeniden başlamasından duyduğumuz memnuniyeti de anlattık. Fakat biz burada gördük ki, Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türkiye’ye, Ankara ile konuşmak için gelmemiş, Atina’ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz, son derece saygısız bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletimizi itham etmesi, diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir. Bu nezaket dışı, diplomasi dışı tavrı da bütün dünya görmüş oldu. Bütün dünya şunu gördü: Müzakere isteyen, pozitif taraf kim ve müzakere istemeyen ve sürekli olarak müzakere sürecini sabote eden kimlerdir diye. Beni en çok şaşırtan, ister küçük devlet ister büyük devlet olsun, bütün devletler kendi egemenliklerini korumak konusunda en azından teorik olarak kendi ülkelerinin kendi egemenliklerini korumaya muktedir olduğunu söylerler. Bunun dışındaki bir ifade zaten devlet olma kabiliyetinden ve kapasitesinden geriye gitmek anlamına gelir” dedi.

“Karşı karşıya kaldığımız bağnazlık ve saygısızlığa rağmen müzakere sürecini karşılıklı saygıya uygun şekilde sürdürmeye hazırız”

“İlk defa bir bakanın, kendi ülkesinin egemenliğinden bahsederken kendi ülkesinden değil Avrupa Birliği’nden bahsettiğini gördük” diyen Çelik, “Kendi ülkesinin egemenliğini korumak için kendi ülkesinin kurumlarına atıf yapmayan, Avrupa Birliği’ni istismar eden, kendisine kalkan yapan bir açıklamayı ilk defa ben bir Dışişleri Bakanından bu şekilde duymuş oldum. Netice itibariyle, bu sorunların neden çözülemediği anlaşıldı. Dışişleri Bakanımızın oradaki açıklamasıyla da Türkiye’nin bu sorunları çözmek için masaya nasıl yüksek bir kapasite, önyargısız bir şekilde ve tam bir müzakere anlayışıyla oturmaya hazır olduğu da görülmüş oldu. Karşı karşıya kaldığımız bağnazlık ve saygısızlığa rağmen müzakere sürecini akıllı bir dille, akıllı bir devlet anlayışıyla ve müzakerenin yöntemlerine karşılıklı saygıya uygun bir şekilde biz sürdürmeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Ama bir Dışişleri Bakanı buraya gelecek, dış politikanın dinamikleri hakkında ve dış politikanın yöntemleriyle konuşmayacak onun yerine kendi ülkesinin iç siyasetindeki siyasi kariyerine Ege’deki ve Doğu Akdeniz’deki meseleleri maalesef istismar konusu haline getirecek o zaman buradan bir şey çıkmaz. Dolayısıyla Yunanistan Dışişleri Bakanının yaptığı konuşma, Türkiye ile ilgili Yunanistan arasında bir krizi göstermekten çok Dışişleri Bakanı olarak atanmış birisinin dış politika yapmak yerine Yunan iç siyasetine oynamak şeklinde bir Yunan devlet anlayışıyla ilgili bir krizi göstermektedir” açıklamasını yaptı.

Ömer Çelik: "Deniz Kuvvetleri'nde böyle bir görüntüyü kabul etmiyoruz, bu bildiriyi de kabul etmiyoruz"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sarıklı amiral soruşturmasına ilişkin, "TSK’nın kendi disiplin yönetmeliği içinde gereğini yapacağına inanıyoruz. O görüntüye vurgu yapanlar, o görüntünün yanlışlığına vurgu yapmakla kalsalardı yine anlamlı bir iş yapacaktı. Sen bu görüntü de yanlıştır, emekli amiraller bildirisi de yanlıştır diyebiliyor musun? Biz diyoruz, Deniz Kuvvetleri'nde böyle bir görüntüyü kabul etmiyoruz, bu bildiriyi de kabul etmiyoruz" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının gündemine ilişkin açıklama yaptı. Yunanistan'ın mültecilere olan skandal tutumlarını eleştiren Çelik, "80 binden fazla mülteciyi, öldürmeye kalkarak, üzerindeki eşyaları alarak çıplak bir şekilde bizim karasularımıza ittiler ve bunların hepsini ölüme terk ettiler. Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları benzin dökerek yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışıyor. Bunun karşılığında Türk Sahil Güvenlik uzmanları kahramanlarımız orada olmasa bu insanların hepsine Akdeniz'i mezar yapacaklar. Ondan sonra çıkacaklar AB'ye üye olmaktan gururluyuz diye bahsedecekler. Sahil güvenlik unsurlarımız eğer kurtarmasa o 41 kişi ölecek Akdeniz onlara mezar olacaktı. Defalarca söyledim siz demokrasinizi önce Akdeniz'in sularından kurtarın. Demokrasi dediğiniz, insan hakları dediğiniz uluslararası ilişkiler dediğiniz değerleri Akdeniz’in sularına gömdünüz siz. Önce Akdeniz'in sularından kurtarın ondan sonra diğer meseleler hakkında konuşmaya başlayın. İnsanların üzerine benzin döküp yakıyorsunuz. Bir AB üyesi ülkesiniz" diye konuştu.

"Acil bir tepki ve cevap bekliyoruz"

"Sürekli olarak bizim karşımıza Türkiye Yunanistan ilişkilerini Türkiye AB ilişkileri haline sokmaya çalışarak geliyorsunuz" diyen Çelik, "Acil bir tepki ve cevap bekliyoruz. Sürekli bize bir bilgi ulaşmadı bizde böyle bir belge yok diyorsunuz. Kendi Demokrasilerini, insan haklarını, insanlık onurunu gömmeye çalıştıkları Akdeniz sularından çıkarsınlar, insan hayatına saygı duysunlar, ondan sonra bu konularda konuşsunlar. Bu eylem aynı zamanda Yunanistan bütün Yunan meselesini bir AB meselesi haline getirmeye çalışıyor ya AB sürekli biz üyemizin arkasındayız diyor. Yunanistan karasuları aynı zamanda AB karasularıdır” diye konuştu.
AB'nin Yunanistan konusundaki tavrını eleştiren Çelik, "Bu AB sınırları içinde karasuları içinde geçekleşiyor. Buna ne diyorlar? 2. Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa'da görülmemiş böyle görüntüler. AB birliği maalesef bunun karşısında susuyor" dedi.

"Bağımsız bir Afganistan'ın tesis edilmesi bizim milli güvenliğimiz açısından önemlidir"

Türkiye’nin bir müzakere devleti olarak dünyadaki pek çok çatışmaya arabuluculuk yaptığını kaydeden Çelik, “Çok önemli konferanslardan biri Afganistan Barış süreci ile ilgili 24 Nisan-4 Mayıs arasından İstanbul’da gerçekleşecek. Afganistan barış süreci ile ilgili daha önce bir girişim yapıldı maalesef yeterli ilerleme sağlanamadı. Türkiye -Katar ve BM‘nin eş düzenleyiciliğinde Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Taliban arasında bu görüşmeler gerçekleştirilecek. Bağımsız bir Afganistan'ın tesis edilmesi bizim milli güvenliğimiz açısından önemlidir. Gerek terör açısından, gerek uyuşturucu ticareti açısından bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.

Afganistan’ın barış sürecine verilen desteğin stratejik bir destek olduğunu kaydeden Çelik, “Siyasi çözüm için yol haritasının ortaya çıkasını destekliyoruz. Türkiye bir kere daha dünya barışına katkıda bulunan bir müzakere devleti olarak bu ev sahipliğini gerçekleştirecektir" diye konuştu.

"Ateşkes ihlalleri şimdiye kadar 20’ye yakın Rus askerinin ölümü ile sonuçlandı"

Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilime ilişkin konuşan Çelik, "Ateşkes ihlalleri şimdiye kadar 20’ye yakın Rus askerinin ölümü ile sonuçlandı. Rusya’nın Ukrayna’nın doğusuna yaptığı tahkimat gerilimi iyice yükseltti. Neticede buradaki gerilim ABD Karadeniz’e bir savaş gemisi gönderecek mi göndermeyecek mi? Montrö’ye göre 15 gün önceden bildirim yapıldı mı? Rusya arakasından Karadeniz’den arkasında 3 bölgeyi kapattı. Bu gerilim giderek yükseliyor. Bu gerilimin Rusya, Ukrayna ve Agit arasındaki 3’lü temas gurubu çerçevesinde diplomasi yoluyla çözülmesini istiyoruz. Karadeniz’de herhangi bir çatışmanın olmamasını istiyoruz. Türkiye sadece kendi milli güvenliği açısından ikili ilişkiler kurar. Temmuz 2020’deki ateşkese dönülmesini arzu ediyoruz. 20 askerin ölmesi, Karadeniz’deki bu yoğunluk kimsenin faydasına olmayacaktır. Bu süreci diplomatik bir şekilde çözüm noktasında çözülmesini arzu ediyoruz" dedi.

"İsrail vahşi bir eylemi gerçekleştirmiştir”

Çelik, "İsrail vahşi bir eylemi gerçekleştirmiştir. Yasa dışı yerleşim birimlerini kurmaya devam ediyor İsrail. Bunun yanı sıra Filistin'deki seçimleri engellemek için Gazze’de engelleyici roller oynuyor. Doğu Kudüs’te seçimlerin engellenmesi için provokasyonlara imza atıyor İsrail. Batı Şeria’da bazı Filistinli siyasetçileri tutukluyor. Bu tablo karşısında yeterince güçlü bir ses dünyadan çıkmıyor. Artık dünyanın bütün kurumların kınamasının ötesine geçip net bir şekilde tutum alması gereken bir noktadayız. Kuşkusuz Filistin’in yanındayız. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu korumaya gereken tavırları almaya devam edeceğiz" dedi.

“Onlar meclisin her kapatıldığı darbelere destek verdiler”

Atatürk’ün her zaman meclise önem verdiğini söyleyen Çelik, "TBMM’nin en önemli özelliklerinden birisi yüce meclis dünyadaki diğer meclislerden şöyle bir farka sahiptir. Dünyadaki tüm meclisler bir kurtuluş Savaşı sonunda kurulmuştur. Bizim meclisimiz ise bir kurtuluş Savaşı'na komuta etmiştir. Dünyada böyle bir meclis yoktur. Yüce meclise saygımız milletimize saygımızın, tarihimize ve demokrasimize saygımızın bir hereğidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de yüce meclise her zaman bu saygıyla davranmıştır. Şimdi Atatürk üzerinden cümle kuran kendilerine bu saygıyı bahsetmeye çalışan CHP’li arkadaşımızın söylediği doğru değil. Onlar meclisin her kapatıldığı darbelere destek verdiler. Onlar meclisin iradesinin postallarla ezildiği her girişime destek verdiler. Gerçekten farklı tutum ortaya koysalardı belki biz bunu siyasi partiler rekabeti açısından elverişlilik elverişsizlik gibi görmezdik belki ilk defa CHP güçlü bir şekilde demokrasiye bir katkı vermiş olurdu eğer şu emekli amirallerin bildirisine karşı çıksaydı. Şimdi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüce meclise verdiği değere vurgu yapıp da kendinizi bunun arkasına saklayamazsınız. Siz 60 darbesinde, onun ötesindeki her girişimde yüce meclisin haklarının budanması için yapılan her girişime destek verdiniz Bu ikisini birbirine karıştırmayın" ifadelerini kullandı.

“Bu kumpas kurma geleneği bizde yok”

"Genel başkanları bir kumpası ima ediyor. Bu kumpası doğrudan içişleri Bakanımızın yaptığını söylemiş" diyen Çelik, "Bu kumpas kurma geleneği bizde yok, bizim bakanlarımızda, bizim partimizde yok. Aynen iade ediyoruz. Darbeler yoluyla millete kurulan kumpasın arkasında hep bunlar oldular. Kumpas diye bahsettikleri, bu bildirinin gece yarısı yayınlanmasında iktidar var ya da bildirinin içeriği değiştirilmiş bunda iktidarın kolu, parmağı var. O gece emekli amirallerden bazıları çıktı, hemen yayınlanır yayınlanmaz tweet attı bizim eleştirimize karşı. AK Partililer bunu uykuluyken okumuşlar anlamamışlar diye saygısızlık yapıyor. Zihninin yetmediği işler yapıyor, sabah okursa anlarlar diyor. Bunu söyleyen emekli amiral o neden demedi. Bunun gece yarısı yayınlanmaması gerekiyordu. Bunun başlığında, içeriğinde şu ifadenin olmaması gerekiyordu, eğer siz bu bildiri değiştirildi diyorsanız CHP olarak bunu imzalayan emekli amiraller de değiştirilmiş metne bu kadar güçlü bir şekilde sahip çıkıyorsa işte o zaman kumpas için uzağa gitmeyeceksiniz. Bu ifadeleri söyleyen emekli amirallere söyleyeceksiniz. Ondan sonra çıkıyorsunuz buna karşı çıkanları kumpasla suçlamaya çalışıyorsunuz. Kumpası burada arayacaksınız, başka yerde aramayacaksınız. Emekli amiraller bildirisine karşı veremediğiniz demokratik tutumun arkasına başkalarını suçlayan bir yığınak yapmayacaksınız. Bazı meseleler vardır 10 yıl - 20 yıl mücadele edersiniz ama tek bir meselede demokratik sermayenizi ortaya koyarsınız. Orada tutum aldınız aldınız. Demokratik bir tavır alamadınız AK Parti’yi suçlamaya çalışıyorsunuz, bizim arkadaşlarımıza iftira atıyorsunuz" dedi.

“TSK’daki disiplin süreci devam ediyor”

Sarıklı Amiral soruşturmasın ilişkin konuşan Çelik, “Milli Savunma Bakanımızın sarıklı amiral meselesine olumlu baktığı ya da bunu seyrettiği gibisinden bir şeyler söylüyor. TSK’daki disiplin süreci devam ediyor. Her fırsatta yargı diyorsunuz, usul diyorsunuz. Ne yapılsın Silahlı kuvvetler kendi soruşturmasını, kendi yöntem usulleriyle tamamlamasın mı? O görüntüye olumlu bakmıyoruz arkadaşlar. Hiçbir şekilde doğru kabul etmiyor meşru da kabul etmiyoruz. TSK’nın kendi disiplin yönetmeliği içinde gereğini yapacağına inanıyoruz. O görüntüye vurgu yapanlar, o görüntünün yanlışlığına vurgu yapmakla kalsalardı yine anlamlı bir iş yapacaktı. Hayır o görüntüye vurgu yaparak emekli amirallerin müdahalesini meşrulaştırmaya çalışıyor. Sen bu görüntü de yanlıştır, emekli amiraller bildiri de yanlıştır diyebiliyor musun. Biz diyoruz O görüntüyü kabul etmiyoruz. Bu bildiriyi de kabul etmiyoruz. Bu ikisini kavga ettirerek varmaya çalıştığınız yeri de biliyoruz. O ders neydi darbeye karşıyız ama iktidarında çok suçu var. Diyerek o darbenin vahşiliğini meşrulaştırmaya, mazeret üretmeye kalkmak gibisinden bir argüman faaliyeti. Bildiri konusundaki sınıfta kalan tavırlarını örtmek için bu 128 milyar dolar meselesini sürekli ortaya çıkarıyorlar. En güzel cevabı kendi milletvekilleri verdi. Ekrana bakarsanız, ekonomi okuryazarlığınız varsa görürsünüz dedi. Kendi partilerinin milletvekili onlara gereken cevabı en güzel şekilde verdi. Neredeymiş, bakmasını bilene gözünün önündeymiş. Kim söylüyor CHP’li vekil, kime söylüyor CHP'ye söylüyor" diye konuştu.

Anayasa çalışmaları

Anayasa çalışmalarıyla ilgili soruya Çelik, “Öncelikle anayasa çalışmalarıyla ilgili akademisyen arkadaşlar siyasi tartışmaya teşkil edecek bir zemin hazırlıyorlar. O çalışmanın tamamlanmasından sonra AK Parti’de çalışacağız, Cumhur İttifakı olarak beraber çalışacağız bunu. O çalışmanın tamamlanmasıyla birlikte siyasi heyetler cumhur ittifakı olarak süreci tartışmaya devam edecekler. Şartlar olgunlaştıktan sonra diğer partililer de konuşacağız. Yeni anayasa demek ülkenin geleceğine dönül yeni bir nüfus cüzdanına sahip olması demek. Bunun her zaman en geniş mutabakatla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu mutabakata katılan olur, katılmayan olur bu onların bileceği iş. Bu kapı milletin adına açık olacaktır. Çünkü bu neslin gelecek nesillere yeni bir anayasa yapma borcu vardır. Gelecek nesillere bu anayasayı bırakmamalıyız. Geçmişte denendi olmadı. Siyaset bu borcunu henüz ödememiştir. Gelecek nesiller bizden alacaklıdır. Darbe döneminin ürünü olmayan sivil anayasayı hediye gelecek nesillere hediye etmek hepimizin onuru olacaktır. Bu yaklaşımla elden gelen bütün gayret gösterilecektir" şeklinde konuştu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin kararın din ve vicdan özgülüğünü engelleyen bir karar olduğunu belirten Çelik, “Hiçbir mevzuat temel hak ve hürriyetlerden üstte duramaz. Orada bir sıkıntı varsa onu değiştireceksin. Bunu değiştirmeyip din ve vicdan hürriyetini engelleyen bir karar alıp bunu laikliğin bir yaklaşımı gibi ilan etmek ilkel bir yaklaşım. Geçmişte en çok laiklik zaferi ilan edenler laikliği zehirleyenler, laikliğe inanmayanlardı. Laiklik tam anlamıyla uygulanmalıdır. Hiç kimse laikliği din ve vicdan hürriyetine aykırı ya da toplumsal barışı zedeleyecek şekilde yorumlayamaz. Türkiye bu dönemlerden geçti, bu dönelerdeki acıları geride bıraktı. Türkiye’nin de atacağı adımlar vardır" dedi.

Yerel yönetimler reformu

Yerel yönetimler reformuyla ilgili konuşan Çelik şunları söyledi:
“Cumhur İttifakı’nın iki kanadında da bu tartışılacak. Bunlar doğal olarak olgunlaştıktan sonra istişareye açık bir durumdur. Biz böyle bir şey söylediğimiz zaman şu şu şu olacaksa hiç konuşmayalım diyerek bu istişarenin mantığına aykırı bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir yaklaşım olmaz, önyargısız ve samimi bir yaklaşım olursa her zaman geniş bir istişareyi, uzlaşmayı arzu ederiz. Taslağın içeriğine ilişkin bir şey söyleyemem. Çünkü heyetimiz açısından henüz mutabakata varılmış bir konu yok. Pek çok argüman geldi, geliyor. Yerel yönetimler konusundaki hemen hemen her tartışma, belediye başkanlarımızdan gelen, mevzuattan kaynaklanan, pratikten kaynaklanan geniş bir yelpazede sorunlar getiriliyor ve şu aşamada daha ilk müzakereyi yapıyoruz, biraz olgunlaştıktan sonra sizinle paylaşacağım şeyler olacaktır.”

“Yunanistan maalesef bunlara layık olmayan bir ülke gibi davranıyor şu anda”

Yunanistan Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanının Riyad ziyaretini değerlendiren Çelik, “Bakın biz burada iki komşu ülkeyiz gelin bu meseleleri kendimiz çözelim. Baştan aşağı haksız olduklarını biliyorlar. Yunanistan Dışişleri Bakanının Türkiye’ye gelip şunlar hukuka uygundur dediklerinin hepsi hukuka aykırı, Türkiye’nin şu yaptıkları hukuka aykırıdır dediği konuların hepsi de hukuka uygundur. Bunu kabul edecek bir uluslararası hukukçu da yoktur. Biz Yunanistan’ı hiçbir zaman zor durumda olduğu durumlarda istismar etmedik. Yunanistan maalesef bunlara layık olmayan bir ülke gibi davranıyor şu anda. Meselesini Türkiye ile çözecek yerde Yunanistan, Türkiye meselesini önce AB-Türkiye meselesi yapmak gibisinden sonuçsuz ve anlamsız bir yola giriyor. Türkiye’yi kuşatmak için Libya’ya gidiyor, Mısır’a gidiyor, Suudi Arabistan ziyareti yapacak ama burada hiç kimse Akdeniz’in bir Yunan gölü olmasına, Ege’nin bir Yunan gölü olmasına müsaade edecek bir yaklaşım içerisine girmez. Türkiye’ye karşı kumpas kuran, bir takım husumet lobileri oluşturmaya çalışan bir tavır içerisine giriyor. Enerjisini bu şekilde çıkmaz sokak olan işlere harcayacağına Türkiye ile müzakereye harcasa çok daha doğru yollar bulunabilir” dedi.

Rusya Ukrayna gerilimine ilişkin konuşan Çelik, “Biz Rusya ile güçlü komşuluk ilişkileri geliştirdiğimiz gibi Ukrayna ile de güçlü ilişkiler geliştiriyoruz. Diplomasidir çözüm olan Ukrayna'nın da Rusya'nın da toprak bütünlüğünü savunuyoruz" dedi.

“İçişleri Bakanlığımız bunu soruşturacak”

Gri Pasaport soruşturmasına yönelik soruları cevaplayan Çelik, “Aynı durum birkaç tane CHP milletvekili çıktı bunu AK parti belediyeleri yapıyor dedi. AK Parti belediyeleri yapıyor derken bunu AK Parti teşkilatlarıyla ilgili organize bir durummuş gibi sundu. Şimdi bugün gördük ki aynı durum CHP belediyelerinde de varmış, İYİ Parti belediyelerinde de varmış. O şekilde AK Parti’ye ait bir organizasyonmuş gibi göstermeye çalışanların kimler olduğu biliniyor. Çıkıp özür dilemeleri gerekiyor. Kendi belediyelerinde çıktı işte. CHP Sözcüsü arkadaşımız çıkıyor İçişleri Bakanımızı suçluyor. Diyor ki gri pasaportları o vermiş açığa çıkarsın. İçişleri Bakanlığı zaten soruşturma yürütüyor. Her CHP üyelik kartı verdiğinizin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia edebiliyor musunuz? Sonuç olarak şu partiden bu partiden, belediyelerden bu şekilde bir tablo ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığımız bunu soruşturacak ve netice itibariyle kusur, hata, yanlış, suç ne varsa yargıya intikal edecek. Biz de bu şekilde soruşturulmasının güçlü bir şekilde arkasındayız, her şeyin şeffaf bir şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz" diye konuştu.

İlker Turak - Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.