GÜNDEM - 03 Nisan 2020 Cuma 17:18

AK Parti Sözcüsü Çelik: 'Türkiye en hazırlıklı şekilde mücadelesini sürdürüyor'

A
A
A
AK Parti Sözcüsü Çelik: 'Türkiye en hazırlıklı şekilde mücadelesini sürdürüyor'

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Türkiye en hazırlıklı şekilde mücadelesini sürdürüyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans sistemi ile AK Parti MYK toplantısına başkanlık yaptı. Toplantı sonrasında kameraların karşısına geçen Parti Sözcüsü Ömer Çelik, geçmişte yaşanan salgınları hatırlatarak, “Geçmişte zengin ülkeleri vurmadığı zaman, sadece Afrika’yı ya da fakir bölgeleri vurduğu zaman insanlık bu mesele ile büyük bir hassasiyetle ilgilenmiyordu. Şimdi ise bütün dünyaya küresel olarak hiçbir ayrım gözetmeksizin vuran tehlikeli bir salgın söz konusu. Bu, hayat tarzlarımız üzerinde, dünyanın nizamı üzerinde yeni düşünceler geliştirmemiz gereken bir döneme işaret ediyor” diye konuştu.

“Türkiye süreci baştan itibaren ciddiye almıştır”

Türkiye’nin salgına karşı bütün tedbirleri ortaya koyduğunu belirten Ömer Çelik, “17 yılda ülkemizin sağlık alanında gerçekleştirdiği devrimler, bugün bizi diğer ülkelere nazaran virüs karşısında daha hazırlıklı hale getirmiştir. Türkiye bu sürece olabilecek en hazırlıklı bir şekilde mücadelesini sürdürerek cevap vermektedir” diye konuştu.

Sürecin başından bu yana kafa karıştıran, çok can sıkıcı, virüsle mücadeleye odaklanmak yerine başka meselelere odaklanan bir takım yaklaşımlar karşısında hafızaların tazelenmesinde yarar olduğunu belirterek, dünyada virüsün yayılma hızını anlatan Ömer Çelik, Türkiye’nin virüsle güçlü bir şekilde mücadele ettiğini belirtti. “Yeterli tedbirler alınıyor mu, daha önce tedbir alınabilir miydi, tedbirler konusunda eksik mi var?” şeklinde sorumsuzluğa varan bir takım yorumlarla karşılaştıklarını söyleyen Çelik, “Böylesine büyük bir afetle mücadele ederken vatandaşlarımızın hayatlarından daha kıymetli bir şey yoktur. Türkiye süreci baştan itibaren ciddiye almıştır. Dünya salgını ciddi almazken, Türkiye, Çin’de ilk Aralık ayında görünmesinden sonra Ocak ayında Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir operasyon merkezi kurmuştur, 10 Ocak’ta Bilim Kurulunu oluşturmuştur. Dünya Sağlık Örgütünün bir takım tavsiyeleri ilan edilmeden önce Türkiye bir takım tavsiyeleri yürürlüğe koymuştur” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin virüsün yayılmaması için aldığı tedbirleri hatırlatan Çelik, “Birçok ülke o günlerde kendi vatandaşlarını para karşılığında ülkelerine getirirken ya da kendi vatandaşları ulaşım masraflarını kendileri ödemesine rağmen onları ülkelerine almazken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Çin’den alıp derhal getirmiş ve karantinaya almıştır. Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın sağlığını düşündüğümüz bu gelişmeler karşısındaki hızlı hareket tarzı ile ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.

“Yıkım siyasetinin zamanı değil

Sürecin şeffaf yürütülmediğine dair eleştirilere de cevap veren Çelik, “Maalesef sanki bu süreçte bir rekabet varmış, buradan bir siyasi rant elde edilebilecek gibisinden insan hayatını, vatandaşlarımızın psikolojisini düşünmeyen bir şekilde, son derece spekülatif bir şekilde her gün yürürlüğe koyulmaya çalışılıyor. Koca koca siyasi partilerin bazı temsilcileri maalesef spekülasyon yaymaya çalışıyorlar. Tüm süreç büyük bir şeffaflıkla sürdürülmeye çalışılıyor. Yıkım siyasetinin zamanı değil, pozitif bütün eleştirileri, yeni yaklaşımları dikkate alıyoruz tabi ki” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ekonomik tedbirleri yineleyen Çelik, dünyada kimsenin bu afetin ne zamana kadar süreceğini bilmediğini söyleyerek, tedbirlere ne kadar uyulursa afetin o kadar kısa süreceğinin altını çizdi. Fırsatçılık yapanlara karşı katı tedbirlerin alındığını belirten Çelik, krizde fırsatçılık yaparak gelir elde etmeye çalışanların mutlaka ihbar edilmesini istedi.

“Devletimiz her bir vatandaşına dünyanın neresinde olursa olsun sahip çıkacak güce sahiptir”
65 yaş üstündekilere sokağa çıkma yasağı getirildiğinde bazı kişilerin sosyal medyada da tepki gören incitici bir takım davranışlarda bulunduklarını söyleyen Çelik, “Dünyanın pek çok ülkesinden üzücü haberler geliyor, yaşlıların hastanelerde yaşlıların ölüme terkedildiği gibisinden. Biz yaşlılarımızdan ve büyüklerimizden bahsederken onların hayat yolculuğunda her zaman bizimle olması gerektiğini yönünde bir cümle kurarız. Allah başımızdan eksik etmesin deriz. Bu onlara olan hürmetimizin bir neticesidir. İncitici şeylere karşı İçişleri Bakanlığımız tedbirler aldı, gereken yapıldı” dedi.

Milli Dayanışma Kampanyasından bahseden Çelik, “Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Milli Dayanışma Kampanyası hayata geçirildi. Bütün bunlarla ilgili, ‘devlet zaaf içindedir, devlet vatandaşından para topluyor, devlet bir güçsüzlük içindedir’ gibi propagandanın yapıldığını görüyoruz. Allah’a şükürler olsun milletimizin verdiği destek ile devletimiz her bir vatandaşına dünyanın neresinde olursa olsun, kendi topraklarımız başta olmak üzere sahip çıkacak güce sahiptir. Başka ülkeler gelmek istediği halde Erasmus öğrencilerini getirmezken, bizim devletimiz uçak göndererek oralarda çocuklarımızı yalnızlığa mahkum etmemiştir. Bu tip konularda bir zaaf söz konusu değildir, vatandaşlarımızın birbiri ile dayanışması devlet hayatında zaaf olduğu anlamına gelmez. Burada tutup da Avrupa ülkelerine bakarak, ‘Avrupa ülkelerinde bunlar olmuyor, Türkiye’de olması devleti zaaf içerisinde gösterir’ diyenler ne buradaki milleti anlamışlar ne devleti anlamışlar. Oralardan örnek gösterecekseniz, insanların birbiri ile nasıl yarıştığını, büyük dediğimiz güçlü ülkelerin birbirlerinin insani yardım malzemelerine el koyduğunu görüyoruz. AB içiresinde büyük bir kavga ve yangın var. Bir ülke kendi sınırından başka ülkeye gidecek insani yardım malzemesine el koyuyor. AB Komisyonu Başkanı, İtalya’dan özür diliyor, ‘sizi yalnız bıraktık’ diye. Bütün bu tablo bizim kültürümüzün dışında bir tablo” dedi.
Salgının dünyada herhangi bir ülkenin tek başına sağlık sisteminin güçlü olması ile durdurulamayacağını söyleyen Çelik, bütün dünyadaki sağlık sistemlerinin güçlü olması gerektiğinin altını çizerek, “Maalesef, krizi ağır bir şekilde geçiren İtalya ve İspanya’ya dönük olarak ortaya koyduğumuz yardımlar bile eleştiri konusu yapılmaya çalışıldı. ‘Bizim ihtiyacımız varken niçin İtalya ve İspanya’ya gönderiliyor’ diyorlar. Biz vatandaşımızın ihtiyacı olan bir şeyi vatandaşımızdan esirgeyip de yurt dışına göndermiyoruz. Tam tersine, vatandaşımızın ihtiyacını tam olarak karşılayacak şekilde kapasitemizi koruyarak başka ülkelerin de yardımına koşuyoruz” diye konuştu.

İtalya ve İspanya’ya gönderilen yardım malzemelerinin üzerinde Cumhurbaşkanlığı Forsunun bulunmasına ilişkin yapılan eleştirilere de cevap veren Çelik, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı Türk milletini ve devletini temsil eder” şeklinde konuştu.

“Travmatik bir toplum yapısı ortaya getirmemek lazım”

Televizyonlarda bilim adamlarının kendi aralarında tartışacağı konuları milletin önünde tartışmalarına yönelik şikayetler geldiğini söyleyen Çelik, “Şuanda en önemli mesele vatandaşımızın bu afetten korunması ile ilgili alınacak tedbirler. Bu konuda vatandaşlarımızın sorduğu sorulara bilim adamlarımızın cevap vermesi. Bütün bilim adamlarımız kıymetli, büyük bir gayretle milli bir görev yaparak ellerinden geleni yapıyorlar. Zaman zaman tartışma programlarının boyutlarının mikrobiyoloji konusunda ya da salgın hastalıklar konusunda ancak uzmanları ilgilendiren bir tamım teknik tartışmalara döndüğünü, saatler boyunca bilim adamlarının bile kendi aralarında anlaşamadığı bazı konuların vatandaşımızın çok televizyon izlediği zamanlarda gündeme getirildiğini görüyoruz. Kuşkusuz bunlar bilim adamlarımız için bu konular önemlidir, onlar bunları tartışmaya devam edeceklerdir ama bu uzmanların ya da profesyonellerin kendi gündeminin vatandaşın gündeminde olmadığını hatırlamak gerekiyor. Bu şekildeki detay bilginin salgın karşısındaki hassasiyetimizi artırmak yerine tedirginliğini artıracak bir takım sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Vücut bağışıklığımız kadar ruh ve moral bağışıklığımız da önemlidir. Tedbirlerin anlatılmasında vatandaşımızda travma oluşturacak, depresyona sokacak bir yaklaşım gösterilmemesi gerekir. Tedbirleri aldıktan sonra bile her gün o kadar travmatik üslup izleniyor ki, önemli olanın vatandaşımızın bu süreçten sağlıklı çıkması olduğu unutuluyor. Travmatik bir toplum yapısı ortaya getirmemek lazım” dedi.

“Bugünler siyasi rekabet günleri değildir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı Milli Dayanışma Kampanyasına yapılan eleştirilerin sorulması üzerine Çelik, “Buna ‘hamaset’ denilmesi son derece ayıp bir şeydir. Bugünlerde bile siyasi hastalık üretmek şeklinde bir yaklaşım içinde olmamak gerekir. En azından sistematik siyasi hastalık üretimine bugünlerde ara verilmelidir. Devletimiz her bir vatandaşımıza sahip çıkacak güce sahiptir. Devletin bugün meseleyi yönetme konusunda, hazırlıkları konusunda herhangi bir eksikliği ve zaafı yoktur. Dünyanın her tarafında görüyoruz, belki de bu şekilde siyasi tartışma bir tek Türkiye’de oluyor. Bugünlerde birbirimizle dayanışmayacaksak, elinde imkanı olanın ihtiyacı olanla paylaşmasını gerçekleştirmeyeceksek ne zaman gerçekleştireceğiz? Bunun devletin güvenilir mekanizmaları ile gerçekleştirilmesinden, profesyonel bir şekilde yönetilmesinden daha doğal ne olabilir? Bunun neresi hamaset. Net bir küresel afetle karşı karşıyayken eleştirilerin düzeyine bakıyorum, hamaset ötesi siyasi hastalık üretiminden başka bir şey görmüyorum. Bugünler temel insani değerleri hatırladığımız kadar temel siyasi değerleri de hatırlayacağımız günlerdir. Bugünler siyasi rekabet günleri değildir. Hala çıkıp da birileri buna ‘hamaset’ diyorsa, bu mücadelenin güçlü bir şekilde sürmesinin tarafından değil, bu mücadeleyi akamete uğratmak isteyen, bu mücadelenin insani tarafını görmeyen bir tarafta bulunuyor diye değerlendiririz” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması Sinop’ta 2024 Yılı En Donanımlı ve En Hızlı Yangın Ekibi Yarışması yapıldı. Gerçekleşen yarışma dron ile görüntülendi. Sinop’ta Orman Bölge Müdürlüğü tarafından 2024 yılı en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması düzenlendi. Sinop Orman İşletme Müdürlüğü Sinop Orman İşletme Şefliği Toplu Koruma Binası yanından düzenlenen yarışmaya Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, Sinop Orman Bölge Müdürü Celal Kambur, kurum ve daire amirleri ve personeller katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan programda konuşan Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarlsan, meydana gelen yangınların insan kaynaklı olduğunu belirterek, “Yangınlarda asıl sorun insanların hatası. Bunu biliyoruz. Bu insan hatasını nasıl düzeltebiliriz? Eğitim şart diyoruz. Eğitimle olabiliyor. Şu anda yapılan çalışma tabii ki bir egzersiz yapma, sezonu açma, yeniden enerji yükleme, toplu halde bir araya gelerek sinerji oluşturma, kendi içimizde güç ve kuvvet kurma çalışması. Aynı zamanda kamuoyuna böyle bir mesaj vererek, farkındalık oluşturacak herkes birbirini kontrol ederek bu yüzde 95 gibi yüzde 96 gibi olan insan kaynaklı yangın sayımızı düşürmek" dedi. Ardından Sinop Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı personeller 400 metrelik mesafede ilk önce yangın söndürme tatbikatı yaptı, daha sonra en erken ve etkin müdahale yarışması düzenledi. Yarışmacılar itfaiye araçlarına bağlı hortumları ek yaparak hortumu önce serme, vanayı önce açma, yangına köpüklü ya da köpüksüz müdahale gibi dallarda yarıştı. Yarışma sonucunda Türkeli Orman İşletme Müdürlüğü 1’inci, Gerze Orman İşletme Müdürlüğü 2’nci ve Sinop Orman İşletme Müdürlüğü 3’üncü oldu.
Adana Vali Köşger: "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte huzur ve asayişi sağlamaya yönelik çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" dedi. Köşger, polis sorumluluk bölgesi trafik düzenleme uygulamaları, asayiş çalışmaları ve ilçelerin genel durumu ile ilgili emniyet müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı. İl Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan ve polisler tarafından karşılanan Vali Köşger, şeref defterini imzalamasının ardından Müdür Arıkan ile görüştü. Görüşmenin ardından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında, trafikteki sorunların analizi, güvenlik önlemleri, trafik akışının iyileştirilmesi için alınan tedbirler ile ilçelerde gerçekleştirilen asayiş uygulamaları ele alındı. "Trafik, kentin yaşam damarlarından biri" Toplantı sonrasında değerlendirmelerde bulunan Vali Köşger, trafiğin kentin yaşam damarlarından biri olduğunu belirterek "Güvenli ve düzenli bir trafik, hem vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını sürdürebilmesi hem de şehirlerimizin gelişimine katkı sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle trafik düzenlemeleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarımızı ve bunun yanında ilimizin mevcut güven ortamının devamlılığını sağlamak için yapılması gerekenleri değerlendirdik" şeklinde konuştu. Vatandaşın can güvenliğinin her zaman öncelikleri olduğunu da ifade eden Vali Köşger, şöyle devam etti: "İlimizin huzur ve asayişini sağlamaya yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Adana’mızda da suç ve suçluyla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bu konuda emeği geçen, ilimizin huzur ve güvenliğinin teminatı İl Emniyet Müdürlüğümüz personeline teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Ankara’daki Türkiye finaline Samsun’dan 15 proje sergilecenk Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bu yıl 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasının Bölge Sergisi ve Ödül Töreni, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde düzenlendi. Programda Türkiye finaline gidecek 15 proje de sergilendi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Bu Benim Eserim” adıyla başlatılan yarışma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılından itibaren TÜBİTAK tarafından düzenleniyor. Türkiye genelinde 12 bölge merkezinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen yarışmada Samsun Bölgesi; Amasya, Çorum, Giresun, Kastamonu, Ordu, Samsun, Sinop ve Tokat illerini kapsıyor. Bu yıl Samsun Bölgesinden 10 farklı alanda 2 bin 339; Türkiye genelinde ise 16 bin 712 proje başvurusu yapıldı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Bölge Sergisi aşamasına geçmeye hak kazanan 104 proje OMÜ Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Yalçın Taşmektepligil Spor Salonunda 3 gün boyunca sergilendi. Sergi, çok sayıda öğrenci ve öğretmen tarafından ziyaret edildi. Seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgeyi temsil edecek Projelerin şu ana kadar tamamlanmış bulunan ön inceleme, ön değerlendirme ve bölge değerlendirmesi aşamalarında 25 farklı üniversiteden 117 akademisyen görev aldı. Bölge Sergisi sonucunda jüri üyeleri tarafından finalist olarak seçilen 15 proje Ankara’da yapılacak olan Türkiye Finali Yarışmasında bölgemizi temsil edecek. Prof. Dr. Topcu: “Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız” Programın açılışında konuşan TÜBİTAK Proje Yarışmaları Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Yıldıray Topcu, “Sizleri yetiştiren öğretmenleriniz; şu an salonda bulunan, sergide sizleri ziyaret eden abileriniz, ablalarınız, hocalarınız hep bu uzun ve çetin yolun yolcuları. Sizler de bu yolun en genç yolcularısınız, yol arkadaşlarımızsınız. Bu yolculuk bazen sizleri, bizleri bir yarışın eşiğine getiriyor. Tıpkı bugünkü gibi ama bu yarış diğerlerinden çok farklı, çünkü bu yarışın bir kaybedeni yok. Bu nedenle buradan birazdan açıklanacak olan derecelerden birini alsanız da almasanız da öğretmenlerinizin, bizlerin, ailelerinizin size verdiği derece birincilik olacak. Değerli öğretmenlerimiz, kıymetli velilerimiz; sizleri öğrencilerimizle birlikte hayranlıkla izledik, izliyoruz. Ne güzel evlatlar yetiştirmişsiniz. Çalışmalarınızı onlarla birlikte sürdürmek, onlara özümsetmek, bilimsel araştırma yöntemlerinin temellerini kavratmak onları özgüven sahibi, azimle çalışan, merak eden, sorgulayan, değerlerine sahip çıkan gençler haline getirmiş, buna hep birlikte şahit olduk ve sizleri yürekten tebrik ediyoruz” dedi. Rektör Yardımcısı Eren: “Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görüyoruz” Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Eren, “Öğrencilerin sunumlarındaki profesyonellik ve heyecan gerçekten beni etkiledi. Ben de her yıl bu yarışmalarda jüri üyesi ve danışman olarak bulunuyorum. Yarışmalarda öğrencilerin başarısını ve ürünleriyle kaliteyi her geçen gün arttığını görmenin mutluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Öğrencilerimizi özveriyle yetiştiren velilerimiz de büyük bir teşekkürü hak ediyor. Öğretmen arkadaşlarımız da bu işin içerisinde olmazsa hayata yeni başlayan gençlerin yol yürümede sendeleyeceklerin farkındayız. Bu bağlamda proje kültürünü geliştiren öğretmen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Son teşekkürü ise öğrencileri heveslendirme ve cesaretlendirdikleri için Milli Eğitim Müdürlüğü idarecilerine; yol göstericiliği ve teşvikiyle de TÜBİTAK’a yapmamız gerekiyor” diye konuştu. “Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibiyiz” Yarışmaya katılan öğrencilerin ilerleyen zamanlarda OMÜ olarak talibi olduklarını söyleyen Rektör Yardımcısı Eren, “Bu başarılı öğrencilerin bir kısmını üniversitede farklı bölümlerimizde görmek isteriz. Üniversitemiz yaklaşık yarım asırlık bir üniversite hem bilimsel araştırmalar noktasında hem eğitim ve sağlık alanında bölgenin tek Türkiye’nin ise sayılı üniversiteleri arasında. Bu toplantıyı ilgilendiren kısım araştırma geliştirme ve projeler noktasında önde gelen üniversiteler arasındayız. 53 bin 600 öğrencimiz ve 2 bin 318 akademisyenimizle biz büyük bir aileyiz. Ülkenin ve bölgenin gelişmesine katkı sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Atatürk Kongre Merkezinde düzenlenen etkinliğe ayrıca Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar, Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, Samsun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kenan Arslan, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yaşar Dolapçı, ilçe milli eğitim müdürleri, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Program ödül törenin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Eskişehir Üniversiteli gençlerden farkındalık eğitimi Tepebaşı Belediyesi tarafından verilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Eğitimi’ni tamamlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardaki öğrencilere verdiği eğitim tamamlandı. Tepebaşı Belediyesi, kentteki çocuklar ve gençler için sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Semineri’ne katılan Osmangazi Üniversitesi Atık Yönetimi Kulübü öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardan olan Şehir Koleji ve Özel Çağdaş Okulları’ndaki öğrencilere de eğitim vererek konuyla ilgili farkındalık çalışması yaptı. Tepebaşı Belediyesi, Osmangazi Üniversitesi ve Eko-Okul programı iş birliğinde gerçekleştirilen eğitim, 15 okulda bin 650 öğrenciye verildi. Eğitim veren öğrencilere ise önümüzdeki günlerde sertifika töreni düzenlenecek. Sürdürülebilir kalkınma konusunda farkındalık oluşturmayı ve toplulukları harekete geçirmeyi hedefleyen eğitim, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını öğrenme ve uygulama konusunda öğrencilere güçlü bir temel oluşturuyor. Pratik çalışmalarla birlikte öğrencilerin somut çözüm üretme potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçlayan faaliyetler, küresel amaçların temel prensiplerinin ve hedeflerinin anlaşılması ile etkili bir şekilde başkalarına aktarılması konusunda güçlü bir alt yapı sunuyor. Konuyla ilgili destekleyici görsellerin kullanıldığı eğitimde, katılımcı öğrencilerin soruları da yanıtlandı.