GÜNDEM - 13 Haziran 2016 Pazartesi 09:03

Akbulut: ‘Patent kanun tasarısı biran önce yasalaşmalı’

A
A
A
Akbulut: ‘Patent kanun tasarısı biran önce yasalaşmalı’

Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, 2023 hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir başarının sağlanabilmesi için öncelikle yasalaşmayı bekleyen Patent Kanunun bir an önce meclisten geçmesi gerektiğini belirtti.

Merkezi yönetim bütçesinden 7 milyar dolar seviyelerinde olan Ar-Ge faaliyetleri harcamalarını 2023 hedefleri doğrultusunda 60 milyar dolara çıkarmayı planlandığına dikkat çeken Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, 2023 hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir başarının sağlanabilmesi için öncelikle yasalaşmayı bekleyen Patent Kanunun bir an önce meclisten geçmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bireysel mucitlerden üniversitelere, teknokentlere, küçük esnaftan sanayicilere ve düşen görevlerin arttığına işaret eden Akbulut, meclis komisyonunda yasalaşmayı bekleyen patent kanunu ile birlikte 'patent' ve 'markalaşmada' önemli bir adım atıldığını ifade ederek, patentlerin kalitesi artırılırken, ceza yerine daha etkin hukuki koruma sağlanacağını vurguladı. Akbulut, üniversitelerdeki buluşların hak sahipliğin üniversitelere bırakıldığını kaydederek “Ancak patentin başarıyla ticarileşmesi durumunda gelirin asgari üçte biri buluş sahibine gidecek. Öğretim elemanlarının yaptığı tasarımların hakkı da üniversitelere veriliyor. Ancak tasarım başarıyla ticarileşirse gelirin asgari yüzde 50'si tasarımcıya verilecek” dedi.

“SINAİ HAKLAR TEK ÇATIDA TOPLANIYOR”
“Anayasa Mahkemesinin Kanun Hükmünde Kararname'lerin bazı maddeleriyle ilgili iptal kararları gibi nedenlerle hazırlanan tasarıya göre 369 maddeden oluşan Sınai Mülkiyet mevzuatı 165 madde olarak tek bir kanun çatısı altında toplanacak. Tasarının tamamı ise 194 maddeden oluşacak” diyen Akbulut, Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE), kullanılmayan markaları iptal edebilmesini mümkün hale geleceğine dikkat çekerek, arabuluculuğun etkinleştirileceğini ifade etti. Akbulut, geleneksel ürün adlarına da koruma sağlanırken, tekstil, giyim, ambalaj gibi modası hızlı değişen sektörlere tescilsiz koruma imkanı getirileceğini de sözlerine ekledi.

"FİKRİ HAKLAR EKOSİSTEMİ KURULMALI"
Akbulut, günümüzün artan rekabetçi ortamında bilginin ekonominin kalbi olduğunu belirterek, “Bilginin beşiği olan üniversitelerde bilimsel yayın kadar alınan patent sayıları da önemli. Fikri haklar ekosistemi olarak kurulan Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) ve teknoparklar, üniversite ve sanayi arasında köprü olarak çalışıyor. Dolayısıyla TTO’lar akademisyenlerin ticarileştirilebilir buluş geliştirmesinde motivasyon artırıcı olarak önemli bir rol oynuyor. Bizde fikri haklar ekosisteminin kurulmasıyla birlikte üniversitelerde lisans ve patent başvurularının artmasını öngörüyoruz. Bu sayede üniversite-sanayi işbirliklerinin artması ekonomiye yeni bir ivme kazandıracaktır” şeklinde konuştu.

“Sanayide yeni stratejik dönüşümler sağlamalıyız bunun içinde mutlaka yeni fikir üretmenin ötesine geçip katma değeri yüksek nihai ürünler üretip tescilli markalarlar pisaya ve dünyaya açılmalı kendi iç piyasamızın dışında dünyaya satmalıyız” diyen Akbulut, “Son dönemlerde Ar-Ge ve İnovasyon terimlerini sıkça duymakla birlikte bu hususa olan inancımızda arttı. Ancak bu terimlerin altını doldurmak ve sürdürülebilir başarı için bu alanda etkili eğitim sistemleri kurmalı ve geleceğe mucit bakış açısı ile yetişen nesiller yetiştirmeliyiz. Özellikle ilk öğretim seviyesinden başlayarak üniversite ve yüksek lisans eğitimlerinin müfredatlarında bilim, felsefe ve mantık konularının yer alması ezberciliği bozacak” dedi.

Akbulut son olarak şunları kaydetti: “İnovasyon ve Ar-ge sonucu ortaya çıkan bulguların mutlak suretle patent ile koruma altına alınması gerekir. Firma sahiplerinin ürettikleri geliştirdikleri her ürünlerin patentini almalı. Ürünün görsellerine, desen, model veya tasarımlarına endüstriyel tasarım tescili koruması sağlamalıdırlar. Yeniliğe açık olmalı üretilen her ürüne yeni bir isim verip her ürünü kendi markası altında özgün farklı markalar olarak da adlandırıp marka tescili yapmalıdırlar. Tüm bunların yanı sıra patent aldığımız ürünleri protip aşamasından seri üretime taşımalıyız ki ancak bu sayede dünya pazarlarına katma değeri yüksek ürünler satarak ekonomik refaha ulaşabiliriz”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yaylada kadın cesedi bulunmasına ilişkin bir kişi tutuklandı Sakarya’nın Sapanca ilçesindeki Soğucak Yaylası’nda 27 yaşındaki kadının ölü bulunmasına ilişkin gözaltına alınan 3 kişiden biri tutuklandı. 21 Nisan günü Soğucak Yaylası girişinde bulunan kulübenin yakında meydana gelen olayda, bitki toplamaya gelen bir vatandaş, yerde hareketsiz yatan kadını görünce durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler, kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Yapılan incelemeler neticesinde Betül Kurt (27) olduğu tespit edilen kadının Serdivan ilçesinde ikamet ettiği öğrenildi. Kurt’un vücudunda herhangi bir kesici ve delici bir yara görülmediğini tespit eden ekipler, kadının cenazesini Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Korucuk Ön Otopsi Merkezine kaldırdı. Hususa ilişkin inceleme başlatan ekipler, Kurt’un yaylaya 1’i kadın, 3 arkadaşıyla birlikte gittiğini belirledi. Yapılan çalışma çerçevesinde 3 kişi gözaltına alınırken uyuşturucu kullanmaktan suç kayıtları olduğu da öğrenildi. Şahıslar jandarmada merkezinde, yaylada uyuşturucu kullandıklarını, aralarında çıkan tartışma sonrasında Betül Kurt’un yanlarından ayrıldıklarını, ölümüne ilişkin alakaları olmadıklarını ve arkadaşları Kurt’un öldüğünü sonradan duyduklarını ifade ettikleri öğrenildi. Jandarmadaki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen kişilerden B.D.(31) isimli kadın tutuklanırken iki erkek şahıs adli kontrolle serbest bırakıldı.
Antalya Alanya’da duvara asılı cezalı otomobile teklif yağıyor ANTALYA (İHA) – Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan vatandaşın yaptığı trafik kazası sonrası ceza olarak yaşadığı evin duvarına astığı otomobil, yaklaşık 3 aydır aynı şekilde duruyor. Çevreden geçen vatandaşlar asılı halde duran aracı ilk kez gördüklerini belirtirken, araç sahibi ise otomobil için çok sayıda teklif geldiğini ancak satmayı düşünmediğini söyledi. Sugözü Mahallesi’ndeki iki katlı apartmanda yaşayan Mehmet Aydın (47) isimli vatandaş, yaklaşık 3 ay önce kazaya karışan otomobilini ceza olarak evinin duvarına astı. Otomobil, vinç yardımıyla ön bölgesinden yukarı bakacak şekilde duvara asılı halde sergileniyor. Fileyle etrafının kapatıldığı aracın ilginç görüntüsü çevredeki vatandaşların ilgisini çekiyor. Aracın asılı olduğu sokaktan geçen bazı vatandaşlar ise gördükleri manzaraya anlam veremiyor. “Ben böyle bir şeyi ilk kez gördüm” Aracın asılı olduğu evin sokağından geçen Muzaffer Süs isimli bir vatandaş, aracın o halini gördüğünde şaşırdığını belirtti. Süs, hayatında ilk kez asılı bir araçla karşılaştığını dile getirerek, “Ben de arabayla ilgilenen birisi olduğum için arabayı böyle görünce dikkatimi çekti. Düzeltme amaçlı mı hobi amaçlı mı ne için astığını ben de öğrenmek istiyorum, merak ediyorum. Ben böyle bir şeyi ilk kez gördüm. Ben o kadar araba işi içindeyim, arabanın bu şekilde ikinci kata kadar asıldığını ilk kez görüyorum” diye konuştu. “1 milyon euro versen arabayı vermem dedim” Zaman zaman duvarda asılı olan aracın ses sistemini açarak müzik dinleyen Mehmet Aydın ise yurt dışından aracı görmeye gelenlerin olduğunu ifade ederek, “Gelen giden çok. İran, Irak, Almanya’dan fotoğraf çekilmeye geliyorlar. İzmir’den buraya yaklaşık 300 araba geldi. Gelip bakıyorlar, hoşlarına gidiyor. Arabayı sat diyorlar, satmam diyorum. 1 milyon euro versen arabayı vermem dedim. Çünkü dursun burada, ben ona ders vereceğim. En az 2 yıl kalacak ama uzayabilir. Uzama şansı yüzde 80. Çocuklar istiyor, anne babası getiriyor onları. Çok gelen var. Milletin dikkatini çekiyor. Niye astın diyorlar” dedi.
Van Van’da, sözde ’Ermeni Soykırımı Anma Günü’ programlarına tepki Van Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği ve Oğuz Çepni Federasyonu Doğu Anadolu Bölge Başkanlığı, sözde "Ermeni Soykırımı Anma Günü" nedeniyle düzenlenen programlara tepki gösterdi. Ermenilerin Van’da yaptığı katliamlarda hayatını kaybedenlerin anısına yapılan Zeve Şehitliğini ziyaret eden Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği ve Oğuz Çepni Federasyonu Doğu Anadolu Bölge Başkanlığı üyeleri, daha sonra dernekte açıklama yaptı. Burada kalabalık adına açıklamayı okuyan Küresünniler Tarih ve Kültür Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Selim Kenan, bir dönem ‘Sadıkayi Milli’ unvanıyla anılan ama daha sonrasında katliamları ile tanınan Ermeni topluluğunun sözde Ermeni soykırımını anarak her yıl 24 Nisan’da anma programları gerçekleştirdiğini hatırlattı. Kenan, “Topraklarımızda yaşadıkları dönemde silahlı ve örgütlü bir şekilde halkı kin ve nefrete sürükleyerek yaptıkları katliamları unutmadık, unutmayacağız. Ayrıca Hınçak ve Taşnak gibi hain örgüt yapılanmaları yetmezmiş gibi topraklarımızda iç karışıklık çıkarmak adına diğer etnik grupları da Osmanlıya karşı kışkırtmalarını tarih kara harflerle yazmıştır” dedi. Ermenilerin emperyalist güçlerin desteklerini alarak bölgede bir devlet kurma hayaliyle yıllarca komşuluk ve akrabalık ilişkileri geliştirdiği insanları hiç acımadan katlettiğini aktaran Kenan, “Bu topluluk karşısında, onlar gibi katliamcı olmayan ecdadımız, tehcir kararına mecbur kalarak, bu topluluğu tarih ve gelenek anlayışımıza yakışır şekilde sürgün etmiştir. Buna rağmen hakkına razı gelmeyen bu topluluk, bugün hala 24 Nisan tarihlerinde sözde Ermeni soykırımı yalanını tüm dünyaya anlatmaya devam etmektedir. Oysa katledilen binlerce şehidimizin acısı henüz yüreğimizdeyken, elleri kanlı bu topluluk yakın tarihimizde dahi Azerbaycan’da, Hocalı’da, Karabağ’da, Gence’de birçok şehidimizin kanına girmeye devam etmiştir. Bugünlerde dahi devam eden kazı çalışmalarında Ermenilerce katledilen şehitlerimizin cenazeleri bulunmakta iken, arşivler ve tarih gerçeklerinden kaçamayacak olan bu topluluk, kendi uydurdukları yalanlara kimseyi inandıramayacaktır. Biz Küresünniler olarak, bölgemizde ve Azerbaycan’da yapılan katliamları unutmadık, unutturmayacağız. Hangi dine ve ırka mensup olursa olsun zalimce katledilen her mazlumun yanında olacağımızı buradan haykırmak istiyoruz. Bütün zalimleri ve zalimliklerini lanetliyor ve ‘Zalimler için yaşasın cehennem’ diyor, bu vesileyle geçmişten günümüze kadar şehadete yürümüş tüm şehitlerimizi minnet ve rahmetle yad ediyoruz” ifadelerini kullandı.