EKONOMİ - 08 Nisan 2016 Cuma 15:51

Akbulut: 'Tescilsiz marka ve patentler için geri sayım'

A
A
A
Akbulut: 'Tescilsiz marka ve patentler için geri sayım'

Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, marka, patent ve tasarım tescil belgelerinin sadece firmaların duvarlarına asılacak belgeler olarak görülmemesi gerektiğini, bu belgelerin sağladığı hakların firmalar için ‘Sermaye Niteliğinde’ olduğunu söyledi.

Buluş sahiplerinin korunmasından, Sınai Mülkiyetin Uluslararası tescil işlemlerinden, taklitle mücadeleye, patent ve tasarım teşviklerinden cezai yaptırımlara kadar marka, patent ve tasarım konularında akıllarda oluşan birçok soru işaretine açıklık getiren Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, konu hakkında açıklamalarda bulundu. Marka, patent ve tasarım tescil belgelerinin sadece firmaların duvarlarına asılacak belgeler olarak görülmemesi gerektiği belirten Akbulut, bu belgelerin sağladığı hakların firmalar için ‘Sermaye Niteliğinde’ olduğunu, hatta bazı markalarda, marka değerinin firmaların piyasa değerlerinin kat kat üzerinde olduğunu söyledi.

“PATENT SAYILARIMIZI ARTTIRMAMIZ GEREK”
Patent denilince genel olarak akla ilk gelen teknolojik buluşlar olsa da günümüzde giyimden, sanayiye hemen hemen her sektörde buluşlar yapıldığına dikkat çeken Akbulut, daha çok güncel hayatı kolaylaştıracak, insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik buluşların yanı sıra bir çeşitli uygulamaların ve makine parçalarının tescile konu olduğunu dile getirdi.

Türkiye genelinde sadece 2015 yılında yapılan patent başvuru sayısının 5 bin 512 adet olduğu gerçeği baz aldığında buluşların niteliği, içerikleri, çeşitlilikleri kadar adetlerine de önem verilmesi gerektiğini ifade ederek, ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin aldıkları patentlerin içerikleri kadar sayıları ile de doğru orantılı olduğunu, nitekim Türkiye de yılda 5 bin adet patent başvurusu yapılıyorken Amerika daha bin 900’lerin başında 1 milyonuncu patentini alındığına dikkat çekti. Akbulut, bir takım kıyaslamaları yaparken Türkiye’deki buluş niteliklerinin yanı sıra dünya geneli veya gelişmiş ülkelerin patent çeşitliliklerinin ülkemize yakın gelecekte ne tür gelişmelerin önünü açacağını da doğru okumak gerektiği ifade etti.

Akbulut, “İşletilmesi gereken hukuki süreçler ve özellikle dava aşamasındaki teknik ve bilimsel detaylarının, toplumun her kesimince tam anlamıyla anlaşıldığı söylenemez. Hukuki süreçlerde hızın yanı sıra buluş sahiplerinin haklarını koruyacak ceza maddesinin bulunmaması ve tazminat hesaplaması sistemi de buluş sahiplerini yüzde 100 tatmin eder nitelikte olmaması önemli sorunların başında gelmektedir. Bunun yanı sıra ülkemizde uzun zamandır yasalaşmayı bekleyen patent kanunu ile birlikte bir takım olumlu düzenlemelerin de gerçekleşeceğini gözlemliyoruz” dedi.

“KONUSUNDA UZMAN VEKİLLER İLE ÇALIŞILMALI”
Patent alma süreci hakkında da açıklamalarda bulunan Akbulut, Türkiye’de patentlerin koruması 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkındaki KHK ile düzenlendiğini belirterek, Türk Patent Enstitüsüne yapılan bir başvurunun izleyeceği yol bir takım yasal düzenlemelerle belirlendiğini ifade etti. Akbulut, bu noktada süreçlerin doğru ve pratik bir şekilde işletilmesi belge alma sürecini etkilediği kadar sonrasındaki hukuki yaptırımlar ile ilgili süreci doğrudan etkileyeceği için konusunda uzman patent vekilleri ile çalışılması gerektiğine dikkat çekerek, diğer taraftan buluşların tescil edilebilirlik kriterlerine göre hazırlanıp başvuruya hazır hale getirilmesi süreç yönetiminden daha fazla önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Yakın zamana kadar araştırma süreçleri dünyanın kabul ettiği birkaç ülkede gerçekleştirildiğini ifade eden Akbulut, son birkaç yıldır bu araştırmalar ülkemizde yapılmakta olup süreçlerin kısalması yönünde fayda oluştururken, ülke ekonomisine de katkı sağlayan bir durum oluşturduğuna işaret etti. Buna göre başvurudan itibaren yenilik kriteri içerin bir ürün için patent alma koşulları Türk Patent Enstitüsü'nün başvuruyu kabul ettiği andan çok daha öncesinde başladığını ifade eden Akbulut, “Çünkü başvuru süreçleri belirli yasal düzenlemelerle sınırları çizilmiş adımlardır. Günümüzde e-imza uygulaması birçok alanda kullanıcılara özellikle başvuru yapma adına hız kazandırırken diğer taraftan süreç yönetiminin de bürokrasinin de bu hıza ayak uydurması gerekiyor. Bu denge her iki taraf için sağlandığı takdirde yaşanan sorunlar tamamen olmasa da ciddi derecede çözüme kavuşacaktır.

Sınai mülkiyet tescil işlemlerinde tescil alma ülkesellik kapsamındadır dolayısıyla ülkemizde başvurusu yapılan bir patent veya markanın koruma sınırları sadece Türkiye'yi kapsar. İhracat yaptığımız veya yapmayı planladığımız ülkelerde marka başvurusu yapmak günümüzde eskiye oranla daha kolay Madrid Protokolü kapsamında aynı anda 100'den fazla ülkeye marka başvuru yapabildiğiniz gibi PCT anlaşması ile de 150 ülkede patent başvurusu daha kolay ve hızlı yapılabiliyor. Süreç eskiye oranla çok daha entegre ve hızlı bir şekilde ilerliyor. Çeşitli ticari anlaşmalar tescil süreçlerini kolaylaştırırken beraberinde bir takım sorunları da doğruyor, bu nokta da ürünlerin küresel pazarlarda yer bulmasından önce bir takım faaliyet serbestliği araştırmalarının yapılması ve daha sonra pazara girilmesi ortadaki sorunları minimize edecektir” ifadelerini kullandı.

Patent almak buluş sahibi adına üretilen ürünün hak sahibi olduğunu ispatlayan bir belge olduğunu belirten Akbulut, “Bunun yanı sıra Patentler; Teknolojik üstünlük aracıdır. Rakipleriniz karşısında fark oluşturan sektöre yön veren bir farklılıktır. Tabi ki de patent almak tek başına yeterli değildir. Zamana ve rekabet şartlarına göre ürünlerimizde geliştirmeler yapmalı, piyasayı takip etmeli en önemlisi sizden sonra ürününüze benzer veya taklit ürün üretmek isteyen firmaların patentlerini de takip etmelisiniz. Bu hususta yapılması gereken başvuru tarihinden itibaren ürünlerinizin taklit edilmesi durumunda yasal süreçlere başvurup aynı zamanda bu gibi durumlardan sürekli haberdar olmak için konusunda uzman bir patent vekilinden yardım almalısınız. Yeni yasa tasarısı ile birlikte tescil süreçleri kısalacak. Buna bağlı tüm süreçlerde otomatik olarak yeniden şekil bulacak. Ar-Ge kanunu kapsamında iyileştirilen patent ve tasarımlarda belge alma süreçleri yüzde yüz teşvik kapsamına alındı. Buluş sahipleri açısından bu son derece önemli bir gelişme aynı zamanda yaratıcılığın ve sürdürülebilir üretkenliğin önünü açan bir uygulama olacak” dedi.

Marka, patent ve tasarım hukuku bu güne kadar kanun hükmünde kararnameler ile korunduğunu vurgulayan Akbulut sözlerini şöyle tamamladı: “Böylesi önemli bir konunun KHK ile düzenlenmesi bir takım eksiklikleri de beraberinde getiriyordu. Bu bağlamda sınai mülkiyet yasa tasarısı hem üç konuyu bir başlıkta toplayacak hem de sınai mülkiyet hukuku, kanunla korunacak. İlan sürelerinin kısalmasıyla birlikte tescil belgesi almak kolaylaşacak ve yaptırımların önü açılarak hukuki süreçler hız kazanacak. Bunlar çıkacak olan kanunun olumlu yönleri, bununla birlikte tasarıda bir takım eksiklikler söz konusu veya netleştirilmemiş bazı hususlar var. Bunlarda yönetmeliklerle düzenlenecektir”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.