GÜNDEM - 19 Aralık 2019 Perşembe 08:09

Akdeniz’de sondaj 2020’de başlayacak

A
A
A
Akdeniz’de sondaj 2020’de başlayacak

Enerji Bakanı Fatih Dönmez “Libya anlaşmasının BM tescil aşaması sonrası yeni alanlarda petrol, doğalgaz arama ve üretim ruhsatlandırma çalışmalarını başlatacağız” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  Türkiye’nin  deniz yetki alanı konusunda Libya ile vardığı mutabakata ilişkin değerlendirmelerde bulundu. EPDK koordinatörlüğünde ELDER ve GAZBİR tarafından düzenlenen 4. Enerjide AR-GE Çalıştayı’nda gazetecilere açıklama yapan Dönmez “Libya ile deniz yetki alanlarının mutabakatına ilişkin anlaşma TBMM’den geçti. Mutabakat Libya hükûmeti tarafından da onaylandı. Şu anda bunların Birleşmiş Milletlere gönderilmesi ve tescil süreci aşamasındayız. Bu süreç de tamamlandıktan sonra bu yeni alanlarda bakanlık olarak petrol ve doğalgaz arama ve üretim ruhsatlandırma çalışmalarını başlatacağız. Öyle tahmin ediyorum 2020’nin ilk aylarında bu süreci başlatmış oluruz” dedi.

YAZ SAATİNDEN DÖNÜŞ YOK
Yaz saati uygulamasına ilişkin de Bakan Fatih Dönmez, şu açıklamayı yaptı: Kalıcı yaz saati uygulamasına iki yıl önce geçtik. Elde edilen tasarruf noktasında her yıl ölçümler yapılıyor. Geçtiğimiz yılın verileri elimizde. Yaklaşık 4 milyar kilovatsaat civarında bir tasarruftan söz ediyoruz. Bunun da parasal karşılığı 2,7 milyar lira civarında. Aslında doğru bir uygulama yaptığımızı AB Komisyonunun almış olduğu kararla da tescillemiş olduk. Komisyon da parlamentosu da üye ülkelere kalıcı tek saat uygulamasına geçme yönünde tavsiye kararı aldı. Öyle tahmin ediyorum bir-iki yıl içinde AB ülkeleri de tek saat uygulamasına geçecekler.
Valiliklerin ilin güneşlenme süresine bağlı olarak eğitim-öğretim ve personelin çalışma saatlerini isabetli ayarladıkları takdirde verimliliğin daha da artacağını kaydeden Dönmez “Doğudaki bir şehrimizin okula başlama saati, batıda bir şehrimizle aynı olmak zorunda değil. Bu konuda yetki de zaten valiliklerdedir” dedi.

AR-GE’YE YENİ MODEL
Bakan Dönmez, termik santrallerle ilgili ise “Enerji Bakanlığı olarak santraller kapansa bile elektrik arz güvenliğinde herhangi bir problem yaşatmamak için gerekli tedbirleri aldık” ifadelerini kullandı. Yeni bir AR-GE modeli üzerinde çalıştıklarını belirten Dönmez, doğalgaz dağıtım alanında yapılan AR-GE çalışmalarıyla Türkiye’nin 2 milyar doların üzerinde ihracat geliri elde ettiğini kaydetti.

AR-GE İHRAÇ EDEN OLMAK İSTİYORUZ
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Ar-Ge’ye yıllık 100 milyon dolar bütçe ayırdıklarını, desteklerinin her yıl artacağını kaydetti. Yılmaz “AR-GE ihraç eden ülke olmak istiyoruz. Ulusal marker’la akaryakıt kaçakçılığını bitirdiğimiz gibi, AR-GE çalışmalarıyla da enerjideki kayıp kaçağı önleyeceğimize inanıyoruz” dedi.

TÜRKİYE 2001'DEN SONRA KEŞFETTİ
ELDER Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhan Saldanlı, “AR-GE’si olmayanların geleceği olmaz. Desek ki Türkiye AR-GE’yi 2001 yılından sonra keşfetmiştir, bu kesinlikle abartı olmaz. Bugün millî gelirimizin yüzde birini AR-GE’ye harcıyoruz. Bu çok iyi bir şey. AB’de bu rakam yüzde 1,8 düzeyinde” diye konuştu.

AR-GE SON BEŞ YILDAKİ AR-GE BÜTÇESİ 900 MİLYON DOLAR
GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, Türkiye’nin enerjide AR-GE çalışmalarına son beş yılda 900 milyon dolar bütçe ayırdığını belirterek “Bize düşen görev bu kaynakları etkin ve verimli kullanmaktır. Dünya doğalgaz piyasasındaki hızlı gelişime ayak uydurmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

ENERJİ SEKTÖRÜNE 8 MİLYAR DOLAR DESTEK
Türkiye’de geçen yıl enerji sektörüne sağlanan destek, teşvik ve sübvansiyonların tutarı 8 milyar doları aştı. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezinin hazırladığı rapora göre desteklerin 3,8 milyar doları elektrik üretimine verildi. Bunun 3,2 milyar dolarlık kısmını yenilenebilir enerji desteği oluşturdu.
​Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.