SPOR - 09 Temmuz 2020 Perşembe 15:04

Alexander Arnold: 'Her zaman kendime Liverpool’da forma giyeceğimi söyledim'

A
A
A
Alexander Arnold: 'Her zaman kendime Liverpool’da forma giyeceğimi söyledim'

Liverpool'un başarılı sağ beki Alexander Arnold, başarının sırrının çok futbol oynamaktan geçtiğini belirterek, "Hiçbir zaman yapamayacağımı düşünmedim. Tam tersine her zaman kendime Liverpool’da forma giyeceğimi söyledim" dedi.

Liverpool 30 sene sonra çok beklediği Premier Lig şampiyonluğunu tarihi bir rekor ile kazanmayı başardı. Premier Lig tarihinin en erken şampiyonluğunu ilan eden Liverpool’da sezona geçen sene olduğu gibi bu sene de damga vuranlardan biri Red Bull sporcusu Trent Alexander Arnold oldu. Dünyanın en iyi sağ beklerinden biri olarak gösterilen Liverpool doğumlu futbolcu, çocukluk hayallerine de bu şampiyonlukla kavuşmuş oldu. Arnold, 6 yaşında başlayan Liverpool macerası, zorlukları ve başarıya giden yolu anlattı.

"Her zaman kendime Liverpool’da forma giyeceğimi söyledim"

Gösterdiği performansla göz dolduran 21 yaşındaki Arnold, futbolcu olmaya karar verdiği ilk andan kariyerinde yaşadığı zorluklara, Liverpool’daki ilk maçında kupalara uzanan yolculuğu anlattı. 7 yaşında ilk defa Anfield Road’a maç, izlemeye giden genç futbolcu, "2005 yılında Juventus’a karşı Şampiyonlar Ligi’nde oynuyorduk. Harika bir karşılaşmaydı. Stadyuma ilk attığım adımı hatırlıyorum. İşte o an Liverpool için oynamak istediğime emin olmuştum" dedi. 6 yaşında doğduğu şehrin takımı olan Liverpool’un altyapısına seçilen Arnold, "Hiçbir zaman yapamayacağımı düşünmedim. Tam tersine her zaman kendime Liverpool’da forma giyeceğimi söyledim" diye konuştu.

"Başarının sırrı çok futbol oynamaktan geçiyor"

Arnold, gösterdiği başarılı performansla ilgili, "Başarının sırrı çok futbol oynamaktan geçiyor. Ağabeyim ve kardeşimle 10 bin saate yakın futbol oynadık. Şimdi düşünüyorum da o kadar saat futbol oynamak pek sağlıklı bir karar değildi. Her türlü futbol oyununu, her havada, her şartta oynardık. Eğer hava yağmurluysa evin koridorunda çorapla oynadığımız zamanları hatırlıyorum. Futbol oynamak için her türlü şeyi kullanırdık. Üçümüz arasındaki rekabet ürkütücü olurdu. Gözyaşları, kavgalar ve kazanmak için hayal edebileceğiniz her şey vardı. Hepimiz futbolu çok seviyorduk. Benim hayallerime kavuşmam için kardeşlerim kendi hayallerinden vazgeçtiler. Ağabeyim kendi okulun futbol maçlarının yerine benim antrenmanlarıma gelip benim yanımda durmasının onun için ne kadar zor olabileceğini şu an bile açıklayamıyorum. Aynı şekilde kardeşim de bu tarz fedakarlıklar yaptı. Onların hakkını hiçbir zaman ödeyemem" şeklinde konuştu.

Liverpool’un kendisini tamamen şans eseri keşfettiğini belirten Red Bull sporcusu Trend Alexander Arnold, "Liverpool yarı yıl tatilinde benim yaş grubum için bir kamp düzenleyecekti ve benim okulum 6-7 davet almıştı. Öğretmenimin kimler gitmek ister diye sorduğunda sınıftaki herkes el kaldırmıştı. Bu yüzden isimler kağıda yazılıp bir şapkaya atıldı ve kura çekildi. Şanslıyım ki benim isimim o kuradan çıkanlardan birisi oldu" ifadelerini kullandı.

"İlk 11’de olmayı hiç beklemiyordum"
Ekim 2016’da ilk kez Tottenham'a karşı ilk 11'de sahaya çıkan Arnold, o günü şöyle anlattı:
"Kadro açıklandığında ismimi ilk 11’de gördüm. Biraz kafamın karıştığını hatırlıyorum çünkü ilk 11’de olmayı hiç beklemiyordum. Maçın başı oldukça gergindi. Çünkü daha önce hiç 50-55 bin kişinin önünde oynamamıştım. Fakat o gün hayatımın en güzel günlerinden biriydi."

"Kanıtlanacak çok şey olduğunu hissettim"
Kariyerindeki gelişmelerden bahseden başarılı oyuncu, "Antrenörüm 2017-2018 sezonunun başında defansif olarak bana çok güveniyor gibi hissetmedim. İlk 11’in değişmezlerinden biri değildim. Joe Gomez’le değişmeli oynuyorduk. Büyük ve zorlu maçlarda teknik direktörün tercihi Joe oluyordu. Bu yüzden üzerinde çalışacak çok şey olduğunu, kanıtlanacak çok şey olduğunu hissettim" açıklamasını yaptı.

"Ben bir Liverpool oyuncusuyum"
İki sezon üst üste Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan en genç oyuncu unvanının sahibi olan Arnold, "Hayallerim gerçek oldu. Sadece maçla alakalı değil tüm deneyim olağanüstüydü. İlk maçım en gururlu olduğum andı çünkü her zaman Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı ve kupa kazanmayı hayal etsem de, her şeyden önce, ilk çıkışını yapmalısın ve o oyunu oynadığımda bir şey biliyordum. Ben bir Liverpool oyuncusuyum. Kimse bunu benden alamaz" dedi.
Kendisini çok iyi tanıdığını belirten Trent Alexander Arnold, "İnsanlar benim biraz kendimi beğenmiş olduğumu düşünebilir, ama kendimi tanıyorum ve ulaşmak istediğim her seviyeye ulaşabileceğimi biliyorum. Tabii ki yeterince çalıştığım sürece. Gerçekten gelişmenin bir sınırı olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi Bilecik Belediyesi’ne bağlı çocuk sosyal tesislerinde eğitimlerini sürdüren çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Külhan ve Sabri Çobanoğlu da katılarak, öğrenci ve ailelerin kutlama sevincini paylaştı.Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Subaşı, tüm çocukların bayramını kutladı. Bilecik Belediyesi olarak yarınların mimarları çocukları en güzel şekilde yetiştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Subaşı, şunları söyledi: "Bugün elime birkaç veri aldım. Çocuk sosyal tesislerimizdeki sayılarla ilgili. Çok mutlu oldum. Doluluk oranlarımız çok iyi. Bu seviyeyi korumak için belki de bazı mahallelerimizde iki kreşi hizmete açma gereği duyacağız. Bazı kreşlerimizde değişiklik ve düzenlemeler yapacağız. İstiyoruz ki her çocuğumuz kreş bahçelerinde oynayabilsin, yeşille buluşabilsin. Bizim Bilecik Belediyesi kreşlerinin farkı bu olması lazım. Aynı zamanda Atatürk’ün izinde güzel evlatlar yetiştirmek istiyoruz. İlke ve inkılapları en güzel ve doğru şekilde öğreterek, psikolojilerini en iyi ve doğru şekilde anlayıp davranarak, çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü çocuklar bizlerin geleceği. Onları en iyi şekilde yetiştirmek amacındayız. Bu güzel programda da emeği olan tüm öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve aile üyelerine de teşekkür ediyor, bayramlarını kutluyorum’’ ifadelerini kullandı. Sırasıyla sahneye çıkarak gösterilerini sunan öğrencilere, aileleri ayakta alkışladı.Gösterisi Başkan Subaşı, öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-