SPOR - 21 Ocak 2020 Salı 00:17

Ali Koç: 'Şampiyonluğumuzun önüne geçilmeye çalışılıyor'

A
A
A
Ali Koç: 'Şampiyonluğumuzun önüne geçilmeye çalışılıyor'

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Öyle bir noktaya geldik ki; Fenerbahçe'ye ne olursa olsun, şampiyon olmasın. 3 Temmuz'da şampiyonluğumuz alınmaya çalışıldı. Şimdi de muhtemel şampiyonluğumuzun önüne geçilmeye çalışılıyor" dedi.

 Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, TRT Spor'da katıldığı programda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

"Fenerbahçe'ye ne olursa olsun, şampiyon olmasın"

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Öyle bir noktaya geldik ki; Fenerbahçe'ye ne olursa olsun, şampiyon olmasın. 3 Temmuz'da şampiyonluğumuz alınmaya çalışıldı. Şimdi de muhtemel şampiyonluğumuzun önüne geçilmeye çalışılıyor" dedi.

"Tahkim Kurulu'ndan çıkacak kararı bekliyoruz"

Transferle ilgili konuşan Başkan Koç, "Transfer yapabilmek için Tahkim Kurulu'ndan çıkacak kararı bekliyoruz. Tahkim Kurulu'nun yarın toplanmasını umut ediyorduk, perşembe gününe bırakıldı. Ne karar çıkacak bilmiyoruz. Sürekli uzuyor. Yapılandırmayı kabul etmedik, bize diğer kulüplere göre düşük limit çıktı. Herkesten çok borç taşıyoruz ama herkesten de yüksek gelirlerimiz var. Yapılandırmayı yapamadığımız için limitimiz düşük çıktı. Geldiğimiz noktada biz anladık ki gözümüzün üzerinde kaşımız var" şeklinde konuştu.

"Uzun vadeli bakıldığında yeniden yapılandırma sistemi çökecek"

Türk futbolunun finansal durumunu değerlendiren Ali Koç, "Bu sistem çökecek. 1 sene mi, 2 sene mi bilmiyorum. Bunu Çalıştay'da da söyledim. Antalya'da da söyledim. Sayın Nihat Özdemir'e ve Cumhurbaşkanımıza söyledim. Bu borçların ödenmesi mümkün değil. Devletin futbola yardım etme zorunluluğu yok. Yeniden yapılandırmadaki borçların hiçbir şekilde ödenemeyeceğini de söylüyoruz. Ne yazık ki bu çare değil en azından 3 büyükler için değil. Uzun vadeli bakıldığında yeniden yapılandırma sistemi çökecek. Yapılan model, üç büyük kulüp için çare değil. Hepimiz biliyoruz ki 5. yıl geldiği zaman, bunun ödenmesi mevcut yükümlülüklerle mümkün değil. Beş sene sonra tekrar uzatılacak. 5 sene sonra netice vermeyeceği için tekrardan yapılacak. Dolayısı ile neden bunu bir seferde yapmıyoruz" açıklamasında bulundu.

"Türk futbolu finansal açıdan çöktü"

Başkan Koç, "Şubat 2008 tarihinde Finansal Fair-Play başladı. Ne yazık ki sonuç vermedi bizim ülkemizde. Tam tersi oldu, kulüpler ters istikamete gitti. UEFA Finansal Fair-Play netice vermedi. Bu pek çok ülkede sorunları çözdü. Bizde tam tersi oldu. UEFA cezalandırmak için değil, yardım etmek için orada. Bizde böyle değil, bu iş biraz sert. Kulüpleri bankacı gözüyle yönetemezsiniz. Futbol mantığı ve aklı olmalı. UEFA sağolsun ceza için vermediğini gösterdi. UEFA hesap kitap yaparken her ülkenin ekonomisini ayrı değerlendiriyor. 2018'in yaz aylarında kurlar fırladı. Bizleri değerlendirirken bunları lehimize kullandı. Türk futbolu finansal açıdan çöktü, bu bir gerçek. UEFA, 'Biz kendi FFP'mizi yapıyoruz' deyince TFF'nin teklifini beğendi ve bunu kabul etti. Muhalefet partileri bunu siyasete alet ettiği için seçim öncesine yetişemedi ve bir kere de burada sözümüzü tutamadık. Türk futbolu her anlamda çökmüş durumda; federasyon, yönetim, kulüp yönetimi, Avrupa'nın en yaşlı ligi, spor medyası her şey çökmüş durumda. Bütün değer zincirlerinin yenilenmesi gerekiyor" dedi.

"Eldekileri 'Ya yenisini alamazsam' diye gönderemiyorum"

Transferlerin son durumunu anlatan Koç, "Belki 3-4 futbolcu gönderip 4-5 milyon Euro tasarruf edeceğim. 1-2 milyon Euro'ya da sol bek alacağım, şampiyonluk ihtimalimi artıracağım. Ama bunu yapamıyorum. Eldekileri de gönderemiyorum, 'Ya alamazsam' diye. Gelecek vadeden bir oyuncu transfer edeceğim belki de ama bunu da yapamıyorum. Talimatname olmak zorunda. Ama talimatname finansçı gözüyle olmaz. Biz mevcut bütçemizi azaltacağız ama buna imkan verilmiyor. Geliştirilen yapılandırma modeli tüm kulüplere uymuyor. Burada bir müzakere süreci yok. Bu model 3 büyük kulübün ihtiyacını karşılamıyor. Ziraat Bankası, 'En doğru siz davranıyor, olmayacak bir şeye imza atmıyorsunuz' diyor. İmzaladığın an temerrüte giriyorsunuz. Bu şartlar çok ağır. Bir spor kulübü yöneticileri bu şartlara onay veremez. Biz de buranın sahibi değiliz. Bu kulübün çıkarlarını korumak için seçilmiş kişileriz. Çözüm değil, gerçekçi de değil" dedi.

"Her türlü sorumluluğun altındayız"

Kulüplerin borç durumları ile ilgili olarak Koç, şöyle devam etti:
"Geliştirilen yapılandırma modeli tüm kulüplere uymuyor. Burada bir müzakere süreci yok. Bu model 3 büyük kulübün ihtiyacını karşılamıyor. Ziraat Bankası, 'En doğru siz davranıyor, olmayacak bir şeye imza atmıyorsunuz' diyor. İmzaladığın an temerrüte giriyorsunuz. Bu şartlar çok ağır. Bir spor kulübü yöneticileri bu şartlara onay veremez. Biz de buranın sahibi değiliz. Bu kulübün çıkarlarını korumak için seçilmiş kişileriz. Çözüm değil, gerçekçi de değil. Biz pazarlık da yapamıyoruz. Borcu ödemeye niyeti olan pazarlık yapar. Olmayacağını söylüyoruz. Şartları yerine getiremediğin zaman da çok ağır şeyler var. Burada söyleyemeyeceğim. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza da söyledim. Bunun 10 yıl olması gerekiyor, çünkü herkesin borcu, parası, isteği farklı. Size ne gerekiyor dediklerinde 3 yıl geri ödemesiz 800 milyon TL. Muhalefete de seslenmek istiyorum. Biz burada devletimizi de biraz yalnız bıraktık. Bu bir devlet bankası da olmayabilirdi.

Futbol bir sektör, diğer sektörlerden hiçbir farkı yok. Her türlü sorumluluğun altındayız. Bu sektörün ayağa kalkması lazım. Genç bir yapıya sahibiz. Biz 1-1.5 seneyi götürdük. Maliyetleri kısıyoruz. Her şeyden biz sorumlu olacağız. Mümkün değil böyle bir şey ama ne diyoruz bize yardım et derken büyük kulüplerin borcu çok büyük. Kamuya da borçlar var. Bunların da yeniden yapılandırılması gerekiyor. Yani muhalefetinde onlara destek olması gerekiyor. Biz bunu yeterince anlatamadık bu da kulüplerin ayıbı.

Bizim camiamızda bile içinde bulunduğumuz durumdan haberdar olmayanlar var. Türk futbolu topyekun yapılanmalı. Biz federasyona kimseyi önermedik. Üç büyükleri temsil eden insanlar vardır. Son dönemlerde biz isim vermedik. Seçme imkanımız da yoktu. Olmaması gereken insanlar olduğunu söyledik. U21 Ligi kaldırılıyor, yerine bir şey gelmiyor. UEFA'ya talimat hazırlanacak, geç kalınıyor. Eğitmen yetişmiyor, antrenör çıkmıyor. Altyapıdan oyuncu oynatma mecburiyeti yok. Müthiş stadyumlarımız var ama burada iki haftada bir maç oynanıyor. Çocukların maç oynayacağı yerler yok. 112 yıllık bir kulübün altyapısında iki saha var. Her şeyin ele alınması gerekiyor. Bunlar bir gecede olacak şeyler değil."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de lise öğrencileri yemek yarışmasında hünerlerini sergiledi İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen MEB Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışması’nda, yöresel lezzetler sergilendi. Ege Bölgesi’nde bulunan 33 liseden yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı yarışmada, öğrenciler finallere kalabilmek için kıyasıya yarıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü koordinesinde organize edilen ve Konak Nevvar Salih İşgören Eğitim Kampüsü-5 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen yarışmaya, İzmir’de ve Ege Bölgesi’nin çeşitli illerinde bulunan toplam 33 liseden yaklaşık 100’e yakın öğrenci, yaptıkları yöresel lezzetlerle katıldı. Usta ve şeflerden oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrası dereceye giren ekiplere ödülleri verildi. “Öğrenciler aşçılıklarını konuşturuyor” İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, gastronomi alanında Milli Eğitim Bakanlığı’nın aşçı, barista, garson gibi istihdama yönelik güzel çalışmaları sonuna kadar desteklediğini belirterek, “Ege Bölgesi’nde, Manisa’dan, İzmir’den çok kıymetli öğrencilerimiz kendi marifetlerini ortaya koyarak aşçılıklarını konuşturuyorlar. Ben gerçekten çok etkilendim. Harika, çok orijinal yemekleri yapıyorlar. Çok da başarılı bir şekilde yapıyorlar. Ustaca duruşları var. Öğretmenlerinin katkılarından dolayı özgüvene sahip. Damak zevki de muhteşem olan güzel çalışmalara imza atıyorlar. Yöresel yemekler yapıyorlar. Tire’den, Bergama’dan yaptıklarını söylüyorlar. Çocuklarımız gelecekte, dışarıdan yemek yemek isteyen, gastronomiye önem veren, damak zevkini çok önemli önemseyen İzmirlileri Ege Bölgesi’ne, Türkiye’deki insanlara hitap edecek aşçıları yetiştiriyor” diye konuştu. “Türk mutfağını çok daha güzel günler bekliyor” Yarışmada jüri olarak bulunan ve öğrencilerin yaptığı yemekleri oldukça başarılı bulduğunu değerlendiren Dr. Öğretim Üyesi Emrah Köksal Zengin, “11 okulumuzun ana yemekleri ve çorbaları geldi. Tatlılar da gelecek. Biz de mümkün olduğunca en hassas haliyle değerlendirmeye çalışıyoruz ki çok emek var. Herhangi bir haksızlık olmasın. Tartışıyoruz, reçetelere bakıyoruz. Fakat inanılmaz bir yeni nesil geliyor. Gençlerimiz muhteşem. İnşallah Türk mutfağını çok daha güzel ve iyi günler bekliyor. Bizim işimiz zor. En başarılısını bulmak çok zor. Gençlerden çok umutluyuz. Gelecek emin ellere emanet” ifadelerine yer verdi. Aşçı başı Mümin Dürüstlü ise öğrencilerin mesleği severek yaptıklarını, öğrencilerden görsele ve yöresele uyumalarını istediklerini belirtti. 4 gündür farklı illerde çeşitli yemekler yediklerini aktaran Dürüstlü, İzmir’de de güzel yemeklerin yapıldığını ifade ederek öğrencilere başarılar diledi. Etkinlikte yarışmacı olarak yer alan ve ekip arkadaşlarıyla birlikte çorba, tatlı ve ana yemek çıkardıklarını söyleyen öğrenci Sude Nur Çelik, “Ekip arkadaşlarımla birlikte ortaklaşa yaparak yarıştık. Gerçekten çok stresliydi. Çorba, tatlı ve yemeklerimiz farklı dakikalarda çıkacaktı. Biz bunu son dakika yaparken öğrendik. Ben mesela çorbamı yetiştiremedim. Bu konuda bayağı sıkıntı yaşadık ama herkesten önce sonunda yetiştirdik” cümlelerini aktardı. “Dünya mutfağında ilerlemek istiyorum” Gastronomi alanının önünün açık olduğuna dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite okunmasa bile gerçekten çok güzel yerlere gelinebiliyor. Yurt dışından ilerlemeyi gerçekten çok isterim. Özellikle dünya mutfağından. Genelde tatlı üzerinden gitmeyi tercih ediyorum. Çünkü o konularda biraz daha iyiyim.” “Tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” Yarışmada yaptığı tatlının içeriğinden bahseden Öğrenci Nihat Çelikok da “İçi dolgulu lokma yaptık. Altında böğürten ve ahududulu bir sos yaptık. İçinde şeker var, üstünü de nane ile süsleyeceğiz. Yarışma heyecanlı, yemeği yetiştirdim. İleride yurt dışına açılmak istiyorum. Ben genelde tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” diye konuştu.
Giresun Soyguncuları çantadaki fotoğraf ele vermiş Giresun’un Bulancak ilçesinde dün bir kuyumcu dükkanına pompalı tüfekle girerek 4,5 kilogram altını alıp kaçan soyguncuları geride bıraktıkları çantadan çıkan fotoğrafın yakalattığı ortaya çıktı. İlçenin Bulancak Mahallesi Şemsettin Caddesi’nde dün saat 11.00 sıralarında yaşanan silahlı kuyumcu soygununda silahlı soyguncuları ele veren detaylar ortaya çıkmaya başladı. Olay sırasında soyguncularla arbede yaşayan kuyumcu Erdoğan Gündoğdu araç içerisinden aldığı çantadan çıkan fotoğrafın izini süren polisin kısa sürede çalınan altınlarla beraber 3 şüpheliyi ele geçirdiği belirlendi. Soyguncuları fotoğraf ele verdi Kuyumcu dükkanı soygunu ile ilgili yaşananları anlatan Kuyumcu Erdoğan Gündoğdu, “Ben soygun sırasında dışarda çay ocağındaydım. Dükkanımdaki silah seslerini duyunca hemen olay yerine geldim. İçerde çalışan elemanı etkisiz hale getirmişlerdi. Ben de içeri girmek istedim ancak arkadaşlarım beni silahlı oldukları için bırakmadılar. O sırada altınları alıp kaçan hırsızlar araca binerlerken peşlerinden koştum. Arbede yaşandı ve tam o sırada araçta elime geçen bir çantayı aldım. Çantaya baktığımda içinden bir fotoğraf çıktı ve polislerde o fotoğrafın izini sürerek hırsızları yakaladı. Fotoğraf soygunculardan birine aitmiş” dedi. Çalınan altınların eksiksiz olarak olarak kendisine teslim edildiğini de ifade eden Gündoğdu, “Emniyet ve jandarma ekipleri kısa sürede yakaladılar. Hırsızların sakladıkları altınları da eksiksiz olarak getiriler. Yaklaşık 7.5 milyon lira değerinde 3 kilo bilezik, 300 gram 14 ayar zincir grubu vardı. Altınlarımı teslim aldık. Emniyet güçlerimize, jandarmamıza ve özellikle bizimle ilgilenen valimize teşekkür ederim” diye konuştu. Silahla ateş ettiler mermiler başımın üstünden geçti Soyguncuların etkisiz hale getirdiği kuyumcu çalışanı Abdullah Bay ise “İçerdeydim bir anda içeri girerek bana ’Ellerin kaldır’ dediler. Ben ise soyguncu olduklarını anlayınca refleksle tezgahın altındaki silaha eğildim o anda bana ateş açtılar. Ben eğildiğim için mermiler başımın üzerinden geçti. Zaten hedefleri müdahale edeni vurmakmış. Bana elimi başımın üzerine koyup köşeye geçmemi istediler. Biri de kapıda gözcülük yapıp altınları alıyordu” şeklinde konuştu. Aracı durdurmak için çalıntı taksinin arka lastiğini bıçakla kesti Silahlı soyguncuların bindikleri aracın lastiğini bıçaklayarak bölgeden uzaklaşmasını engelleyen Taner Karbaş da, “Ben de çay ocağında çay içiyordum. O sırada silah sesi duyunca herkes silah sesinin geldiği yöne doğru gitmeye başladı. Ben de gittim bir baktım. Araca binmiş gidiyorlar. O anda ilk aklıma gelen aracın lastiğini patlatmaktı. Silah olsa ateş ederdim ama silah olmayınca o anda elime geçirdiğim bir bıçakla hemen lastiği kestim. Lastiği kesmem işe yaramış olmalı ki çok uzağa gidememişler. En fazla 3 kilometre sonra park etmek zorunda kalmışlar. Gizledikleri başka bir araç yardımıyla kaçmaya çalışmışlar. Taksinin şoförü ise elleri, ayakları bağlanmış ve ağzı bantlanmış halde bulundu” ifadelerini kullandı. Öte yandan, kuyumcu dükkanına kar maskeli ve pompalı tüfekle giren soyguncular E.B., S.C. ve S.T.’nin emniyetteki ifadelerinin ardından bugün Giresun Adliyesi’ne çıkartılmaları bekleniyor.
Gaziantep Şahinbey’de 10 milyon fide dağıtımı başladı Şahinbey Belediyesi tarımsal üretimin ve verimin artırılması için verdiği destekleri sürdürerek 10 milyon adet domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidesi dağıtımı gerçekleştirdi. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde, çiftçilere destek sağlamak amacıyla Kapacağız Mahallesi’nde fide dağıtımına başlandı. Şahinbey Belediyesi tarafından organize edilen bu etkinlikte, bölge çiftçilerine toplamda 10 milyon fide dağıtılacak. Programın ilk gününde, çiftçiler fideleri almak için büyük bir ilgi gösterdi. Dağıtımın birkaç gün süreceği ve tüm çiftçilere ulaşılması hedeflendiği açıklandı. “Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz” Çiftçilere verdiği desteği arttırarak devam ettireceğini söyleyen Başkan Tahmazoğlu, “7 yıldan beri aralıksız bir şekilde çiftçimizin ihtiyacı olan arpa, buğday, yem, gübre, arılı kovan desteği, zeytin fidanı, fıstık fidanı, canlı hayvan desteği, süt sağma makinası, meraların gübrelenmesi ve arazi yollarının yapılması gibi birçok destek de bulunduk. Çiftçimizde ekili alanlarımızı 4 kat arttırarak ve çifti sayımızı yüzde yüz arttırarak buna cevap verdi. Çiftçimiz kazanıyor. Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz. Şu ana kadar belediyemizin sağladığı destek 1 milyar liraya ulaşmış oldu. Bu çok önemli bir destek. Bu kadar destek veren Türkiye’de başka bir şehir yok. Şahinbey’in çiftçisi çok şanslı. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerimiz çok kaliteli. Bölgemize uygun özel olarak ürettirdik. İnşallah bu üretimde sadece Gaziantep’in değil Güneydoğu Anadolu’nun desteğini karşılamış oluyoruz. Çiftçimiz bundan gerçekten büyük kazanç elde ediyor. Dağıttığımız ürünler en az 15 kat fazla destek olacak” dedi. “Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak” Yeni projesi ile ilgili konuşan Tahmazoğlu, “Üreticiyle tüketiciyi buluşturmak istiyoruz. Bu konuda bazı engeller var önümüzde ama biz onları da aşacağız. Ben şunu planlıyorum. Tarladan direk çiftçimizden alıp pazarda kendi pazarcılarımız aracılığıyla direkt tüketiciye satmayı planlıyoruz. Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak. Şu an bu proje üzerinde çalışıyoruz. Bizim şu anda koyun keçi birliğiyle yaptığımız şehirde birçok mağazamız var. Orada çiftçimizin sütünü, yoğurdunu, kaymağını direkt doğrudan alıp satışını yapıyoruz. Meyve sebzede inşallah bunu gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı. “Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart” Fırat’ın suyunun Şahinbey’e getirme projesiyle ilgili bilgi veren Tahmazoğlu,“Fırat’ın suyuyla alakalı olarak kendime yakışanı yapıyorum. 2 gün önce Ankara’daydım. Bu konuyla ilgili bazı görüşmeler yaptım. Tarım bakanımızdan da randevu istedik. İnşallah vekillerimiz ve bakanlarımızla görüşmeleri yapıyoruz. Dünya kuraklığa doğru gidiyor. Bu kadar emek veriliyor. Yağış olmadığı zaman hepsi boşa gidiyor. Boşa gitmemesi için geleceğimiz için Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart. Ben buna inandığım için bunun arkasında durmaya devam edeceğim” diye konuştu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye-Tanzanya İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 350 milyon dolar seviyesine yaklaşmıştır. Hedefimiz ise 1 milyar dolar olarak belirlendi. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” dedi. Türkiye Tanzanya İş Forumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan’ın katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda Türkiye ve Tanzanya arasında yapılacak olan ticari ilişkiler hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir” dedi. “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye, Afrika kıtasının her alanda gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk müteahhitleri günümüze kadar Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet proje üstlenmiştir. İyileşen yatırım ortamı ve olası iş birliği fırsatları, Türk firmalarının Tanzanya’ya olan ilgisini artırmaktadır. Ticaret hacmimizi ilk etapta 1 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bazı kıtaların bazı ülkelerin Avrupa gibi yaşlandığını görüyoruz. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bunu da Afrika’nın başaracağına inanıyorum. Tanzanya ekonomisi geçen yıl yüzde 6 büyüdü. Türkiye olarak biz de geçen yıl yüzde 4,5 büyüdük. Dünya ise 3 büyüdü” şeklinde konuştu. “Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ilişkilerinde ulaşılan rakamların aşılacağına inanıyorum” Ülkemiz firmalarının Tanzanya’da üstlendiği büyük çaplı projelerin gelecek vadetmekte ve örnek olmakta olduğunu belirten Yılmaz, “Özellikle Türk inşaat sektörü açısından özellikle konut, alışveriş merkezleri, kongre ve konferans merkezleri ile yol ve köprü inşasına yönelik iş imkânları olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda iş insanlarının aralarında kuracakları yeni bağlantılar önemlidir. Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri gibi; Türkiye-Tanzanya ticari ilişkilerinde potansiyelimizi tam olarak kullanmanın zamanı artık gelmiştir. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ekonomik ve yatırım ilişkilerinde bugün ulaşılan rakamları önümüzdeki dönemde çok rahat bir şekilde aşacağınıza inanıyorum. Bu değerli iş forumu vesilesiyle Türk yatırımcıları Tanzanya’da yatırım yapmaya teşvik ediyorum” dedi. Toplantıya, Tanzanya Endüstri ve Ticaret Bakanı Dr. Ashatu K. Kijaji, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu ve Iddi Seif Bakari, Ticaret Bakan Yardımcı Mustafa Tuzcu, DEİK/Türkiye-Tanzanya İş Konseyi Başkanı Erdem Arıoğlu, Tanzanya Özel Sektör Kurumu Başkanı Angelina Ngalula ve iş dünyasının temsilcilerinin katıldı.
Muş Muşlu çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıldı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından başlatılan "Mera Islah ve Amenajman Projesi" çerçevesinde 150 çiftçiye yüzde 100 hibe desteğiyle 100 ton korunga tohumu dağıtıldı. “Mera Islah ve Amenajman Projesi" ile Muş’un tarım ve hayvancılık potansiyelinin artırılması ve mera alanlarının verimliliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Muş Şeker Üretim Fabrikası bahçesinde düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıklarını belirterek, "Muşluların atadan gelen en büyük mirasımız, tarımda ve hayvancılıkta başarılı olmamızdır. Tek eksiğimiz bu konuda biraz daha bilimsel çalışmalara, öğretilere dikkat edeceğiz. Gençlerimizi özellikle bu alanda teşvik edeceğiz. Çiftçiliğin ve hayvancığın dünyada en gurur duyulacak mesleklerden bir tanesi olduğunu, insanın rızkını kazandığı her mesleğin ne kadar kutsal olduğunu bir şekilde gençlerimize öğreteceğiz. Bugün yaklaşık 100 ton korunga tohumu dağıtacağız. Seneye inşallah bunu daha da arttıracağız. Bu anlamda çayır ve meralarımızın üzerindeki yükü de almamız lazım. Tarlamızda ve bahçelerimizde de bu yem bitkilerinden yetiştirerek çayır ve meralarımızı daha ekonomik, daha verimli bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacağız" dedi. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise ilde bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kapasitenin yüksek olduğunu ifade ederek, "357 bin hektarlık arazimiz var. Muş’ta yıllarca gelen hem yanlış otlatma hem de bakım yapılmamasından dolayı hayvancılığımızın da kaba yem ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İlimize baktığımızda da özellikle son verilenlere göre 235 bin büyükbaş hayvan, 1 milyon 35 bin de küçükbaş hayvana sahibiz. Küçükbaşta 13. sıradayız, büyükbaşta ise 20. sıradayız. Yazın göçerlerde bölgemize geldiğinde hayvan varlığı iki milyona kadar çıkmakta. Meralar geleceğimizdir. Bu meralarımızın muhafazası ve bunların korunması da bize emanet. Bu meraları korumak ve yem ihtiyaçlarını karşılamak için bu projeleri geliştiriyoruz. Bu projenin özellikle ilimize ve ülke meramıza bereket getirmesini diliyorum" şeklinde konuştu. Programa, Muş Valisi Yardımcısı Tahir Yılmaz, Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, kurum amirleri, şube müdürleri ve çiftçiler katıldı.