EKONOMİ - 11 Ocak 2019 Cuma 13:10

Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu yayımlandı

A
A
A
Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu yayımlandı

Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’na göre yenilenebilir enerji yatırımlarında G20’nin lideri bu yıl iki sıra sıçrayarak zirveye yükselen Fransa oldu. Fransa’yı Almanya ve Birleşik Krallık izledi. Raporda G20 ülkelerinin, yenilenebilir enerjiler için yatırım ortamını iyileştirebilmek adına daha iddialı, tutarlı, şeffaf ve uzun vadeli stratejiler geliştirip uygulamasının gerekliliğine değinildi.

Allianz’ın G20 ülkelerinde yatırım ortamını ve yenilenebilir enerji için yapılan yatırımları incelediği Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’nun üçüncüsü yayımlandı. Allianz’ın Germanwatch ve NewClimate Enstitüsü işbirliği ile hazırladığı rapora göre; gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere çoğu G20 ülkesi geçtiğimiz yıl düşük karbonlu enerji yatırımlarına yönelik koşullarını iyileştirdi. Buna rağmen, ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına en iyi yatırım koşullarını sağlamak için politika çerçevelerini iyileştirme konusunda kat edecek uzun bir yolu bulunuyor. G20 ülkelerinin, Paris Anlaşması’nın iklim hedeflerine uyum için enerji sektöründe yıllık 886 milyar dolar tutarında yatırım yapması gerektiğinin vurgulandığı raporda, G20'nin, yenilenebilir enerjiler için yatırım ortamını iyileştirebilmek adına daha iddialı, tutarlı ve şeffaf, uzun vadeli stratejiler geliştirip uygulaması gerektiğine dikkat çekildi.

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Allianz Grubu Kurumsal Sorumluluk Başkanı Katharina Latif, "Yenilenebilir enerji sektörünün gelişimi Paris Anlaşması’nın iklim hedeflerine uyum açısından çok önemli. Bu zorluklar, ancak ilgili hükümetlerin, şirketlerin ve sivil toplum örgütlerinin ortak çabalarıyla aşılabilir" diye konuştu.

Yenilenebilir enerji yatırımlarında G20 pazarının lideri Fransa oldu

Rapora göre; yenilenebilir enerji yatırımlarında G20’nin lideri bu yıl iki sıra sıçrayarak zirveye yükselen Fransa oldu. Fransa’yı sırasıyla Almanya ve Birleşik Krallık izledi. Uzun vadeli yatırımlar ile yine güneş ve rüzgar çiftlikleri gibi karmaşık projeler için önemli bir kriter sayılan en iyi politika ve piyasa ortamı, bu üç ülkede bulunuyor. Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık'ta yenilenebilir enerji projelerinin, genel olarak, iyi pazar ve yatırım koşullarının yanı sıra büyük ölçüde olumlu olan siyasi çevre avantajından yararlandığını dile getiren NewClimate Enstitüsü Genel Müdürü Profesör Niklas Höhne, "Ancak, en iyi performans gösteren ülkelerde bile hâlâ eksiklikler bulunuyor. Fransa’nın yeni tesisler için açtığı ihalelere yeterli teklif verilmiyor. Almanya’nın yeni açık artırma kuralları nedeniyle rüzgar yatırımları düşme eğilimi gösteriyor. Birleşik Krallık’taki güneş enerjisi pazarı siyasi reformların ardından çöktü” yorumunda bulundu.
Rapor, bu yıl en büyük gelişmelerin, geçen yıla göre çok üst seviyelere sıçrayan Brezilya ve İtalya’da görüldüğünü ortaya koydu.

En büyük yatırım ihtiyacı Çin, Hindistan ve ABD’de

Raporda; yenilenebilir enerji politikalarına verilen federal desteğin azaldığı ABD iki sıra gerileyerek dokuzuncu sıraya düştü. 2017 yılında yeni kurulan rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinin sayısında düşüşün gözlendiği ABD’de bu dönemde yenilenebilir enerji için 57 milyar dolar tutarında yatırım yapıldı. Bu rakam, Paris Anlaşması’nın hedeflerine uyum için gereken 158 milyar dolarlık sermayenin ancak üçte birine denk geliyor. Raporda yer alan verilere göre beşinci sırada yer alan Çin, 2017 yılına göre bu alandaki yatırımlarını iki kat artırarak 133 milyar dolar tutarında yatırım yaptı. Bu rakam da enerji sektöründe talep edilen yıllık yaklaşık 314 milyar dolar tutarında yatırımın çok altında kaldı. Onuncu sırada yer alan Hindistan’da güneş enerjisinin yaygınlığı ikiye katlanırken, rüzgar enerjisinin yaygınlığı da artış gösterdi. Buna rağmen, geçen yıl 11 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı yapan Hindistan, enerji sektöründeki iklim hedeflerine uyum için gerekli yıllık minimum 160 milyar dolar yatırım hacmine zor da olsa ulaştı.

Türkiye’de geçen seneye göre iyileşmeler var

2017 yılında G20 ülkelerinin çoğu yenilenebilir enerjiyi destekleyici politikalarını geliştirmeye devam ederken, bu konuda son sıralarda bulunan Türkiye YEKA ihalesinin açılmasıyla, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması için hızlı bir başlangıç yaptı. Türkiye ayrıca Hindistan, Brezilya ve Çin gibi diğer gelişmekte olan ekonomilerle birlikte fotovoltaik güneş enerjisi kapasitesini en çok arttıran ülkeler arasında yer aldı.

Önemli olan politikaların nasıl uygulandığı

G20 ülkeleri arasında sadece birkaç ülke enerji sektöründe tam karbonsuzlaştırma stratejisi izliyor. ABD dışında hemen hemen bütün G20 ülkeleri, CO2 emisyonu limitlerini 2050 yılına kadar net olarak sıfıra indirmeyi kabul etse de bu ülkelerden sadece Birleşik Krallık, enerji sistemini karbonsuzlaştırmak için bağlayıcı ve iddialı uzun vadeli bir plan uygulamaya karar verdi. Ancak Birleşik Krallık dahi henüz kısa vadeli herhangi bir yenilenebilir enerji hedefi geliştirmedi. Kısa vadeli yenilenebilir enerji hedeflerine sahip olan Brezilya, Fransa ve Almanya’nın bu çalışmaları da, yenilenebilir enerji sektörünün büyüme hızını ancak Paris Anlaşması’nın talep ettiği düzeye çıkarmaya yetecek miktarda kaldı.

Raporun yazarlarından Germanwatch çalışanı Jan Burck, burada önemli noktanın ülkelerin politikaları uygulamaya başlayıp başlamadıkları değil, bu politikaları nasıl uyguladıkları olduğunu vurguladı. Burck, “En temel zorluklar düzensiz politika desteği, destek politikalarının yeterince uygulanmaması ve geriye giden politika tasarımı” dedi.

Sigorta şirketlerinin yenilenebilir enerjideki rolü

Uzun vadeli yatırım perspektifleri olan güçlü sermaye sahibi yatırımcılar olarak sigorta şirketleri, risk yönetimi uzmanlıklarıyla, yenilenebilir enerji projelerinde önemli bir rol oynayabilir. Paris İklim Anlaşması’nın iki santigrat derece hedefinin tutturulması ve yenilenebilir enerjileri finanse etmek suretiyle iklim dostu bir ekonomiye geçişi desteklemek için kendine uzun vadeli iklim hedefleri belirleyen ilk sigorta şirketlerinden biri olan Allianz, 2040 yılı itibarıyla, hem kömür yatırımlarını sonlandıracak hem de bu gibi riskler için verdiği sigorta teminatlarını aşamalı şekilde kaldıracak.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.