GÜNDEM - 19 Eylül 2020 Cumartesi 09:31

Almanya 12 YHT setinin 8’ini Türkiye'ye teslim etti

A
A
A
Almanya 12 YHT setinin 8’ini Türkiye'ye teslim etti

Almanya’dan sipariş edilen 12 Yüksek Hızlı Tren (YHT) setinin 8 tanesi 2 Eylül’de Türkiye’ye teslim edildi. Tüm deneme ve tescil çalışmaları tamamlanan trenler, TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü tarafından işletmeye alındı.

Türkiye’de 2009 yılında kullanılmaya başlanan, ekonomik, hızlı ve konforlu olmasından dolayı tercih edilen yüksek hızlı trenlere giderek artan talebi karşılamak için Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve TCDD Taşımacılık AŞ, 12 YHT setinin temini için Almanya ile anlaşma sağlamıştı. Bu kapsamda, Almanya’dan sipariş edilen 12 YHT setinin 8 tanesi Türkiye’ye teslim edildi. 2 Eylül’de teslim alınan setlerin dördünün deneme ve tescil çalışmaları tamamlanarak TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü tarafından ticari işletmeye alındı. Deneme ve tescil çalışmaları tamamlanarak hizmete alınan setler önemli bir kapasite artırımı sağlayacak. Diğer 4 tren setinin ise 5 Ekim 2020 tarihinden başlamak üzere kademeli olarak Şubat 2021’e kadar Türkiye’ye ulaştırılması planlanıyor.

483 yolcu kapasiteli setlerin yüzde 90’ı geri dönüştürülebilir malzemeden

Hizmete alınan setler 8 vagondan oluşuyor. Toplamda 483 yolcu kapasitesi olan setlerin yüzde 90'ı geri dönüştürülebilir malzemeden yapıldı. Bazı parçaları Türk firmaları tarafından üretilen yeni tren setlerinin devreye alınmasıyla, Ankara-İstanbul arasında ekspres seferler hizmete konulacak ve seyahat süresi 30 dakika kısalacak.
Ayrıca, salgın öncesinde 23 bin olan günlük YHT yolcu sayısının 2021 yılında 40 binin üzerine çıkması bekleniyor.

Mevlüt Hasgül
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Tarım ilaçsız çekirdeksiz üzümler geliyor Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse tarafından yürütülen proje ile hastalıklara dayanıklı, üzerinde tarım ilacı kalıntısı olmayan, çekirdeksiz üzümler geliştirilecek. Karadeniz’e özgü ‘kokulu üzüm’ de çekirdeksiz üzüm haline getirilerek ticarileştirilecek. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bağ Yetiştiriciliği ve Islahı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse’den alınan bilgilere göre; ’mildiyö’ ve ’külleme’ bağcılıkta ekonomik kayıplara yol açan en önemli iki hastalık olarak ön plana çıkıyor. Bu hastalıklar Türkiye’nin hemen her bağ bölgesinde sıklıkla görülüyor. Bu hastalıklarla mücadelede en yaygın yöntem ilaçlama olarak gösteriliyor. İlaçlama sıklığının artması beraberinde kalıntı problemlerini ve ilerleyen dönemlerde kanser vakalarında artışı getiriyor. Tarım ilaçlarının kullanımı insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor. İlaç masraflarının yüksek olması, üreticinin maliyet yükünü artıyor. Zaman zaman yurtdışına ihraç edilen tarım ürünlerinde kabul edilebilir seviyenin üzerinde tarımsal ilaç kalıntısı çıkması durumunda Türkiye’nin imajı kötü etkilendiği gibi, o ülke pazarına uzun süre ürün gönderilememe tehlikesi yaşanıyor. Bu tip sorunların yaşanmaması için proje yürüten Doç. Dr. Bülent Köse, TÜBİTAK destekli projesinde hem ilaç kalıntıları olmayan hem de hastalığa dayanıklı çekirdeksiz üzümler geliştirecek. "Çocuklarımızın severek tükettiği bu ürünlerde zirai ilaç kalıntısı olmasını istemiyoruz" “Külleme ve Mildiyö Hastalıklarına Dayanıklı, Çekirdeksiz Üzüm Geliştirme Projesi” hakkında bilgi veren Doç. Dr. Bülent Köse, "Projemizin asıl amacı özellikle külleme, mildiyö hastalıklarına dayanıklı ve çekirdeksiz özellikli üzüm çeşitlerinin geliştirme projesidir. Bu bağlamda biz Karadeniz Bölgesinde yetişen ve yöre halkınca sevilen, kokulu üzümlerden daha önceden tescil ettirdiğimiz 2 çeşidi ana ebeveyn olarak kullanıyoruz. Kokulu üzümler yapısı gereği mantari hastalıklara son derece dayanıklı. Bu yüzden Karadeniz Bölgesi sahil kuşağında ilaçlamaya gerek kalmadan rahatça yetişiyor. Ancak sofralık üzümlere göre yeme kalitesi oldukça düşük. Biz bu kokulu üzümleri ülkemizin milli çekirdeksiz çeşidi olan ‘sultani çekirdeksiz’, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş olan ‘Tekirdağ çekirdeksizi’ ve uluslararası kaliteli bir çeşit olan ‘crimson seedless’ çeşitleri ile melezliyoruz. Melezleme ile elde edilen üzüm çekirdekleri çimlendiriliyor. Elde edilen melez bitkilerde daha sonra mantari hastalık gelişimini kontrol ediyoruz. Bitkilere külleme ve mildiyö etmenlerini bulaştırıyoruz. Hastalık gelişmeyen ya da zayıf gelişenleri biz dayanıklı ya da tolerant olarak kabul ediyoruz. Hassas olanları elemine ediyoruz. Hastalıklara dayanıklı olarak tespit edilen genotiplerde DNA izolasyonu yapılarak, biyoteknolojik yöntemlerle markörle tarayarak henüz daha meyvelerini görmeden yaprağından bunların çekirdekli ya da çekirdeksiz olma durumuna belirleyebiliyoruz. Sonraki aşamada da bunların meyve özellikleri incelenecek ve ticari değer taşıyan adaylarda tescil çalışması başlatılacak. Hepimiz malumu üzerine tarım sektöründe tarım ilacı kullanımı çok yaygındır. Kullanmadığımız takdirde ürün alma şansı oldukça zordur. Külleme ve mildiyö hastalığı, bağcılıkta 2 önemli hastalık söz konusudur. Bu hastalıklara karşı biz ilaçlama yapmadığımız takdirde ürün almamız çok zordur. Özellikle gelişim yaşındaki çocuklar ve insan sağlığı yönünden daha az riskli olan ve sağlıklı üzümler elde edebilmek için bu projeyi önerdik” dedi. ‘Kokulu üzüm’ çekirdeksiz olacak Proje kapsamında kokulu üzümleri çekirdeksiz üzüm haline getireceklerini belirten Doç. Dr. Bülent Köse, “Projenin ana ürünü olan ‘kokulu üzüm’ Karadeniz Bölgesi sahil kesiminde yaygın olarak yetişmektedir. Nemli ve yüksek iklim şartlarına bağlı olmasına rağmen bu bölge mantar hastalıklarına karşı oldukça dayanıklıdır. Bu sebeple biz kokulu üzümleri çekirdeksiz üzüm çeşitleriyle melezleyerek daha iyi tüketilebilir, ticari değeri yüksek çeşit elde etmek istiyoruz. Çocuklar çekirdeksiz çeşitleri çok seviyor. Onların severek tükettiği bu ürünlerde biz zirai ilaç kalıntısı olmasını istemiyoruz" diye konuştu.
Düzce Sarıışık “Kolay elde edilen bir başarı yok” DÜZCE(İHA) – Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık, turizm mezunlarının tarih, coğrafya, muhasebe, spor ve diğer pek çok konu hakkında bilgi sahibi olmasının önemli olduğunu söyledi. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu tarafından düzenlenen etkinlikte Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık öğrencilerle buluştu. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Muammer Mesci’nin açılış konuşmasıyla başlayan programda Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Turizm Haftası’nı kutlayarak, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nu akreditasyon belgesi almasından dolayı tekrar tebrik etti. Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık, gastronominin gelişimi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Gastronomi öğrencisinin iyi bir aşçı olmasından ziyade çok yönlü bir mutfak yöneticisi olması gerektiğine dikkat çeken Sarıışık, turizm mezunlarının tarih, coğrafya, muhasebe, spor ve diğer pek çok konu hakkında bilgi sahibi olmasının önemine değindi. Gastronomi yazarlarının ağırlıklı olarak Fransızlardan oluştuğunu belirten Sarıışık, ancak Türklerin Osmanlı zamanında Fransızlardan 400-500 sene önce güzel işler çıkardığını sözlerine ekledi. Bugünün öğrencisinin eskiye göre daha şanslı olduğunu fakat bir o kadar da zorlu bir dönem yaşadığını dile getiren Mehmet Sarıışık, öğrencilerin her geçen gün kendilerine bir şeyler kalmaları gerektiğini söyledi. Rakipler karşısında öğrencilerin durmadan çalışmasının bir zorunluluk olduğunu ve kolay elde edilen bir başarının var olmadığını vurgulayan Sarıışık, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nun bu konuda öğrencilere güzel imkanlar sunduğunun altını çizdi. Yüksekokulun tam teşekküllü bir uygulama mutfağı ve donanımlı bir akademik kadrosu olduğunu belirten Sarıışık, bunu öğrenciler tarafından değerlendirilmesi gereken bir fırsat şeklinde nitelendirdi. Programın sonunda Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından, Prof. Dr. Mehmet Sarıışık’a teşekkür belgesi ve hediye; Üniversite Düzeyi Aşçılar Modern Türk Mutfağı Yarışması Ana Yemek kategorisinde, Altın Madalya kazanan Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 3. sınıf öğrencisi Oğuzhan Çevik’e de teşekkür belgesi takdim edildi.