DÜNYA - 20 Şubat 2020 Perşembe 18:16

Almanya’daki katliamın ardından Hanau halkı İHA’ya konuştu

A
A
A
Almanya’daki katliamın ardından Hanau halkı İHA’ya konuştu

Almanya’da Türklerin de aralarında bulunduğu 10 kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırının ardından Hanau kenti sakinleri İHA’ya konuştu.

Almanya’nın Hanau kentinde yerel saatle 22.00 sıralarında Heumarkt ve Kesselstadt mahallelerinde bulunan ve Türklere ait olduğu ifade edilen nargile kafelere gerçekleştirilen silahlı saldırının yankıları sürüyor. Saldırıların ardından olay yerine gelen Türkler, İHA’ya konuştu. Katliamın yaşandığı nargile kafede çalışan Bilal Yıldız katliamdan önce eve geldiğini belirterek, "Gece saat 12’ye geliyordu, telefon geldi. Abla ağlıyordu, burada her şey karıştı, ’herkes öldü’ dedi. Birisi gelmiş silahla, girmiş Gogo’yu (Gökhan Gültekin) vurmuş, Mercedes’i (kafede çalışan kadın) vurmuş" ifadelerini kullandı. Yıldız, "Ferhat varmış 22 yaşında bir genç, ona sıkıyor. Sonra kadını vuruyor, ondan sonra benim çalıştığım yere girmiş. Millete sıkmaya başlıyor. Benim yerime çalışan ağabey sandalyenin altına girip kendini kurtarmış" şeklinde konuştu.

"DÜNE KADAR ÖN YARGILI BİR YAKLAŞIM OLMAMIŞTI"

Kent sakinlerinden başka bir Türk vatandaşı ise "Hepimizin tanıdığı, hepimizin bildiği yerler. Herkes birbirini tanıyor burada, Türk olsun, Alman olsun, yabancı olsun. Düne kadar kimse burada kimse kimseye kişiliğinden, kimliğinden dolayı ön yargılı bir yaklaşım olmamıştı. Onun için ben biraz şaşırdım, üzgünüm de. Tahmin ediyorum ki ölenlerin arasında benim de tanıdıklarım var. Bazen kelimeler yetersiz yani" dedi.

Başka bir kent sakini ise "Kim olursa olsun, Allah herkese sabır versin. Bu işi yapanlara da akıl ve fikir versin. Başka diyeceğimiz yok" diye konuştu.

Bölgede yaşayan başka bir vatandaş da o anlara yönelik, "Bir çıktım dışarı ki götürmüş, adam her tarafı dağıtmış" dedi. Başka bir Türk vatandaşı ise "Ölenler hep tanıdık arkadaşlar, yabancı değil" ifadelerini kullandı.

"KORKUYORUZ"

Katliamın ardından kendilerine yönelik saldırıların devam edeceğini ifade eden Türk vatandaşı, "Artık camilere de gitmeye gitmeye korkarız. Oraya da böyle bir şey gelirse, camiden 100 kişi götürürler cuma günleri. Özellikle okulların ve camilerin korunması lazım artık. Bu daha bir şey değil. Hepimizin ailesi, çocuğu var. Korkuyoruz" dedi.

Öte yandan, Heumarkt ve Kesselstadt mahallelerinde gerçekleştirilen iki ayrı saldırıda hayatını kaybeden Türklerden bazılarının isimleri "Gökhan Gültekin, Ferhat Unver, Sedat Gürbüz, Fatih Saraçoğlu" olarak açıklandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.