SPOR - 26 Mayıs 2022 Perşembe 11:16

Altay’da Kazımcan’ın talipleri bitmiyor

A
A
A
Altay’da Kazımcan’ın talipleri bitmiyor

Altay’ın 19 yaşındaki sol bek oyuncusu Kazımcan Karataş için Süper Lig ve Avrupa kulüpleri nabız yokluyor. Genç futbolcu için son olarak Belçika’nın Westerlo kulübü, 300 bin Euro'luk teklif sundu. Transfer yasağını kaldırmaya çalışan siyah-beyazlılar, teklifin artması için çaba gösteriyor.

Spor Toto Süper Lig’de küme düşen ve mali sorunlarla boğuşan Altay’da, Karamoko Bamba, Cesar Pinares, Mateusz Lis, Serge Aka gibi futbolcular alacaklarını tahsil edemeyine sözleşmelerini feshetmişti. Ayrıca Marco Paixap, Martin Rodriguez ve Thaciano da kulüpten ayrılmıştı. Toplam borcu 400 milyon TL’ye yaklaşan Altay, bir dönemlik transfer yasağı aldı. İzmir temsilcisi transfer yasağını kaldırabilmek için 2 milyon Euro'luk bir kaynağa ihtiyaç duyuyor.

Altay’da Kazımcan’ın talipleri bitmiyor

Westerlo’dan resmi teklif

Kadrosunda futbolcu sayısı git gide azalan Altay, altyapısından yetiştirdiği genç futbolcusu Kazımcan Karataş’ı vitrine çıkardı. Geçtiğimiz yıllarda Galatasaray’ın da ilgisinin bulunduğu 19 yaşındaki sol bek için Beşiktaş ve birkaç Süper Lig kulübü de nabız yokladı. Türkiye’den henüz resmi bir girişim olmamakla beraber Kazımcan Karataş için Avrupa kulüpleri de devreye girdi.

Sezon boyunca birçok scoutun İzmir’e gelerek takip ettiği genç futbolcu için Belçika’nın KVC Westerlo kulübü resmi teklif sundu. Sahibi Türk iş adamı Oktay Ercan olan ve ikinci başkanlığını Fenerbahçe’nin eski idari menajeri Hasan Çetinkaya’nın yaptığı Westerlo, Altay’a 300 bin Euro'luk teklif sundu. Teklifi yetersiz bulan Altay, ücreti 1 milyon Euro seviyesine çekmek için çaba gösteriyor. Altay, Kazımcan’dan kazanacağı parayla transfer yasağının kaldırılması için önemli bir adım atmayı hedefliyor.

Salih Yılmazsoy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.