ASAYİŞ - 17 Ocak 2019 Perşembe 03:32

Amik Ovasına kurulan bent yıkıldı köy sular altında kaldı

A
A
A
Amik Ovasına kurulan bent yıkıldı köy sular altında kaldı

Hatay’da son günlerde artış gösteren sağanak yağışlar ve Tahtaköprü Baraj kapaklarının açılmasıyla sular altında kalan Aşağıoba köyüne kurulan bent yıkıldı.

Son günlerde il genelinde etkili olan sağanak yağışların ardından Antakya İlçesi Amik Ovasında bulunan Aşağıoba Köyü sular altında kaldı. Suyun geldiği yöne kurulan bentin yıkılmasıyla birlikte daha önce köyün uç noktalarında bulunan evleri basan su, köy meydanına kadar ulaştı. Köyde çok sayıda ev ve ahır sular altında kaldı. DSİ ve belediye ekipleri köyde çalışma yaparken köylüler geceyi dışarıda geçirdi. 

Alandaki suyun tahliyesi durumunda hiçbir sıkıntı oluşmayacağını söyleyen bir vatandaş, köy halkının zor durumda kaldığını söyledi. Yetkilerin ziyarette bulunmadığını söyleyen vatandaş, “Bugüne kadar Devlet Su İşlerinde çalışanlar yazın hep yattı. Şuanda Devlet Su İşlerinde gelip müdahale eden kimse yok. Antakya şehir merkezinden Asi Nehri’nin çıkışı sadece orası ve o yol kapalı. Oradan su gitmediği sürece burada insanlar hayvanını taşır, eşyasını taşır ama gelip hiçbir belediye başkanı, vali, milletvekili buraya gelip ziyaret etmedi. Ancak, facebookta yazılıyor, müdahale, kepçe göndereceğiz. Kepçe göndersen ne olur bu yağmur Allah’ın emri, biz buna razıyız ama önünde bir tahliye su aksa hiçbir sıkıntı yok” dedi. 

Bazı köylülerde yetkilere sitemde bulunarak, “Şu halimize bakın, Allah rızası için bize yardım edin” çağırısında bulundu. 

Hatay Havaalanı araç trafiğine kapatıldı
Yağışlardan etkilenen Hatay Havaalanı yolunda da ulaşım durma noktasına geldi. Giderek artış gösteren su seviyesi havaalanı yoluna kadar ulaştı. Ekipler tehlike oluşmaması adına yolu trafiğe kapatarak servisler yardımıyla ulaşımı sağladı. Havaalanına geçişler tamamiyle kapatılırken gelen yolcular ise otobüsler yardımıyla yolun güvenli kısmına taşındı. 

Mehmet Bayrak - Adem Karagöz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul bp Türkiye birlikte çalıştığı müteahhit firmaları ödüllendirdi Bu yıl 8’incisi düzenlenen bp müteahhitleri buluşmasında gerçekleştirilen Müteahhit Ödülleri kapsamında 13 müteahhit firma ve 9 bireysel müteahhit personeli 10 farklı kategoride ödüle layık görüldü. bp’nin tüm operasyonlarında bir numaralı kural olarak belirlenen emniyet ve güvenlik, şirketin temel değerleri arasında da öncelikli geliyor. Müşterilerden bayilere ve istasyonlara, genel müdürlüklerden işe alım süreçlerine kadar tüm hizmet alanlarında emniyet ve güvenlik hedefleri sıfır kaza, insanlara ve çevreye sıfır zarar olarak belirlenmiş durumda. Şirket de yenilikçi ve çevreci yaklaşımlarından dolayı birlikte çalıştığı müteahhit firmalarını ödüllendirmek ve akaryakıt yatırım projeleri çerçevesinde birlikte çalıştığı iş ortakları arasında sağlık, emniyet, çevre ve güvenlik (SEÇ-G) kültürünü yaygınlaştırmak, sürdürülebilir ve çevreci saha uygulamalarını teşvik etmek amacıyla her yıl düzenlediği bp müteahhitleri buluşması ve ödül töreninin 8’incisini gerçekleştirdi. Her yıl olduğu gibi yüksek katılımla gerçekleşen organizasyonda bp’nin güncel stratejisi hakkında bilgi verildi. SEÇ-G hedefleri ve son dönemde dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler sonucunda etkilenen ticari koşullar karşısında yapılabilecekler konusunda da fikir alışverişinde bulunuldu. Şirketin akaryakıt operasyon süreçlerinin üst düzey standartlarla yönetilmesinde katkısı olan iş ortaklarını ödüllendirme amacıyla gerçekleştirilen 2023 Müteahhit Ödülleri, SEÇ-G performans ödülünden emniyet programı ödülüne, yenilikçi düşünceden çözüm odaklılığa, çevrecilik ve sürdürülebilirlikten süreç sadeleştirmeye, proje yönetiminden iletişim liderliğine uzanan kategorilerde sahiplerini buldu. 2023 Müteahhit Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada enerji ve akaryakıt konusunda sürdürülebilirliğin her zaman en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirten bp Türkiye Kıdemli Perakende Akaryakıt Operasyon Müdürü Mehmet Aydın Özdemir, “bp’de, bulunduğumuz sektöre de baktığımızda, emniyet ve güvenlik tüm operasyonumuzun temelini oluşturuyor. Emniyette yarış olmayacağının bilinciyle hareket ediyoruz ve iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz, rakiplerimiz ve düzenleme kurumları ile yakın bir şekilde çalışarak sektörün standartlarını yükseltme konusunda adımlar atıyoruz. İnsan ve çevreye verdiğimiz değer ile iş güvenliği standartlarını en üst seviyede uyguluyoruz. 2023 yılını, perakende operasyonlarımızda herhangi bir yaralanma ve kaza yaşanmadan tamamlamak bizler için mutluluk ve gurur kaynağı. Bu başarıyı sürdürmek en büyük hedefimiz. SEÇ-G prensiplerimiz bp’nin vazgeçilmez kurallarıdır. Bu doğrultuda tüm bp çalışanları da bu bilinçle müşterilerine hizmet veriyor. Gelenekselleşen müteahhit ödül törenimizde de bizimle aynı bakış açısı ile çalışan ve bu konuda örnek teşkil eden iş ortaklarımızı ödüllendiriyoruz” dedi. Kazasız geçen bir yılın ardından hedef bu başarıyı sürdürmek bp Türkiye SEÇ-G Müdürü Emir Özdemir, şirket olarak tüm paydaşlarıyla bir emniyet kültürü oluşturmak için çalıştıklarını vurguladığı konuşmasında, “Herhangi bir kaza yaşanmadan geçirdiğimiz 2023’ün ardından hedefimiz bu başarıyı sürdürülebilir kılmak ve önümüzdeki yılları da bu şekilde tamamlamak. Tüm operasyonlarımızda emniyeti her zamanki gibi ilk iş olarak görmeli ve alacağımız basit önlemlerle olası büyük kazaların önüne geçebileceğimizin farkına vararak çalışmalıyız. Bu törende ödüllendirdiğimiz tüm iş ortaklarımıza da SEÇ-G ilkeleri doğrultusunda çalıştıkları ve örnek oldukları için bir kez daha teşekkür ederim” dedi. Ödül töreninde; SEÇ-G Performans, Emniyet Programı “Herkes Görür Sen Fark Et”, SEÇ-G Saha Lideri, İletişim Liderliği, Çevrecilik ve Sürdürülebilirlik, Yenilikçi Düşünce, Saha Destek, Proje Yönetimi, Çözüm Odaklılık ve Süreç Sadeleştirme kategorilerinde 10 ödül, 13 farklı müteahhit firma ve 9 çalışan ile paylaşılırken, yıl içerisinde gösterdikleri başarı ve titiz yaklaşımları için teşekkür edildi. Farklı kategorilerde; RM İstanbul Reklamcılık, Tora, Turpak, Sistem Holding, Gasgrup, Doğuş Mühendislik, Dünya Haberleşme, Mepsan, Elfi Mühendislik, FE Yapı, İsar Mühendislik, İSEÇ Danışmanlık ve Fasad Mühendislik ödül kazandı. 8’inci bp Müteahhitleri Buluşması ödül kazananları SEÇ-G Performans Ödülü Tora Petrol Ürünleri Müh. Elektrik ve Elektronik San. Tic. A.Ş. RM İstanbul Reklamcılık San. ve Tic. A.Ş. SEÇ-G Saha Liderliği Ödülü Okan Aras - İsar Mühendislik Enerji Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Emniyet Programı “Herkes görür, Sen Fark Et” Ödülü Turpak Elektromanyetik Yakıt İkmal Sistemleri Tic. A.Ş. Tuncay Tecer - Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Proje Yönetimi Ödülü Sistem İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. FE Yapı Müh. Müt. İnş. San. ve Tic. A.Ş. Fasad Mühendislik İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Çevrecilik ve Sürdürülebilirlik Ödülü İsar Mühendislik Enerji Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Yenilikçi Düşünce Ödülü Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Süreç Sadeleştirme Ödülü Dünya Haberleşme Entegre Bina Kontrol Sistemleri İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. İletişim Liderliği Ödülü Evin Tekin - Turpak Elektromanyetik Yakıt İkmal Sistemleri Tic. A.Ş. İsmail Erdiker - Mepsan Petrol Cihazları San. ve Tic. A.Ş. Çözüm Odaklılık Ödülü Merve Akgül - Sistem Reklamcılık Aydınlatma ve İnş. ve San. A.Ş. Muharrem Yeşilyurt-Tora Petrol Ürünleri Müh. Elektrik ve Elektronik San. Tic. A.Ş. İSEÇ İş Sağlığı Emniyet Çevre Yönetim Danışmanlık Enerji Tur. Tarım Gıda Tic. Ltd. Şti. Saha Destek Ödülü Emre İnan Zabun - Gasgrup Enerji Sistemleri İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. Bora Demirer - Doğuş Mühendislik Doğalgaz İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Emre Savahil - Elfi Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti.
İstanbul Orak: “Kentsel dönüşüm süreci vatandaşın belini bükmemeli” Kentsel dönüşüm sürecinin hem kamu hem de vatandaş açısından sağlıklı ilerleyebilmesi için sürecin finansal açıdan doğru planlanmasının kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Türkiye’deki 7 milyon konutun kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerektiği öngörülüyor. Biz de tasarruf finansmanı sektörü olarak kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşlarımızın finansal açıdan herhangi bir mağduriyet yaşamasını önlemek için çalışmalarımızı başlattık. Bu süreçte faizsiz ve peşinatsız finansmana ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımızı tasarruf finansmanından faydalandırmak istiyoruz. Kentsel dönüşümü iç kaynaklarla yani tasarruflarla yönetebilir, böylece finansal dönüşümü de sağlayabiliriz” dedi. Muhtemel doğal afetlere karşı eskiyen yapıların yenilenmesi ve güçlendirilmesi çerçevesinde başlatılan kentsel dönüşüm sürecinin finansal açıdan vatandaşın belini bükmemesi gerektiğinin altını çizen Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, “Türkiye’de afet riski bulunan 14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor. Söz konusu incelemenin sonucunda konut stoğunun yaklaşık yüzde 40‘ına tekabül eden 6-7 milyon konutun da yenilenmesi yada güçlendirilmesi gerektiği tahmin ediliyor. Dolayısıyla kentsel dönüşüm, yaşam kalitesinin artırılması ve korunması için elzem olan bir dönüşümdür. Bu noktada devletimiz ve kamu kurumlarımız aracılığıyla atılan adımları kıymetli buluyor ve tasarruf finansmanı sektörü olarak elimizi taşın altına koymak için çok ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Çünkü dönüşümün temelinde ‘insan’ faktörü var ve biz Tasarruf Finansmanı sektörü olarak insanın olduğu yere ‘fayda’ unsurunu getirmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Orak, “Kredi imkanının kısıtlı, faiz oranlarının yüksek olduğu bir dönemdeyiz ve evi kentsel dönüşüm kapsamına alınan vatandaşlarımızın finansal açıdan mağduriyet yaşaması riski söz konusu. Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşımızı finansal zorluklarla baş başa bırakıp belinin bükülmesine izin veremeyiz. Çünkü bu süreç, hem kamunun hem de vatandaşımızın finansal kaynağa ihtiyaç duyacağı kritik bir süreç. Finansmanı dış kaynaklarla yönetmeye kalkarsak bu durum milli ekonomiyi de vatandaşımızı da çıkmaza sokabilir. Dolayısıyla süreci iç kaynaklarla yani tasarruflarla finanse edebilme kabiliyetimizin olması gerekiyor. Kentsel dönüşüme girecek konutlarda ya da bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın konfor alanında kalarak evini yenilemesi için tasarruf finansmanı, şu an var olan en güçlü seçenektir. Çünkü tasarruf finansmanı, peşinatsız ve faizsiz finansman sağlayarak borçlanmadan ev sahibi yapan tek sistemdir. Tasarruf finansmanı sektörü olarak vatandaşımıza kapılarımız sonuna kadar açık” diye konuştu.
İstanbul ‘Para sayma’ görüntülerine ilişkin ifadeler ortaya çıktı: "Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu noterde gördüm" CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturmada İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ve satılan binanın sahibi Ali Rıza Braka’nın ifadeleri ortaya çıktı. Braka’nın ifadesinde, "CHP adına süreci o tarihte il başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Her ne kadar gerçekte taşınmazları 41 milyon TL bedelle atmış olsam da satış vaadi sözleşmesinde ve resmi olarak 24 milyon 360 bin TL göstermiş olmanın herhangi bir sakıncası olduğunu düşünmedim. Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu sadece o gün noterde gördüm" dedi. Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re’sen soruşturma başlatılmıştı. 5 şüpheli ifade verdi Soruşturma çerçevesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, CHP eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın eski basın danışmanı Can Poyraz, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka ve İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ’şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti. Ayrıca CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da ’şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermeye çağrıldığı öğrenilmişti. ‘’Pazarlık neticesinde tüm taşınmazlar 41 milyon lira bedelle satılmış oldu’’ Öte yandan Braka’nın avukatı Gökhan Taşkapan’ın da bilgi sahibi olarak Savcılığa ifade verdiği öğrenildi. Taşkapan’ın ifadesinde, ‘’Şu anda CHP İstanbul İl Başkanlığı Binası olarak kullanılan yer 2019 tarihinde aramızda vekalet ilişkisi bulunan müvekkilim Ali Rıza Braka’ya aitti. Bir emlakçının aracı olmasıyla CHP tarafından bize teklifte bulunuldu. Son fiyat olarak kendilerine 43 milyon lira olarak bildirildi. Görüşmeler neticesinde toplam olarak 41 milyon lira olarak anlaşmaya varıldı. CHP tarafı taşınmazları satın alırken Gül İnşaat sahibi Metin Gül’ün binanın alınmasına 2 milyon lira yardım etmesini istedi. Bu nedenle birçok kez Gül’ün de bulunduğu toplantılar gerçekleştirdik. Gül bana, kendisinin Büyükçekmece’de ve Sarıyer’de çok fazla yatırımı olduğunu, CHP’den Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Fatih Keleş’in arada bulunan 2 milyon lirayı kendisinden istediklerini, bu parayı vermezse bu kişilerin yatırımlarını durduracaklarını söylediklerini, Keleş’in Ekrem İmamoğlu’na yakın olması nedeniyle bu durumdan korktuğunu ve mecburen parayı ödemek zorunda olduğunu söyledi. Bu nedenle bize ‘bu 2 milyon liranın 1 milyon lirası sizden olsun, geri kalan 1 milyon lirayı da ben ayrıca size elden vereceğim’ dedi. Biz de kendisi zor durumda kalmasın diye 41 milyon lira olarak güncelledik ve bu şekilde pazarlık neticesinde tüm taşınmazlar 41 milyon lira bedelle satılmış oldu’’ dedi. ‘’Durumu Kaftancıoğlu’na ilettim, o da bu konuya müdahale ederek gerekli önlemi aldı’’ Taşkapan ifadesinin devamında, ‘’Sözleşmeye istinaden resmi alım bedeli 24 milyon 360 bin lira olarak kararlaştırıldı. Kalan rakamın ise haricen ödenmesi konusunda CHP’nin isteği üzerine mutabık kılındı. Bu işlemler sırasında bizden 2 milyon lira CHP yetkilisi ve yöneticisi olduğunu öğrendiğimiz bir kişi tarafından, bu kişinin kim olduğunu bilmiyorum ancak Canan Kaftancıoğlu’nun bu kişiyi tanıdığını ve kendisinin bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunu biliyorum, satışı bize yönlendirilmiş olması sebebiyle para istedi. Bu durumu Kaftancıoğlu’na ilettim, o da bu konuya müdahale ederek gerekli önlemi aldı. Bizden de herhangi bir tahsilat yapılmasının önüne geçilmiş oldu. Nihayetinde 10 Aralık 2019’da benim ofisimde kalan paranın haricen ödenmesi konusunda mutabık kılındı. Burada önemli olan benim ofisimi kesin olarak CHP yöneticilerinden ısrarlı talep üzerine seçilmiş olması ve ödemenin de bu sebeple benim ofisimde gerçekleşmesi şeklinde olmuştur. Görüntüler tarafımdan ifşa edilmemiş olup böyle bir şeye tevessül etmem mümkün olmadığı gibi CHP camiasını karşıma almayı düşünmem mümkün değildir’’ şeklinde konuştu. "1 milyon liranın İBB’den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi’’ Satın alma sürecinin Kaftancıoğlu’nun başlattığını ancak sürecin ilerleyen kısmında kendisinin adeta el çektirildiğini belirten Taşkapan, ‘’Süreci bizzat Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz yönetmiştir. Kamera kayıtlarının tamamı Yılmaz’a verildi diye hatırlıyorum. Ofise çeşitli yerlerden, farklı miktarlarda yaklaşık 3 saat boyunca para getirilmiştir. Orada sayılan para Euro ve dolar, liraya çevrilerek hesaplanmış ve toplamda 15 milyon 510 bin lira olarak satıcı Braka’ya elden teslim edilmiştir. Ayrıca kapalı halde 2 adet çanta daha getirildi ancak bu çantalar açılmadı. Ofiste otururken gelen giden paraları Fatih Keleş not alıyordu, o sırada bir çanta para ile bir şahıs daha geldi, 1 milyon lira olduğunu ve bunun İBB’den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi. Gelen giden tüm para notları en son Yılmaz’a teslim edildi. Elden teslim edilen para toplam 17 milyon olarak haricen ödenmiş oldu. Sonuç olarak taşınmazlar CHP’ye toplamda 41 milyon lira karşılığında satılmış olup bu paranın 24 milyon lirası resmi hesaplardan gönderilmiştir’’ ifadelerini kullandı. ‘’Gittiğim yer Sarıyer Belediye Başkanlığı binasıydı’’ Arnavut uyruklu olduğunu ve 2021 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldığını belirten Ali Rıza Braka ise tercüman aracılığıyla alınan ifadesinde yatırımcı olduğunu söyleyerek, ‘’Soruşturmaya konu İstanbul Sarıyer’de bulunan 14 adet daireyi 15 Ağustos 2018’de toplam 22 milyon 533 bin TL’ye satın aldım. Daireleri satın aldıktan sonra bir yatırımcı olarak kar etmek amacıyla daireleri satmaya karar verdim. Tüm taşınmalar için toplamda 43 milyon TL istediğimi, fiyat konusunda anlaşabilirsek bütün dairleri satabileceğimi söyledim. Bu kişi görüştüğümüzde çok düşük teklif etiği için binayı satamayacağımı söyledim ve oradan ayrıldım. Daha sonra avukatım Gökhan Taşkapan ile iletişime geçmişler. Tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir gün avukatımın bana attığı konuma gittim. Gittiğim yer Sarıyer Belediye Başkanlığı binasıydı. Belediye başkanın odasında toplandık. Bu sırada odada ben, avukatım Gökhan Taşkapan, CHP Parti teşkilatından tanımadığım birisi ve muhtemelen belediye başkanı olan kişi bulunuyordu. Yine aramızda pazarlık yürütüldü ancak bir sonuca ulaşamadık’’ dedi. "Hiçbir siyasi parti ile işim olmaz, oy dahi kullanmam’’ Braka ifadesinin devamında, ‘’Avukatım Gökhan Taşkapan 41 milyon TL bedelle taşınmazı CHP’ye satacağımızı söyledi. CHP adına süreci o tarihte il başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Her ne kadar gerçekte taşınmazları 41 milyon TL bedelle atmış olsam da satış vaadi sözleşmesinde ve resmi olarak 24 milyon 360 bin TL göstermiş olmanın herhangi bir sakıncası olduğunu düşünmedim. Sözleşmenin karşı tarafı olan Canan Kaftancıoğlu’nu sadece o gün noterde gördüm. Ofise gittiğimde paranın bir kısmı oradaydı. Bu sırada sürekli olarak dışardan birileri çantalarla içeri para getiriyordu ve ben sayıyordum. Paranın tamamı TL idi. Kesinlikle Euro veya Dolar cinsinden para yoktu. Çükü para Euro veya Dolar olsaydı bu kadar valiz para taşımak zorunda kalmazdım. Her ne kadar taşınmazı 41 milyon TL’ye satmış olsamda elime geçen para resmi olarak 24 ilyon 360 bin TL ve elden aldığım 15 milyon 510 bin TL, toplamda 39 milyon 870 bin TL’dir. Geriye kalan meblağın ise komisyon ve diğer giderler olduğunu söyleyerek bana vermediler. Ben zaten daireleri satmış olduğum için mutluydum ve paramı da almıştım. Hiçbir siyasi parti ile işim olmaz, oy dahi kullanmam’’ diye konuştu. "Sadece benden yardım isteyen Fatih Keleş’i kırmayarak bir çanta parayı aldım ve onun dediği yere götürdüm’’ İmamoğlu İnşaat’ın genel müdürü olarak görev yaptığını belirten Tuncay Yılmaz ise ifadesinde, ‘’Soruşturmaya konu görüntülerin çekildiği gün Fatih ağabey beni aradı, görüşmek istediğini söyledi. Beylikdüzü’nde yüz yüze görüştük. Bana arabada bir miktar emanet para olduğunu, bu parayı tek başına götürmekten korktuğu için bir kısmını benim taşımamı rica etti. Yanlış hatırlamıyorsam para çantalarından bir tanesini bana verdi. Parayı götüreceğim yerin konumunu da gönderdi. Paranın nereden geldiğini sormadım. Çantayı açıp içinde ne kadar para olduğunu da bakmadım. Bana paranın emanet olduğunu ve CHP il binasının satın alınması için harcayacaklarını söyledi. Kendime ait aracımla tek başıma bir çanta para olduğu halde Fatih ağabeyimin attığı konuma gittim. Gittiğimde Fatih ağabey benden önce varmış bekliyordu. Ofiste başkaları da vardı. Ancak ben bu şahısların hiçbirini tanımıyorum. Bana verilen para çantasını ofiste Fatih ağabeye teslim ettim. Fatih ağabeyin bana ihtiyacı olabilir diye biraz bekledim. Yaklaşık yarım saat ofiste durduktan sonra tek başıma ayrıldım. CHP il binasının kimden hangi tarihte ve ne kadar bedelle satın alındığını bilmiyorum. Sadece benden yardım isteyen Fatih Keleş’i kırmayarak bir çanta parayı aldım ve onun dediği yere götürdüm. Üzerime atılı herhangi bir suçlamayı kabul etmiyorum. İsmim ve çalıştığım şirketin isminin soruşturma dosyasında geçmesinden rahatsızlık duymaktayım. Yardım isteme konusu ile ayrı araçlarla gitmemiz hususu arasında bir çelişki olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen kendisi 3-4 farklı para dolu çantayı sadece kendi arabasında taşımak istemedi ve bu nedenle bir tanesini benim taşımamı istedi’’ ifadelerini kullandı.