ASAYİŞ - 14 Haziran 2019 Cuma 12:36

Anne ayı, orman işçilerini 'rehin' aldı

A
A
A
Anne ayı, orman işçilerini 'rehin' aldı

Kastamonu’da 2 yavrusuyla birlikte gezintiye çıkan anne ayı, orman kesiminde çalışan üç orman işçisini 'rehin' aldı. Ayının saldırma ihtimalinden korkan ve 1 saat ayıları bölgeden uzaklaştırmaya çalışan ancak başarılı olamayan işçileri ise polis ekipleri kurtardı.

Olay, Kastamonu’nun Ağlı ilçesine bağlı Dikmen Mahallesi’nde meydana geldi. Üç orman işçisi, ormanlık alanda kesime gitti. Ormanlık alanda kesim işi ile uğraşan üç işçinin bulunduğu alana bir süre sonra iki yavrusuyla birlikte anne ayı geldi. Yanında yavruları ile birlikte anne ayıyı gören işçiler, büyük panik ve korku yaşadı. Yanında yavruları varken ayının daha da saldırgan olabileceğini düşünen işçiler, ıslık çalarak, bağırarak ve motorlu testereyi çalıştırarak anne ayıyı ve yavrularını bulundukları alandan kaçırmak istedi ama bunda başarılı olamadı. Kesim yaptıkları alanın ön kısmına kadar gelen ve işçilerin bölgeyi terk etmelerine müsaade etmeyen ayılar, işçilerin yavrularına zarar verebileceğini hissetti. Ayı yol güzergahında olduğu için alandan ayrılamayan işçiler, yaklaşık 1 saat boyunca ayı ve yavrularını kaçırmak istedilerse de bunda başarılı olamadı. 

Bunun üzerine ayının rehin tuttuğu işçiler, önce jandarma ekiplerini arayarak yardım istedi. Ancak kesim yapılan alanın polisin sorumluluk bölgesinde olduğundan dolayı jandarma ekipleri, durumu polis ekiplerine bildirdi. İhbar sonrasında kısa sürede olay yerine giden polis ekipleri, havaya ateş ederek anne ayı ve yavrularının işçilerin bulunduğu alandan uzaklaşmasını sağladı. Polis ekiplerinin gelmesiyle beraber yaklaşık 1 saatten beri ayının bırakmadığı işçiler ise rahat bir nefes alarak ilçeye geri döndü. 

Anne ayı, orman işçilerini 'rehin' aldı

Orman kesiminde çalışan işçi Mustafa Er, “Ormanda testere ile odun keserken arkadaş birden üzerime atladı. Abi ayı geldi dedi. İlk önce küçük bir ayı ile karşılaştık. Ondan sonra ikincisi ortaya çıktı. Annesi arkadan bağırmaya başladı. Bir anda korktum ve ben de bir şey yapamadım. Hemen motora koştum ve motoru çalıştırdım. O anda etrafımız sarıldı. Ne yapacağız diye düşündük. Motor sesine biraz çekildi. Ama yavrular gitmeyince annesi peşimizden ayrılmadı. Orada bayağı mücadele verdik. Traktör geldi. Traktörün içine girdik. Büyük ayı yolda kaldı. Yavru ayıları bir türlü uzaklaştıramadık. Ondan sonra polisi ve jandarmayı aradık. Sağ olsun geldiler ama biz 1 saat orada rehin kaldık. Ölebilirdik de her şey olabilirdi. Polis ekipleri bizleri bulana kadar üzerimize de gelebilirdi. Anne ayı yavrusunu öldüreceğimizi düşünerek bize de saldırabilirdi. Polisler, havaya ateş ederek bizleri ayılardan kurtardı. Anne ayı ve yavruları kaçtı. Bunların bu şekilde gelmeleri bizleri çok tedirgin etti. Köylüden yardım geldi. Polisleri getirdiler” dedi. 

“Polis bizleri kurtarmasa ölüyorduk” 

Orman kesiminde çalışan işçi Ceyhun Özdeş ise “Arkadaşlarla beraber ormanda kesim yapıyorduk. Ben traktörle aşağıya geldim. Yukarıya geri geldiğimde ağabeylerim ayılarla karşılaşmışlar. 3-4 tane ayı gördüm. Ondan sonra polisimizi aradım. Polisi aradıktan sonra 1 saat sonra geldiler. Polisler olmasa biz kurtulamazdık. Ayıyı gördüm. Ben tek zannetmiştim. Üzerine gitmeye başladım. Baktım yanında 2 tane yavru. Anne ayılar yanında yavrular varken daha sert olur. Yani zor kurtulduk. Polis olmasa” diye konuştu. 

“Ayı, okul servisi önüne çıktı” 

Okul servisi taşımacılığı yapan Öncay Ersoy da, “İlçemizde esnaflıkla uğraşmaktayım. Yaz aylarının başlamasıyla beraber ayılar ilçemizde çoğalmaya başladı. Bugün ormanda çalışan 3 arkadaşımızı ayıların sıkıştırdığını ve polis yardımıyla kurtulduğu haberini aldık. Dün öğrenci servisi geri dönüşünde büyük bir ayı ile bende karşılaştım. 5 dakika falan büyük ayının yoldan gitmesini bekledim. Sanki insanlardan artık korkmuyorlar. İlçemizde de sık sık görülmeye başladı. İnsanlarımız arasında korku olmaya başladı” şeklinde konuştu.  

Vedat Yunus İkizoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ’de “Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" paneli GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya bağımlığının madde bağımlığı kadar tehlikeli olduğuna vurgu yaptı. Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” dedi. Türkiye’de İnternetin 31. Yıldönümü kapsamında Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde İnternet Haftası paneli düzenlendi. Panelin bu yıl konusu "Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" oldu. Panelde Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunum, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunum, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunum, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Umut Salur “Web 3.0’da Yapay Zekanın İşlevi” konulu sunum Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Yasin Pak ise “Eğitimde İnternetin Rolü ve Geleceği” başlıklı sunum yaptı. “GİBTÜ yapay zeka alanında çalışıyor” Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü Panelinin açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yapay zeka ve sosyal medya kullanımı konusunu ele aldı. Rektör Demir, yapay zekanın son yıllarda bütün dünyayı peşinden sürükleyen bir alan olduğunu vurguladı. Demir, “Yapay zeka konusunda Türkiye’nin çok ciddi manda inisiyatif alması gerekiyor. Biz de Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapay zeka yepyeni sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunlarla da baş etmek gerekir. Etik sorunlar, sosyal sorunlar, ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar. Bunların hepsiyle yüzleşeceğiz. Yapay zeka konusunda bir ülke, bir üniversite, bir kurum ne kadar bütçe ayırıyorsa, ne kadar proje yapıyorsa o kadar çok ön plana çıkacaktır. Yapay zekadan uzak durmamak gerekiyor. Öğrencilerimiz gençlerimiz yapay zeka konusunda kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerekiyor. Yapay zekanın gelişmesiyle beraber belki de yazılım mühendisliği yok olacaktır. Yazılımı yapay zeka yapacak konuma geleceğiz. Geleceği görerek çok iyi hazırlık yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” Son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya kullanımı konusuna da dikkat çeken Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Bu çok önemlidir. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla da mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli. Benim gözünde eş değerler. İnternet kullanımı sosyal bölünmeye de yol açıyor. Neden derseniz? Bir gurup insan internete dijital ortama çok hızlı erişebiliyorken, bazı guruplar ise bunun tamamen uzağında kalıyor. Böyle olunca toplumda bölünmüşlüğe gidiliyor. Artık bilgiye erişmek çok kolay ama bilgiyi dönüştürmek gerekir. Dijital dünyayı nasıl kullanmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Dijital medyayı kullanmak sadece sosyal medyayı kullanmak değil” diye konuştu. “Yapay zekayı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” Panelistlerden Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tekin, “90’larda interneti öğrenenler; bugün dünyayı yönetiyor. Bugün yapay zekâyı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” dedi. Tekin’den sonra Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunumunu gerçekleştirdi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunumuyla bilgilendirmede bulundu. Sunumların ardından GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir tarafından Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” verildi. GİBTÜ Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleşen Panele; öğrenciler, akademisyenler ve idari kadro yoğun ilgi gösterdi.
Trabzon Lipton Türkiye, çay hasadı için kolları sıvadı Dünyadaki çay uzmanlığını Doğu Karadeniz’de yetişen Türk çayı ile buluşturan Lipton Türkiye, 2024 yaş çay sezonu için kollarını sıvadı. Türkiye’de de çayseverlerin en çok tercih ettiği markalardan biri olan Lipton, yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı ve yerel ekonomiyi kalkındırma odaklı yaklaşımıyla, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde başlayacak olan çay hasadı için gün sayıyor. Şirket, ayrıca Sakarya’daki fabrika projesiyle de Türkiye’deki yatırımlarına devam edeceğini belirtiyor. Lipton Türkiye ile yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı Yapılan açıklamaya göre, Türk çayının geleceğe ulaşmasını ve Karadeniz doğasının korunmasını amaçlayan Lipton Türkiye, Türkiye’de Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) Sürdürülebilirlik Sertifikası ile tarım yapan ilk çay markalarından biri. Şirket; insana, doğaya ve çevreye duyduğu saygıyla, ekolojik ömrünü tamamlamak üzere olan Türk çayının ve çay kültürünün temsil ettiği değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için çalışıyor. Bu yolculukta çiftçisiyle el ele yürürken, bölge insanının hayatına da değer katıyor. Doğayla ve toprakla olduğu kadar üreticiyle de sürdürülebilir ilişkiler kuran şirket, çiftçilerin sağlıklı, güvenli, etik koşullarda üretim yapması için projeler yürütüyor ve eğitimler veriyor. Yatırımlarla yerel kalkınmaya katkı Pazar ve Fındıklı’da bulunan fabrikalarına ek olarak şirket, Sakarya Arifiye’de de yaklaşık 650 milyon liralık bir yatırım gerçekleştiriyor. Temel atma töreni geçen yıl gerçekleştirilen çay paketleme fabrikasının bu yıl içinde üretime başlaması öngörülüyor. Fabrika projesinin, Sakarya ve çevresinde yaklaşık 300 kişiye istihdam sunması hedefleniyor. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Lipton Türkiye Genel Müdürü Fatih Atay, “Şirket olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik, sosyal ve doğal hayatı için değer oluşturmak önceliğimiz. Çay uzmanı kimliğimizle bitkilerin iyiliğini sadece tüketicilerimize değil, çayın yolculuğu boyunca dokunduğu tüm paydaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Üreticilerimiz de bu paydaşlarımızın başında geliyor. Onları dinlemeye, ihtiyaçları doğrultusunda adımlar atmaya ve Türk çayını ve temsil ettiği değerleri birlikte geleceğe taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Manisa İl Müdürü Öztürk; “Gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahadayız” Manisa’da Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak teknolojinin imkanlarını kullanarak çiftçilere her konuda destek olduklarını söyleyen Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk “Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler” dedi. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk bitkisel üretim sezonun başlamasıyla birlikte üreticilerin dikkat etmesi gereken hususlara yönelik açıklamalarda bulundu. Tecrübeli teknik personel kadrosu ve gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahada olduklarını belirten İl Müdürü Öztürk; “İl ve İlçe Müdürlüklerimizde görev yapan teknik personellerimiz sahadaki hastalık ve zararlı takibine yönelik olarak düzenli olarak kontroller gerçekleştirmektedir. Teknik personellerimiz gerek fenolojik gözlemler gerekse monitör tuzak kontrolleri ile hastalık ve zararlı tespitini yapmakta sosyal medya, SMS sistemi ve sahadaki çiftçi görüşmeleri ile mücadelenin doğru zamanda doğru yöntemle gerçekleşmesini sağlamaktadırlar. Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler. Henüz SMS sistemine kaydını yaptırmamış olan üreticilerimiz ilgili İlçe Müdürlüklerine başvurarak sisteme kayıtlarını yaptırmaları önem arz etmektedir” dedi. İl genelinde 50 adet Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonu, 48 adet Dijital Kameralı Feromon Tuzak bulunduğuna vurgu yapan Metin Öztürk; “Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları ile bölgedeki hava sıcaklığı, ortam nemi, yağış miktarı, toprak sıcaklığı ve yaprak ıslaklığı gibi verilerin saatlik ortalamaları kaydedilmektedir. Dijital Kameralı Feromon Tuzaklar ile de tarım ürünlerindeki zararlı popülasyonun takibi gerçekleştirilmektedir. Elde edilen veriler ile mücadelenin en doğru zamanda tespiti sağlanmaktadır. Bu sayede gereksiz ilaçlamalardan kaçınılmakta, ürün kayıpları önlenerek maddi kayıpların da önüne geçilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de üreticilerimizin yanında yer almaya, onlara teknik destek vermeye devam ediyoruz. Yeni sezonun tüm üreticilerimiz için hayırlı, bereketli ve bol kazançlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.