SAĞLIK - 14 Haziran 2021 Pazartesi 13:36

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

A
A
A
Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

Antalya’da yaklaşık 1 ay boyunca Covid-19’dan dolayı yoğun bakımda yatan eşini kaybeden acılı koca, ona en son dokunan doktorun ellerini öpmek istedi. Bu talep karşısında gözyaşlarına boğulan doktor, hayatını kaybeden kadının kızının tesellisiyle de ikinci bir şok yaşadı.

Antalya’da yaşayan 2 çocuk annesi Ayşe Düzenli (62), 4 Mart günü rahatsızlanarak Kepez Devlet Hastanesine başvurdu. Covid-19 teşhisi konulan Düzenli, durumu kötüleşince 9 Mart’ta yoğun bakıma kaldırıldı, 12 Mart’ta da entübe edildi. Yaklaşık 20 gün boyunca yoğun bakımda covid-19 ile mücadele eden Düzenli, 31 Mart günü ise doktorların tüm çabalarına karşın hayata gözlerini yumdu.

Ailenin yanına gelen Düzenli’nin doktoru Ayça Gümüş, acı haberi ağlayarak ‘gözlerimden anlayın’ diyerek, oradan ayrıldı. Eşinin hayatını kaybettiğini anlayan Arif Düzenli (67) ile kızı Eylem Düzenli (41) ise gözyaşlarına boğuldular.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

“Verin ellerinizi öpeyim hocam”

Olaydan hemen 2 saat sonrası ise Arif Düzenli, doktoru görmek istediğini hastane sekreterine bildirdi. Ailenin yanına tekrar gelen Dr. Ayça Gümüş’ün gözlerine bakan acılı eş, ‘Ona en son siz dokundunuz, verin ellerinizi öpeyim hocam’ dedi. Gözyaşlarına boğulup olduğu yerde dona kalan Gümüş, bir sandalyeye oturarak ağlamaya devam etti. Bu sırada bir yandan annesinin acısını yaşayan Eylem Düzenli, doktorun yanına gelip onu teselli etmeye başladı. Gümüş, bu davranışlardan oldukça etkilenirken, diğer sağlık çalışanları da olup biteni gözleri dolarak takip etti.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

İkinci kez bir araya gelince yine gözleri doldu

Dün ise Eylem Düzenli, Kepez Devlet Hastanesinde Dr. Ayça Gümüş’ün ziyaretine geldi. Birbirilerini gördükleri anda gözleri dolan Düzenli ve Gümüş, 3 ay öncesini tekrar yaşadı, birbirilerine sarılıp gözyaşı döktü.

“Öksürmekten konuşamıyordu”

Hayatını kaybeden Ayşe Düzenli’nin kızı Eylem Düzenli, yaşanan duygu yüklü süreç hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) konuştu. Düzenli, annesiyle en son yoğun bakıma kaldırıldığı sırada telefonla konuştuğunu belirterek, “Öksürmekten konuşamıyordu. Son görüşmemiz de o olmuştu. Yoğun bakımda uyanıktı. Doktor hanım çok riskli bir durumda olduğunu ve her an entübe edileceğini söylemişti. Ertesi gece de entübe edildi. Yaklaşık 20 gün entübede kalıp ardından hayata veda etti” dedi.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

“Hayatımda ilk defa hastasını kaybedip de ağlayan bir doktor gördüm”

Annesinin vefat ettiği gün babasıyla birlikte hastaneye geldiklerini ifade eden Düzenli, o anları su sözlerle anlattı: “Babamla annem arasında çok güzel bir eş ilişkisi vardı. Doktorumuzun ve diğer sağlık ekiplerinin ne kadar emek sarf ettiğini, biz hastaneye gidip geldikçe gözlemledik. Doktorun gözlerinin içinde ne kadar sahiplendiğini, ne kadar korumaya çalıştığını gördük. Sahiplenilmişti annem burada. Babam da son günlerinde onu göremediği, yanında olmayıp ellerini tutamadığı için bu yüce eller öpülür, nasıl böyle bir hak ödenir duygusuyla yaptı. Annemin ölümünün hemen 1-2 saat sonrası çok duygu doluydu.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

Doktor hanım yanımıza geldiğinde çok kötü durumdaydı. Ağlıyordu. Biz de ağlıyorduk. Ama ben hayatımda ilk defa hastasını kaybedip de ağlayan bir doktor gördüm. Bu bizim için çok kıymetli ve değerli. Evet, biz hastamızı kaybetmiştik, annemdi, çok acı ama benim annemin yanında olamadığım, ellerinin tutamadığım, ona bakım yapamadığım günlerde; o ve ekibi onunla ilgilendiler.

Uyanık değildi ama onunla onlar ilgilendi. Şöyle de bir gerçek var ki, ondan medet, şifa bekleyen o kadar çok hasta var ki bencil olmamak lazım. Eğer doktor bizim hastamızla bu kadar kötü olduktan sonra gidip de diğer hastalarına şifa veremeyecekse ben tabi ki teselli etmek durumundayım. Biz kaybettik zaten. Bizim için yapılabilecek bir şey yok ama diğer hastaların şifa bekliyor olması çok önemliydi” dedi.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

“Sağlık ordumuzun bir savaşta olduğunu düşünmeliyiz”

Düzenli, sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmasına tepki göstererek, “1,5 yıldır önde çalışan sağlık çalışanlarımız çok büyük emek sarf ettiler. Bazı şeyler yanlış gitmiş olabilir ama bunları elbette konuşarak halledebileceğimizi düşünüyorum. Şiddet bugüne kadar hiçbir şeyi çözmemiş ki; bugünden sonra çözsün. Eğer ordumuz savaşa girdiği zaman askerlerimize büyük özen gösterip o askerleri her türlü desteği sağlıyorsak, şuanda da sağlık ordumuzun bir savaşta olduğunu düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

“Oturup elimde olmadan ağlamaya başladım”

O güne tekrar dönen Dr. Ayça Gümüş ise şunları söyledi: “Hastanın öldüğünün haberini veremedim. ‘Siz benim gözlerime bakın, anlayın’ dedim. Hasta yakını anlayıp hemen yere oturdu. Ben hiçbir şekilde kimseyi görmek istemedim, çünkü çok etkilenmiştim. Çok zordu. Sekreter hanım beni arayıp, hasta yakınlarının benimle görüşmek istediğini söyledi. Bu gibi durumlarda hasta yakınlarının benimle görüşme sebebi, hastanın neden kurtarılamadığı yönünde görüşmeydi. Şuana kadar yaşadıklarım hep böyleydi.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

Gittiğimde hastanın eşi gözlerimin içine baktı ve ‘Verin o ellerinizi öpeyim, çünkü en son siz ona dokundunuz” dedi. Hasta yakının böyle bir şey demesi beni çok etkiledi. Orada sandalyeye oturup onlarla birlikte elimde olmadan ağlamaya başladım. Hastanın kızı beni, ‘içeride sizin hastalarınız var, lütfen güçlü olun’ diye teselli etti. Yaşayabileceği en büyük acı anında, beni teselli etmeye başladı.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

Böyle bir şeyi beklemiyordum. Bu bende bir umut oldu. Hala bizim hastalara verdiğimiz değeri gören, bizim gerçekten canla başla yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızı bilen insanların olması beni umutlandırdı” ifadelerini kullandı.

Antalya’da Covid-19 yoğun bakım doktorunu gözyaşlarına boğan olay

Suat Metin - Ahmet Serdar Eser

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.