EKONOMİ - 04 Ocak 2019 Cuma 12:17

'Arabuluculuk, ticari hayata barış getirecek'

A
A
A
'Arabuluculuk, ticari hayata barış getirecek'

İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yeşilırmak, 1 Ocak 2019'dan itibaren yürürlüğe giren ‘Ticari Davalarda Arabuluculuk Uygulaması’ ile çok sayıda uyuşmazlığın kısa sürede mahkeme dışında çözümlenebileceğini, arabuluculuğun ticari hayata barış getireceğini söyledi.

Alacak ve tazminata ilişkin ticari uyuşmazlıklarda da dava şartı haline getirilen arabuluculuk uygulaması, 1 Ocak 2019'dan itibaren başladı. İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ali Yeşilırmak “7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı haline getirildi. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri ile ilgili uyuşmazlıklar için önce arabuluculuğa başvurulacak. Uyuşmazlık bu yolla çözümlenemezse, arabuluculuk sürecinde alınacak son tutanağın aslı veya onaylı kopyası ile dava açılabilecek” dedi. 

“Ticari uyuşmazlıkların önemli bir kısmını arabulucular çözecek”
Ticari uyuşmazlıkların mevcut yasal düzenleme çerçevesinde arabuluculukla çözümlenebileceğini, arabuluculuğun ticari hayata da barış getireceğini belirten Prof. Yeşilırmak, ticari uyuşmazlıkların iş uyuşmazlıklarından farkları olsa da, önemli miktarda uyuşmazlığın arabulucular tarafından çözümlenmesinin beklendiğini söyledi.

Prof. Yeşilırmak, ticari davalarda arabuluculuk uygulaması sürecini şöyle açıkladı: “Ticari uyuşmazlıklarda da başvurular uyuşmazlık konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yerdeki arabuluculuk bürosuna veya arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde, görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılacak. Başvurular, arabulucunun görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırılacak. Gerekli olursa arabulucu süreyi iki hafta daha uzatabilecek. Taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için arabuluculuk görüşmesinin yapılmaması, tarafların sürecin sonunda anlaşması veya anlaşamaması hallerinde arabuluculuk faaliyeti son bulacak. Bu durumda, arabulucu, son tutanağı tutup arabuluculuk bürosuna bildirecek.

Yargılama giderleri ise faaliyetin sonucuna göre ayrı ayrı düzenlendi. Şayet taraflar faaliyetin sonunda anlaşırsa arabuluculuk ücreti Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça eşit olarak karşılanacak. Bu durumda ücret tarifede yer alan iki saatlik ücret tutarından az olamayacak. Şayet taraflara ulaşılamaz, taraflar katılmadığı için görüşmeler yapılamaz veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşması mümkün olmaz ise iki saatlik ücret tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek. İki saatten fazla görüşmeler sonunda taraflar anlaşamaz ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanacak. Arabuluculuk bürosu tarafından yapılan zorunlu giderler, anlaşma sağlanması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenecek. Anlaşmaya varılamaması halinde giderler ileride haksız çıkan tarafça ödenmek üzere Bakanlık bütçesinden karşılanacak.”

Nasıl arabulucu olunur?
Arabulucu olabilmek için Türk vatandaşı olmak, hukuk fakültesi mezunu ve mesleğinde en az 5 yıl tecrübeli olmak, tam ehliyetli olmak ve kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak, arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Adalet Bakanlığının yazılı ve sözlü sınavlarında başarılı olmak gerektiğini belirten Prof. Yeşilırmak, İbn Haldun Üniversitesi bünyesindeki Sürekli Eğitim Merkezi’nde (İHSEM) verilen Arabuluculuk Eğitimlerine başvuruların devam ettiğini söyledi. 14 modülden oluşan Arabuluculuk Eğitimi Sertifika Programının süresi 84 ders saati. Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığınca uzman bir ekibe hazırlatılan eğitim kitapçığının takip edildiği bu programda, teorik eğitimin yanında arabulucuda olması gereken becerilerin kazandırılmasına yönelik pratik eğitimler de veriliyor. Ayrıca üniversiteden yapılan açıklamada başvuru ve detaylı bilgiler için ihsem.ihu.edu.tr sitesinin ziyaret edilebileceği bildirildi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Portakal Çiçeği Karnavalı renkli görüntülere sahne oluyor Adana’da bu sene 12’ncisi düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı renkli görüntüleri sahne olmaya devam ediyor. Karnavalda kimisi yöresel kıyafetler kimisi de kral kostümüyle dolaşıyor. Portakal çiçeği kokusunun insanlar üzerinde oluşturduğu mutluluk, heyecan, sevgi ve aşk duygusunu tüm Türkiye’nin yaşaması fikriyle ortaya çıkan 12’nci Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı 13 Nisan’da başladı. 21 Nisan tarihine kadar sürecek karnaval bu yıl ilk kez Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye Kültür Yolu Festivalleri iş birliğiyle daha zengin içerikle oluşturuldu. Her yıl büyüyen karnaval kapsamında stantların da sayıları artırılarak Atatürk Parkı ve Merkez Park’a yayıldı. Yiyecek stantları Atatürk Parkı’nda, hediyelik eşyalar ise Merkez Park’ta yer aldı. Vatandaşlar akın etti Çok sayıda ziyaretçi, stantları gezip hatıra fotoğrafı çekildi. Dron ile görüntülenen festival alanında kimisi yöresel kıyafetler kimisi de kral kostümüyle dolaşıp renkli görüntüler oluşturuyor. Esnaf da, vatandaş da mutlu Karnavalda stant açan esnaf mutlu olurken, karnavala katılanlar da doyasıya eğleniyor. Karnavalda stant açan esnaftan Zafer Geyik İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Geyik, “Karnaval çok güzel ve keyifli geçiyor. İnsanlar çok mutlu, esnaf çok mutlu. Herkes sürekli oynuyor ve yurt içi ve yurt dışından binlerce insan alana akın ediyor. Çok güzel ve huzurlu bir karnaval geçiriyoruz” dedi. “Herkesi bekliyoruz” Gökhan Kaya isimli vatandaş ise karnavalın çok güzel geçtiğini belirterek, “İnsanlar çok güzel eğleniyor. Herkesi buraya bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Karnavalda kral kostümüyle gezen Hüseyin Şen, “Kral kostümüyle gezdiğimi görenler gelip fotoğraf çekiliyor. Festival çok renkli geçiyor. Yurt içi ve yurt dışından binlerce insan şimdiye kadar geldi. Hafta sonu bu yoğunluğun daha da artacağına inanıyoruz” diye konuştu. Kebapçı esnafından Sezar Yiğit ise karnavalda en çok tüketilen yemeğin Adana Kebap olduğunu ve herkesin kebaba rağbet gösterdiğini söyledi.
Mersin Çocuklar, 23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali’nde buluşacak Mersin Büyükşehir Belediyesi, çocukları 23 Nisan Uluslararası Çocuk Festivali’nde buluşturacak. Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 20-23 Nisan arasında gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında spor, kültür, sanat ve eğlence dolu bir dizi etkinliğe imza atacak. Çocuklar, festival boyunca spora, sanata, kültüre ve eğlenceye doyacak. Tarsus, Silifke ve Anamur’un yanı sıra kent merkezinde bulunan Özgecan Aslan Barış Meydanında binlerce çocuğun buluşacağı etkinliklere 21 Nisan’da alışveriş merkezlerinde yapılacak lansmanla start verilecek. Konserler, dans gösterileri, çocuk atölyeleri ve sahne etkinliklerinin yanı sıra çocuk koşusu ve Tarsus’ta çocuk bisiklet şenliği de düzenlenecek Uluslararası Çocuk Festivali 23 Nisan’a kadar sürecek. "Çocuklara unutulmaz bir 3 gün yaşatmayı hedefliyoruz" Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, çok arzu ettikleri festivali gerçekleştirmekten dolayı mutlu ve heyecanlı olduklarını belirtti. Mersin’in dört bir yanında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutlayacaklarını ifade eden Özdülger, "Uluslararası Çocuk Festivalimize 14 ülkeden 350 çocuğumuz gelecek. Aynı zamanda ülkemizden de özellikle deprem bölgelerinden çocuk halk dansları toplulukları gelecek" dedi. Planlanan program hakkında da bilgi veren Özdülger, danslarla, spor faaliyetleriyle ve kültürel etkinliklerle çocuklara unutulmaz bir 3 gün yaşatmayı hedeflediklerini kaydetti. "Spor ve sanat, vatandaşların en önemli tutkalıdır" Amaçlarının halkı kültür, sanat ve sporla bir araya getirmek olduğunu dile getiren Özdülger, "Spor ve sanat, vatandaşların en önemli tutkalıdır. Onları bir araya getirip sadece bir duygu üzerinden yoğunlaşmasını sağlayan, izledikleri spor karşılaşması veya sanat çalışmasıyla bir araya gelmesini sağlayan en önemli unsur. Bunu bilinciyle çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Hedefimiz halkımızı, sporla, sanatla ve kültür etkinlikleriyle daha fazla buluşturarak güzelliğimizi, paylaşmak ve tüm dünyaya sunmak" diye konuştu. Çocukların enerjisinin ve güzelliğinin yansıyacağı festivali pek çok etkinlikle taçlandıracaklarını vurgulayan Özdülger, Mersin’e yaraşır bir festival olacağını belirtti. İlkini gerçekleştirecekleri festivalin devamını getirmek istediklerini vurgulayan Özgülder, gerçekleştirecekleri şenliğe tüm vatandaşları davet etti.
Hatay Depremzede vatandaşlar TOKİ konutlarına taşındılar HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın Payas ilçesinde yapımı tamamlanan TOKİ konutlarına taşınan afetzede Abik ailesi, yeni yuvalarında yaşamanın heyecanını hissediyorlar. Asrın felaketinde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş, on binlerce konut yerle bir olmuştu. Deprem sonrası bölgenin yeniden ayağa kalkması için çalışmalara kısa sürede başlanmıştı. TOKİ tarafından yapımına geçtiğimiz yıl depremin hemen ardından başlanan afet konutları, hak sahiplerine teslim edilmeye başlanmıştı. Payas ilçesinde çevre düzenlemeleri tamamlanan konutlarda vatandaşlar yaşamaya başladı. Afet konutlarının ilk sakinlerinden olan Abik ailesi, yeni evlerinin heyecanını yaşıyorlar. Depremzede Hatice Abik, "Yeni evime yerleşerek ilk gün kurban kestim ve ailemi ağırladım. Devletimizden, milletimizden Allah razı olsun" dedi. "Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan, emeği geçenlerden" 83 yaşındaki Mustafa Abik, yeni yuvasında emeği olanlara teşekkürlerini dile getirerek, "Allah o günleri göstermesin gerçekten çok büyük bir felaket oldu. Evlerimiz böyle gitti geldi. Merdivenin bütün şeyleri yere düştü. Kontrole gelip ağır hasarlı bu binanın yıkılması lazım sonra geldiler yıktılar. Allah’a çok şükür hamdolsun yapanlardan emeği geçenlerden. Devletimizden Allah razı olsun gerçekten. Büyük bir mükafat bu bizim için Allah razı olsun" dedi. "Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim" Evine bayramın birinci günü yerleştiğini ve ardından kurban kestiğini dile getiren 70 yaşındaki Hatice Abik, "Gece sahura kalktık, oturduk ancak bir gürültüyle mübarek geldi. Kapıya zor kalkıp gittim, kapıdan tutundum. Kapıdan tutundum böyle elimi vura vura elim kırılmış başka yerde bitmiş, sabahtan kalktım elim böyle şişmiş. Takside kaldık 2-3 gece, takside kaldık sonra oğlan geldi bizi Ankara’dan aldı gitti. Ankara’ya götürdü, 1 ay orada kaldık. Hamdolsun Allah’a binlerce şükürler olsun yüce Mevla’ma. Devletimizden, milletimizden ya Rabbim yapanlardan Allah razı olsun. Yerleşince hemen gittim bayramın birinci günü, kurban aldım geldim kestirdim. Yemek yaptım çoluğu çocuk hepsini çağırdım, bayramın 1. günü hepsine burada yedirdim. Belki 50 kişi erkek, 25 kişi de kadın vardı. Memnun oldum Allah razı olsun oğlum, yapanlardan, edenlerden, emeğe geçenlerden Allah razı olsun hepsinden de” ifadelerini kullandı.