EĞİTİM - 04 Ağustos 2016 Perşembe 09:30

Atılım Üniversitesi 20 yaşında

A
A
A
Atılım Üniversitesi 20 yaşında

Türkiye'nin başkenti Ankara'da 1997 yılında kurulan Atılım Üniversitesi 20 yaşında.

Yirminci yaş kutlamaları kapsamında konuşan Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Yalçın Zaim, Atılım Üniversitesinin 3 temel özelliği olduğunu söyledi. Birinci özelliğinin doğa ile iç içe olan bir kampüs yaşamı sunmaları olduğunu belirten Zaim, “Doğaya meraklı bir yapım var. Bu yüzden biz doğayla içiçe geçmiş bir üniversiteyiz. Gençlerin doğa içinde yaşamasını istiyorum. Apartmanlar bizi birçok şeyden yoksun bırakıyor. İkinci önemli husus; kaliteli eğitimin peşinde olduğumuzu söyleyebilirim. Ben kaliteye önem veren okullarda eğitim aldım. Bunun öğrenciyi nasıl değiştirebildiğini, geliştirebildiğini biliyorum. Bu sebeple ciddi ve konusunda uzman bir akademik kadro ile kaliteli eğitim veriyoruz. Üçüncü temel özelliğimiz ise araştırmacı bir üniversite olmak üzere çalışıyoruz. Yalnızca kâğıt üzerinde değil fiilen araştırmacılık ruhunu üniversitenin her alanında görmek mümkün. 140 laboratuvarımız var ve bu laboratuvarlarda öğrencilerimiz uygulamalı eğitimin yanı sıra çeşitli araştırma olanaklarına sahipler. Ayrıca buna ilişkin eğitim programlarımız bulunmamasına rağmen botanik üzerine araştırmalar yapıyoruz” diye konuştu.

Dünyada 2003 yılından beri uluslararası üniversiteleri inceleyen 8 ayrı kuruluş olduğunu söyleyen Zaim açıklamalarına şöyle devam etti: “Bunlar üniversitelerin başarılarının sıralanması konusunda önemli kuruluşlardır. Bir kısım kuruluşlar dünyanın ilk 2 yüz üniversitesini sıralarken, bir kısmı ise ilk 5 yüz veya daha fazla üniversiteyi kapsayan sıralamaları yapıyor. Türkiye’deki vakıf üniversiteleri bu sıralamalarda ancak yaklaşık ilk 3 yüz ellinci sıralardan itibaren yer alabiliyor. Atılım Üniversitesi’nin yer aldığı sıralamalardan bir tanesi University Ranking by Academic Performance (URAP). URAP bir Türk kuruluşu fakat uluslararası geçerliliği var. Bu sistem 2 binin üzerinde dünya üniversitesinin yer aldığı bir sıralama yapıyor. Atılım Üniversitesi sayısı 180 olan Devlet ve Vakıf Üniversiteleri arasında URAP genel sıralamasında kırk ikinci sırada iken yine sayısı 72 vakıf üniversitesi arasında yedinci sırada yer alıyor.”

Farklı araştırma kuruluşlarının sonuçlarına da değinen Zaim, “Scimago adındaki İspanyol bir araştırma kuruluşunda ise Dünyanın ilk 2 bin 300 üniversitesi sıralanıyor ve Atılım Üniversitesi Scimago genel sıralamasında yine elli ikinci sırada ve vakıf üniversiteleri sıralamasında dokuzuncu sırada yer alıyor. Webometrics ismindeki bir başka İspanyol araştırma kuruluşu var. Biz burada Türkiye çapında kırk altıncı sıradayız, vakıf üniversiteleri sırasında ise onuncu sıradayız. Girebildiğimiz son uluslararası sıralama ise QS sıralaması. Buna göre de Türkiye sıralamasında yirninci, vakıflarda ise beşinci sıradayız. Bir de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘girişimci ve yenilikçi üniversite’ endeksi var. Bunda ise Türkiye genelinde yirmi altıncı vakıf üniversiteleri arasında ise sekizinci sıradayız. Sıralamalarda bulunduğumuz konum bu şekilde ve Üniversite olarak başarılarımızın artması yönünde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Üniversitelerdeki yabancı dil konusuna da değinen Zaim, “Yabancı dil bilmeyen bir üniversite mezunu hayattaki başarılarında sınırlı bir noktaya gelir. Üniversitede öğrenmezse bu sefer ihtiyaç hissettiği zaman yurtdışına çıkıyor, yani hayata atıldıktan sonra öğrenmeye çalışıyor. Biz İngilizce eğitim veren bir üniversiteyiz. İngilizce eğitim almak istemeyen öğrenciler için bazı bölümlerin Türkçelerini de açtık. Bugün, İngilizcenin yanında ikinci dil olarak da ya bir başka Avrupa dili ya da bir Uzakdoğu dili şart. Çünkü her ne kadar dünya merkezi şuanda bizim üzerimizde ise de yavaş yavaş Doğuya doğru kayıyor” açıklamalarında bulundu.

Bir üniversitenin üniversite olabilmesi için bir takım kıstaslar olduğunu belirten Zaim, “Bunlardan bir tanesi alt yapı ile ilgili. Bir üniversite için en az 100 milyon dolar alt yapı yatırımı yapmak gerekir. Yani 100 milyon dolar çizgisinin altında kalırsanız, daha eksiğiniz var demektir. Bir diğer önemli husus ise öğrenci başına harcaması gereken para ile ilgili, bugünkü koşullarda öğrenci başına yılda en az 5 bin dolar civarında harcama yapmak gerekir. Üniversitelerin tıpkı bir insan gibi kendi karakterini oluşturması lazım. Bu karakteri oluşturabilmek de 30 ile 50 seneye ihtiyaç var. Yani üniversiteler elini hızlı tutarsa, gayret ederse 30 senede bu karakterini oturtabilir, aksi halde bu süre biraz daha uzayabilir. Biz şimdi yirminci yılımızın içine girdik. Arkaya dönüp ne yaptığımıza bakmamız lazım. Önümüzü görmemiz lazım. Ülkemiz için Dünya için bize düşen görev nedir? Biz bu yola girdik mi giriyor muyuz ya da girmemiz için ne yapmamız lazım? Açılacak bölümler, fakülteler, bakış açıları… Bunların mutlaka stratejilerinin belirlenmesi ve gerçekleştirilmesi için çalışmaların bu stratejiler doğrultusunda yapılması gerekir. Benim için üniversite bir ülkenin meşalesidir. Üniversitelere sadece eğitim veren kuruluşlar olarak bakmamak gerekir. Benim de zaten yapmak istediğim bu; önümüzdeki ilerleyen zamanlarda gerek ülkede gerek ülke çevresinde yani bu içinde bulunduğumuz Ortadoğu çevresinde sözüne değer verilen ve tercih edilen bir üniversite haline gelmek” ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çöl tozu 30 Nisan’a kadar temizlenecek Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Burdur ve Isparta’da etkisini gösteren Çöl tozu taşınımı konusunda uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının bölgede olan yoğunluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarımızda olumsuz etkiler gösterebilir. Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir” denildi. Bugün, Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde yoğun bir şekilde gözlenen çöl tozu taşınımı ile ilgili Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının çeşitli sağlık, çevre ve ekonomik etkilere neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, oda olarak kamuoyunu bilgilendirme ve önlemlerin alınması gerekliliği konusunda uyarı yaptıkları belirtildi. Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarda olumsuz etkiler gösterebileceği aktarılan açıklamanın devamında, “Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir. Genellikle çöl tozu geçtikten en geç 2 gün içerisinde yağış ile birlikte atmosferden temizlenirken, bu sefer 30 Nisan 2024’e kadar bölgemizde yağış beklenmemektedir” denildi. Bu süreçte çöl tozu taşınımının etkilerini en aza indirmek için vatandaşlara önlem olarak önerilerin de belirtildiği açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi: "Çocuklar ve kronik sağlık sorunları olan bireyler dış ortamda uzun süre vakit geçirmemelidir. Göz yanması gibi rahatsızlıkların yanı sıra mevcut hastalıkların tetiklenme riski bulunmaktadır. Görüş mesafesinin aniden azalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karayolunda seyahat ederken çöken toz sebebiyle takip mesafeleri uzatılmalıdır. Vatandaşlarımızın T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen hava kalitesi izleme istasyonları verilerini takip ederek gerekli önlemleri almalarını rica ederiz (https://sim.csb.gov.tr/Services/AirQuality). Çevre Mühendisleri Odası olarak, çöl tozu taşınımının etkilerini azaltmak ve halkın sağlığını korumak için tüm ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktayız.”