EKONOMİ - 15 Ağustos 2022 Pazartesi 16:33

'Avrupa, Rusya ile gaz ilişkisinde alternatif arıyor'

A
A
A
'Avrupa, Rusya ile gaz ilişkisinde alternatif arıyor'

Küresel ekonomiyi derinden etkileyen Rusya-Ukrayna savaşı, enerji fiyatlarını artırdı. Yavuz Yükselir, “Avrupa Birliği şu an isteksizce olsa da Rus fosil yakıtlarına muhtaç. Ama bu ilişkiyi önce kömür, sonra petrol ve en son olarak da doğalgaz ile bitirmeyi hedefliyorlar” dedi.

Küresel ekonomi Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini taşımaya devam ediyor. Farklı coğrafyalarda yatırımları bulunan iş adamları sık periyotlarda durum raporu çıkarıyor. Yükselir Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir, dünya liderlerinin gündemindeki en önemli maddelerden birinin enerji fiyatları olduğunu belirterek, “Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası artan enerji maliyeti yalnızca ekonomileri sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda siyasiler için en yüksek oy potansiyeline sahip dar ve orta gelirli hane halkının harcanabilir gelir seviyesini de düşürüyor. Merkez Bankalarının artan enflasyonu dizginlemek için art arda açıkladıkları faiz artışları ise ekonomilerde resesyon ihtimalini arttırıyor. Batı dünyasının liderleri, siyasi istikballerini etkilememesi ve radikal politik hareketlere yol açmaması için enerji fiyatları konusunda yeni politikalar geliştirmeye çalışıyorlar” dedi.

Yükselir, liderlerin bu süreci hasarsız atlatmasının, Rusya ile var olan enerji işbirliklerini sorunsuzca azaltarak bitirmelerine ve yeni başarılı enerji işbirlikleri ortaya çıkarmalarına bağlı olduğunu vurgulayarak, “Birkaç ay önce başlayan, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, Avrupa ile Rusya arasında onlarca yıl öncesine dayanan enerji ilişkisini önemli ölçüde değiştirdi. Avrupa, Rus enerjisine ihtiyaç duymaya devam ettiği için Rusya ile bir gecede bağlarını koparamayacağını biliyor. Ancak Rusya'nın Avrupa ve küresel enerji sistemindeki rolü sekteye uğradı. Avrupa Birliği şu an isteksizce olsa da Rus fosil yakıtlarına muhtaç. Ama bu ilişkiyi önce kömür, sonra petrol ve en son olarak da doğalgaz ile bitirmeyi hedefliyorlar. Avrupa Birliği için, Rusya'nın gaz arzını her an kesebileceği korkusu göz önüne alındığında, Rusya'ya bağımlı olmak artık tolere edilemez. Dolayısıyla Avrupa bu ilişkiden alternatiflerini bulduğu an çıkmak istiyor” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, küresel enerji sisteminin merkezinde yer alan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Yükselir, “Rusya Yüzde 8'lik pazar payı ile dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri. Avrupa ülkelerine giden doğalgaz ve kömürün yüzde 45'i ile birlikte petrolün yüzde 25'ini Rusya tedarik ediyor. Avrupa Birliği'nin enerji tedariği anlamında bağımlılığı yanında, Rusya'da enerji ihracatından gelen gelirlere muhtaç. Hidrokarbon ihracatı hala Rusya'nın can damarı. Küresel salgın öncesinde 2019 yılında, petrol ve doğalgaz gelirleri ülkenin federal bütçesinin yüzde 40'ını oluşturuyordu. Aynı zamanda petrol ve doğal gaz ihracatı, 2021 yılında Rusya'nın toplam ihracatının yarısını oluşturuyordu” diye konuştu.

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası toksik hale gelen Avrupa Birliği ve Rusya arasındaki enerji ilişkisinin, orta ve uzun vadede hangi tarafa daha az zarar vereceği ise finansman konusu olduğunu söyleyen Yavuz Yükselir “Kısa vadede alternatif müşteri bulma konusu, alternatif tedarikçi bulmaya göre daha kolay görünebilir. Çünkü fiyatlarda verilen iskontolar, ekonomileri hızlıca büyüyen Hindistan ve Çin için cazip olanaklar içeriyor. Savaş öncesi Rus hidrokarbon kaynaklarının yüzde 20'si Çin'e satılıyordu ve Rusya-Çin işbirliği kapasiteyi arttırmak için devamlı ortak projeler açıklıyorlardı. Ancak Rusya'nın enerji ihracatında ağırlık merkezini Doğu'ya kaydırabilmesinin hem coğrafik, hem jeopolitik hem de finansal maliyetleri olduğu açıktır. Mevcut yapılar Avrupa Birliği'ne enerji ihraç etmek üzerineyken, Rusya'nın ihracat altyapısını doğuya kaydırmak için Çin istekli olsa da finansman ve Rus enerjisine koşulsuz güvenme konusunda çekinceleri olacağı nettir” ifadelerini kullandı.

Rusya-Ukrayna Savaşı ve yaşanan son gelişmeler ışığında kısa-orta ve uzun vadede kazanan, az kaybeden ve çok kaybeden ülkeler olacağını belirten Yükselir, “En çok kazananın ABD olacağını düşünüyorum. Tüm bu çatışmanın en büyük galibi, son yıllarda net enerji ihracatçısı pozisyonuna geçen ABD oldu. Avrupa'nın enerji ihtiyacı için Katar, Cezayir ve Azerbaycan gibi ülkeler öne çıkarken, halihazırda enerji ihracatını 2 katına çıkaran ABD şu an için en büyük kazanan görünüyor. Rusya için büyük ve sürdürülebilir enerji ithalatçısı seçenekleri azalırken, Çin bu süreçte Rusya'dan ucuza enerji tedariki konusunda eli kuvvetlenerek ayrılacak ve kazanan ülkeler arasında yer alacak. Orta ve uzun vadede Rusya enerji ihracındaki pazar payını korusa da müşteri çeşitliliği kaybettiği için gelirleri azalacak ve sürecin limitli kaybeden ülkeleri arasında olacak. Avrupa Birliği hem ucuz olan boru hattı ile doğalgaz ithalatını kaybettiği için, hem de yeni tedarikçilerle oluşturulacak altyapılara harcanacak finansman yüzünden sürecin en çok kaybedeni olarak görülüyor” şeklinde kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.