DÜNYA - 28 Eylül 2020 Pazartesi 10:55

Avrupa’da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artıyor

A
A
A
Avrupa’da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artıyor

Avrupa ülkelerinde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde artış yaşanırken, kadın dernekleri yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu savunuyor.

Almanya, Belçika, İtalya, Fransa ve Avusturya’da kadın cinayeti istatistikleri kadına yönelik şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor. Bir çok ülkede kadın hakları örgütleri, kadına şiddete karşı gerekli önlemler alınmadığı gerekçesiyle tepki gösteriyor. Salgın döneminde kadına yönelik şiddette artış gözlenirken, hükümetler yasal düzenlemelerin yetersizliği nedeniyle eleştiriliyor.

Almanya'da 125 kadın öldürüldü

Almanya’da kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Yapılan istatistiki araştırmalar sonucunda geçen yıllara göre kadınların eşleri, eski eşi veya erkek arkadaşı tarafından daha fazla şiddette maruz kaldığı ortaya çıktı. Kadın hakları alanında araştırmalarıyla tanınan Prof. Kristina Wolff’un yaptığı araştırmaya göre 2019 yılında Almanya’da 176, 2020 yılının Ağustos ayı itibarıyla 125 kadın eşi, eski eşi veya erkek arkadaşı tarafından öldürülmüş. Aile Bakanlığının açıkladığı rakamlarda ise 2018 yılında 122 kadın, 2019 yılında ise 125 kadın partnerleri tarafından öldürüldüğü yönünde. Wolff tüm cinayetlerin istatistiklere dahil edilmediğini söylüyor. Almanya’da kadınların erkek şiddetine karşı daha iyi korunması gerektiğini söyleyen Wolff, “Almanya’da kadına karşı şiddet problemi var” diyor.
Almanya Aile Bakanlığının 2019 da açıkladığı rakamlara göre 2018 yılında şiddete uğrayan 114 bin 393 kadının 324’ü eşi, eski eşi veya erkek arkadaşı tarafından öldürülmeye çalışılmış. 30 yıldır kadın hakları konusunda araştırmalar yapan Politikmagazin dergisinin yaptığı araştırmaya göre ise 2019 yılında 7 bin 281 kadın Almanya’da tecavüze uğramış.

Almanya, Avrupa’da işlenen kadın cinayetlerinde ilk sıralarda

Avrupa Birliği Komisyonun bir kuruluşu olan Eurostat’ın yaptığı bir araştırmaya göre Almanya geçtiğimiz yıllarda, kadın cinayetleri konusunda Avrupa birincisi olmuş. Yapılan araştırmada 2016 yılında Avrupa’da 3 bin 576 kadının kasıtlı olarak öldürüldüğü, bunların 469’unun Almanya’da yaşandığı ve Almanya’nın ilk sırayı çıktığı belirtiliyor.

Salgın döneminde kadına yönelik şiddet arttı

Uzmanların yaptığı açıklamaya göre ev içi şiddet vakaları bu yılın Nisan ayında bir önceki yıla göre 2 kat artmış. Yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı önlemler kapsamında insanların daha fazla evde kalmaları ev içi şiddet olaylarını da arttırdığını belirten uzmanlar, şiddet olaylarından dolayı polisten yardım isteyenlerin sayısının 2 kat arttığını açıklıyor. Almanya'da bulunan 350 kadın sığınma evinin yeterli olmadığını açıklayan Kadın Evleri çatı kuruluşu FHK, daha 14 bin kişilik yere ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Belçika’da her yıl 45 bin kadın şiddet görüyor
Belçika’da 2019 yılında 20’den fazla kadın sadece kadın olduğu gerekçesiyle cinayete kurban gitti. İşlenen cinayetlerin faillerinin büyük bölümünün, hayatını kaybeden kadınların eşleri ya da birlikte yaşadığı kişiler olduğu kayıtlara geçti. Bu rakam 2017’den beri 100’ü aşmış durumda. Buna rağmen Belçika kadın cinayetleri konusunda Avrupa ortalamasının altında kalıyor. Sadece 2018 yılında 37 kadın cinayetinin işlendiği Belçika’da, mağdur kadınlar polise şikâyette bulunuyor ancak “yeterince kanıt ve tehlike yok” gerekçesiyle umdukları korumayı alamıyorlar. Son yıllarda “uzaklaştırma kararı” artmasına ve elektronik bilezik uygulamasına rağmen kadın cinayetleri önlenemiyor.
Belçika’da kadın cinayetlerinin ana sebeplerinin başında aile içi anlaşmazlıklar geliyor. Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik kadar alkol ve uyuşturucu kullanımı da cinayetlerin sebepleri arasında yer alıyor. Kayıtlara göre bazı cinayetler ise cinsel isteklerine cevap alamayan erkeklerin şiddete başvurmasına bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bunun dışında akıl sağlığı yerinde olmayanların işlediği cinayetler de rakamlar içinde önemli bir yer tutuyor. Bu nedene bağlı cinayetlerin hemen hemen tamamında cinayeti işleyen kişi arkasından intihar etmeyi seçiyor.
Amnesty International adlı kuruluşun raporlarına göre Belçika’da her yıl 45 bin kadına yönelik şiddete bağlı şikâyet dosyası açılıyor. Bu şiddet olaylarının 25 bini aile içi şiddet olarak gerçekleşiyor.

Yasal düzenlemeler yetersiz kalıyor

Belçika’da sivil toplum kuruluşlarının düşük bütçe ile yürüttükleri ‘kadın cinayetlerinin önlenmesi’ çabaları henüz politik karar alıcılar düzeyinde yeterince dikkate alınmıyor. Medya ve halk nezdinde daha fazla dillendirilen kadın cinayetleri, kanun yapıcıların henüz öncelikleri arasında görünmüyor. 2020 yılının başından bu yana 12 kadının sadece kadın olmaları nedeniyle cinayete kurban gittiği Belçika’da Ağustos ayında işlenen iki ayrı cinayetle 14’e yükseldi. Son yıllarda kadın cinayetlerinde giderek artan bir düşüşe ve kampanyalara rağmen kadın cinayetleri devam ediyor. En son Ağustos ayı sonunda Belçika’nın Spa şehrinde 40 yaşındaki Françoise Donckers adlı bir kadın 12 yaşındaki kızıyla birlikte ölü bulundu. Olayın ardından yakalanan 26 yaşındaki sevgilisinin genç kadını ve kızını bıçaklayarak öldürdüğü savcılık tarafından kanıtlandı.
Ağustos ayının başında kadın cinayeti bu kez bir seçilmişi hedef aldı. Eski milletvekili ve eski bir Belediye Başkanı olan 53 yaşındaki İlse Uittersprot ölü olarak bulundu. Cinayetin sorumlusu olarak yakalanan 3 aylık sevgilisi ise hapse atılırken daha önce de kadına şiddetten uzaklaştırma cezası almış olduğu bildirildi. Ülkede kadın cinayetlerinin önlenmesi için mücadele veren sivil toplum örgütleri gerekli yasal düzenlemelerin yapılmaması ve polisin yetersiz müdahalelerinden şikayet ediyor. Eski Belediye Başkanının da bu tür bir kadın cinayetine kurban gittiğinin açıklanması üzerine Adalet Bakanının sadece “korkunç bir dram” açıklaması Belçika’daki yetersizliklerin bir göstergesi olarak nitelendirildi.

İtalya'da günde 88 kadın şiddet görüyor

İtalya'da kadın cinayetleri oranı artış gösteriyor. İtalya İçişleri Bakanlığı'nın kadın cinayetleri hakkında Ekim 2019'da yayımladığı "Bu aşk değil' (Questo non amore) adlı rapora göre kayıtlara geçen şiddet vakalarındaki kadına yönelik şiddet oranı 2016 yılında yüzde 68 iken 2019 yılında bu oran yüzde 71'e yükseldi.
Suçla Mücadele biriminin hazırladığı rapordaki Mart 2019 verilerine göre her gün 88 kadın değişik şekillerde şiddete maruz kaldı, bu da her 15 dakikada bir kadının şiddet gördüğü anlamına geliyor.

Raporda 88 vakanın 36'sı kötü muamele, 27'si takip edilme, 9'u cinsel istismar ve 16'sı dayak olarak kayıtlara geçti. Erkeklerin şiddet gördüğü toplam vaka sayısı ise 35 olarak dikkat çekiyor.

Raporda, 2008 ile 2018 yılları arasında yaşanan kasıtlı cinayet vakalarına bakıldığında, erkeklerin öldürüldüğü vakaların yaklaşık yüzde 50 oranında azaldığı görülürken aynı süre zarfında kadınların kurban olduğu cinayetlerin sayısında kayda değer bir değişikli gözlenmiyor.

İtalya’da kadın cinayetleri, 2019 yılında artış gösterdi. Ocak ve Ağustos ayları arasında maktulün kadın olduğu cinayet vakalarının yüzde 49'u 'kadın cinayeti' olarak tanımlandı. Aynı oran 2018 yılında yüzde 37 olarak kaydedildi.

Katil yüzde 63 oranında partner

İtalya'da yaşanan kadın cinayetlerinde katil yüzde 81 oranında kurbanın yakın çevresinden oluyor. 2019 kayıtlarında katil yüzde 63 oranında kadının eski eşi, eşi ya da sevgilisi. Suçla Mücadele biriminin hazırladığı rapora göre 2019 yılında kayıtlara geçen kadın cinayetlerinin yüzde 36'sı kesici aletler, yüzde 18'i ateşli silahlarla işlenmiş. Her yüz kadından 18'İ ise boğularak öldürülmüş.

Fransa’da 3 günde bir kadın cinayeti yaşanıyor

Ortalama her 3 günde bir kadın cinayetinin yaşandığı Fransa’da 2018 yılında 120 kadın eşi veya sevgilisi tarafından öldürülürken 2019’da bu sayının 149 olması kadın cinayetlerinin artışını gözler önüne serdi. Son verilere göre 2020 yılında ise bugüne kadar 68 kadın öldürüldü. 2019 yılında aynı tarihte bu rakamın 152 olduğu ve kadın cinayetlerinde kayda değer azalma görüldüğü bildirildi.

Birçok kadın hakları derneği öldürülen kadınların ölmeden önce gördüğü şiddet sebebiyle polise gittiğini fakat polisin yardım etmediğini belirtiyor. Kadın derneklerinin şikayetleri üzerine 2019 yılı sonunda polis ve jandarmalara eğitimler verilmeye başlanmıştı. Yine 2019 yılı sonunda yeni bir kadına şiddet telefon hattı açılmış ve kadınların bu hat üzerinden tavsiye, yönlendirme ve destek alması öngörülmüştü.
Geçtiğimiz yıl hükümetin halkın tepkisi sonrası kadın cinayetlerine karşı birçok toplantı düzenlemesi, kadınlar için özel şiddet hattı açması ve polislerin kadına şiddet konusunda bilinçlendirilmesinin de cinayetlerin azalmasında payı olduğu düşünülüyor. Her ne kadar verilere göre kadın cinayetleri azalmış görünse de salgın sürecinin sosyal ve ekonomik hayatı etkilemesinden dolayı verilerin tam olarak durumu yansıtmadığı ifade ediliyor. Salgın sürecinde, özellikle sokağa çıkma yasağı döneminde kadına şiddet artarken bu şiddetin hane dışına çıkmaması ve kadınların karakola gitmekte güçlük çekmesi sebebiyle verilerin cinayetler de olduğu kadar şiddeti de yeterince yansıtmadığı düşünülüyor. Yine de şiddet gösteren eş ve sevgilileri ile aynı evde kalan kadınlara devlet çağrıda bulunmuş ve herhangi bir şiddet olduğunda sokağa çıkma yasağını delerek karakola gelmelerine izin verilmişti.

Fransa'da mağdurların yaşlarının 15 ile 92 arasında olduğu ve mağdur kadınların hemen hemen her sosyal kesimden geldiği öğrenildi. Cinayetlerden sonra katillerin yüzde 32,8'inin intihar ettiği açıklanırken, kurbanların yüzde 49,1'inin daha önce şiddet gördüğüne yönelik herhangi bir makama başvuruda bulunmadığı belirtildi. Fransa 2019 yılında kadın cinayetleri konusunda İspanya ve İtalya’yı geçmiş ve bu konuda Avrupa’da ilk sıralarda yer alan Almanya’ya yaklaşmıştı.

Avusturya’da bu yıl 17 kadın öldürüldü

Avusturya’da ise resmi verilere göre 2019'da 39 kadın, 2020’de şuana kadar 17 kadın cinayete kurban gitti. Cinayetlerin eski eş, eş, sevgili veya aile üyeleri tarafından işlendiği belirtildi. 2014 yılında 19 kadın, 2015’de 17, 2016’da 28, 2017’de 36, 2018’de 41 kadın öldürdü.

Sinan Karamurat - Mustafa Ulusoy - Burak Ortahamamcılar - Özlem Kaplan - Mehmet Emin Avcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Gaziantep’te başladı Türkiye Minikler Karate Şampiyonası Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde Gaziantep’te başladı. Türkiye Minikler Karate Şampiyonası, Türkiye genelinde 1500 sporcu, sporcu ailesi, antrenör ve hakem ve federasyon görevlilerinin katılımıyla Gaziantep’te başladı. Karataş Şahinbey Spor Salonu’nda Şahinbey Belediyesi’nin ev sahipliğinde 19 Nisan’da başlayan ve 21 Nisan tarihine kadar devam edecek olan şampiyonada, ilk gün müsabakaları dikkat çekti. Düzenlenen şampiyonaya Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz’un yanı sıra federasyon yöneticileri ve protokol üyeleri de katıldı. “Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım” Çocuklara okullarına devam ederken sporda da destek olunması gerektiğini belirten Karate Federasyonu Başkanı Av. Dr. Aslan Abid Uğuz, Gaziantep’i biz kültür mirası şehri, gastronomi şehri olarak biliyoruz ama burada olduğumuz 2 gün içerisinde çok değişik bir gözlem yapma fırsatı buldunuz. Öncelikle belediyecilik nasıl yapılır, bir insanın hayatına nasıl dokunur, bu hizmetler nasıl yapılır, halka hizmet nasıl yapılır bunları Şahinbey Belediyesinde gördük. Ben sadece bu şampiyonaya destek oldukları için değil, böyle güzel bir ortamı bize verdikleri için ve bu güzel hizmetleri Gaziantep’in dışından gelmiş olmamıza rağmen bizlere hissettirdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Çocuklarımız bu şampiyonaya katıldılar. Demek ki yeşil kuşaktalar en zor aşamayı geçtiler. Çünkü sarı kuşaktan sonrası çok önemlidir. Bundan sonra çocuklarımıza siz velilerimizin çok destek olması lazım. Bu çocuklarımız sadece sporumuzun değil geleceğimizin de teminatı. Bu çocuklarımızdan nasıl 4 tane olimpiyat madalyalı karate sporcusu çıkardıysak belki onların yerine gelecekler. Bizim 4 olimpiyat madalyalı sporcumuzun 1 tanesi mühendis, 3 tanesi öğretmen. Yani hem spor hem okul bir arada olabilir. Çocuklarımıza okullarına devam ederken sporda da destek olalım. Minik yavrularımızın heyecanına desteğimizi devam ettirelim. Herkese katılımları için teşekkür ediyorum” dedi. “Gençlerimizi spora teşvik ediyoruz” Yapılan spor salonları ve yapılan projelerle genç ve çocuk yaştaki tüm herkesi spora teşvik ettiklerini söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Yarışmaya katılan tüm gençlere başarılar diledi. Tahmazoğlu, “Türkiye Minikler Karate Şampiyonası’nın Gaziantep’te yapılmasından dolayı başta Karate Federasyonu Başkanımıza, yönetim kurulu üyelerine emeği geçen herkese teşekkür ederim. Aynı zamanda Gaziantep bir Spor kenti ve çok sayıda gencimiz var. Türkiye’deki en genç nüfusa sahip illerden ve ilçelerden biriyiz. Gençlerimizin eğitimlerinin yanı sıra bir kültür sanat alanıyla ilgilenmeleri çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli. Hem vücudu zinde tuttuğu gibi hem disiplinli bir çalışma sağlayıp, gençlerimizin eğitim hayatında da, iş hayatında da her alanında başarılı olmayı sağlayan bir unsur. Çocuklarını spora teşvik ettikleri için velilerimize teşekkür ediyorum. İçerisinde bulunduğumuz Şahinbey Spor salonumuz, hemen 2 km ötede Şahinbey Akkent Spor Köyümüzü ve yaklaşık 3- 4 km ötede Türkiye Geleneksel Sporlar Merkezi yaptık. Bu projelerle tüm gençlerimizi spora teşvik ediyoruz. Yarışmaya katılan tüm gençlerimize tüm çocuklarımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan davasında ara karar açıklandı Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı duruşmanın sanık savunmalarıyla devam edeceğini ve ardından dosyayı ara karar bağlayacaklarını açıkladı. Hakkında bulunan suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Mustafa Koç, operasyonların yapıldığı tarihte kendi rızasıyla teslim olduğunu ifade etti. “Bora Kaplan’ı medyadan tanıyorum” 2018 yılında “Süvari Kahvesi” adlı mekanda bar sorumlusu olarak çalışmaya başladığını anlatan sanık Koç, “Fethi Koyuncu isimli kişi bizim mekanımızda vale eksiği olduğu zaman sadece vale gönderirdi, oradan tanıyorum. Ayrıca Bora Kaplan adlı kişiyi tanımıyorum, sadece medyadan biliyorum. Kaplan’la sadece nezarethane ve duruşma salonunda yan yana geldim. Herhangi bir örgüte üye olmak veya faaliyette bulunmak gibi bir girişimim olmamıştır. Gereğini size bırakıyorum” diye konuştu. “Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek emir almadım” Suç örgütüne üye olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mümin Ali Beldek, “Suç örgütüne üye değilim. 15 yıldır gece alemin de çalışmaktayım. Bu sebepten dolayı mekana gelen müşterilerle illaki samimi olmuşumdur. Bora Kaplan ile de bu şekilde tanıştım. Filistin Caddesi’nde boş bir dükkan vardı. Bora Kaplan’la konuşup burayı “Makyaj” adında gece kulübü yapalım dedik, kendisi de olumlu yaklaştı. 8 senedir de İzmir Çeşme’de çalışıyorum. Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek bir emir almadım” ifadelerine yer verdi. "Dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” Çankaya İlçe Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Necdet A.Ç., Organize Şube Ekipleri tarafından gözaltına alındığında konuyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Konunun anlatılması üzerine hatırladığını iddia eden Necdet A.Ç., "Olay günü, komiserlerden birisi gelip bana bir şahsın geldiğini, şahsın dayak yediğini ve hürriyetinden yoksun bırakıldığını ancak çelişkili ifadeler verdiğini söyledi. Bu konuyla ilgili Gasp Büroya ulaşamadıklarını söyledi. Gasp Büro amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, ‘Konuyu ben zaten biliyorum. Siz şahsı gönderin, bende iki güne Esat karakoluna gönderiyorum’ dedi. Şahsı Esat karakoluna gönderdik. Bir gün sonraysa konuyla ilgili ne olduğunu merak ettiğim için komiserlerden bir tanesiyle görüştüm. Komiser bana, ‘Şahıs susma hakkını kullanmak istedi’ dedi. Ben de nasıl böyle bir şey olabilir diye tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Çünkü karşımda böyle eziyet görmüş iki gün hürriyetinden yoksun bırakılmış vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” diyerek savunmasını noktaladı. "Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez" Mahkeme başkanının, Bora Kaplan’a ‘Esenboğa Havalimanında yakalandığı beyaz renkli SUV aracın neden zıhlıydı?’ sorusuna sanık Kaplan, “Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasp etmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan saldırı olmaz. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Neden? Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Suç işlemek amaçlı değil bu araç. Tamamen kendimi savunma amaçlı” dedi. Sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerimin devamına hükmetti. Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.
İzmir İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta başladı İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarının açılışı Kültürpark’ta gerçekleştirilirken, 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurum geleneksel fuarda yerini aldı. İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta kapılarını açtı. 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katıldığı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosuna kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen kitap fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, bu yıl Kültürpark’ın dört bir yanındaki açık alanlarda düzenlenen İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarının açılışını yaptı. Kültürpark Lozan Kapısının iç bölümünde yapılan açılışta Başkan Tugay, yazar Ahmet Ümit ve CHP Zonguldak ve İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol’a plaket takdim etti. Fuara İzmirlileri davet eden Başkan Cemil Tugay, “İzmirliler, Kültürpark’ın tamamında bir fuar yaşamanın keyfini, değerini bilir. Şimdi, ülkemizin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarıyla yaşadığımız bu geleneğe İzkitapfest de eklendi. ‘Baharın coşkusuyla Kültürpark’ta’ sloganıyla düzenlediğimiz festival sayesinde Kültürpark’a işte şimdi bahar geldi” dedi. “Kitaplar bizi dünyaya açar” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün, İzmir’imizin hazinesi Kültürpark’ın kapılarından geçerken geldiğimiz yer, sadece Kültürpark değildi. Zamanları ve mekanları aşan bir yolculuğa adım attık hep birlikte. Öyle ki parkımızın sınırları genişledi; içine tüm zamanları, coğrafyaları, evrenin sonsuzluğunu ve dünyanın tüm hikayelerini aldı. İnsanlığın başlangıcından bu yana üretilen fikirler, yaşanan duygular, durumlar, hikayeler, bilimin ve sanatın bütün yolculuğu burada; Kültürpark kapılarının içinde bugün; çünkü bugün, kitapların şenliğini başlatıyoruz. Kitaplar, bizi dünyaya açar” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ile yayıncılığa yeni bir soluk geldiğini ifade eden Başkan Cemil Tugay, “Söyleşiler, imza günleri, konserler, dans ve pantomim gösterileri, müzikaller, tiyatrolar, illüzyonist gösterisi gibi onlarca türde binden fazla etkinlikle tam anlamıyla bir kitap festivali bizi bekliyor" diye aktardı. Sanat ve edebiyatın zorunlu tüketim maddesi haline getirilmesi gerektiğini savunan İzkitapfest’in onur konuğu yazar Ahmet Ümit, “İzmir gibi Türkiye’nin çok anlamlı bir şehrinde kitap fuarının onur konuğu olmak muhteşem bir şey. Bana hep şu soru soruluyor; ‘İzmir’le ilgili roman yazmayacak mısın? İzmir’de konu mu yok, bu kadar renkli, canlı, muhteşem tarihe sahip bu şehirde yok mu seni ilgilendiren bir konu?’ İzmir’i yazmadan ölmeyeceğim, merak etmeyin. İzmir ile ilgili şahane bir roman yazacağım, tarihi bir roman olacak ve elbette bu şehrin ilk ozanı dediğimiz büyük Homeros ile ilgili olacak. Başka çaresi var mı? Homeros olmadan İzmir olur mu?” şeklinde konuştu. Başkan Tugay, açılışın ardından Kültürpark’ta açılan stantları gezdi. Birçok yazar ve yayınevi, Başkan Tugay’a kitap hediye etti. Fuarı geliştirerek ve büyüterek yola devam edeceklerini ifade eden Tugay, büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen fuarın minik katılımcısı Poyraz’la da sohbet etti. Tugay, katılımcılara iyi fuarlar dileyerek İzmirlileri Kültürpark’a davet etti. Birbirinden önemli isimler İzkitapfest’te Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil; aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf Sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, akademisyen, jeolog ve bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, şair yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak. Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.
Kütahya Kütahya’da sözleşmeli erler için yemin töreni Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında temel eğitimlerini tamamlayan 289 sözleşmeli er için yemin töreni düzenlendi. Düzenlenen yemin törenine Hava Eğitim Komutanı Hava Korgeneral Erdoğan Gür, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve temel askerlik eğitimini tamamlayan askerlerin yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, tugay sancağının tanıtılmasının ardından askerler, ellerini etrafında sıralandıkları masaların üstünde bulunan Türk bayrağı ile silahların üzerine koyarak yemin etti. Kütahya Hava Er eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, yemin eden sözleşmeli erlere başarılar diledi. Türk kültüründe askerliğin kutsal olduğunu belirten Baş, "Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, insan odaklı yönetim anlayışı ile sadece erbaş ve erlere değil geleceğin komutan, lider ve yöneticilerine temel askerlik eğitimi veren ve kendisine çok özel sorumluluklar yüklenen Hava Kuvvet Komutanlığının tek eğitim tugay komutanlığıdır. Bu bilinç ile icra edilen ant içme törenleri millî birlik ve beraberliğimizin güçlendiği, vatana ve millete bağlılığın şeref sözü ile perçinlendiği, ülkemiz için canımızı seve seve vereceğimizin haykırıldığı çok özel anlardır." dedi. "Evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır." "Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir" diyen Tuğgeneral Baş, "Sizlerin varlığı ile bu törenlerin anlamı ve coşkusu daha da büyümekte, heyecanı bir kat daha artmaktadır. Karşınızda büyük bir heyecan ve onurla duran 2024/S1 dönemi sözleşmeli erlerimiz vatanımızın dört bir yanından gelerek kutsal asker ocağında silah arkadaşı olmanın bilincine ve hazzına vardılar. Biraz önce ettikleri yemin ile de birer sözleşmeli er olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katıldılar. Sizler, bu evlatlarımızın andına şahitlik edip bu gururu onlarla paylaştınız ve sevinçlerine ortak oldunuz. Ettikleri bu yemin, askerin mesleğine yürekten bağlanışıdır. Teminatı, şeref bedeli gerektiğinde vatan uğrunda gazi veya şehit olmaktır. Ordu-millet kavramının oluştuğu Türk kültüründe askerlik kutsaldır. Kutsaldır, çünkü vatana hizmettir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin miras bıraktığı vatanı canı pahasına korumaktır. Bu çerçevede; Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir. Değerli anneler, babalar, Mehmetçiklerimizin eşleri ve yakınları, biliyorum ki; bugün burada hayatınızın en unutulmaz anlarından birini yaşıyorsunuz. Karşınızda dimdik duran evlatlarınıza bakarken büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorsunuz. Gururu sizlere yaşatan evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır. Bu gururunuzu paylaşmanın mutluluğu içerisinde sizleri kutluyor, bu vatan evlatlarını yetiştirdiğiniz için sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutsal ocaktaki eğitiminizi başarı ile bitirdiniz ve artık göreve hazırsınız. Eğitim süresi içerisinde sadece verilen eğitimi değil, aynı zamanda bayrak, vatan, asker ve silah arkadaşlığının oluşturduğu paylaşma, yardımlaşma, bir ve beraber olma duygusunu da yaşadınız. İnanıyorum ki bu ortamın sağladığı arkadaşlıklarınız meslek hayatınızda da kalıcı olacaktır. Bu kapsamda öncelikli hedefiniz; şanlı ecdadımızın, canları pahasına kurdukları cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Sizleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına yeni görev yerlerinize uğurlamanın mutluluğu ile kutsal andınızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kısa bir eğitim dönemi içerisinde milletimizin bize en değerli emaneti olan Mehmetçiklere saygı ve sevgiyi esas alarak askerî disiplin ve eğitim verdiniz, onları göreve hazırladınız. Sizleri bu üstün gayretiniz ve disiplin anlayışınız nedeniyle kutluyorum. Konuşmamı sonlandırırken kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir personeli olarak bu gurur anını yaşamamıza vesile olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve değerli gazilerimize sonsuz minnet ve saygılarımı sunuyor, bu aziz vatanın birliği ve dirliği için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı. Korgeneral Gür ve Tuğgeneral Baş başarılı askerlere katılım belgesi, ailelerine ise hediye takdim etti.