SAĞLIK - 20 Haziran 2021 Pazar 10:26

Avrupa’dan gelip Manisa’da şifa buluyorlar

A
A
A
Avrupa’dan gelip Manisa’da şifa buluyorlar

Bir zamanlar çeşitli hastalıkların tedavisi için Avrupa ve ABD’nin yolu tutulurken, başta Batı ülkeleri olmak üzere dünyanın her yerinden şifa bulmak isteyenler artık Türkiye’yi tercih ediyor. Manisa’da hizmet veren Grandmedical Hastanesi de son bir yıl içinde yurt dışından gelen 150’den fazla hastaya tedavi hizmeti sundu. Hastanede özellikle obezite tedavisi ve cerrahisi büyük ilgi görüyor.

Son yıllarda sağlık turizminde büyük atılımlar yapan Türkiye, modern hastaneleri ve deneyimli doktorlarıyla birçok Batı ülkesinden turist çekiyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’in yanı sıra Anadolu şehirlerindeki hastaneler de büyük ilgi görüyor. Manisa Grandmedical Hastanesi, son 1 yıl içerisinde yurt dışından gelen 150’den fazla hastaya sağlık hizmeti sundu.

Hastane Başhekimi Op. Dr. Mümtaz Kahya, dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip cihazlarla ve deneyimli doktorlarla hizmet verdiklerini, Avrupa’dan tedavi için gelen hastalardan çok iyi geri dönüşler aldıklarını söyledi.

Kapalı kalp ameliyatı, obezite cerrahisi, tüp bebek ve diğer konularda Manisa’nın yanı sıra Türkiye’nin her şehrinden ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın her yanından hasta geldiğini belirten Kahya, "Manisa sanayi ve tarım alanında dünyanın önemli kentlerinden biri. Amacımız sağlık alanında da Manisa’nın adını duyurmak. Bunun için deneyimli doktorlarımız ve personelimizle en kaliteli hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Her hastamız bizim için çok değerli. Manisa’nın bir köyünden gelen hastamıza da Almanya veya İngiltere’den gelen bir hastamıza da aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Atatürk’ün ’Beni Türk doktorlarına emanet edin’ sözünün gereğini yapmaya çalışıyoruz" dedi.

Avrupa’dan gelip Manisa’da şifa buluyorlar

Manisa Grandmedical Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Mümtaz Kahya ve Op. Dr. Osman Uyar tarafından yapılan obezite ameliyatları, yurt dışından gelen hastaların en çok tercih ettiği tedavi yöntemi. Batı ülkelerinden gelen hastaların en kaliteli sağlık hizmetini ekonomik şekilde almak için Türkiye’yi tercih ettiğini kaydeden Op. Dr. Osman Uyar, "Yurt dışından gelen hasta sayımız her yıl daha da artıyor. Aşılama faaliyetlerinin artması ve pandeminin ortadan kalkmasıyla birlikte bu sayının çok daha artacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

Obezite tedavisinde en çok tercih edilen tüp mide ameliyatı konusunda bilgiler veren Uyar, "Bu ameliyat fazla kiloların yüzde 80’ini vermeyi sağlıyor. Hastalarımız ameliyat öncesi 1 gün, sonrasında 2 gün hastanede kalıyor ve taburcu oluyor. Yaklaşık 1 saat süren ameliyatta midenin yüzde 85’lik kısmı alınıyor. Mide küçülünce kişiler az yiyerek erken doyuyorlar ve kilo veriyorlar. Sağlık açısından uzun vadede bir riski yok, avantajları var. Şeker, tansiyon, uyku apnesi gibi sorunlar çözülüyor. Kalp damar hastalıkları riski azalıyor. Aynı zamanda da kilo veriyorlar. Hastalarımız ameliyat sonrası iki hafta içinde rutin hayatlarına dönebiliyor" ifadelerini kullandı.

Avrupalılar Türkiye’yi tavsiye ediyor

Uzun yıllardır Belçika’da yaşayan ve obezite ameliyatı için Manisa Grandmedical Hastanesi’ni tercih eden Ahmet Birinci, Türkiye’de tedavi olmanın birçok açıdan avantaj olduğunu söyledi. Gurbetçilerin yanı sıra birçok Avrupa vatandaşının da ekonomik ve kaliteli sağlık hizmeti nedeniyle Türkiye’ye geldiğini anlatan Birinci, "Türkiye sağlık konusunda çok ciddi bir mesafe kat etti. Çok iyi hastanelerimiz ve doktorlarımız var. Doktorların ve çalışanların sıcak kanlılığı da Avrupalıları etkiliyor. İnsanlar birbirlerine Türkiye’yi tavsiye ediyor. Ben 1989’da yurt dışına çıktım. O dönem yakınlarımız tedavi için Avrupa’ya geliyordu. Şimdi çok şükür tam tersi oldu. Avrupalı dostlarımız şifa bulmak için Türkiye’ye geliyor" şeklinde konuştu.

Avrupa’dan gelip Manisa’da şifa buluyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.