EKONOMİ - 10 Ağustos 2018 Cuma 12:22

Avrupalı çalışanlar siber güvenliği yeterince önemsemiyor

A
A
A
Avrupalı çalışanlar siber güvenliği yeterince önemsemiyor

Avrupalı çalışanların yarısından fazlası siber güvenlik hakkında düzenli olarak düşünmüyor.

Aruba, 25 Mayıs 2018 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Veri Koruma Yönergesi (GDPR) dijital işyerinin kurumları nasıl etkilediğini anlamak amacıyla yaptığı araştırmayı açıkladı. 2 bin 650 Avrupalı çalışan ile yapılan araştırmanın sonucunda, Avrupa'daki çalışanlar güvenlik risklerini ve sonuçlarını anlamalarına rağmen küresel meslektaşlarından daha az harekete geçtiği bildirildi. GDPR gibi yüksek profilli mevzuatın yürürlüğe girmesinin ardından güvenlik risklerinin tam olarak bilinse de Avrupalı çalışanlar dünyadaki en kötü siber güvenlik disiplinine sahipler ve ‘güvenlik yorgunluğu’ belirtileri gösteriyorlar.

Siber güvenlik sonradan akla geliyor

Avrupalı çalışanların yarısından fazlası (yüzde 55) siber güvenlik hakkında düzenli olarak düşünmüyor, yaklaşık beşte biri (yüzde 17) ise hiç düşünmüyor. Buna karşın, Asya ve Amerika'daki küresel meslektaşları siber güvenlik üzerine çok daha düzenli bir temelde düşünüyorlar. Sırasıyla yüzde 61 ve yüzde 51’i, bu durumu sıklıkla veya günlük olarak düşünüyorlar.

Mevzuat caydırıcı değil

Avrupalı çalışanlar, bir güvenlik ihlalinin tehlikelerinin daha çok farkındalar. Sorulduğunda yüzde 42'si veri kaybının yasal sonuçları olduğunu anlamış durumda, bu oran hem Amerika (yüzde 36) hem de Asya'dan (yüzde 27) daha yüksek. Ancak, çalışma buna rağmen, dörtte birinin (yüzde 26) siber güvenliğin kendileri için önemli olduğuna inanmadığını gösteriyor. Güvenlik yazılımı kullanımının Avrupa'da (yüzde 48) diğer bölgelere göre daha düşük olduğu gerçeğiyle birlikte, güvenlik uyarılarının çalışanlar tarafından kabul görmediğinin açık işaretleri var.

Çalışanlarda siber güvenlik konusunda sorumluluk eksikliği var

Avrupa, basitçe BT güvenliği için diğer bölgelerdekinden daha az sorumluluk üstleniyor. Avrupalı çalışanların üçte birinden fazlası (yüzde 36) siber güvenliğin onların sorunu olduğunu düşünmüyor, çoğu bu işi liderlik ekibi (yüzde 10) veya BT ekibinin (yüzde 26) yönettiğini düşünüyor.

HPE Aruba EMEA Başkan Yardımcısı Morten Illum’a göre bu düşünce, küçük bir teknik yardım alırken güvenlik kurallarına aşırı maruz kalmanın getirdiği güvenlik yorgunluğundan kaynaklanıyor.

Illum, "Avrupa'daki çalışanlar, medyanın yanı sıra, organizasyonları tarafından da gönderilen güvenlik mesajlaşmasına boğulmuş durumdalar. Açıkça daha fazla uyarmak ve prosedür eklemek istenen etkiyi yapmıyor. Eğer çalışanlar riskleri anlıyorlarsa, ancak bunun üzerine harekete geçmiyorlarsa, cevap daha fazla eğitim sağlamak değildir, çalışanlara işlerini yapmaları için gereken yardım ve korumayı sağlayabilen gelişmiş teknolojiyi vermektir" dedi.

Siber güvenlik, İngiltere’de son derece önemli, diğer ülkeler yeterince önemsemiyor

İngiltere çalışanları veri güvenliği konusunda en çok endişe duyanlar arasında ilk sırada geliyor. Çalışmaya katılan İngiltere çalışanlarının yüzde 53’ü siber güvenliğin son derece önemli olduğuna inanıyorlar. Bu oran Fransa ve Almanya’nın sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 39 olan oranlarından daha fazla. Fransız çalışanlar, güvenlik ihlalinin yasal tehlikelerini kavramıyorlar. Fransız çalışanlarının sadece beşte biri (yüzde 20) bir veri ihlalinin yasal sonucunu anlıyor, bu oran İngiliz çalışanları arasında (yüzde 50). İspanyol çalışanları siber güvenliği işyeri ile ilgili görmüyorlar. İspanyol çalışanların neredeyse yarısı (yüzde 41) siber güvenliğin bir çalışma ortamı için önemli olmadığını düşünüyor. Siber güvenlik Hollanda'da normal seviyede değil. Hollanda'daki çalışanlar işyerinde siber güvenlik için en düşük görüşe sahipler; yüzde 50'si ‘iyice’, ‘kötü’ veya ‘çok kötü’ olarak değerlendiriyor.

CARTA yaklaşımı önem kazanıyor

Mobil ve uzaktan çalışma standart hale geldikçe, güvenliğe karşı özerk bir yaklaşım giderek daha fazla zorunluluk oluyor. Aruba’nın çalışmasına göre, Avrupa'da, uzak veya paylaşılan yerlerde çalışanların sayısı şu anda yüzde 53. Bu yeni paradigma, engellere neden olan karmaşık güvenlik sistemleri olmadan, çalışanların üreticiliğini, işbirliğini ve hızını artıracak güvenli ve güvenilir, optimize edilmiş ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunan akıllı dijital işyerlerine duyulan ihtiyacı oluşturuyor. Başarılı olmak için Gartner, fırsatların sahiplenilmesi ve dijital iş dünyasının risklerini yönetmek için yapay zekâ, analitik ve otomasyona yoğun bir şekilde dayanan güvenlik için bir CARTA (sürekli uyarlanabilir risk ve güven değerlendirmesi) yaklaşımını öneriyor. Bu, çalışanların daha fazla iş tatmini duygusu ile daha üretken ve motive olmasını sağlayacağı bildiriliyor.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Batman Bitlis Eren ve Batman Üniversitelerinden yeni kelebek türü keşfedildi Batman üniversitesi ve Bitlis Eren Üniversitesinde görevli akademisyenlerin Elazığ’ın Maden ilçesinde yaptığı çalışma sonucunda iki yeni güve türü tespit edildi. Yeni türler, Pyraloidea üst familyasına ait olup, bilimsel yayın dergisi Zootaxa’da yayımlandı. Yaklaşık 17 yıldır kelebekler üzerine araştırmalar yürüten Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Seven ile Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kesran Akın yeni bir kelebek türü keşfetti. Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seven, “Hyperlais cinsi dünyada 18, Türkiye’de 6 tür ile biliniyordu. Elazığ’ın Maden ilçesinden toplanan tek bir örnek üzerindeki detaylı incelemeler sonucunda, türün mevcut bilinenlerden çok farklı ve bilim dünyası için yeni bir tür olduğu belirlendi. Yeni türe, 2017 yılında yüksek lisans çalışmaları sırasında örneği toplayan öğrenci ‘Abdullah Çakır’ ismine ithafen Hyperlais cakiri adı verildi ve bilimsel açıdan prestijli bir dergide yayımlandıktan sonra dünya literatürüne kazandırıldı” dedi. Popülasyonu çok az ve nadir olan yeni türün, sonraki yıllarda aynı lokasyonda yürütülen araştırmalara rağmen henüz ikinci bir örneğinin bulunamadığını ifade eden Doç. Dr. Seven, “Şu an dünyada sadece Maden ilçesinden bilinen tür hakkında çok az veri bulunmaktadır. Türün yaşam alanı, sonraki araştırmalar için ve biyolojik çeşitlilik açısından büyük öneme sahip olduğundan korunmalıdır” diye konuştu.
İstanbul Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan: “Bütün kalbimle Türkleri Tanzanya’ya davet ediyorum” Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, “Bütün kalbimle Türkleri Tanzanya’ya yatırım yapmaya davet ediyorum. Tanzanya’nın ekonomik değişim macerasında dünya desteğine ihtiyacı vardır. Türk dostlarımdan ricam bu maceraya birlikte atılmamızdır” dedi. Tanzanya’dan 14 yıl sonra Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyareti yapan Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan bugün İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Tanzanya İş Forumu’na katıldı. Türkiye-Tanzanya İş Forumu’nun açılış konuşmasını yapan Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, iki ülkenin ticaret potansiyelinin ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Hassan, Tanzanya’nın Türkiye gibi coğrafi açıdan çok güzel bir konumda olduğunun altını çizerek, Tanzanya’da yatırım yapmanın başka bölgelere de ulaşmayı kolaylaştıracağını söyledi. Cumhurbaşkanı Hassan konuşmasına şöyle devam etti: “Tanzanya alt yapısı ile 8 komşu ülkeye bağlanmıştır. Demir yollarını da geliştirerek daha da hızlı ağır yük taşımacılığı olacaktır. Taşıma maliyetleri de azalacaktır. Türkiye merkezli inşaat şirketi demir yolu projesini yapmaktadır. Türkiye Tanzanya’nın gelişmesine yardımcı olmaktadır. Tanzanya’nın nüfusu dinamik ve gençtir 30 yaş altı yaklaşık 65 milyonluk nüfusuyla yeniliklere ve girişimlere her zaman açığız. Bizim çok uygun politikalarımız var ve siyasi istikrar mevcut. Tanzanya hükümeti de yatırımcılara teşvik sunmaktadır. Tanzanya’nın kültürel ve doğal kaynakları dünyada çok önemli yerlerden biridir. Ülkemize gelen turist sayısını artırmayı hedefliyoruz” “Türkiye güvenilir bir partnerdir” Türkiye ile yakın ekonomik ilişkiler kuracaklarını belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, Tanzanya’nın güvenilir bir partneridir” dedi. Cumhurbaşkanı Hassan, “bütün kalbimle sizi Tanzanya’ya davet ediyorum. Haziran ayında Darusselam’da düzenlenecek fuara hepinizi bekliyoruz. Tanzanya’nın ekonomik değişim macerasının dünya desteğine ihtiyacı vardır. Türk dostlarımdan ricam bu maceraya birlikte atılmamızdır” dedi.
Kayseri Melikgazi AB fonu ile elektrikli çöp toplama aracı satın aldı İlçede AB hibesiyle daha sürdürülebilir bir şekilde çöp toplama hizmeti sağlamak amacıyla elektrikli çöp kamyonunu alan Melikgazi Belediyesi, daha temiz ve sağlıklı bir hizmet sunuyor. Yüzde 100 elektrikli ve yüzde 100 yerli üretim Melikgazi ilçesine yönelik hizmetlerin ve çalışmaların aksamaması ve daha hızlı hizmet etmek için araç filosunu artırdıklarını söyleyen Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Belediyemiz tarafından uygulanan ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen “The Solar City Project” isimli projenin uygulama çalışmaları devam ediyor. İklim değişikliğine sebep olan faktörlerin başında fosil yakıt tüketen araçlar gelmektedir. Proje kapsamında pilot çalışma olarak planlanan ve hizmet araçlarının elektrikli araçlara dönüştürülmesine öncülük edecek bir elektrikli atık toplama aracı satın alındı. AB Fonu ile satın alınan araç Melikgazi’mizde büyük araç girişi için dar ve zor olan yerlerde hizmet verecek. %100 elektrikli ve %100 yeril üretim olan araç ile Melikgazi Belediyesi iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli bir adım daha atmış oldu. İklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlar atan Melikgazi Belediyesi, çalışmalarına hız kesmeden devam edecek ve iklim dostu bir belediye yolunda önemli mesafeler kat edecektir. Elektrikli çöp toplama kamyoneti ile hedefimiz en çevreci ve en sessiz bir şekilde Melikgazi’mizi temizlemek” dedi.