GÜNDEM - 29 Mayıs 2020 Cuma 22:02

Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

A
A
A
Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un fethinin 567. yılı dolayısıyla Ayasofya’da düzenlenen programa katıldı. Programa video konferans yoluyla katılan Erdoğan Fetih Suresi’nin mealini okudu.

İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü kutlamaları kapsamında Ayasofya'da program düzenlendi. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans yöntemiyle katıldı. Program Fetih Suresi'nin okunmasıyla başladı. Fetih Suresi'nin ardından dua edildi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan Fetih Suresi'nin mealini okudu.

Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

“O gün fethedilen bir toprak parçası değil milyonlarca gönüldür”

Programda bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un fethinin 567. yıl dönümü Fatih’in emaneti Ayasofya’da Fetih Suresi okunmak ve dualar edilmek suretiyle yad edilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. İstanbul Fetih Suresi’ndeki müjdelere nail olmak için yanıp tutuşan bir Fatih ve en az kendisi kadar buna iman etmiş askerleri tarafından fethedilmiş” ifadelerini kullandı.

Fatih sultan Mehmet’in en sıkıntılı günlerinde Akşemseddin Hazretleri’nin onu yeniden coşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fatih’i en sıkıntılı günlerinde yeniden coşturan Akşemseddin hazretlerinin bu mesajı fetih suresinin kısa bir tefsiridir. Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni alır diyen Fatih nihayet 1453 yılının 29 Mayısında hedefine ulaşmıştır. 29 Mayıs günü el değiştiren sadece bir şehir değildir. O gün fethedilen bir toprak parçası değil milyonlarca gönüldür. Bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı bu tarih insanlığın hafızasında asla silinmeyecek yer bırakmıştır.

Fetih yıkmanın değil inşa etmenin, imhanın değil ihyanın, zulmün değil adaletin, zilletin değil erdemin, nefretin değil sevginin sembolüdür. Biz bu şehri sadece fethetmekle kalmadık biz İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar diyerek onun güzelliğine güzellikler katmak için yüzyıllarımızı harcadık. Kubbelerimiz, minarelerimiz çeşmelerimiz ve bahçelerimizle her semtini birbirinden farklı desenlere bezedik. Yedi tepesine yedi kandil yaktık. Boğazına gerdanlıklar taktık. Her karışını sevgiyle suladık. İmar ettik” şeklinde konuştu.

Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

"Kendi hayatımızı da bu şehre adadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul’u çıkarttığınızda dünya tarihinin yeniden yazılması gerektiğine yürekten inanarak bu şehre sahip çıktık. Kendi hayatımızı da bu şehre adadık. Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu şehre yaptığımız her hizmet bizim için hem bu dünyada hem de öteki dünyada birere berat belgesidir.

Fatih’in izinden giderek asıl olanın gönüllerin fethi olduğu anlayışıyla hep gönüller yapmak gönüller kazanmak için çalıştık. Allah’ın yardımı milletimizin desteği gönül sultanlarının duası ile önümüze çıkan her engeli aştık. Girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıkmayı başardık. İnşallah fethin 600. yıl dönümü olan 2053’te gençlerimize ecdatları Fatih’e layık bir Türkiye bırakacağız. Malazgirt zaferimizin bininci yılı olan 2071 için ise çok daha büyük hedeflere yelken açacağız.”

Erdoğan’ın konuşmasının ardından İstanbul’un fethi canlandırıldı. Kutlamalar kapsamında patlatılan havai fişekler ise gökyüzünde adeta renk cümbüşü oluşturdu.

Erdal Can İçelli - Mehmet Şirin Topaloğlu - İsmail Coşkun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Rektör Yaşar’dan proje üretmeyen öğretim görevlilerine gözdağı: “Takipçisi olacağız” Bilimsel araştırma projeleri üretmenin üniversitelerin prestiji açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, öğretim üyelerine proje üretin çağrısında bulunarak konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Yozgat Bozok Üniversitesi’nin proje üretimi noktasında diğer üniversitelere nazaran geri planda kaldığını hatırlatan Rektör Yaşar, öğretim görevlilerinden en az 2 proje üretmelerini istedi. Yozgat Bozok Üniversitesi’nin proje genel duruma bakıldığında fakültelerin beklenilen proje sayısına ulaşamadığını söyleyen Yaşar, proje üretme noktasında Boğazlıyan Meslek Yüksekokulu ve Sarıkaya Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu’nun önde olduğunu ifade etti. “Bize yakışmaya proje sayımız var” Üniversite olarak proje temelli çalışmalar gerçekleştirmeleri gerektiğine inandığını da belirten Yaşar, “Proje üretme noktasında kim ne yapıyor, bunların hepsini inceliyoruz. Yeterince proje üretilmemiş, hiç proje üretmeyen ve proje sayısı olmayan birimlerimiz var. Her türlü proje talebiniz için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Üniversitemizde öğretim üyesi, öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrosunda olup, ben araştırma yapmayı bilmiyorum, proje nasıl yazılır nereye nasıl başvurulacak deme lüksü yok. Türkiye’de proje başvurusunda bulunamayan bölüm kalmadı. Projede başvuru sayısını ne kadar artırırsak kabul sayısı da o denli artacaktır. Bize yakışmayan proje sayımız var. Bunlar mutlaka artırılacak. Potansiyelimizi gösteren bir sırlamada değiliz. O yüzden daha çok proje modelli çalışmamız lazım. Neden proje üretmiyorsunuz sorusunu bundan sonra sıkça duyacaksınız. Herkesin bir potansiyeli var. Bundan kimse kaçamaz ve kaçmamalı. Bu konunun hassasiyetle takipçisi olacağız.” dedi. “Artık mazeret yok” Her öğretim görevlisinin en az iki proje üretmesini isteyen Rektör Yaşar, “Akademik personel olmanın sorumluluklarını yerine getirmemiz gerekiyor. Proje üretmek üniversitemizin prestiji açısından da çok önemli. Daha çok proje üretip proje kabul oranını artırmamız gerekiyor. Bu noktada öğrencilerime de güveniyorum. Onlardan beklentim hocalarını zorlamalarıdır. Hocalarımız da her konuda danışmanlık yapmak zorunda. Artık mazeret yok. Her öğretim görevlisi en az 2 proje verecek şekilde kendisini hazırlasın. Ona göre bir yaklaşım sergileyin. Biz de yönetim olarak her zaman yanındayız. Araştıran ve projeleri ile ön plana çıkan bir Üniversite konumuna en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Aydın İki kardeş kulüp, 7’de 7 yaparak final maçını karşılıklı oynadı Söke’nin başarılı kulüplerinden olan Söke Basket Spor Kulübü (SBK) ve Kuşadası şubesi olarak bünyesine kattığı Kuşadası Academy Spor Kulübü (KASK), gruplarındaki 7 maçını da yenilgisiz tamamlarken, kardeş kulüpler final maçında karşı karşıya geldi. Söke’nin başarıları ile adından söz ettiren Söke Basket Spor Kulübü (SBK), Kuşadası şubesi olarak bünyesine kattığı Kuşadası Academy Spor Kulübü’yle de (KASK) adından söz ettirdi. U-12 kategorisinde mücadele eden iki kardeş kulüp, gruplarındaki 7 maçını da yenilgisiz tamamlarken, final maçında karşı karşıya geldi. Anlam kazanan final maçında, iki takımın sporcuları, sahaya çıkarken açtıkları pankartla velilerine anlamlı mesaj verdi. Pankartta "Büyüklerimiz. Atamızın sporcuları olarak bizler zeki, çevik ve ahlaklı olacağımıza söz veriyoruz" ifadeleri yer aldı. Kulüplerin antrenörleri Mert Avcı ve Orhan Köklü ise yaptıkları konuşmada önceliklerinin çocukları kötü alışkanlıklardan kurtarmak, kazanmanın ötesinde çocukların kendilerine, arkadaşlarına, rakiplerine ve büyüklerine saygı duymaları gerektiğini öğretmek olduğunu vurguladı. Her iki kulübün kurucu antrenörü Barış Koyuncuoğlu ise yaptığı açıklamada "Söke’de Söke Basket Spor Kulübü bir marka oldu. Çok kısa zamanda Kuşadası’nda da ciddi sporcu sayısına ulaşan Kuşadası Academy Spor Kulübümüz de markalaşacak. Hem Söke’de, hem de Kuşadası’nda en değerli varlıkları çocuklarını bizlere emanet eden ve her yerde bizim arkamızda duran velilerimize çok teşekkür ederiz" diye konuştu. Final maçında verilen mesajların yanı sıra sitemde de bulunulurken, 12 yaş kategorisinde sezon başında alınan kararlar doğrultusunda centilmenlik, genç hakemlerin gelişimi, genç antrenörlerin gelişimi ve yolun başında olan sporcuların gelişiminin sezon boyunca ikinci plana atıldığına dikkat çekildi. Ayrıca teknik faul alıp maçtan atılan antrenörler, aşırı taşkınlıktan boşalan tribünleri görünce bu mesajı vermenin kendilerince kaçınılmaz olduğuna da vurgu yapıldı.
Düzce Bitkisel üretim planlaması yapılıyor Düzce’nin Tarımsal Üretiminin Planlanması konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili Genel Müdürlüklerin katılımıyla Düzce İl Tarım ve Orman müdürlüğü tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın katılımıyla Ticaret Borsası toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Engin Ünay, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Tarım ve Orman Bakanlığı İlgili kurum amirleri, Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulunda yer alan teknik ekip ve teknik personel katıldı. Toplantıda konuşan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz “Ülkemizde başta iklim değişikliği ve su kısıtı olmak üzere ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaşanan gelişmeler, tarımsal üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle kaynakların etkin ve planlı kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Uzun yıllardır dile getirilen, tüm paydaşların mutabık olduğu devrim niteliğindeki tarımsal üretim planlamasının Üretimin Üreticinin Yüzyılı yaklaşımıyla yola çıktığımız Türkiye Yüzyılında hayata geçirilmesi için ilk adımları artıyoruz. Tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak, bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak amacıyla 5488 sayılı Tarım Kanununda yapılan değişiklikle tarımsal üretimin planlanmasında Bakanlığımıza yetki verilerek tüm paydaşların temsil edildiği Teknik komiteler illerin üretim potansiyeli, belirlenen ülkesel ihtiyaçlar, su varlığını ve iklim değişikliği gibi kısıtları da dikkate alarak illerdeki ürün desenlerini belirleyerek Bakanlıkta kurulan Tarımsal Üretimin Planlanması Kuruluna ileteceklerdir. Diğer taraftan üretim planlamasını teşvik etmek için tarımsal destekler ve hibe programları, sübvansiyonlu krediler, sözleşmeli üretim gibi uygulamalarda düzenlenmeler yapılmaktadır. Bakanlık merkez birimleri ile üretim planlamasının uygulayıcısı taşra teşkilatımızın birlikte hareket etmesi planlama sürecinin başarısı için son derece önemli görülmektedir" dedi. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak tarımsal üretimin planlanması konusunda gerçekleştirilen çalışmaları yapılan toplantı ile paylaşılacağını, geleceğe yönelik hedefleri tartışmak ve bu süreçte birlikte nasıl ilerleyebileceklerini değerlendirmek üzere toplanıldığını belirten İl Müdürü Esra Uzun “İklim değişikliğinin de etkisiyle, planlı ve bilinçli tarımsal üretim, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de şekillendirecek en temel unsurlar arasında yer alıyor. Tarımsal üretimin planlaması çalışmalarımız, ilçe müdürlüklerimizle koordineli bir şekilde yürütülmekte, bu süreçte teknik komitelerimiz ve ilgili tüm paydaşlarımızla birlikte, Düzce’mizin ve ülkemizin tarımsal potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktayız. Önümüzdeki dönemde 2024-2026 yıllarında hayvansal ve su ürünleri üretim planlamamız tamamlanmış olup, bitkisel üretim planlaması üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir" ifadelerinde bulundu. Katılımcılara seslenen İl Müdürü Uzun bugünkü toplantıda, bir yandan gerçekleştirilen iş ve işlemlerin gözden geçirirken, diğer yandan da 2025-2027 yıllarını kapsayacak bitkisel üretim planlaması çalışmalarının nasıl daha ileriye taşıyabileceklerinin tartışılacağını belirterek, Amaçlarının, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, üreticilerimizi desteklemek ve gıda güvenliğini en üst seviyede tutmak olacağını sözlerine ekledi. Toplantı Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Teknik komite birim sorumlusu Seher Akyüz, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Birim Koordinatörü Gökhan Çavdar, Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Engin Ünay, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünden Tarım Havzaları Yönetimi ve CBS Birim Koordinatörü Davut Gür ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın sunumlarının ardından soru cevaplarla sona erdi.