GÜNDEM - 29 Haziran 2022 Çarşamba 21:46

Aynı yerde üçüncü kez sel felaketi yaşayan vatandaşlar çaresizliklerini anlattı

A
A
A
Aynı yerde üçüncü kez sel felaketi yaşayan vatandaşlar çaresizliklerini anlattı

Karabük’ün Yenice ilçesinde bulunan Tırköy Mahallesi’nde suların çekilmesiyle beraber tahribat iyice gün yüzüne çıktı. Selden dolayı yıkımların olduğu bölgede evlerini kaybeden vatandaşlar, çaresiz şekilde yardım bekliyor.

Karabük’ün Yenice ilçesinde bulunan Tırköy Mahallesi’nde, sele sebep olan sular çekildi. Yıkımlara sebep olan deredeki sel sularının çekilmesiyle tahribat gün yüzüne çıktı. Ortaya çıkan hasar dron ile havadan da görüntülendi. Tırköy’de evleri yıkılan ve büyük hasar gören vatandaşlar ise dert yandı. Evlerinde kalamayan vatandaşların birçoğu akrabalarında veya yakınlarında kalıyor. Vatandaşlar, son 25-30 yıl içerisinde üçüncü kez aynı durumla karşılaşmanın şokunu yaşıyor. Sel felaketinde yan yatan binanın 1998 yılında yine selden dolayı bu hale geldiği ve kriko yardımıyla kaldırıldığı öğrenildi. Afet konutları yapılmasının elzem olduğunu söyleyen vatandaşlar, yetkililerden acil çözümler bekliyor. Öte yandan, ekipler de iş makineleriyle yıkılan evlerin kalıntılarını derede temizleme çalışmaları yaptı.

“Selden dolayı bu evin 3’üncü yıkılışı”

1998 yılında meydana gelen taşkında da evlerinin yan yattığını ve kendi imkanlarıyla düzelttiklerini aktaran Mürvet Odabaş, “Biz kendi imkanlarımızla yaptık evimizi. Selden dolayı bu evin 3’üncü yıkılışı. Biz bunu zamanında kendi imkanlarımızla kaldırdık. Bu selde tekrar yıkıldı. Aynı korkuları yaşadık. Hiçbir şeyimi alamadım. Şimdi ise kardeşlerimin evinde kalıyorum” dedi.

“Şimdi burada çalışma yapılıyor sağ olsun devletimiz her zaman yanımızda”

Bölgenin her yağışta tehlikeye girdiğini ve afet konutlarıyla sorunun çözülebileceğini aktaran İsmail Erdoğan, “Sel oldu, evinden eşyalarını alamayan da oldu, biz de alamadık. Bu dere burada aktığı sürece bu evlerin burada tehlikesi var. Şimdi burada çalışma yapılıyor sağ olsun devletimiz her zaman yanımızda ama sonuçta dere akıyor. Burada evi yıkılan insanlarımız var. Bu sıkıntının afet konutları yapılarak çözülebileceğini düşünüyorum. Burada çok çok mağduriyet var. Bir afet konutları yapılıp buradaki evleri oraya taşıdıklarında herkes daha rahat olur. Bu evlerin yapılması kolay olmamış anlatılana göre, dişinden tırnağından artırdıklarıyla yapmışlar. Burası ormancı köylüsü, kolay para kazanılmıyor. Çoğu insan akrabasında kalıyor. Burada artık komşuluk veya kime yakınsa insanlar oralara gidiyor. Benim annemler ağabeyinde kalıyor” diye konuştu.

“Devletimize sığınıyoruz, Allah’ım inşallah yardım eder bize”

Eşinin emeklilikte yaptığı evde tek başına yaşayan 76 yaşındaki Nazmiye Çenesiz, “Benim beyim öldü, onun emekliliğinde yaptığı evde duruyorum. Başka bir evim, köyüm yok gidecek yerim yok. Komşulara gidebilirsem oraya gidiyorum, gidemezsem sokakta kaldım. Malım, mülküm, bağım, bahçem her şeylerim gitti, yüreğim yandı. Allah’ım bir daha göstermesin bunları, çok zor oluyor. Devletimize sığınıyoruz, Allah’ım inşallah yardım eder bize” şeklinde konuştu.

Orkun Kaya - Mehmet Ekrem Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”
Düzce Kuyruğun sebebini duyan şaştı kaldı Düzce(İHA) – Düzce’de çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi.