ERHAN YILMAZ/İSTANBUL
Egemen Bağış, basın yayın kuruluşlarının yöneticileri ile Esma Sultan Yalısı'nda düzenlenen "Medyayla AB Süreci Değerlendirme Toplantısı"nda bir araya geldi. Toplantıya İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Müdürü Fevzi Kahraman ve çok sayıda basın yayın kuruluşundan temsilci katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) müzakereleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin AB rayları üzerinde gittiğini anlatan Bağış, "Bazen raylar buz tutuyor, yavaşlıyoruz. Bazen de güneş açıyor, hızlanıyoruz. Bugüne kadar başlayıp da bitirmeyen ülke yok. Mutlaka başaracağız. Şuanda AB'den olumlu bir yaklaşım var. Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyen ülkeler bile şuanda 'Türkiye girmesin' demiyor. Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisine sahip Türkiye'den nasıl bir pay alırız diye düşünüyorlar" diye konuştu.
Reformlara ağırlık vermek istediklerini anlatan Bağış, Anayasa değişikliğinin şart olduğunu söyledi. Bağış, "Şuandaki anayasa bir mıknatıs gibi bizi geriye çekiyor" dedi. Çok önemli reformlar yaptıklarını anlatan Egemen Bağış, "1999 yılında insanlar Kürdüm demeye korkarken, şuanda bir televizyon kanalı Kürtçe yayın yapıyor. Son ilerleme raporlarında teknik konulara değinildi. Tabi ki bu ilerleme raporunda bizimde rahatsız olduğumuz konular var. Ama haklı oldukları konularda var.
Bu konuları da reformlarla düzelteceğiz. Önümüzdeki Nisan ayında AB büyükelçileri ile Van'ın Bahçesaray ilçesine gitme programımız var" açıklamasında bulundu.
Başmüzakereci Egemen Bağış, bugüne kadar hep "Alevi ve Kürt sorunu yok" denilerek bu sorunların halı altına süpürüldüğünü söyledi. Daha önce muhalefet partisine seslenerek "Bize bir anayasa taslağı hazırlayın ve bu taslak üzerinde anayasayı değiştirelim" dediklerini anlatan Bağış, "Aydınlık yarınlara ulaşmak için yeni bir anayasa şart" dedi. Türkiye'nin kendi sorunlarını kendi iradesi ile çözecek konumda olduğunu da söyleyen Bağış, "Artık sorunları halı altına süpürmüyoruz. Demokratik açılım ve milli birlik projesini önemsiyoruz. Bu, AB'nin de desteklediği bir projedir" diye konuştu.
Kıbrıs Rum kesimi Dışişleri Bakanı Markus Kipriyanu'nun Türkiye'nin katılım müzakerelerinde yeni fasılların açılabilmesi için koşullar belirleyeceklerini açıklamasıyla ilgili de konuşan Egemen Bağış, "Rum kesimi bu adımıyla hem kendi ayağına hem de AB ayağına kurşun sıkıyor. Kıbrıs'ta çözüm istiyoruz. İnanıyorum ki diğer ülkelerde Kıbrıs'ın bu adımına izin vermeyecektir" şeklinde konuştu.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin hem AB ülkeleri için köprü konumunda, hem de terör ve uyuşturucu gibi konularda engel konumunda olduğunu vurguladı. Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'taki liderlerin çözüm için çabaladıklarını anlatan Bağış, "Bunlar büyük bir şanstır. Ama bu şans sonsuza kadar sürmeyecek. Biliyorsunuz çevre konusunda fasıl açıldı. Bundan sonrada gıda güvenliğine önem vereceğiz. Türk toplumunun yüzde 59.5'i AB'ye girmek için evet diyor, yüzde 34.2'si AB'ye karşı, yüzde 6.5'si ise kararsız. Bu nedenle iletişime çok önem veriyoruz. Sizin bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Vize konusuna da değinen Egemen Bağış, şöyle konuştu; "Şuanda çifte standart söz konusu. AB bazı ülkelere vizeyi kaldırdı. Bizde bir an önce çifte standardı kaldırmak için geometrik pasaporta geçmemiz, sınır güvenliği ve geri dönüş yasasıyla ilgili adım atmamız gerekir. Sayın Başbakanımızın desteği olmasa AB yolunda bu kadar ilerleyemezdik. 2010'da seçim yok. Meclis'te her hafta AB ile ilgili yasaları tartışmalıyız. 81 ile AB'den sorumlu vali atayacağız.
YÖK ile ilgili çalışmalarımız da var. Artık üniversitelerde AB ile ilgili toplantılar düzenlenecek.
Kadın haklarına da önem veriyoruz. AB aynı zamanda kadınların projesidir."
Egemen Bağış, paylaşım sitesi Youtube'a yasak getirilmesi konusunda ise, "Saçma bir yasak. Bir deli kuyuya taş atmış kimse çıkaramamış. Yargı ile ilgili bir konu ama Adalet Bakanlığı da çalışıyor" dedi.
Lizbon Anlaşması'yla ilgili de konuşan Egemen Bağış, "Bu anlaşma AB'nin doğal ve temel yapısını,, hedeflerini ortaya koymaktadır. Buna göre birliğine temel değerleri saydı, özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ve azınlık haklarının yanında çoğulcu, hoşgörülü, adaletli, kadın erkek eşitliği bağlamında ayrımcılık olmadığı bir toplum oluşturmak üzerine kuruludur. Bu değerlerin vurgulanması AB'yi bir Hıristiyan kulübü olarak nitelendirenlerin tezini çürütmüştür" şeklinde konuştu.