GÜNDEM - 23 Aralık 2009 Çarşamba 12:34

Bağış: Rum kesimi hem kendi hem AB'nin ayağına kurşun sıkıyor

A
A
A
Bağış: Rum kesimi hem kendi hem AB'nin ayağına kurşun sıkıyor

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs Rum kesimi Dışişleri Bakanı Markus Kipriyanu'nun Türkiye'nin katılım müzakerelerinde yeni fasılların açılabilmesi için koşullar belirleyeceklerini açıklamasıyla ilgili olarak, "Rum kesimi bu adımıyla hem kendi ayağına hem de AB'nin ayağına kurşun sıkıyor" dedi.

ERHAN YILMAZ/İSTANBUL 

Egemen Bağış, basın yayın kuruluşlarının yöneticileri ile Esma Sultan Yalısı'nda düzenlenen "Medyayla AB Süreci Değerlendirme Toplantısı"nda bir araya geldi. Toplantıya İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Müdürü Fevzi Kahraman ve çok sayıda basın yayın kuruluşundan temsilci katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) müzakereleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin AB rayları üzerinde gittiğini anlatan Bağış, "Bazen raylar buz tutuyor, yavaşlıyoruz. Bazen de güneş açıyor, hızlanıyoruz. Bugüne kadar başlayıp da bitirmeyen ülke yok. Mutlaka başaracağız. Şuanda AB'den olumlu bir yaklaşım var. Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyen ülkeler bile şuanda 'Türkiye girmesin' demiyor. Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisine sahip Türkiye'den nasıl bir pay alırız diye düşünüyorlar" diye konuştu.

Reformlara ağırlık vermek istediklerini anlatan Bağış, Anayasa değişikliğinin şart olduğunu söyledi. Bağış, "Şuandaki anayasa bir mıknatıs gibi bizi geriye çekiyor" dedi. Çok önemli reformlar yaptıklarını anlatan Egemen Bağış, "1999 yılında insanlar Kürdüm demeye korkarken, şuanda bir televizyon kanalı Kürtçe yayın yapıyor. Son ilerleme raporlarında teknik konulara değinildi. Tabi ki bu ilerleme raporunda bizimde rahatsız olduğumuz konular var. Ama haklı oldukları konularda var.

Bu konuları da reformlarla düzelteceğiz. Önümüzdeki Nisan ayında AB büyükelçileri ile Van'ın Bahçesaray ilçesine gitme programımız var" açıklamasında bulundu.

Başmüzakereci Egemen Bağış, bugüne kadar hep "Alevi ve Kürt sorunu yok" denilerek bu sorunların halı altına süpürüldüğünü söyledi. Daha önce muhalefet partisine seslenerek "Bize bir anayasa taslağı hazırlayın ve bu taslak üzerinde anayasayı değiştirelim" dediklerini anlatan Bağış, "Aydınlık yarınlara ulaşmak için yeni bir anayasa şart" dedi. Türkiye'nin kendi sorunlarını kendi iradesi ile çözecek konumda olduğunu da söyleyen Bağış, "Artık sorunları halı altına süpürmüyoruz. Demokratik açılım ve milli birlik projesini önemsiyoruz. Bu, AB'nin de desteklediği bir projedir" diye konuştu.

Kıbrıs Rum kesimi Dışişleri Bakanı Markus Kipriyanu'nun Türkiye'nin katılım müzakerelerinde yeni fasılların açılabilmesi için koşullar belirleyeceklerini açıklamasıyla ilgili de konuşan Egemen Bağış, "Rum kesimi bu adımıyla hem kendi ayağına hem de AB ayağına kurşun sıkıyor. Kıbrıs'ta çözüm istiyoruz. İnanıyorum ki diğer ülkelerde Kıbrıs'ın bu adımına izin vermeyecektir" şeklinde konuştu.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin hem AB ülkeleri için köprü konumunda, hem de terör ve uyuşturucu gibi konularda engel konumunda olduğunu vurguladı. Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'taki liderlerin çözüm için çabaladıklarını anlatan Bağış, "Bunlar büyük bir şanstır. Ama bu şans sonsuza kadar sürmeyecek. Biliyorsunuz çevre konusunda fasıl açıldı. Bundan sonrada gıda güvenliğine önem vereceğiz. Türk toplumunun yüzde 59.5'i AB'ye girmek için evet diyor, yüzde 34.2'si AB'ye karşı, yüzde 6.5'si ise kararsız. Bu nedenle iletişime çok önem veriyoruz. Sizin bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Vize konusuna da değinen Egemen Bağış, şöyle konuştu; "Şuanda çifte standart söz konusu. AB bazı ülkelere vizeyi kaldırdı. Bizde bir an önce çifte standardı kaldırmak için geometrik pasaporta geçmemiz, sınır güvenliği ve geri dönüş yasasıyla ilgili adım atmamız gerekir. Sayın Başbakanımızın desteği olmasa AB yolunda bu kadar ilerleyemezdik. 2010'da seçim yok. Meclis'te her hafta AB ile ilgili yasaları tartışmalıyız. 81 ile AB'den sorumlu vali atayacağız.

YÖK ile ilgili çalışmalarımız da var. Artık üniversitelerde AB ile ilgili toplantılar düzenlenecek.

Kadın haklarına da önem veriyoruz. AB aynı zamanda kadınların projesidir."

Egemen Bağış, paylaşım sitesi Youtube'a yasak getirilmesi konusunda ise, "Saçma bir yasak. Bir deli kuyuya taş atmış kimse çıkaramamış. Yargı ile ilgili bir konu ama Adalet Bakanlığı da çalışıyor" dedi.

Lizbon Anlaşması'yla ilgili de konuşan Egemen Bağış, "Bu anlaşma AB'nin doğal ve temel yapısını,, hedeflerini ortaya koymaktadır. Buna göre birliğine temel değerleri saydı, özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ve azınlık haklarının yanında çoğulcu, hoşgörülü, adaletli, kadın erkek eşitliği bağlamında ayrımcılık olmadığı bir toplum oluşturmak üzerine kuruludur. Bu değerlerin vurgulanması AB'yi bir Hıristiyan kulübü olarak nitelendirenlerin tezini çürütmüştür" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muşlu çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıldı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından başlatılan "Mera Islah ve Amenajman Projesi" çerçevesinde 150 çiftçiye yüzde 100 hibe desteğiyle 100 ton korunga tohumu dağıtıldı. “Mera Islah ve Amenajman Projesi" ile Muş’un tarım ve hayvancılık potansiyelinin artırılması ve mera alanlarının verimliliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Muş Şeker Üretim Fabrikası bahçesinde düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıklarını belirterek, "Muşluların atadan gelen en büyük mirasımız, tarımda ve hayvancılıkta başarılı olmamızdır. Tek eksiğimiz bu konuda biraz daha bilimsel çalışmalara, öğretilere dikkat edeceğiz. Gençlerimizi özellikle bu alanda teşvik edeceğiz. Çiftçiliğin ve hayvancığın dünyada en gurur duyulacak mesleklerden bir tanesi olduğunu, insanın rızkını kazandığı her mesleğin ne kadar kutsal olduğunu bir şekilde gençlerimize öğreteceğiz. Bugün yaklaşık 100 ton korunga tohumu dağıtacağız. Seneye inşallah bunu daha da arttıracağız. Bu anlamda çayır ve meralarımızın üzerindeki yükü de almamız lazım. Tarlamızda ve bahçelerimizde de bu yem bitkilerinden yetiştirerek çayır ve meralarımızı daha ekonomik, daha verimli bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacağız" dedi. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise ilde bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kapasitenin yüksek olduğunu ifade ederek, "357 bin hektarlık arazimiz var. Muş’ta yıllarca gelen hem yanlış otlatma hem de bakım yapılmamasından dolayı hayvancılığımızın da kaba yem ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İlimize baktığımızda da özellikle son verilenlere göre 235 bin büyükbaş hayvan, 1 milyon 35 bin de küçükbaş hayvana sahibiz. Küçükbaşta 13. sıradayız, büyükbaşta ise 20. sıradayız. Yazın göçerlerde bölgemize geldiğinde hayvan varlığı iki milyona kadar çıkmakta. Meralar geleceğimizdir. Bu meralarımızın muhafazası ve bunların korunması da bize emanet. Bu meraları korumak ve yem ihtiyaçlarını karşılamak için bu projeleri geliştiriyoruz. Bu projenin özellikle ilimize ve ülke meramıza bereket getirmesini diliyorum" şeklinde konuştu. Programa, Muş Valisi Yardımcısı Tahir Yılmaz, Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, kurum amirleri, şube müdürleri ve çiftçiler katıldı.
Diyarbakır Diyarbakır’da teknoloji semineri düzenlendi Diyarbakır’da birçok paydaşın bir araya gelmesiyle “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. Med haberleşme yazılım, Diyarbakır Bilişim Derneği, İndex group, TOBB TYM İş Gücü Komite Üyesi ve Endüstriyel Girişim Platformu Başkanı Zülal Koç, Dicle Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı, Sinema Araştırmacıları Kültür ve Sanat Derneği Başkanı ile Endüstriyel Girişim Platformu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir’in başkanlık yaptığı ve birçok paydaşın katılımıyla dün, bir otelde düzenlenen “Netex’le Gelenekten Geleceğe Semineri” düzenlendi. İki oturumda gerçekleşen etkinliğin ilk oturumu bölgede teknoloji alanında faaliyet gösteren bayilerle birlikte kapalı oturum şeklinde gerçekleştirildi. Kayıt ve öğle yemeğinin ardından son kullanıcılarla gerçekleştirilen oturumda sunumlar yapıldı. Doç. Dr. Zuhal Akmeşe Demir, etkinliğin gerçekleşme sürecinin mimarı Zülal Koç ve Diyarbakır Bilişim Derneği Başkanı Halim Akın’a teşekkür ederek, “Üç derneğinde iletişim ve teknoloji konusunda çok güzel projeler için çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde dijital kampüs kapsamında bu ve benzer etkinlikler yapacağız. Özellikle teknoloji ve iletişim konularında ciddi çalışmaları oluyor. Bu güzel organizasyon için tüm firma ve katılımcılara teşekkür ederim” dedi. Zülal Koç ise veri korumanın geleceğin güvencesi olduğunu belirterek kuruluşunda ve yönetiminde aktif olarak yer aldığı üç dernekle birlikte birçok güzel işe imza atacaklarını, tüm katılımcılara teşekkür ettiğini kaydetti.
Kastamonu Dinler: “Özel Uğurlu Hastanesinde tek sorun ruhsat değil” Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, uzun yıllar açılamayan ve atıl vaziyette kalan Özel Uğurlu Royal Hospital Hastanesindeki sorunun sadece ruhsat olmadığını, farklı hukuki sorunların da olduğunu kaydetti. Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, Özel Kastamonu Uğurlu Hastanesi’nin hastane binası ve ruhsat satışına yönelik açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır atıl vaziyette kalan ve hastane binası ile ruhsatında yaşanan hukuki sorunlar sebebiyle açılamayana Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi hakkında bilgilendirmede bulunan Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, “Kastamonu İcra Müdürlüğü nün 2018-1 iflas dosyası ile ihaleye çıkardığı Uğurlu Royal Hospital Hastanesi binası, arsası ve bu hastaneye ait ruhsat satışı ile alakalı ihale öncesi ve sonrası, ‘bu iş size yakışır, bu milli servetin faaliyete geçip Kastamonu halkına hizmet vermesine en yakın kişiler sizlersiniz, ihaleye girmemeniz sektörünüzü inkar etmek olur’ diyen başta dönemin Kastamonu Valisi Avni Çakır ve tüm devlet yetkililerine, tüm siyasi parti yetkililerine, tüm iş adamlarına, sivil toplum örgütlerinin yetkililerine, duyarlı tüm halkımıza, yine ihale öncesi ‘ihaleye girin ki katılım artsın ve rekabet olsun masadaki alacaklılara bedelleri ödensin’ diye tarafımıza moral veren, her zaman size desteğe hazırım diyen Sayın Uzman Dr. Atıf Uğurlu Bey ve alacakla alakalı olan tüm taraflara desteklerinden ötürü teşekkür ederim” dedi. Tek sorunun ruhsat olmadığını vurgulayan Dinler, “İhale bedelini yatırdığımızdan itibaren tapumuzu 1 yıla yakın süre alamadığımızı, ihale sonucunu hazmedemeyenlerin bizlere her türlü destek olmaları gerekirken düşmanlık içerisinde olduklarını, terör örgütü sempatizanları ve birçok haini de başımıza musallat ettiklerini Kastamonu halkının bilmesini isterim. Tek derdi illegal işlerle uğraşmak olan bu kişiler kendi beyanları ile burayı hizmete açsınlar da görelim diye kamuoyunun duyacağı, göreceği şekilde beyanlarda bulunmuşlardır. Kastamonu Belediyesi’ne ait şirketin elinde bulunan ruhsatın Uğurlu binasının ayrılmaz parçası olduğu doğrudur. Bizim için de Kastamonu için de bu ruhsat önemlidir, fakat tek sorun bu değildir. Bizimle uğraşan kişilerin ihaleye itiraz etmesinden dolayı aradan geçen sürede tapumuzu alamamamızdan dolayı finansa ulaşımın zorlaşması, teşviklerin kalkması, enflasyona bağlı inşaat maliyetleri, döviz kurundan kaynaklı oluşan cihaz temini işimizi zorlaştırmıştır. Tüm Türkiye’de 1 milyon nüfusun altındaki illerde özel hastaneler ve diyaliz merkezleri iflasın eşiğine gelmiştir. Tüm zorluklara rağmen en hızlı şekilde binamızı faaliyete geçirmek için elimizden geleni yapacağımızı bildirir tüm Kastamonu halkına teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.