POLİTİKA - 13 Kasım 2019 Çarşamba 10:07

Bahçeli'den ABD'ye sert terör tepkisi

A
A
A
Bahçeli'den ABD'ye sert terör tepkisi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “ABD, terör örgütlerini açıktan kollamakla sözde Kürdistan, yani ikinci İsrail devletinin alt yapısını oluşturmaya taammüden azmetmiş, bu ihanete ayan beyan hizmet ederek politikalarını buna göre belirlemiştir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti, iç ve dış siyasi gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye-ABD arasındaki siyasi ilişkiler, stratejik bağlantılar, diplomatik temaslar ve müttefiklik bağlarının sarsıcı ve sancılı bir süreçten geçtiğini aktaran Bahçeli, “İki ülke arasındaki soğukluk, gerginlik ve güvensizlik atmosferi günden güne derinleşip genişlemektedir. ABD’nin Türkiye’ye hasbi ve dostane yaklaşmaması, sürekli yaptırım tehdidiyle diyalogları zehirleme arayışı mazur ve makul görülemez bir çarpıklıktır. Türkiye 67 yıldır NATO üyesi, 74 yıldır da ABD’yle yakın diyalog halindedir. Ancak bahsi uzun süredir yapılan dostluk ve müttefiklik hukuku maalesef devamlı ülkemiz aleyhine gelişmiş, taviz ve geri adım hep Türkiye’den beklenmiştir” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ABD arasındaki adil, eşit ve hakkaniyete dayalı ittifak hukukunun yalnızca sözde kaldığını kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:

“Türkiye ile ABD arasında adil, eşit ve hakkaniyete dayalı ittifak hukuku yalnızca sözde kalmış, üstelik Türk milletinin onur ve gururuyla pervasızca oynanmıştır. Hiç şüphe yok ki, muhatapları açısından Türkiye’nin dostluğu değerli, düşmanlığı ise çok tehlikelidir. Her seferinde Türkiye’ye hakaret dozajı artan tehditler savurmak, milli vakarımızı fütursuzca küçümseyip aşağılamaya heves etmek hiçbir devlet veya hükümet başkanının haddi olamayacaktır. Aksi bir davranışa tevessül eden aymazlar ve ahlaksızlar karşılarında Türk milletinin tamamını bulacaklardır. Ne yazık ki ABD, Türkiye’ye karşı terör örgütleriyle aynı cephenin içinde, aynı emel ve eylem kulvarının izindedir. ABD’nin rotası terörizme açılmaktadır. Terörle mücadele sürecimizde ABD’nin maksatlı ve mahsurlu engeller çıkarıp terör örgütleriyle al takke ver külah içinde olmasının ne hukuken, ne vicdanen ne de insanlık değerleri bakımından hiçbir izah ve ifadesi yoktur. Stratejik ortaklıkla temellenen irtibatların kesilmesiyle birlikte müttefiklik bağlarının kopartılması hususunda planlı bir çabanın çoktandır tedavülde tutulduğu bilinen ve saklanması artık mümkün olmayan bir gerçektir. Elbette bunun vebali ise tamamıyla ABD yönetiminin sırtındadır.”

Türkiye’nin milli güvenliği ve milli bekasını müdafaa etmek için haklı ve haysiyetli bir mücadelenin tarafı olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Türkiye milli güvenliği ve milli bekasını müdafaa etmek için haklı ve haysiyetli bir mücadelenin tarafıdır. Sınır ötesinden kaynaklanan terör musibetinin kaynağında yok edilmesiyle birlikte teröristlerin etkisiz hale getirilme hedefi ülkemizin takip ve tahkim ettiği milli stratejinin ara etaplarıdır. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, hatta Pençe Harekâtları bütünüyle terör örgütlerinin hain ve hasmane emellerine karşı icra edilmiştir. Kaldı ki ülke içinde de Kıran operasyonlarıyla terörün beli iyice kırılmıştır. ABD’nin bilhassa Barış Pınarı Harekatı’nı durdurmak, terörle mücadelemizi söndürmek amacıyla tevessül ve teşebbüs etmediği karanlık yol ve yöntem neredeyse kalmamıştır. Türk milleti bu kapsamdaki küstahlıkları ibretle, nefretle not etmiştir. ABD Başkanı’nın PKK/YPG’yi kollayan, Mazlum Kobani kod isimli terörist başıyla müzakereyi dayatan, üslup ve seviyesi yerlerde sürünen 9 Ekim 2019 tarihli skandal mektubu eşi benzeri görülmemiş bir rezalet olarak milli hafızalara kazınmıştır. Türkiye’nin barış koridoru tasavvur ve teklifine karşı çıkıp, terör koridorunu canlı tutmak isteyen küresel muhasım odakların maskesi düşmüş, foyaları ortaya çıkmıştır” dedi.

Yanlış hesapların Barış Pınarı Harekatı'yla döndürüldüğünü kaydeden Bahçeli, şunları aktardı:
“Cinayetlerin azmettiricileri, teröristlere yardım ve yataklık yapanlar meydandadır. Barış Pınarı Harekatı'yla yanlış hesap çok şükür kahraman vatan evlatlarının sinesine çarpıp dönmüştür. İnşa edilmek istenen terör koridoru milletimizin emsalsiz desteği, şehit ve gazilerimizin üstün mücadeleleri sayesinde baltalanmış ve dağıtılmıştır. ABD, terör örgütü YPG/PKK’yı alenen desteklemiş, on binlerce tır dolusu silah yardımıyla tarihin ve insanlığın neresinde durduğunu alçalarak göstermiştir. Ortadoğu’da istikrarsızlık ve kaos girdabının sürmesini hedefleyen ABD, emperyal iştah ve izansızlıkla komplo üstüne komplo kurmuştur. Öyle bir noktaya gelinmiştir ki, ABD askerleriyle PKK’lı teröristler petrol kuyularını gasp etmek için birlikte devriye turlarına çıkmışlardır. ABD, terör örgütlerini açıktan kollamakla sözde Kürdistan, yani ikinci İsrail devletinin alt yapısını oluşturmaya taammüden azmetmiş, bu ihanete ayan beyan hizmet ederek politikalarını buna göre belirlemiştir. Türkiye komşu ülkelerin huzurunu, barışını, güvenliğini, siyasi ve toprak bütünlüğünü gözetip bu amacın teminine gayret ederken, küresel güçlerin başta petrol olmak üzere stratejik çıkarları uğruna mazlumları katletmesi, terör örgütlerine refakat etmesi utanç verici bir ilkellik olarak belirmiştir. Bunun yanında ABD’nin YPG’li terörist başını general diye takdim edip muhatap alması terörizme omuz ve onay vermekten başka anlam taşımayacaktır. Tarih bugünkü gibi maneviyat bunalımına, insani değerlerdeki aşınmaya, hukuk ve ahlak ihlallerine pek az tanıklık etmiştir.”

Türkiye’nin komşu coğrafyalarda barış ve istikrarı arzuladığının altını çizen Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
“Özellikle Astana, Soçi, Cenevre süreçleri Suriye’de siyasi çözüm vasatının oluşturulması bakımından Türkiye’nin aktif ve samimi çabalarıyla gerçekleşmiştir. Aynı zamanda 17 Ekim 2019’da ABD’yle, 22 Ekim 2019’da Rusya’yla yapılan mutabakatlar Türkiye’nin terörle mücadelesini teyit etmekle kalmamış, bunu da sözü geçen ülkelere kabul ettirmiştir. Ne var ki bölücü teröristlerin hala Barış Pınarı Harekatı bölgesinden çekilmedikleri, dahası tacizlerine devam ettikleri ortadadır. ABD’nin Suriye’nin doğu ve güneyindeki petrol sahalarına üşüşmesi, terör örgütlerine buralardan kaynak aktarıp işbirlikçi bazı Körfez ülkelerinin katkısıyla terör devleti kurma niyeti büyük bir yanlış olarak karşımızdadır. Bozulan her oyundan sonra bir yenisi kurulmaktadır. Bölgesel gerçekler Suriye’nin fiilen bölünüp parçalanmaya çalışıldığına bariz ve kahredici bir işarettir. ABD kontrollü istikrarsızlık ve kriz tetikçiliğiyle Irak ve Suriye’nin mahvına hizmet etmektedir. Özellikle Irak 19 gündür çalkalanmakta, ülke genelinde şiddet olayları giderek tırmanmaktadır. Bugüne kadar 300’ü aşkın insan hayatını kaybetmiş, binlercesi de yaralanmıştır. Ayrıca Hong Kong kaynarken, Libya ve Lübnan uçurumun kenarındadır. Şili, Ekvator, Cezayir, İspanya, Fransa, Venezüella, Meksika huzursuz ve bıçak sırtındadır. Yemen, Somali, Sudan, Afganistan ağır sorunlarla boğuşmaktadır. Bolivya’da uzaktan kumandayla darbe gerçekleşmiş, devlet başkanı ülkesinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Demokrasi havarileri darbenin ucundan tutmuşlar, darbecileri teşvik ve provoke etmişlerdir. Dünya genelinde yeni ve çok vahim bir darbe mekaniği ekonomik eşitsizlik kılıfıyla, toplumsal memnuniyetsizlik kisvesiyle harekete geçirilmiştir.”
Yeni dünya düzeninin kapılarının karmaşa ve kaos dönemine açıldığını belirten Bahçeli, “Yeni dünya düzenin kapıları karmaşa ve kaos dönemine açılmıştır. Küresel adalet, uluslararası hukuk, insanlık vicdanı, insan hakları ve demokrasi ölümcül yaralar almıştır. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 30 yıl sonra gönüllerde, görüşlerde ve insani mirasın gövdesinde duvar üstüne duvar inşa edilmiştir. Bu hızla insanlığın ağır bir kutuplaşma eşliğinde sıcak savaşa doğru sürüklendiğini görmek, mutlaka ortak akılda buluşup ülkeler arasında dürüst, kalıcı ve yapıcı ilişkileri geliştirmek acil bir zorunluluktur. Çünkü her şey birbirine karışmış, kriz ve kamplaşma küresel düzlemde ağlarını örmüştür. Dostlukla düşmanlık anbean değişirken, etnik, dini, mezhebi hassasiyetler kışkırtılmakta, kanlı terör örgütleri gelişmiş ve güç sahibi egemen devletlerin yeni ortakları olarak öne çıkmaktadır. Adaletsiz ve insafsız bu dünya düzeni sürdürülemez aşamadadır. Türkiye ise çok tehlikeli barbar senaryoların hedef ülkesidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yapacağı tarihi görüşmenin anlamlı bir görüşme olduğunu kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:


“Türkiye’den bir Suriye veya Irak çıkaramayanlar, şayet Bolivya’yı Türkiye’ye taşımayı denerlerse bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini bir an olsun akıllarından çıkarmamaları hayatları ve hayırları adına elbette çok yararlı olacaktır. Bölgesel ve küresel gelişmelerin sarpa sarıp ülkemizin etrafındaki sinsi kuşatma serpilip sertleşmişken Cumhurbaşkanımızın bugün ABD Başkanı Trump ile yapacağı tarihi görüşme daha anlamlı, daha önemli bir hale gelmiştir. Dileğimiz iki ülke arasındaki kronik sorunların köklü çözümlere kavuşturulmasıdır. Trump’ın mektup anarşisi, yaptırım resti, aba altında sopa gösterme densizliği pişkince ve bayağı şekilde sürmektedir. Temsilciler Meclisi’yle Senato’daki bir kısım Cumhuriyetçi senatörün Türkiye’ye bakışları arızalı, şaşı ve mesafelidir. ABD yönetimi tutarsız, dengesiz, samimiyetsizdir. Şu hususu bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti tamamıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındadır. Milliyetçi Hareket Partisi cesaret ve inanmışlıkla Türkiye’nin tarihi hak ve çıkarlarının arkasındadır, Sayın Erdoğan’ın destekçisidir. ABD’deki zirve görüşmesinden çıkacak sonuç ne olursa olsun Türkiye tek yürektir. FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ’ı önce projelendirip sonra da kiralık tetikçi olarak kullananlar Türk milletine boyun eğdiremeyecek, muazzam diriliş ve yükseliş ruhuna kara çalamayacaklardır. Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması içinde olanlar tercih ve seçimini yapmak durumundadır. Bilinmelidir ki, Cumhurbaşkanımız yalnız değildir. Türkiye çaresiz ve mahkûm ülke değildir. Emperyalizme beşinci kol faaliyetiyle hizmet eden taşeron CHP’nin ne dediğinin, hangi iftira ve isnatlarla Türkiye’nin kuyusunu kazmaya, elini zayıflatmaya çalıştığının hiçbir önemi yoktur.”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun siyasi esaretinin korkunç boyutlarda olduğunu belirten Bahçeli, “ABD’nin sesi, terör örgütlerinin nefesi, husumet cephesinin bekçisi gibi davranan CHP’nin kimlerle işbirliği içinde olduğu artık iyice bilinmektedir. Milyonlarca fidanın dikilmesinden rahatsız olan CHP’nin, orman yakan teröristlerle, ağaca kıyan şerefsizlerle, vatan evlatlarına kurşun sıkan hainlerle kolkola girmesi, siyasi hesap içinde olması ayıp ve ahlaksızlıktır. ABD’nin telkin ve tesiri altındaki işbirlikçi ve şımarık muhalefet anlayışının Türkiye’yi Bolivya şartlarına sürükleme, sokakları karıştırma, intihar vakalarından toplumsal infial üretme arayışı vatan ve millete tescilli ihanettir. Cumhurbaşkanımızın yapacağı görüşmeleri zaafa uğratmak, tarihi ziyareti tartışmaya açmak, hatta peşin yargılarla bir sonuç çıkmayacağını iddia etmek Türkiye’ye haksızlık ve hayasız ithamdır. Sahte kahramanların temel atmama törenleri düzenleyip ucube siyasi sapmanın içine gömüldükleri bugünkü ülke tablosunda kimin milli kimin gayri milli, kimin haktan ve halktan yana kimin husumet ve hıyanetten yana olduğu hepten gün yüzündedir. Atatürk istismarıyla yoğun bakımdan çıkmaya çalışanlar düştükleri fitne çukurunda başlarını dahi kaldırmayacaklardır. Türk milleti birdir, bütündür, cihana karşı tek yumruktur. Milli birlik ve dayanışma ruhumuz nice badireyi aşmamızda bize moral desteği sağlayacaktır. Zalimler mazlum yüreklerin atışıyla gerileyeceklerdir. Bugün duamız ABD’de bulunan Türk heyetiyle birliktedir. Çıkarcılar iş birliği yapsalar da, hainler güç birliği içinde olsalar da, Türk milleti alayına yetecek, yaptırım kozuyla gözümüzü korkutmaya gayret edenler muhakkak kaybedeceklerdir. Ne olursa olsun kazanan batıla karşı dikilen hakkın taraftarlarıdır. Türkiye’nin yolu doğru, yönü doğru, yüzü doğru, nitekim duruşu dosdoğrudur. İnanıyorum ki, Cenab-ı Allah doğrunun yanında ve yardımcısıdır” ifadelerini aktardı.

Mevlüt Hasgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ayda içinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. Ehliyetsiz olduğu ve boş viteste seyrettiği iddia edilen sürücü, aracının kontrolünü kaybedince kısa süre önce tadilatı biten eve daldı. Ölen ya da yaralının olmadığı kazada evde bir kez daha hasar oluşurken, dehşet anları kameralara yansıdı. Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ay içerisinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. O dairede yaşaya Selver Yaprak ise 23 Nisan sabahı uyandıktan kısa süre sonra dışarıdan gelen çarpma sesiyle dışarı koştu. Saat 06.30 sıralarında 34 GAV 509 plakalı otomobiliyle dik bir yokuştan inen Erten Çayir (58), aracın kontrolünü kaybedince Selver Yaprak’ın yaşadığı eve çarpmıştı. Yaprak, gördüğü manzara karşısında şaşkınına döndü. Pencere demirlerinin daha büyük bir kazanın önüne geçtiği olayda yaralanan olmazken otomobil sürücüsü ve mahalleli büyük bir panik yaşadı. Eve çarpan Çayir, büyük bir şok yaşadı. İddiaya göre ehliyetsiz olan sürücünün yardımına koşan vatandaşlar, onu sakinleştirmeye çalıştı. Kazanın sabah erken saatlerde olması sebebiyle sokakta kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Dehşet anları kameraya yansıdı Dehşet anları ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde, Erten Çayir’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracın, Selver Yaprak’ın evine daldığı görülüyor. “3 ayda üçüncü kaza” 3 ay içerisinde evine 3 araç daldığını söyleyen Selver Yaprak, “Yine aynı şey, yine aynı kaza bir ay önce de olmuştu. Bu sabah yine bir gürültüyle uyandık. O saatte ben uyuyordum, kazadan 10 dakika önce su içmeye kalkmıştım. Yine yokuştan inen araba girdi bu 3 ayda üçüncü kaza. 1 ay önce olan kazanın masrafının ödemesini dün aldık bugün yine araba girdi. Kazanın ardından ben dışarı çıktığımda sürücü şoktaydı. Komşumuz sakinleştirmeye çalışıp su vermiş. Sabah saat 6 gibi bana sütçü geldi kaza olduğunda uyanıktım. Yine demirler değişecek, camlar değişecek” diye konuştu. “Deprem oldu sandık ama bu kazalara alıştık” Bu kazalarının toplamda 6 kere yaşandığı söyleyen apartmanın 30 yıldır yöneticisi olan Coşkun Ökol, “Bu apartmanda 60 yıldır yaşıyorum. 30 yıldır da yöneticisiyim. Bu yaşadığımız olay 3 ayda 3 kez oldu. Benim çocukluğumdan bu yana da 3 kez daha olmuştu. Bu olayı 6 kez yaşadık. Önlem alınmıyor, buraya iki tane baba koymakla önlem alındı zannediliyor. Bu yokuşa hız kesici koydular, 2 tane koydular ama az. Arabalar yine vites boşta iniyorlar, yine hızlı geliyorlar ve apartmanın içine giriyorlar. Buna engel olamıyoruz, çözüm bulunması lazım. Yokuş iniş değil çıkış yapılabilir, hız kesici sayısı artırılabilir, buraya çelik halat konulabilir. Sabahın altısında deprem oluyor zannettik. Burada trajikomik bir durum var. Biz buna alışıyoruz, depremde bile korkmayacağız bu gidişle. Sokağın kalabalık olduğu bir anda bu kazanın sonu ölümdür. Yokuş dik ve boş viteste gelen bir arabayı durdurmak imkansız. Şoförün ehliyeti yoktu, suçunu kabul ediyor. Sonrasında el frenine asıldım ama durduramadım diyor. Boş viteste indikten sonra bir değil iki tane el freni çeksen ne olur. Birinci viteste inse hiç böyle sorunlar olmayacak” dedi
Rize Stajyer ebe olarak görev yaptığı Çocuk Cerrahi Servisi’ni çizimleri ile renklendirdi Rize Çay Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim gören stajyer ebe İrem Dinç, staj yaptığı hastanede Çocuk Cerrahi Servisi’nin duvarlarına çizdiği çizgi film karakterleri ile hasta çocuklar mutlu ediyor. Rize Merkez Çay Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 17 yaşındaki Yaren İrem Dinç, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Çocuk Cerrahi Servisinde ebe yardımcısı stajyer öğrenci olarak çalışmaya başladı. Çocuk Cerrahi Servisinin duvarlarının boya yenilenmesi yapılacağı sırada serviste hizmet veren hemşirelerin "Keşke biraz eğlenceli yaptırsak" demesi üzerine "İsterseniz ben yapabilirim" diyen stajyer öğrenci Yaren İrem Dinç, hastane duvarlarına çizgi film karakterlerini çizdi. Dinç, tüm servis duvarlarına farklı çizgi film karakterleri çizerken, hemşireler ve diğer stajyer arkadaşları da büyük bir keyifle boyamaları gerçekleştirdi. Ortaya rengarenk bir çocuk cerrahi servisi çıkarken bu işlemin bütçesi ise doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere tüm servis çalışanları tarafından sağlandı. Hastalarının çocuk olduğu serviste artık ağlama sesleri daha az duyulurken, hasta yakınları ise çocuklarının keyifli zaman geçirmesinden memnun. "Küçük ayrıntılar bazen çok güzel oluyor" Oğlunun sünneti için Çocuk Cerrahi Servisi’nde bulunan Mehmet Mustafa Telci, sünnet öncesinde çocukla beraber duvarlarda yer alan tüm karakterler hakkında konuşarak korkusunu azalttıklarını ve bu durumdan çok memnun olduklarını ifade ederek “Oğlumuzun sünnetini yaptık. Sağ olsun buradaki arkadaşlar da yardımcı oldu. Gayet memnunuz şu anda. Vallahi kimin aklına geldiyse çok güzel olmuş. Özellikle şu boyama işini yapan kızımızın eline emeğine sağlık. Küçük ayrıntılar bazen çok güzel oluyor. Vallahi bizimkinin ilgisini çekti” dedi. “Stajyer hemşiremiz çiziyor, biz de ona yardım ederek boyuyoruz” Çocuk cerrahi servisinin sorumlu hemşiresi Oya Kutlu ise stajyer öğrencinin böyle bir yeteneği olduğunu duyduklarında hemen harekete geçtiklerini ve hasta yakınlarının durumdan çok memnun olduğunu kaydederek “Stajyer arkadaşımızın böyle bir yeteneği var doğuştan. Ben de çocuk cerrahi servisini renklendirmek istiyordum. Tam da üzerine denk geldi. Arkadaşlarımla birlikte stajyer hemşiremiz çiziyor, biz de ona yardım ederek boyuyoruz. Servis bu şekilde bu hale geldi. Herkes çok memnun. Tepkiler çok güzel. Zaten bütün çabamız çocuklarımız için. Hasta çocuklar için de bir nebze olsun rahatlatıcı oluyor. Hani korkuyorlar, servise gelmek istemiyorlar, içeri girmek istemiyorlar ama karakterleri görünce, duvarları renkli görünce hepsi koşarak geliyor. Sevinçli oluyorlar. Mutlu oluyorlar. En güzel bizim için çok güzel bir şey. Emeklerimiz amacına ulaştı” ifadelerini kullandı. “Çocukların ağlamaları en azından ertelenmiş oluyor” Serviste boya tadilatının başladığı sırada hemşirelerin kendi arasında ki servisi eğlenceli hale getirme hayali sohbetlerini duyan stajyer hemşire Yaren İrem Dinç, kendisinin resim çizme yeteneği olduğunu söyledi. Dinç “Servis yeni boyanıyordu o sıralar. Hani keşke biraz daha süslü olsa gibisinden konuşmalar oldu hemşirelerle. Ondan sonra ben de böyle bir şey yapabileceğimi söyledim. İşte küçüklüğümden beri uğraştığımı söyledim. Sonrasında böyle bir şeye kalkıştık. İlk önce hemşirelerle beraber yeni yeni boyalar alarak başladı. Sonra işte doktorlar da yardım ettiler. Öyle böyle gelişti yavaş yavaş. Şimdi fotoğraf çekiyorlar, çocukları burada daha çok eğlendiriyorlar, oynatıyorlar. Hani çocukların da odağı genelde duvarlar oluyor, karakterler oluyor. Bu yüzden de hani ağlamaları en azından ertelenmiş oluyor. Hoşuma gidiyor yaptığım şeyin böyle güzel bir şekilde karşılanması, hani beğenilmesi” diye konuştu. “Burası daha çok küçüklerin olduğu bir yer, daha çok eğlenilmesi gereken bir yer” Yeteneğinin küçük yaşlardan bu yana geldiğini ve hiç eğitim almadan kendisini resim konusunda geliştirdiğini ifade eden Dinç “Küçüklüğümden beri zaten uğraşıyordum böyle bir şeyle. O yüzden hani pek de zor olmadı benim için ama bir eğitim veya ekstradan bir yardım asla yok. Kendi kendime geliştirdim genel olarak. Yani çalışmadan çalışmaya değişiyor hani gölge gerekiyorsa çalışmaya bu tabii daha fazla vakit istiyor, daha fazla emek istiyor. Çizgileri, büyüklüğü, küçüklüğü çok fazla fark ediyor ama bir duvarı ortalama karakterse eğer bir günde bitiyoruz boyamasıyla beraber. Bence daha çok ilgi odağı oluyor burası çünkü diğer servislerden bir tık daha farklı. Çünkü burası daha çok küçüklerin olduğu bir yer, daha çok eğlenilmesi gereken bir yer. O yüzden engel yok olmak tabii ki de daha çok ilgi çekiyor. Böyle olması daha güzel” şeklinde konuştu.
Hatay Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşılaşılan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek açık alanda çalışan tarım işçileri başta olmak üzere vatandaşlara yapmaları gerekenleri anlattı. Hava sıcaklıklarının arttığı Hatay’da ve ülke genelinde bölge bölge termometreler 35 derecenin üzerine çıkmayı başladı. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde vatandaşları bekleyen tehlikeyse sıcak çarpması. Tarım kenti olan Hatay’da açık alanda çalışan vatandaşlarda sıcak çarpmasına sıklıkla maruz kalıyorlar. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Polat, sıcak çarpmasının güneşli hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlike olduğunu belirterek pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabileceği giysilerin tercih edilmesi söyledi. Dr. Polat, vatandaşlara sıcak havaya karşı yapmaları gerekenleri anlattı. “Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir” Sıcaklık çarpmasının halk arasında güneş çarpması olarak bilindiğini söyleyen Dr. Polat, “Yaz aylarının gelmesiyle sıcaklıkların artışı, her zaman sıcak çarpması olarak kendisini gösterir. Sıcak çarpması, güneşli bir hava olmasa bile sıcaklıkların artmasıyla sık sık karşımıza çıkan potansiyel bir tehlikedir. Her zaman şuur kaybı veya şuur bozukluğuyla kendini göstermeyebilir. Biz 2 kademeli şekilde inceliyoruz. Özellikle açık alanlarda korunaksız ve önlemler alınmadan yapılan çalışmalarda fiziksel hareketin fazla olduğunda sıcak çarpması meydana gelir” dedi. “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar” Açık alanda çalışan tarım işçilerinde sıklıkla görülen sıcak çarpmasına karşı sıvı tüketiminin önemli olduğunu belirten Dr. Polat, “Açık alanda çalışmanın yoğun odluğu hasat zamanında daha sık karşımıza çıkar. Halk arasında önlemler hakkında bilinen birkaç yöntemde olsa da doğru değildir. Sıcak çarpmasına karşı önlem olarak sıvı alınımına dikkat etmek gerekiyor. Sıvı tüketiminde hastanın oral olarak sıvı verilirken şuur durumunun yerinde olması gerekir Vücut ısısını dengede tutmak için vücut terleme ve ışıma olarak yayılmasıdır. Terlemenin vücut sıcaklığında etkisi çoktur. Pamuklu, açık renkli ve vücudun hava alabilecek giysilerin tercih edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.