MHP - 06 Mayıs 2015 Çarşamba 15:00

Bahçeli’den Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı eleştirisi

A
A
A
Bahçeli’den Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı eleştirisi

MHP Genel Bahçeli Devlet Bahçeli, ilk mitingini Çankırı'da yaptı. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, "Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP’nin fiili eş genel başkanı gibi siyaset yapmaktadır" dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, mitinglerinin startını Çankırı'dan verdi. Belediye Meydanı'nda halka hitap eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu Başkanlık Sistemi üzerinden topa tuttu. Ülkenin ekonomik anlamda sıkıntıya girdiğini anlatan Bahçeli, "İktidardaki zümre harama batmıştır. Sizler aç ve açıkta iken, iktidar kadroları bolluk ve lüks içindedir. Sizler doğruluğun izindeyken, iktidardaki menfaat çetesi yozlaşmanın pençesinde, yabancılaşmanın tarafındadır. AKP, ayakkabı kutularını sizden çaldıklarıyla doldurmuştur. AKP, yatak odalarını sizden aşırdıklarıyla taşırmıştır. Rüşvetçiler 13 yıldır iktidardadır. Soyguncular 13 yıldır keyif ve konfor içindedir. Yolsuzluk ve vurgun şebekelerinin 13 yıldır yediği önünde, yemediği ardındadır. Biliyorsunuz, Ankara’ya sizlerin alın terinizden kesilen paralarla saray diktiler. Bu kaçak ve karanlık saraya 1 trilyon 370 milyar lira harcadılar. Buna da itibar dediler. İtibarı haramda aradılar. İtibarı soygunda buldular. İtibarsızlığı itibar olarak adlandırdılar. Yalan söylediler, utanmadılar. Allah’la kandırdılar, korkmadılar. İstismara taptılar, inkara saptılar, işbirlikçi ve iki yüzlü oldular. Sarayda altın varanklı bardaklardan kana kana içtiler. Pahalı tabaklarda tıka basa yediler. Beştepe Hanedanlığı kurarak zalimliğin sultasını sürdüler. Har vurup harman savurdular. Müsrifliğin dibini boyladılar. Kanunsuzluğun çukuruna gömüldüler. Çankırı’nın servetini hortumladılar. Çankırı’nın hakkına el koydular. Bir yanda hırsızlık yaptılar, diğer yanda ahlakı susturdular. Bir yanda rüşvet yediler, diğer yanda hukuku katlettiler. Bir yanda hazineyi boşalttlar, diğer yanda bana mısın demediler" dedi.

"PARALEL VARSA SORUMLUSU AKP"

17-25 Aralık sürecini hatırlatan Bahçeli ,"17-25 Aralık’ta suçüstü yakalandılar, ama darbe dediler. Görevini yapan hakim, savcı ve polislere saldırdılar, görevden aldılar, sürgüne ve cezaevine yolladılar. İşler sarpa sarınca, maske düşünce, kirli çamaşırlar birer birer dökülünce, 12 yıl bir ve beraber olduklarını paralel ilan ettiler. Eğer paralel devlet varsa, bunun sorumlusu AKP’dir. Eğer paralel örgüt devlete yerleşmişse, bunun suçlusu elbette AKP’den başkası olmayacaktır. Rüşvet ve yolsuzluk furyası çıkmasaydı paraleli hatırlayan olmayacaktı. Çankırılı'ya ve aziz milletimize küfreden havuzcular deşifre edilmeseydi, paralel diye kimse fişlenmeyecekti. Erdoğan ve doğuştan talihli evladının telefonda haram serveti eritmeyle ilgili diyalogları duyulmasaydı paralel imal edilmeyecekti. Rüşvet ve yolsuzluk tapelerine montaj derken yüzleri hiç kızarmadı. 17-25 Aralık rezaletini; milli iradeye saldırı, Türkiye’ye tezgah derken de hiç vicdanları sızlamadı. Nitekim AKP, tarihin en büyük yolsuzluk suçunu işlemiştir. Çalınan sizlerin emeğidir. Çalınan sizlerin gelecek ümididir. Çalınan, soyulan, yağma ve talan edilen milli servet, Çankırılı'nın rızkıdır" diye konuştu.

"SEROK AHMET"

"Soruyorum sizlere ve öyle gür bir sesle cevap vermenizi bekliyorum ki, saraydaki tir tir titresin, Başbakanlığı bitirmek için uğraşan Serok Ahmet kaçacak delik arasın. Rüşvet ve yolsuzluğa kulakları tıkayalım mı?" diyen Bahçeli, "Erdoğan ve yandaşlarının Türkiye’yi sömürmesine, baştan ayağa soymasına sessiz duralım mı? 400 milletvekili isteyip, dört yüzsüz, dört arsız, dört vicdansız, dört rüşvetçi eski bakanı perdeleyenleri görmezden gelelim mi?" şeklinde konuştu.

"ERDOĞAN TARAFSIZLIĞINI KAYBETMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert sözlerle eleştiren Bahçeli, "Çıbanın başı, musibetin elebaşı kaçak ve karanlık saraydadır. Erdoğan başkanlık sistemini kabullendirmek için var gücüyle uğraşmaktadır. Türlü kanunsuz yöntemlerden medet ummaktadır. Bu şahsiyetin akıl ve vicdan seviyesi tükenmiş, idrak ve izzet ufku kapanmıştır. Erdoğan alenen Türkiye’nin karşısına geçmiştir. Bizzat Anayasal yetkilerine dayanarak yine Anayasal düzeni yıkmaya azmetmiştir. Türkiye’nin başka bir formata, farklı bir eksene, sonu meçhul bir maceraya sürüklenmesi amacıyla saray merkezli ihanet seansları olağanüstü şekilde sıklaşmıştır. Erdoğan PKK takviyeli başkanlık rüyasını gerçeğe dönüştürmek istemektedir. Yürürlükteki sistemi rafa kaldırmak için kılıktan kılığa girmekte, yalandan yalana koşmaktadır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP’nin fiili eşgenel başkanı gibi siyaset yapmaktadır. Düzmece açılışları, sanal temel atma törenlerini bahane ederek muhalefete çatmakta, başkanlık propagandası yapmaktadır. Erdoğan Anayasa’nın kendisine çizdiği sınırları defalarca ihlal etmiştir. Erdoğan tarafsızlığını kaybetmiştir. 'Ben milletin tarafındayım, her partiye eşit mesafedeyim, ama gönlümde de bir parti var' sözleriyle tükenmişliğini örtbas etmenin çabasındadır" dedi.

"BU PİŞKİNLİK TÜRKİYE’YE AĞIR YANSIYACAKTIR"

Başkanlık sitemi üzerinden sert ifadelerle Erdoğan'ı eleştiren Bahçeli, "Erdoğan 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi’ni başkanlık sistemine geçiş için basamak, kendi ifadesiyle istasyon olarak görmektedir. Bu cüret, bu pervasızlık, bu pişkinlik Türkiye’ye ağır yansıyacaktır. Türk milleti 7 Haziran’da başkan, diktatör, kral, sultan, şah, emir seçmeyecektir. 7 Haziran’da Erdoğan’a makam, mevki ve de yeni bir koltuk ihdas edilmeyecek, edilemeyecektir. 7 Haziran’da Türk milleti hür iradesiyle, ahlaklı duruşuyla sorunlarını çözecek temsilcilerini belirleyecek, kendi istikbalini oylayacaktır. Unutmayınız ki, 78 milyon Türk vatandaşı sarayda komplo tertipleyen bir tek adamdan büyük ve azizdir. Hiç kimse geleceğimizi bir kişiye bağlayamayacaktır. En başta Çankırılılar buna izin vermeyecektir" diye konuştu.

"DEFOLU BAŞBAKAN"

Davutoğlu'nu da eleştiren Bahçeli, "Peki, Başbakan Davutoğlu başkanlık sistemini sizlere nasıl anlatacaktır? “Başbakanlığı istemiyorum, bana oy vermeyin, başkanlığa oy verin mi” diyecektir? Dünyada demokrasiyle idare edilen hangi ülkede, bir başbakan çıkıp da farklı bir sistem ve rejim için oy istemiş, kendi ağırlığını yerle yeksan etmiştir? Davutoğlu lafla milliyetçilik olmaz diyerek atıp tutacağına, önce taşıdığı görevin farkına ve şuuruna varmalıdır. İradesi ve cesareti kaldıysa her şeyini borçlu olduğu parlamenter sistemin safında yer almalıdır. Ancak yapamaz, yapmaya da gücü yetmez. Davutoğlu boşuna konuşmakta, boş yere vakit kaybetmektedir. Çünkü Türk milletine söyleyeceği hiçbir şey yoktur. Davutoğlu ve partisi artık siyaseten askıda, ahlaken ve fiilen devre dışıdır. AKP kadük bir partidir. Davutoğlu, Erdoğan’ın başkanlık sistemine hizmet eden, uzaktan kumandayla yönetilen; iradesiz, etkisiz, yetkisiz, hedefsiz, hevessiz defolu bir Başbakan’dır" dedi.

Bahçeli şunları kaydetti:

"Başkanlık her şeyin üstünde, herkesin önündedir. Erdoğan başkan olabilmek, ensesindeki hukuki süreç ve yolsuzluk suçlamalarından hem kendisini hem de ailesini kurtarabilmek için ömür boyu sürecek bir saltanat arzulamaktadır. Erdoğan her şeyi kişisel çıkarına alet etmektedir. HDP’yle eften püften kavga etmekte, fakat el altından ihanet pazarlıklarını sürdürmektedir."

"KURAN'LA BÜYÜYEN ADALETSİZLİĞE, GIYBETE, NİFAKA DESTEK VERİP İÇ İÇE GEÇER Mİ?"

Erdoğan'ın Siirt mitingini de sert sözlerle eleştiren Bahçeli, yüce kitabımız Kuran’ı eline alarak kürsüye çıkması da tarifi olmayan bir istismar felaketidir. Erdoğan Kuran ile büyüdüm demektedir. Ne var ki, Kuran'dan pasta yapıp yiyenleri el üstünde tutmaktadır. Söyleyiniz bana, Kuran'la büyüyen adaletsizliğe, ahlaksızlığa, gıybete, nifaka destek verip iç içe geçer mi? Kuran'la büyüyen birisi, ayetlerle dalga geçen küfrün bekçilerine kol kanat gerer mi? Buradan diyorum ki; rüşvet ve yolsuzlukla kirlenmiş ellerin Kuran-ı Kerim’e uzanması günahkârlığın ötesinde, tam bir münafıklık alametidir" diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye'nin başörtüsünün altına gizlenip haçlılara hizmet edenlere ilk defa şahit olduğunu kaydetti.

"DAVUTOĞLU ZAMAN KAYBI"

Erdoğan'ın tarafsız olmadığını ve yanlış yerde durduğunu söyleyen Bahçeli, "Erdoğan yanlış yerdedir. Erdoğan yanlışın içinde, yalancılığın koynundadır. Davutoğlu’ndan ise bahsetmek emin olun zaman kaybı, emek israfı, boşu boşuna nefes tüketimidir" diye konuştu.
Bahçeli, konuşmasının sonunda 7 Haziran seçimleri için partisine destek istedi. 

MEHMET TÜRK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.