EĞİTİM - 13 Ağustos 2020 Perşembe 10:09

Bahçeşehir Koleji 17 ağustos’da anaokullarında yüz yüze eğitime başlıyor

A
A
A
Bahçeşehir Koleji 17 ağustos’da anaokullarında yüz yüze eğitime başlıyor

17 Ağustos’ta anaokullarını açacaklarını söyleyen Genel Müdür Özlem Dağ, diğer kademelerde de MEB’in izin ve onayı doğrultusunda yüz yüze eğitime geçmeyi istediklerini ve buna hazır olduklarını vurguluyor.

“Uzaktan eğitimde en iyisini yapıyoruz ancak ‘Bir çocuk büyütmek için bir köy gerekir’ diyoruz. Bu nedenle anaokulu öğrencilerimizin kampüslere dönmesinden mutluyuz.”

Bahçeşehir Koleji yöneticileri ve Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan “Bilim ve Danışma Kurulu”nun belirlediği önlem ve kurallar çerçevesinde anaokullarını yüz yüze eğitim için açacaklarını belirten Genel Müdür Özlem Dağ, tüm kademeler için online eğitimlere de aynı tarihte başladıklarını söyledi.

Koronavirüs pandemisinin ne kadar süre etkili olacağının bilinmediğini vurgulayan Özlem Dağ, bu süreçte kampüs yaşamının en güvenli şekilde devam etmesi için gereken tüm önlemleri hayata geçirdiklerini söylüyor. “Bir atasözünde de değinildiği gibi; ‘Bir çocuk büyütmek için koca bir köy gerekir.’ Uzaktan eğitim ve teknoloji ile eğitimin en iyi şekilde devam etmesini sağlayabilirsiniz. Öte yandan çocuk eğitimi yalnızca kazanımlar ve belirli gelişim dönemlerinde çocukları desteklemenin ötesindedir. Çocuk, akranları ve çevresindeki yetişkinleri görerek de öğrenir. Bu öğrenme havuzu ne kadar geniş olursa çocuklar da o denli zengin kazanımlarla yetişirler.” diyor. Sağlığın her şeyden önemli olduğunu ancak fiziksel sağlığın yanında sosyal ve duygusal gelişimin de en iyi şekilde ilerlemesi için kampüslere dönülmesinin önemli olduğunu söyleyen Dağ, en yüksek hijyen tedbirleri ve kuralların sıkı takibi ile 17 Ağustos itibarıyla anaokullarımızda bu süreci en iyi şekilde yürütmeye başlayacağız. Online eğitimde olduğu gibi yeni normalde kampüs yaşamında da örnek olacağız. Tüm kademelerde yüz yüze eğitime geçmek için de hazırız. MEB’in izin ve onayı doğrultusunda tüm öğrencilerimizle yüz yüze eğitime geçmek için bekliyoruz.” diyor.

Anaokulu öğrencileri okullara Bilim ve Danışma Kurulu’nun belirlediği önlemlerle dönüyor

Bilim Kurulu, Danışma Kurulu ve Yürütme Kurulu olarak üç alt kuruldan oluşturulan Bahçeşehir Koleji Bilim ve Danışma Kurulu’nda tecrübeli eğitim yöneticileri ve Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenleri yer alıyor. Mart ayında uzaktan eğitim sürecine geçildiğinden bu yana her an kampüslere dönülecekmiş gibi hazırlıkları tamamladıklarını söyleyen Özlem Dağ, geçtiğimiz aylar içerisinde oluşturdukları Bilim ve Danışma Kurulu ile tüm önlemleri yeniden gözden geçirip güncellediklerini söylüyor. “Pandemi Dönemi Süreç Yönetimi Kitapçığı” altında toplanan önlemler, okula girişten itibaren tüm alanlarda nasıl hareket edilmesi konusunda Bahçeşehir Koleji öğrencilerine, velilere ve tüm personele rehberlik edecek. Alınan tüm tedbirler öğretmenler başta olmak üzere tüm personel tarafından yakından takip edilecek.

“Yeni normalde kampüs yaşamında da örnek olacağız.”

Mart ayından itibaren başlayan uzaktan eğitim sürecinde Bahçeşehir Koleji olarak başarılı bir sınav verdikleri söyleyen Özlem Dağ, İstanbul ve Ankara’daki teknoparklarda tam zamanlı olarak çalışan mühendis ve yazılımcılarının bu dönemde de hiçbir aksaklık yaşanmaması için çalıştığını ekledi. Dağ, uzaktan eğitim sürecinde Bahçeşehir Kolejinde attıkları adımları şu sözlerle özetledi: “Uzaktan eğitim dönemini iki yıldan bu yana okullarımızda kullandığımız yapay zekâ tabanlı kişiye özgü dijital öğrenme platformumuz Metodbox ile başarıyla tamamladık. Senkron ve asenkron eğitimlerimizi entegre bir şekilde yürütmemiz için yine ekibimiz tarafından tasarlanan eğitim entegrasyonlu ilk yerli görüntülü görüşme platformumuz SeeMeet de yeni dönem itibarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunuluyor. Uzaktan eğitim sürecini en başarılı şekilde yürütmek için tüm donanımımızla hazır olsak da tüm öğrencilerimizin kampüslere döneceği günü heyecan ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Tüm kampüslerimizdeki hazırlıklarımızla, yeni normalde yüz yüze eğitime hazırız.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mehmet Ali bebeğin umudu yeşerdi: 60 milyon TL toplandı Mersin Erdemli’de 21 aylık Mehmet Ali bebeğe, 13 günlükken hastalığına teşhis konularak valilik onaylı başlatılan kampanya kapsamında belirlenen 60 milyon TL toplandı. Ailenin umutları toplanan para ile yeşerirken, kısa süre içerisinde tedavi için yurt dışına gidecekleri belirtildi. Erdemli ilçesinde yaşayan baba Abdurrahman (29) anne Sümeyye Gölgeli’nin (26) ikinci çocukları 21 aylık Mehmet Ali bebeğe 13 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Teşhisin ardından ailenin başvurusu üzerine Mersin Valiliği onaylı kampanya başlatıldı. Erdemli Belediyesi ve Kaymakamlık başta olmak üzere ilçe halkı ve tüm kurumların desteğiyle yürütülen kampanya 19 ayın sonunda tedavi masrafı olan 1 milyon 820 bin dolar (60 milyon TL) toplandı. Müjdeli haberi alan Aile çocukları ile birlikte Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’yı ziyaret ederek müjdeli haberi verdi. Kampanyanın tamamlanmasından dolay çok mutlu olduğunu belirten Sümeyye Gölgeli, “Bizim kampanyamız Eylül 29’da başladı ve bugün itibariyle yüzde 100’e ulaştı. Mersin Valiliğinden onaylı kampanyaydı zaten. 1 milyon 820 bin doları çok şükür bugün itibariyle hem belediyemizin hem kaymakamlığımızın hem de Erdemli halkının destekleriyle topladık. Allah kısmet ederse Mehmet Ali bundan sonraki süreçte Dubai yolcusu diyoruz. Buradan herkese de çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle belediyemize, kaymakamımıza, Erdemli halkına, Erdemli insanına, Erdemlisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara da “ Henüz 13 günlükken SMA Tip -1 teşhisi konulan Mehmet Ali bebeğimiz için Mersin Valiliğimizce düzenlenen onaylı kampanyamız, bugün itibariyle sonuca ulaşmıştır. Vatandaşlarımızla bu müjdeli haberi paylaşmak istiyoruz. Devlet, millet omuz omuza Erdemlililerimiz yediden yetmişe bu kampanyaya destek verdi. Destek veren bütün hemşerilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Mehmet Ali bebeğimizin yakında sağlıklı bir şekilde bu koridorlarda koştuğunu da göreceğiz. İnşallah hep birlikte şahit olacağız” ifadelerini kullandı. Ailenin vize işlemlerinin ardından Dubai’ye giderek Mehmet Ali bebeğin tedavisine başlayacağı kaydedildi.
Erzincan Besiciler meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı Erzincan’da tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanan meralar ihaleye çıkarıldı. Mera ihalesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan sürü sahipleri meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı. Erzincan İl Mera Komisyonu tarafından ihaleye çıkartılan meralar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü toplantı salonunda sürü sahiplerine kiralandı. Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin başkanlığında toplanan İl Mera Komisyonunun huzurunda il genelindeki ihtiyaç fazlası 43 mera ve yayla ihaleye çıkarıldı. İhaleye çıkarılan 43 meradan 33’ü sürü sahipleri tarafından kiralandı. İhale öncesinde Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin katılanlara yönelik yaptığı konuşmada meraları kiralayan sürü sahiplerinden imzalayacakları sözleşmelere uymalarını istedi. Her meranın kapasitesinin belirlendiğini ve bu kapasitenin üzerinde hayvan otlatılmasına izin verilmeyeceğini kaydeden Şahin, "kiraya verdiğimiz meraları alan sürü sahipleri sözleşmeye uymak durumundalar. Bu mera ve yaylalar kurallara uygun olarak kullanıldığı takdirde uzun yıllar hayvancılık yapan çiftçilerime hizmet verecektir. Aşırı ve düzensiz otlatma meralarımıza yoğun zarar verecektir. Unutulmamalıdır ki sürdürülebilir bir kalkınmanın ilk şartı mevcut durumu korumaktan geçer. Önümüzdeki yıllarda da bu meraların kullanılacağı unutulmamalıdır" diye konuştu.
Adana Uzm. Dr. Kocabaş: “Keneler patlatılmamalı” Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ece Ertürk Kocabaş, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görüldüğünü belirterek, “Keneler patlatılmamalı” dedi. Medical Park Adana Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ece Ertürk Kocabaş, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) kenelerden bulaşan, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ve baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ifade etti. “Kene tutunmasından sonra bulguların ortaya çıkma süresi genellikle 1-3 gün” Hastalığın Türkiye’de başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaştığını belirten Uzm. Dr. Ece Ertürk Kocabaş, “Bunun yanı sıra, hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir. Bulguların ortaya çıkma süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün sonra olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir” diye konuştu. “Kene evde ya da kendi başına çıkarılmamalı” Günümüzde KKKA hastalığından korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmadığına değinen Uzm. Dr. Kocabaş, “Hastalığın tedavisinin temelini destek tedavisi seçenekleri oluşturmaktadır. Ağrı kesici, ateş düşürücü ya da kanama durumlarında kan transfüzyonu gibi destek tedaviler verilmekte olup, ayaktan ya da yatarak takip gerekebilir. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Beraberinde hasta kişilerle bulaş riski oluşturan temaslı kişilere de etkinliği tam olarak kanıtlanmamış olsa dahi profilaktik ilaç başlanabilmektedir. Şüpheli kene temasında kene evde ya da kendi başına çıkarılmamalı, mutlaka bir acil servise başvurularak hekim tarafından çıkarılmalı ve temas sonrası takip için değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı. Uzm. Dr. Kocabaş, “Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir” dedi. “Ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar az olur” Uzm. Dr. Kocabaş, dikkat edilmesi gereken diğer önlemleri ise şöyle sıraladı: “Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır” dedi. “Hasta ile temas eden kişiler de gerekli korunma önlemlerini almalı” KKKA hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanların sağlıklı görünseler bile hastalığı bulaştırabileceğinin unutulmaması gerektiğini işaret eden Kocabaş, bu yüzden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak elle temas edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Kocabaş, hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile de hastalık bulaşabildiğinden hasta ile temas eden kişilerin de gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almaları gerektiğini ifade etti. “Keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalı” Kenenin tutunduğu kişilerin kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemesi ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Kocabaş, “Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler, kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kanını emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için bunlar gibi kulaktan dolma yanlış yöntemlere kesinlikle başvurulmamalıdır” diye konuştu.