EĞİTİM - 27 Haziran 2020 Cumartesi 19:30

Bahçeşehir Koleji Bölüm Başkanları TYT sorularını yorumladı

A
A
A
Bahçeşehir Koleji Bölüm Başkanları TYT sorularını yorumladı

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) bugün tamamlandı.

Matematik ve Türkçe testlerine ilişkin sorularda üst düzey düşünme becerilerini ölçen soru yapılarının bu sene de kullanıldığı görüldü. TYT 2020’de bu derslerde günlük hayatla bağlantılı konulardan oluşmuş bir sınav hazırlanırken, analiz yapma, akıl yürütme, yorum yapma gibi üst düzey düşünme becerileri gerektiren sorularla karşılaşıldı. Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testlerinde ise temel bilgi ve becerileri ölçen sorular yer aldı.Bu sene TYT oturum süresinin 30 dakika uzatılmış olması da öğrencilerin tüm soruları görebilmesi adına avantaj sağladı.

“Türkçe'de dil bilgisi soruları kavrama düzeyinde, paragraf soruları ise üst düzey düşünme becerilerini ölçen sorulardan oluştu"

Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Tuğba Aktaş, “Türkçe testinin bütününe baktığımızda dil bilgisi sorularının kavrama düzeyinde, paragraf sorularının ise üst düzey düşünme becerilerini ölçen uygulama ve analiz düzeylerindeki sorulardan oluştuğu görülmüştür.

2019 TYT’de 12 adet olan dil bilgisi soruları, 2020 TYT’de 7’ye indirilmiştir. Bu sorulardan yazım ve noktalama; geçen sene olduğu gibi 2 yazım, 2 noktalama konusundan oluşurken geriye kalan 3 dil bilgisi sorusu “karma ek bilgisi, sıfat tamlaması ve cümle ögesi”nden oluşmaktadır. Bu başlıklar Ortaöğretim Programı kazanımlarıyla örtüşmektedir. Paragraf sorularında geçen senelerde ağırlıklı olarak günlük hayattan ve tarihten sorular sorulmuşken bu senenin paragraf soruları, “bilimsel bakış açısına, felsefik ve sosyolojik yaklaşımlara dayanan; çoğunluğu soyut kavram ve konulardan oluşan, bu sebeple metin güçlüğü açısından birden fazla kez okuma ihtiyacı gerektiren içerikler”den oluşmaktadır.Bununla birlikte YKS sınav sistemiyle tanıştığımız “2 cümle verip bu cümleleri birleştirme” ve “röportaj” şeklinde paragraf tamamlama sorularına bu sınavda hiç yer verilmemiştir.Genel itibarıyla soyut ve eleştirel düşünme ile okuma becerileri gelişmiş, günlük hayatında bilimsel metin okuyan gençlerin zamanı daha iyi kullanabileceği bir sınav olduğunu söylemek mümkündür” dedi.

"Matematik soruları, 9 ve 10. sınıf kazanımlarından sorulmuştur"

Matematik Bölüm Başkanı Taner Kayış, “Temel Matematik testindeki sorular, üst düzey düşünme becerilerini ölçmeye yönelik hazırlandığı için soruların çözümleri işlem yoğunluğu olarak değil ama anlayabilme açışından zaman sıkıntısı yaşatan sorulardan oluşmaktadır.

ÖSYM geçen yıllarda olduğu gibi matematik sorularında ezberci mantıktan uzak, tamamıyla okuduğunu anlayıp yorumlayabilen öğrencilerin başarılı olacağı bir sınav hazırlamıştır. Verilen bilgileri doğru yorumlayan öğrenciler, kısa bir işlemle sonuca ulaşmışlardır. Geçen yıllarda yapılan TYT sınavlarında olduğu gibi Temel Matematik testinde soru çözümünde gerekli olan formül, öncülde verilmiştir.

Matematik soruları, 9 ve 10. sınıf kazanımlarından sorulmuştur. 10. sınıf kazanımlarına ait 4 soru vardır. 9. sınıf kazanımlarından sorulan problem soruları (14 adet) görsellik içermemekle beraber işlem becerisinden çok, okuduğunu doğru anlayıp yorumlama becerisini kullanmaya dönüşmüştür. Diğer sorular ise modelleme ve hikâyeleştirme kurgusuyla hazırlanmıştır. Çok okuyan, muhakeme becerisi yüksek öğrencilerin başarıya ulaşacakları bir sınav olduğunu söylemek mümkündür.

Sonuç olarak bu sınavda, soru kalıplarını ezberleyip sonuca gitmeye çalışan öğrenciler değil, temel matematik bilgisi olup bu bilgiyi yorumlayabilen öğrenciler başarılı olabilecektir.

TYT’de çıkan 10 Geometri sorusunun tamamı 9 ve 10.sınıf öğretim programı kapsamında yeni nesil Geometri sorularından oluşmaktadır. Tüm sorularda öğrencinin geometrik düşünme becerilerine sahip olması beklenmiştir. Klasik Geometri soru tarzına alışmış olan öğrencilerin çok zorlanacağı ancak yeni nesil Geometri sorularına aşina olan öğrencilerin rahatlıkla yapabileceği bir sınav olmuştur" ifadelerini kullandı.

"Fizik soruları günlük hayattan yaşamsal örnekler ile ilişkilendirilerek oluşturulmuş"

Fizik Bölüm Başkanı Rafet Sayar, “TYT fizik soruları 9 ve 10.sınıf öğretim programına ait olan kazanımları içeren günlük hayattan yaşamsal örnekler ile ilişkilendirilerek oluşturulmuştur. Bu yılki TYT fizik soruları geçen yılın sorularına ve MEB tekrar testlerine benzer olarak hazırlanmıştır. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sınav da yine matematiksel işlem gerektirmeyen sorular yer almıştır. Sınav soruları, konuya dair muhakeme yapılması amaçlanmış olan hikâyeleştirilmiş yeni nesil soru tiplerini içermektedir. Geçen yıl Fizik testindeki soruların 4 tanesi 9.sınıf konularından sorulmuşken bu yıl 9. sınıf konularından sorulan soru sayısı 2’ye düşürülmüştür. Bununla birlikte 10.sınıf konularından 3 soru sorulmuşken bu yıl 10. sınıf konularından sorulan soru sayısı 5’e çıkarılmıştır. Sınavda kazanım dışı soru bulunmamaktadır. Genel olarak öğrencilerin fizik sorularını temel bilgileri yorumlayarak rahatlıkla çözebileceğini söyleyebiliriz" diye konuştu.

"Kimyada sorular bilgi ve kavrama düzeyinde"

Kimya Bölüm Başkanı Yasemin Keskin Çinkaya, “Kimya soruları, kısa metinli, açık ve net olması sebebiyle geçen yılın TYT Kimya sorularıyla benzerlik göstermektedir.

7 adet TYT Kimya sorusunun dört tanesi 9.sınıf, üç tanesi de 10.sınıf kimya kazanımlarını ölçmeye yöneliktir. Sorular MEB kazanımlarına uygundur. Sorular bilgi ve kavrama düzeyindedir. Öğrencilerin çözerken zorluk çekebileceği, çözümü uzun zaman alan, yeni nesil kimya soruları olarak nitelendirilen yoğun matematik işlem becerisi gerektirecek sorulara yer verilmemiştir" dedi.

"Biyoloji testinde Türkçe-Matematik alanındaki öğrencilerin de çözebileceği nitelikte sorular sorulmuş"
Biyoloji Bölüm Başkanı Melike Kılıç, “Biyoloji testinde 9. sınıf öğretim programına ait, DNA’nın özellikleri ve canlılardaki işlevleri, bitki ve hayvan hücrelerinin karşılaştırılması, canlıların sınıflandırılması konularından birer soru, 10. sınıf öğretim programına ait, kalıtım, eşeyli üreme ve Türkiye’nin biyoçeşitliliği konularından birer soru sorulmuştur.

Sorular Ortaöğretim Programı kazanımlarına uygun olup, net ve anlaşılır özelliktedir. Genel olarak sınava disiplinli bir şekilde hazırlanan her öğrencinin kolaylıkla çözebileceği nitelikte ve bilgiyi ölçen sorulardan oluşan bir test olduğu söylenebilir. Türkçe-Matematik alanındaki öğrencilerin de çözebileceği nitelikte sorular bulunmaktadır. Sınav süresinin uzatılması bu öğrenci grubunun da sorulara zaman ayırabilmesi açısından avantaj sağlamış olabileceği düşünülmektedir" diye konuştu.

"Tarih soruları, 2019 TYT soru dağılımı ve öğretim programı kazanımlarıyla paralellik gösteriyor"

Tarih Bölüm Başkanı Kahar Alkan, “Tarih soruları, 2019 TYT soru dağılımı ve öğretim programı kazanımlarıyla paralellik göstermektedir. Sorular yayımlanan benzer sorular ve ÖSYM‘nin soru tarzı doğrultusunda oluşturulmuştur.

9 ve 10. Sınıf öğretim programına ait iki soru yorum ve çıkarım yapmayı gerektiren uygulama düzeyinde, 11. Sınıf öğretim programından sorulan bir soru bilgi düzeyinde yer almaktadır. 12. Sınıf konularını içeren soruların ayırt etme gücü yüksek olduğundan bu soruları, konulara hâkim olan bunun yanında da çıkarım yapabilen öğrencilerin çözebileceği düşünülmektedir.

9. Sınıf öğretim programından; İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası ünitesinden (Uygur Devleti) bir soru, 10. Sınıf öğretim programından; Yerleşme ve Devletleşme Sürecinde Selçuklu Türkiye’si ünitesinden (Anadolu Selçuklu Devleti) bir soru, 11. Sınıf öğretim programından; Devrimler Çağında Değişen Devlet-Toplum İlişkileri ünitesinden (Osmanlıdaki Demokratikleşme Süreci) bir soru, 12.Sınıf öğretim programından; 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti (Mondros Sonrası Gelişmeler) Millî Mücadele ünitelerinden (Lozan Barış Antlaşması ve Önemi) birer soru gelmiştir.

Genel anlamda testin bütününe baktığımızda zorluk derecesinin orta düzeyde olduğu söylenebilir" şeklinde konuştu.

"Düzenli olarak çalışan ve konu tekrarı yapan öğrenciler soruları rahatlıkla çözer"

Coğrafya Bölüm Başkanı Ümit Soykan, “Coğrafya TYT soruları 9. ve 10. Sınıf öğretim programındaki kazanımlarından hazırlanmış, ünitelere orantılı olarak dağıtılmıştır. 9. Sınıf seviyesinden iki, 10. Sınıf seviyesinden ise üç soruya yer verilmiştir.

ÖSYM’nin 2020 yılında gerçekleştirilecek TYT ve AYT sınavlarına esas kazanım açıklaması doğrultusunda, konu dağılımına dikkat edildiği öğretim programı dışı soru olmadığı görülmektedir. Soruların kurgusu öğrencilerin daha önceki yıllarda karşılaştıkları soru kurgularıyla benzer özelliktedir. Bazı soruların birden fazla kazanımı ölçecek şekilde hazırlandığı, örneğin karstik göllerle ilgili sorunun hem dış kuvvetler, hem kayaçlar hem de göl çeşitleri konularını irdelediği görülmektedir.
Sınavın, düzenli olarak çalışan ve konu tekrarı yapan öğrencilerin rahatlıkla çözebileceği, açık net ve anlaşılır, genel olarak orta zorluk düzeyinde sorulardan oluştuğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

"Felsefede her üniteden bir soru çıktı"

Felsefe Bölüm Başkanı Filiz Yıldırım, “Felsefe soruları; 2020 öğretim programı kazanımlarına uygun olarak hazırlanmış olup her üniteden bir soru çıkmıştır.

5 soru da paragraf sorusu olarak oluşturulmuş fakat okuduğunu anlama dışında paragraf ve seçeneklerin içerisinde felsefi terimlere de (örneğin a priori) yer verilmiştir. 2019 TYT felsefe sorularında paragraf anlaşılmasa bile öğrenciler seçeneklerden yola çıkarak doğru cevaba ulaşılabilmekteydi. 2020 felsefe sorularında çeldiriciler birbirine çok yakın olduğu için öğrencilerin seçenekleri elerken alan bilgilerini de ortaya çıkarmaları gerekmektedir. 2019 TYT sorularında olduğu gibi paragraflar Türkçe dersi paragraf sorularına yaklaştırılmış olup kitap okuyan, okuduğunu anlayabilen, eleştirel düşünebilen öğrencilerin yapabileceği düzeyde sorulardır. Bu da demektir ki TYT Felsefe sorularının doğru çözülebilmesi için öğrencilerin paragrafları dikkatli bir şekilde okumaları, okudukları ile alan bilgilerini sentezlemeleri, çeldiricileri eleyebilmek için çok dikkatli davranmaları gerekmektedir.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olan öğrencilerin çözmesi gereken felsefe soruları da aynı şekilde kazanımlara uygun olarak hazırlanmış hem öğretim programı bilgisine hâkim olma, hem de yorum yapabilme yeteneğini beraberinde getirmektedir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Psikososyal gelişimin eğitimdeki önemi Bursa’da düzenlenen ’Türkiye yüzyılda öğretmen olmak’ konulu panelde konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve daha fazla yer verilmesi önem arz ediyor” dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonunda gerçekleştirilen panelin sunuculuğunu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe yaparken, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, salonu dolduran akademisyen ve öğretmenlere bilgi birikimlerini aktardı. "Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişime önem verilmeli" Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Dünyanın çok hızlı bir biçimde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu hızlı gelişen dünyadaki bilgileri, becerileri, davranış kalıpları farklılaşıyor. Bu duruma etkili olarak hızlı cevap vermek için çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yeni dünyanın dijital dünya olduğunu iyi biliyoruz. Bir yandan çocuklarımıza dijital becerileri kazandırırken, öbür taraftan da onların psikososyal gelişimlerini de sağlayacak bir biçimde bir eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve fazla yer verilmesi önem arz ediyor. Eğitimde ve toplumsal refahı üst düzeyde olan milletlere bakıldığında onların eğitim sistemlerinde bu gelişime, akademik gelişimin dışında çok önem verildiğin görüyoruz. Japonya ve Güney Doğu Asya ülkelerinde de bunu görüyoruz. Bunun içinde üniversitelerden ve akademik dünyadan yardım alınması önem kazanıyor. Bugün burada üniversite ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliğiyle Türkiye’de öğretmen olmak adı altında yaptığımız panelin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi. "Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Türkiye’ye örnek iş birliği yapıyoruz" Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, “Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kurmuş olduğu öğretmen akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen akademisi çerçevesinde yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa’daki öğretmenlere bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız” diye konuştu. "Bu panellerin devamında da katkımız olacak" Arena Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz panelle eğitime katkımız olsun istiyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğünün birlikte yürüttüğü çalışmaya bizde destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin, Bursa’nın kazanmasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretmen adaylarımızın mesleki gelişimlerine destek olmak için bu panellerin devamını getirmeyi planlıyoruz. Ne kadar gelişirsek, öğrencilerimize o kadar katkı sunarız diye düşünüyorum. Korana virüs salgınında yaşadığımız sorunları ileride yaşamamak için çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenmek için sınır yok. Öğrenmeye devam ediyoruz. Ben 20 yılı geride bıraktım. Biz öğrencilerimize ve velilerimize dokunmak istiyoruz. Şu anda da belli bir yol aldık. Ülkemize yani memleketimize olan borcumuzu ödüyoruz. Biz eğitim kurumumuzda Finlandiya ve Japonya ile işbirliği halindeyiz. Onların uyguladığı eğitim modelerlerinden faydalanıyoruz. Teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. Ancak öğrenciye ne kadar dokuna bilirsek o kadar faydalı olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin Üniversitesi’nde SEECO projesi tanıtıldı Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) projesi tanıtıldı. Çukurova Kalkınma Ajansı SEECO proje ekibinden Murat Ertanıroğlu, Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) koordinatörlüğünde çevrim içi gerçekleştirilen toplantıda, projenin amacı, ana bileşenleri ve temel çıktıları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Projenin temelinin toplumsal uyuma dayandığını belirten Ertanıroğlu, "Projenin amacı sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunmak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturmaktır" dedi. Projenin ana hedeflerini sosyal girişimcilik, geçim kaynağı tesisleri ve ekosistem olarak sıralayan Ertanıroğlu, projenin temel çıktılarının ise sosyal ve ekonomik yönden güçlü kadınlar ve gençler, topluluklar arasında toplumsal uyum ve gelişmiş sosyal girişimcilik ekosistemi olduğunu kaydetti. Ertanıroğlu, "Proje kapsamında kadın ve genç girişimcilere yönelik 2 bin 266 eğitim ile bin 905 küçük, orta ve büyük ölçekli hibe verildi. Ayrıca 25 kapasite geliştirme faaliyeti gerçekleştirilirken, 70 sosyal girişimcilik tesisi kuruldu" diye konuştu. Ertanıroğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk de üniversitede projenin duyurusunun geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacaklarını, kadın ve genç girişimcilere yönelik yapılabilecekler konusunda çalışmalar yürüteceklerini kaydetti. Toplantıya, Mersin TTO Koordinatörü Abdi Kurt, TTO Yürütme Kurulu Üyeleri ve TTO çalışanları katıldı. SEECO Projesi hakkında SEECO Projesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında, Dünya Bankası ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla ’Girişim Hayalin Gerçek Olsun’ sloganıyla yürütülüyor. Yerelde ise kurumsal uygulama kapasitesi yüksek kalkınma ajansları ile iş birliği yapılıyor. Proje, 5 kalkınma ajansının görev bölgesinde bulunan 11 ili kapsıyor. Projede yer alan kalkınma ajansları ve uygulama ortakları arasında Çukurova Kalkınma Ajansı da bulunuyor.