SAĞLIK - 25 Kasım 2021 Perşembe 10:32

Bakan Koca yerli aşı için müjdeyi verdi!

A
A
A
Bakan Koca yerli aşı için müjdeyi verdi!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Milletimiz için önemli bir müjdeyi vermek isterim. Yerli Covid-19 inaktif aşımız Turkovac bugün itibarıyla acil kullanım onayına müracaat etmiştir. Hücreden aşıya kadar her aşaması ülkemizde ve ülkemiz bilim insanlarınca geliştirilen milli aşımızın ülkemize, milletimize ve tüm dünyaya hayırlı uğurlu olmasını dilerim” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda 2022 yılı Bütçe Kanunu Teklifi kapsamında sunum gerçekleştirdi. Burada bir konuşma yapan Bakan Koca, "Konuşmama başlamadan önce milletimiz için önemli bir müjdeyi vermek isterim. Yerli Covid-19 inaktif aşımız Turkovac bugün itibarıyla acil kullanım onayına müracaat etmiştir. Hücreden aşıya kadar her aşaması ülkemizde ve ülkemiz bilim insanlarınca geliştirilen milli aşımızın ülkemize, milletimize ve tüm dünyaya hayırlı uğurlu olmasını dilerim. Bakanlığımızın değişmez hedefi her bir vatandaşımızın sağlık hizmetine erişimini kolaylaştırmak, gelişmiş ülkelerin sağlık hizmetlerinden daha başarılı ve konforlu bir sağlık hizmeti vermek üzere sabitlenmiştir. Hiçbir vatandaşımızın tedavisini dışarıda aramayacağı bir sağlık alt yapısını korumak için çalıştık ve çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Doktorların sabit ek ödemelerini artırmak ve bütün sabit ek ödemelerin genel bütçeden yapılmasını sağlamak istiyoruz”

Sağlık çalışanlarının özlük haklarını daha iyiye götürebilmek için büyük uğraş verdiklerinin altını çizen Bakan Koca, “Çalışanlarımızın çıplak maaşının emeklerinin karşılığı olmadığının bilincindeyiz. Onları verilen hizmete layık, toplumda hak ettikleri hayat standardına kavuşturacak bir gelire kavuşturmak azmindeyiz. Doktor dışı sağlık personelimizin sabit ek ödemelerinde toplu sözleşmeyle artış sağladık. Doktorların sabit ek ödemelerini artırmak ve bütün sabit ek ödemelerin genel bütçeden yapılmasını sağlamak istiyoruz. Bu konuda sayın vekillerimizin desteğine ihtiyacımız var. Türkiye, bir taraftan artan nüfusu ile dinamik bir yapı gösterirken, diğer taraftan uzayan yaşam süresi ile birlikte hızla yaşlanan bir nüfusa sahiptir. Hızlı kentleşme, içinde bulunduğumuz coğrafyanın göç kavşağında bulunması, başta yakın komşularımız olmak üzere dünyada artan güvenlik sorunu ve tüm dünyayla birlikte ülkemizde de 2 yıldır süren bir küresel salgın yükü, sağlık hizmetlerinin yaygınlığı ve sürdürülebilirliği konusunda son derece dinamik olmamızı gerektirmektedir” şeklinde konuştu.

“Türkiye yaptığı sağlık harcamasına göre sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülke olma özelliğini korumaktadır”

Türkiye’deki ekonomik gelişmeye paralel olarak her geçen gün sağlığa daha fazla kaynak ayrıldığına dikkat çeken Bakan Koca, şunları kaydetti:

“Birçok ülkeyle kıyasladığımızda sağlık için ayırabildiğimiz kaynakların oldukça sınırlı olduğunu biliyoruz. Ülkemizin 2019 yılındaki toplam cari sağlık harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla içindeki oranı yüzde 4,3 tür. Kaynağımız kısıtlı olmasına rağmen en kapsamlı sağlık hizmeti sunan ülke konumundayız. Pandemi döneminde bu husus herkes tarafından müşahede edildi. Amacımız sürdürülebilir bir sağlık sistemini kalıcı kılmaktır. Tüm dünyada olduğu gibi vatandaşlarımızın sağlıklarını korumak ve iyileştirmek için harcanan kaynağın yıldan yıla artış göstermesi bir zorunluluktur. Kişi başı toplam kamu sağlık harcamamız yıllar içinde artmaya devam etmektedir. Buna rağmen OECD ortalamasının oldukça altındayız. Daha iyi bir sağlık hizmeti için sağlığa ayrılan kaynakları önceliklendirmemiz gerektiği ortadadır. OECD sağlık verileri ve Avrupa Komisyonu raporlarında Türkiye yaptığı sağlık harcamasına göre sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülke olma özelliğini korumaktadır. Küresel salgına rağmen bu durumun değişmediği kanısındayız.”

Bakan Koca yerli aşı için müjdeyi verdi!

2002 yılından bu yana temel sağlık göstergelerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğinin altını çizen Bakan Koca, “Sağlık sisteminin gelişmişliğini gösteren en temel göstergelerden biri bilindiği gibi anne ölüm oranıdır. Gebelerimizin yakın takibi, özellikle riskli gebeliklerin yönetimi ve doğumların sağlık kuruluşlarında yapılması ile annelerimizin ölüm oranını yüz binde 64’ten yüz binde 13,1’e indirdik. Birleşmiş Milletlerin yayınladığı rapora göre son 18 yılda dünya sıralamasında 5 yaş altı ölümleri en hızlı düşüren ülkelerden biriyiz. Halk sağlığını tehdit eden tüm unsurlar ile mücadele etmek ve halkın yaşam kalitesini yükseltecek önlemleri almak için elimizden gelenden fazlasını yaptığımız ortadadır. 2022 yılı merkezi yönetim bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayırdığımız kaynağı önceki yıla göre yüzde 103 oranında artırarak 38 milyar 729 milyon liraya çıkardık. Artık anne adaylarımızın yüzde 98’i hastanelerimizde doğum yapıyor. Doğum yapılan hastanelerin tamamı bebek dostu hastanedir” diye konuştu.

“SMA taramalarını evlilik öncesi ve yeni doğan olmak üzere hazırlıklarımızı tamamladık, taramalar yıl bitmeden başlıyor”

Bölgesel pilot çalışma olarak başlatılan konjenital adrenal hiperplazi taramasını önümüzdeki yıldan itibaren yurt sathında gerçekleştireceklerini vurgulayan Bakan Koca, şunları söyledi:

“Başka yeni hastalıkları da tarama paneline eklemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. SMA taramalarını evlilik öncesi ve yeni doğan olmak üzere hazırlıklarımızı tamamladık. Ülke sathında taramalarımız yıl bitmeden başlıyor. Bağışıklama çalışmalarında ülke olarak başarımızı kesintisiz sürdürme kararlılığındayız. Bağışıklama Bilim Kurulumuzun önerileri doğrultusunda okul aşılarımızın takvimini güncelledik ve sınıflarda toplu aşılamalar yerine her bir çocuğumuzun bağlı bulunduğu aile hekimi tarafından aşı uygulanmasına geçtik. Genişletilmiş bağışıklama programı çerçevesinde 13 antijen ile en geniş aşılama programı uygulayan ülkeler arasındayız. Nüfus büyüklüğüne oranla aşılama başarısında dünyadaki liderliğimizi korumaktayız. Son 10 yıllık süreçte aşı oranlarımız tüm dünyanın hedef olarak belirlediği oran olan yüzde 95 ve üzerinde seyretmektedir. Aşı kapsayıcılığımızın yüksek olması sayesinde aşı ile önlenebilir hastalıkların çoğunluğu kontrol altına alınmış, çiçek ve çocuk felci gibi hastalıkların da ülkemizde kökü kazınmıştır.”

“DSÖ tarafından belirlenen kronik hastalık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinde Norveç’le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtik”

Aile hekimlerinin Hastalık Yönetim Platformu ile kronik hasta takibine başladığını anımsatan Bakan Koca, “DSÖ tarafından belirlenen kronik hastalık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinde Norveç’le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtik. Birinci basamak hizmetlerimizin daha kapsamlı ve daha yaygın bir şekilde verilebilmesine imkan tanıyan Sağlıklı Hayat Merkezlerini yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Sağlıklı hayat merkezi sayımızı 2021 Ekim ayı itibarıyla 212’ye çıkardık. Vatandaşlarımızın içme ve kullanma sularına güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağlıyoruz. Halk Sağlığı Laboratuvarlarımız ülkemiz genelinde 65 bini aşkın noktada sürekli olarak gelen numuneleri test etmek suretiyle vatandaşlarımızın kullandığı suları kontrol etmektedir” açıklamasında bulundu.

“Tüm çabalarımıza rağmen tütün kullanımını azaltmada arzu ettiğimiz seviyeyi yakaladığımızı söyleyemeyiz”

Sigara bırakma polikliniklerinin ülke genelinde yaygınlaştırıldığına dikkat çeken Bakan Koca, “Bu merkezlerde sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçları ilgililere ücretsiz olarak ulaştırıyoruz. Ancak tüm çabalarımıza rağmen tütün kullanımını azaltmada arzu ettiğimiz seviyeyi yakaladığımızı söyleyemeyiz. ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı aracılığıyla tütün ürünü bırakmak isteyen vatandaşlarımıza destek olmaya devam ediyoruz. Toplumun ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak çok sayıda programla hizmetlerimize devam ediyoruz. Ruh Sağlığı Eylem Planımızı revize ettik. Çok önem verdiğimiz Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Eylem Planı'nı da uygulamaya başladık” dedi.

Bakan Koca yerli aşı için müjdeyi verdi!

“Ev ev tarama yaparak yüzde 99’un üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık”

Covid-19 ile mücadele kapsamında kapı kapı filyasyon ekibi tarafından takip yapıldığını belirten Bakan Koca, “Covid-19 salgınının bilimsel verilerin ışığında, Bilim Kurulunun rehberliğinde yönetimini sağlarken salgının sosyolojik, psikolojik, iletişim gibi sosyal bilimler alanındaki etkilerini incelemek ve bu yönde tedbirler almak amacıyla Toplum Bilimleri Kurulunu hayata geçirdik. Köy köy, mahalle mahalle, ev ev tarama yaparak yüzde 99’un üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık. Sahada görev yapan ekiplerimizle aşılarımızı ülkenin en ücra köşelerine ulaştırdık” ifadelerini kullandı.

“Mart 2020’den bu yana yeni binalar ve kapasite artırımıyla kamu hastanelerinde toplam 13 bin 271 yatak artışı gerçekleştirdik”

Covid-19’un en yoğun dönemde bile sistemin zaafa uğramasına fırsat vermediklerini vurgulayan Bakan Koca, “Mart 2020’den bu yana yeni binalar ve kapasite artırımıyla kamu hastanelerinde toplam 13 bin 271 yatak artışı gerçekleştirdik. İstanbul Atatürk Havalimanı içinde yer alan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ile Sancaktepe’de bulunan Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi'ni kısa sürede tamamlayıp hizmete açtık. Covid-19 aşısına erken ulaşan ülkelerden biri olduk. TİTCK ile kendi güvenlilik çalışmalarımızı yaptık. Aşı gruplarının önceliklendirilmesinde bilimsel ve etik ilkeleri gözettik ve DSÖ rehberiyle uyumlu bir programlama yaptık. Vatandaşlarımızın istedikleri aşıyı tercih ederek ücretsiz bir şekilde Covid-19 aşısı olmalarını sağladık” diye konuştu.

“(Turkovac) Bugün itibarıyla acil kullanım onayı başvurusunun yapıldığını belirtmek isterim”

Covid-19 ile mücadele kapsamında TÜSEB tarafından toplam 7 adet aşı AR-GE projesine destek verildiğini vurgulayan Bakan Koca, “Ülkemizdeki ilk yerli inaktif Covid-19 aşı adayı olan Turkovac’ın klinik çalışmaları TÜSEB desteği ile yürütülmektedir. Tamamlanma aşamasına gelinmiştir. Bu çalışma Türkiye’nin en geniş kapsamlı, tamamen yerli imkanlarla yürütülen ilk Faz 3 klinik araştırma olma özelliğini taşımaktadır. Bugün itibarıyla acil kullanım onayı başvurusunun yapıldığını belirtmek isterim. Covid-19 aşılarının alımı için 17 milyar, koruyucu malzeme, ilaç ve tıbbi sarf malzeme vb. alımları için 2 milyar lira, Covid-19 personel ek ödemeleri için ise 1,7 milyar lira olmak üzere toplamda 20,7 milyar lira cari harcama yapılmıştır” şeklinde konuştu.

“2021 yılı içerisinde 5,5 milyona yakın vatandaşımıza ambulanslarımızla müdahale ederek sağlık tesislerimize naklini gerçekleştirdik”

Acil sağlık hizmetleri konusunda da yatırımların istikrarlı bir şekilde devam ettirildiğini vurgulayan Bakan Koca şunları kaydetti:

“2021 yılı içerisinde 5,5 milyona yakın vatandaşımıza ambulanslarımızla müdahale ederek sağlık tesislerimize naklini gerçekleştirdik. 5 bin 946 olan ambulans sayısını 2022 yılında 6 bin 340’a çıkarmayı hedefliyoruz. Standart ambulanslarımızın yanında vakalara motosikletli ekipler ve özel donanımlı ambulanslarımızla da müdahale ediyoruz. 2002 yılından bu zamana kadar ambulans başına düşen nüfusu 107 binden 14 bine indirerek vatandaşımıza daha etkili acil sağlık hizmeti vermeyi başardık. Önümüzdeki yıl yeni açacağımız istasyonlarla 112 istasyon sayısını 3 bin 141’den 3 bin 230’a çıkaracağız. 2008'den beri bugüne kadar hava ambulansları ile 53 bin, deniz bot ambulansımızla 27 bin vakanın naklini gerçekleştirdik. Marmara depremi sonrasında uygun donatılmış, eğitimli sağlık gönüllülerinden oluşan Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerimiz (UMKE) her ihtiyaç anında harekete geçmektedir. 244 araçla 11 bin 555 personelimiz her an hazır beklemektedir.”

“2015 yılından bu yana 777 bin 570 gönüllü bağışçı adayı kaydettik”

Organ bağışı ve nakli konusundaki farkındalık çalışmalarının devam ettiğini de hatırlatan Bakan Koca, “Bildiğiniz gibi ilik naklinde yabancı ülkelere bağımlılıktan kurtulmak için TÜRKÖK adıyla Ulusal Kemik İliği Bankamızı kurduk. 2015 yılından bu yana 777 bin 570 gönüllü bağışçı adayı kaydettik. Bugüne kadar 3 bin 369 hastamıza TÜRKÖK kaynaklı nakil gerçekleştirildi. Böylece ülkemizde nakil olan hastaların kök hücrelerini kendi imkanlarımızla karşılama oranımız yüzde 90’a ulaşmıştır” dedi.

“Bu yılın ilk 10 aylık döneminde 290 milyonu aşkın randevu verilmiş durumdadır”

Sağlık sistemindeki dijital dönüşüm kapsamında birçok yatırımın yapıldığını ve uygulamanın hayata geçirildiğini vurgulayan Koca, “Normal muayene dışında aşı randevularını da MHRS üzerinden yönettik. Bu yılın ilk 10 aylık döneminde 290 milyonu aşkın randevu verilmiş durumdadır. Halihazırda 55 milyon vatandaşımız kişisel sağlık kaydı olan e-Nabız kullanıcısıdır ve kendi sağlık kayıtlarına ulaşabilmektedir. İşitme engelli vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak ve sağlık hizmeti sunumu sırasında yaşadıkları iletişim sorununu ortadan kaldırmak üzere Engelsiz Sağlık İletişim Merkezi'ni (ESİM) hizmete sunduk. Artık sağlık kuruluşlarınca verilen tüm raporlar elektronik ortamda e-imzalı olarak verilmekte ve e-Devlet Kapısı üzerinden erişilebilmektedir” ifadelerini kullandı.

Bakan Koca ayrıca, “Güvenli veri akışında ve hasta güvenliğinde en güçlü aracımız dijitalleşmedir. Bu amaçla hastanelerimizde dijitalleşme seviyesini arttırma yönünde yoğun çalışmalar yaptık. Dijitalleşme konusunda HIMSS kriterlerine göre seviye 6 hastane sayımız 66’ya, en üst seviye olan seviye 7 hastane sayımız ise 5’e ulaşmıştır. ABD’den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduk” dedi.

“Önümüzdeki yıl 55’i hastane olmak üzere 206 sağlık tesisini tamamlayarak, 14 bin 938 nitelikli yatak kapasitesini daha ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz”

Son 19 yılda 3 bin 823 sağlık tesisini tamamladıklarını belirten Koca, “Önümüzdeki yıl 55’i hastane olmak üzere 206 sağlık tesisini tamamlayarak, 14 bin 938 nitelikli yatak kapasitesini daha ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz. 2020 yılında Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde açılışını yaptığımız 100 yataklı Acil Durum Hastanesi'nin yanı sıra 2021 yılında Arnavutluk’un Fier şehrinde 150 yataklı Acil Durum Hastanesi'nin de yapımı tamamlanarak hizmete açılmıştır. Ayrıca Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 500 yataklı Lefkoşe Hastanesi'nin proje çalışmaları tamamlanmış olup, ihale aşamasına geçilmiştir. Halen inşaat, ihale, proje aşamasında olan 932 birinci basamak ile 335 hastane ve ADSM binasını 2023’e kadar tamamlamayı planlıyoruz” açıklamasında bulundu.

Bakan Koca yerli aşı için müjdeyi verdi!

Akılcı ilaç kullanımı konusunda son yıllarda yürütülen etkili saha çalışmaları ile bin kişi başına düşen günlük antibiyotik tüketiminin 42 birimden 24 birime düştüğünün altını çizen Koca, şunları söyledi:

“2019 yılında tüketilen her 100 kutu ilacın 88’i ülkemizde üretilmiştir. 2020 ve 21 yıllarındaki duraklamanın salgın nedeniyle farklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Katma değeri daha yüksek ürünleri yerel üreterek değer bazında daha yüksek rakamlara ulaşmak zorundayız. İlaç Takip Sistemi, dünyaya örnek olan önemli dijital projelerimizdendir. Ülkemizde ilaçların tedarik sorunu önlemek için etkin şekilde kullanılan bu proje, ilaç politikalarına yön veren önemli bir araçtır. Aynı şekilde tıbbi cihaz ve sarfları da Ürün Takip Sistemi üzerinden yönetiyoruz. 2020 yılında tıbbi cihaz ithalatımız yaklaşık 2,5 milyar dolardır. İhracatımız ise 1,2 milyar doların üzerine çıkmıştır. İthalatın ihracatı karşılama oranı son 5 yılda yüzde 30’dan fazla artış göstermiş ve 2020 itibarıyla yüzde 50’ye ulaşmıştır.”

“2022 bütçe teklifi 116 milyar 37 milyon lira”

Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra, bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçesi hakkında bilgiler de veren Bakan Koca, şunları kaydetti:

“2020 yılı kesin hesabı Sağlık Bakanlığı 65 milyar 196 milyon TL, Türkiye Hudut Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 331 milyon TL, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu 166 milyon TL, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ise 99 milyon TL olarak gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımız 2020 yılı kesin hesabı personel giderleri 33 milyar 430 milyon TL, mal ve hizmet alım giderleri 20 milyar 13 milyon TL, cari transferler 502 milyon TL, yatırım harcamaları ise 11 milyar 250 milyon TL'dir. Sayıştay Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen denetimler sonucunda tespit edilen bulgular dikkate alınarak, hatalı ve eksik olduğu belirtilen uygulamalarımızı düzeltmek için gerekli işlemleri yapmaya devam ediyoruz. 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nden Bakanlığımız için 116 milyar 37 milyon TL, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne 191 milyon TL, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna 237 milyon TL, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına ise 218 milyon TL bütçe planlanmıştır.”

Utku Şimşek - İbrahim Berat Yılmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.