POLİTİKA - 22 Haziran 2021 Salı 16:01

Bakan Kurum'dan Kanal İstanbul açıklaması

A
A
A
Bakan Kurum'dan Kanal İstanbul açıklaması

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Milletin iradesine kastedenlerin tüm engelleme girişimlerine rağmen nasıl Marmaray’ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hayata geçirdiysek, Kanal İstanbul’u da aynı kararlılıkla hayata geçireceğiz” dedi.

Bakan Murat Kurum, İstanbul'da Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER)’nin 21. Olağan Genel Kurul Toplantısına katıldı.

Genel kurulda konuşan Bakan Kurum, küresel piyasada yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye'nin yerli ve yabancı yatırımcının güvenini kazan bir ülke olduğunu belirterek, "Salgın koşullarına rağmen ülkemizde gayrimenkul satışına yabancıların ilgisi yüksek oldu. Sadece 2020 yılında yaklaşık değeri 24 milyar lira olan 48 bin 985 konut yabancılar tarafından satın alındı. Türk gayrimenkul ve inşaat sektörünün tecrübe ve kalitesi uluslararası alanda bir kez daha tescil edilmiştir. Biz de bu süreci desteklemek için Bakanlık olarak çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bizim ülkemiz sadece 2020 yılında 1 milyon 499 bin konutun satıldığı devasa bir piyasaya sahip. Bu ivme pandemiye rağmen devam ediyor. Dahası bu yılın ilk 5 ayında 420 bin konutun satışı gerçekleşti. Yine salgın koşullarına rağmen ülkemizde gayrimenkul satışına yabancıların ilgisi yüksek oldu. Sadece 2020 yılında yaklaşık değeri 24 milyar lira olan 48.985 konut yabancılar tarafından satın alındı” diye konuştu.

Deprem ve iklim değişikliklerine karşı daha güçlü şehirler kurduklarının altını çizen Kurum, “Merkezine çevre ve doğayı alan bir anlayışla yeni yaşam alanları oluşturuyor; konut çevresine serpiştirilmiş donatı anlayışı yerine, donatı ve yeşil alan merkezli bir konut ve yaşam anlayışını hakim kılmak için çaba gösteriyoruz. Kentsel dönüşüm projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Çünkü cennet vatanımızın güzel coğrafyasının deprem gerçeği var. Maalesef tesislerinin yüzde 75’i deprem tehlikesi altında. Cumartesi günü 3,9 büyüklüğünde meydana gelen deprem hepimize bir kez daha İstanbul’un deprem gerçeğini hatırlattı. Şu anda ülkemizde; 300 bini İstanbul’da olmak üzere acilen dönüştürülmesi gereken 1.5 milyon konutumuz var. Bu konutlarımızın dönüştürülmesi için, ülkemizi depreme hazır hale getirmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.

Kanal İstanbul projesine ilişkin eleştirilere de yanıt veren Kurum şunları söyledi:

"Kanal İstanbul’a dair talihsiz açıklamaları duyuyoruz. Devlet geleneğimize ters bir şekilde yapılan bu açıklamalar hem milli iradeyi tanımadıklarını gösteriyor hem de uluslararası arenada ülkemizin itibarını zedeliyor, kendilerini de komik duruma düşürüyor. Kanal İstanbul’un ulaşım ve ekonomik anlamda ülkemize kattığı değerin farkında olmadıkları gibi, İstanbul’umuzu depreme hazırlama noktasında örnek bir yatırımı, dünyaya örnek bir projeyi ve ülkemizin en çevreci şehircilik projesini engelleme çabalarını da milletimiz çok iyi biliyor. Milletimizin iradesini yok sayan, yatırımcıları korkutarak yıldırmaya çalışan bu tehdit ve şantaj dilini şiddetle kınıyoruz. Milletin iradesine kastedenlerin tüm engelleme girişimlerine rağmen nasıl Marmaray’ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hayata geçirdiysek, Kanal İstanbul’u da aynı kararlılıkla hayata geçireceğiz” açıklamasında bulundu.

Murat Horoz - Gülşah Kahveci
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.