GÜNDEM - 22 Ocak 2021 Cuma 10:58

Bakan Soylu: '2021'i afet eğitim yılı olarak belirledik'

A
A
A
Bakan Soylu: '2021'i afet eğitim yılı olarak belirledik'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Afet öncesini yönetmenin öneminden yola çıkarak 2020 yılının temasını afetlere hazırlık yılı olarak belirlemiştik. 2021 yılını da yine aynı doğrultuda afet eğitim yılı olarak belirledik" dedi.

Yeni kurulan Polis Arama Kurtarma (PAK) biriminin tanıtım programına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir hedefe daha ulaştıklarını belirterek, "İlk önce Jandarma Genel Komutanlığımızın bünyesinde bulundurduğumuz JAK timleri hakikatten afet durumunda çok büyük bir disiplin getirmiştir. Ardından sivil toplum örgütlerimiz, AFAD ve şimdi de Polis Arama Kurtarma (PAK) timlerimizle birlikte inanıyorum ki afete daha hazır hale gelen tabloyu inşallah birlikte gerçekleştkmiş olacağız. Polisimizin görevi sadece afette arama kurtarma değil. Birçok afeti birlikte yaşadık. 2020 yılı, afet bölgesi olan Türkiye'de bize birçok acı ve dram yaşatmasına rağmen birçok tecrübeyi de beraberinde getirdi" ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu: '2021'i afet eğitim yılı olarak belirledik'

Afet durumunda tek öğünde 30 bin kapasitelik 5 mobil aşevi ve mutfağın hazırlandığını belirten Bakan Soylu, "Afet durumunda bir öğünde 10 bin yemek verebilecek çok güzel bir mobil aşevimiz, mutfağımız var. Bir 10 binlik kapasiteyi de jandarmamız hazırlıyor. Bir 10 binlik kapasiteyi de Belediyeler Birliği'nden rica etmiştik Elazığ depreminin ardından, onlar hazırlıyorlar. Yani 30 bin kapasitelik 5 mobil aşevi ve mutfağı böylece kazandırmış olacağız. Daha büyük bir afetle karşı karşıya kaldığımızda şehrin veya şehirlerin birçok yerine hem arama kurtarma hem güvenlik ve yardım, aynı zamanda da vatandaşımızın deprem anında ihtiyaç duyduğu özellikle gıda gibi bekletenlerini temin edebilmek için oluşturduğumuz kapasiteyi sürekli olarak arttırıyoruz. Hakikaten çok mutlu olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu bizim Jandarma Arama Kurtarma'dan sonra emniyet teşkilatımız için bir hayalimizdi. Allah'a şükürler olsun gerçeklemiş oldu. Buna katkı koyan herkese, bu noktaya getirip kapasiteyi geliştirip milletimizin zor gününde hizmetinde olacak herkese çok teşekkür ediyorum. AFAD'a teşekkür ediyorum. AFAD sadece afetleri koordine etmiyor. Afet öncesi, afet anını ve afet sonrasını koordine etmiyor. Aynı zamanda afette birlikte çalıştığı ekiplerin eğitimlerini ve standartlarını sağlayabilecek çok önemli, çok güçlü bir kurum olarak görevini yerine getiriyor" şeklinde konuştu.

"Faaliyetlerimizi ve çalışmalarımızı analitik bir çerçeveye oturttuk"

Afet yönetim stratejisi belirlediklerini belirten Bakan Soylu, "2019-2020 yıları arasında deprem hareketliliği yüzde 43 oranında artmıştır. Bu hareketlilik tek bir yerde toplanıyor değil. Ülkemizin doğusunda, batısında, Ege'sinde, dün Kıbrıs'ta yaşandığı gibi Akdeniz'de depremler kaydediyoruz. Tıpkı göç gibi engellemek yerine yönetmeye odaklanmalıyız. Türkiye, bu gerçekten yola çıkarak 1999 depremini kendisine milat kabul etmiş, afet yönetimi konusunda büyük bir dönüşüm yaşamış, önemli adımlar atmıştır. İlk büyük adımımız afet yönetimi konusunda görevli kurumların tek bir çatı altında toplanarak AFAD Başkanlığımızın kurulmasıdır. Böylelikle hem kapasite hem strateji hem de koordinasyon avantajına sahip olduk. Afet öncesi risk azaltma, afet anında müdahale ve afet sonrası iyileştirme gibi üç ayağa oturan model bütünleşik bir afet yönetim stratejisi belirledik. Bu aşamaların her birini ayrı ayrı ele alarak faaliyetlerimizi ve çalışmalarımızı analitik bir çerçeveye oturttuk" diye konuştu.

"2021 için hesapladığımız hedef 51 milyon kişiye afet eğitimini ulaştırmak"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Afet öncesini yönetmenin öneminden yola çıkarak 2020 yılının temasını afetlere hazırlık yılı olarak belirlemiştik. 2021 yılını da yine aynı doğrultuda afet eğitim yılı olarak belirledik. Bu kapsamda Türkiye çapında 369 faaliyet planladık. Toplam 64 kurum ile işbirliği protokolü imzalanacak. Kampanya 2021 için hesapladığımız hedef 51 milyon kişiye afet eğitimini ulaştırmak. İçişleri Bakanlığı sitesine de ekleyeceğiz. 2021 Afet Eğitim Yılı'nın bir eğitim sayacını oluşturduk. Pazartesi gününden bugüne kadar 26 bin 250 kişi var. İnşallah bu yılın sonuna kadar bu sayaçta hep birlikte 51 milyon kişiyi tamamlayacağız" açıklamasında bulundu.

"Polis Arama ve Kurtarma birimlerinde görevlendirilmek üzere toplam 2 bin 240 personele eğitim verilmesini planladık"

Eğitimlerin sürdüğünü dile getiren Bakan Soylu, "Afet anı müdahale kapasitemize çok büyük kurumsal bir tecrübeyi ve gücü bugün işin içine katıyoruz. Tanıtımı için toplandığımız Polis Arama Kurtarma ekibi de Afet Yönetim Stratejimizin bu yeniliğin bilinçli bir parçasıdır. Bu kapsamda 2020 yılı içerisinde Özel Hareket Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatındaki 8 il müdürlüğünde, Güvenlik Daire Başkanlığı'na bağlı Ankara ve İstanbul Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerinde ve 7 il Çevik Kuvvet Şube Müdürlüklerinde Arama ve Kurtarma Birlik Amirlikleri ve şube müdürlüklerini kurduk. Polis Arama ve Kurtarma birimlerinde görevlendirilmek üzere toplam 2 bin 240 personele eğitim verilmesini planladık. 10 bin personelinde bu kapsamda eğitimini tamamladık. Bin 129 personelimizin eğitimleri de nasip olursa önümüzdeki günlerde tamamlanacak" ifadelerini kullandı.

"'Nerede kaldı bu devlet' sözüne düçar olmadık"

Bakan Soylu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde karşı karşıya kaldığımız hiçbir afette 'nerede kaldı bu devlet' sözüne düçar olmadık, 'nerede kaldı bu devlet' haykırışının muhatabı olmadık. İnşallah Allah böyle bir haykırışın muhatabı olmayı nasip etmez. Hazırlıklı olmalıyız" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasının ardından hizmete alınan yeni araçların Polis Arama Kurtarma personeline anahtar teslimini yaptı.

Yunus Emre Kartal - Engin Yağcı - Yunus Özkan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Rektör Özölçer Koltuğunu çocuklara devretti ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla makamında ağırladığı çocuklara rektörlük koltuğunu devretti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Anaokulu 5 Yaş Minik Kalpler Sınıfı öğrencilerinden Bulut Belen ve Azra Egemen’i makamında ağırladı. Ziyarette çocukların velileri, birim sorumlusu Öğr. Gör. Yasemin Cengiz Demir ve miniklerin öğretmeni Ebru Balçık yer aldı. Ziyarete ellerinde çiçeklerle gelen miniklere sırasıyla makam koltuğunu devreden Rektör Özölçer, onlarla bir süre sohbet etti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocukları makamında ağırlamaktan ve kendilerini dinlemekten büyük keyif aldığını dile getiren Rektör Özölçer, çocukların büyüdüklerinde bu makamlarda oturacak kişiler olduğunu, onları özveriyle ulus ve millet bilinciyle, dayanışma ve yardımseverlik duygularıyla yetiştirmenin büyük önem taşıdığını ifade etti. Rektör Özölçer ayrıca çocuklara kendi kültür ve manevi değerlerinin aktarılması hususunda herkese büyük sorumluluk düştüğünü belirterek çocukların hızlı dönüşen, dijitalleşen dünya karşısında kendi kültür ve manevi değerleriyle bu sürece katılıp çalışmaları, ülkeyi ileri götürme konusunda kararlılık göstermeleri için erken yaşta bu bilincin onlara aktarılması gerektiğine dikkat çekti. Ziyaret toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
İstanbul Beyoğlu’nda berbere “tıraş ücreti” saldırısı kamerada: 150 lira için kurşun yağdırdı Beyoğlu’nda berbere gelen bir şahıs 150 lira olan saç tıraşı ücretini fazla bulunca berberle kavga etti. Berber tarafından tartaklanan şahıs silahını alıp geldiği dükkana kurşun yağdırdı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polislerinin yakaladığı şahıs tutuklandı. Beyoğlu Hacıahmet Mahallesi’nde geçtiğimiz 5 Nisan Cuma günü yaşanan olayda, Mustafa D. tıraş olmak için semtte bulunan berbere gitti. Şahıs saç ve sakal tıraşı olduktan sonra ücreti ödemek istedi. Bunun üzerine berber Hikmet Zengin, traş ücretinin 150 TL olduğunu söyledi. Ancak müşteri şahıs ücretin çok olduğunu söyleyerek indirim yapılmasını istedi. Berberde ücreti 120 TL’ye indirdi. Bu ücreti de beğenmeyen şahıs 100 TL çıkartıp berbere verdi. Bu sebeple berber ile şahıs arasında kavga çıktı. Kavga esnasında şahsı tartaklayarak dükkandan kovdu. Bir süre sonra olay yerine silahla gelen şahıs berber dükkanına kurşun yağdırdı. Yaşananlar ise kameralara anbean yansıdı. Saldırının ardından şahıs kaçarken olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Beyoğlu Asayiş polisi saldırganı yakaladı Olayın ardından ihbar üzerine çalışma başlatan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri görgü şahitlerinin ifadesine başvurarak çevredeki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışmalar sonucunda şahsın kimliğini kısa sürede tespit eden polis ekipleri İstiklal Mahallesi’nde onu yakalayarak gözaltına aldı. Olayda kullanılan silahın da ele geçirildiği saldırıyla alakalı emniyete götürülen şahıs ifadesinin alınması ve adli işlemlerinin ardından sevk edildiği kilidi adliyede çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Türkiye, meyve üretiminde dünyada 4’üncü sırada Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dünyada dördüncü ülke konumunda yer aldı. Teknoloji platformu GeeksforGeeks’in Mart 2024 raporunda dünyanın en fazla meyve üreten ülkeleri listelendi. Türkiye yıllık 25 milyon ton üretimle dünyanın dördüncü büyük meyve üreticisi konumunda yer aldı. Dünyanın en fazla meyve üreten ülkesi Çin oldu. Çin, yıllık 253,9 milyon ton üretimle zirvede bulunuyor. İkinci sırada yıllık 107,9 milyon ton üretimle Hindistan gelirken, yıllık 39,8 milyon ton üretimle Brezilya üçüncü sıraya yerleşti. Sıralamada Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dördüncü ülke konumunda yer aldı. Raporda Türkiye’de Anadolu ve Ege kıyılarına yakın bölgelerde yetiştirilen kiraz, kayısı ve incir üretilen başlıca meyveler olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin çeşitli iklimi ve verimli toprakları, ülkede portakal ve diğer turunçgiller gibi çok çeşitli meyvelerin yetiştirilmesine yardımcı olmakta olup, Akdeniz iklimi olan Mersin ve Antalya’da yaygın olarak yetiştiriliyor. Diğer ülkelere bakıldığında, Meksika 23,7 milyon ton, Endonezya 23,6 milyon ton, Amerika Birleşik Devletleri 22,6 milyon ton, İspanya 19 milyon ton, İtalya 17,2 milyon ton, Filipinler 16,7 milyon ton üretimle ilk 10’a girdi. Rapora göre meyve üretimi büyük oranda yetiştirildiği bölgenin toprak tipi, iklimi ve sıcaklığına bağlı olarak değişiyor. Ayrıca, tarım teknolojisi ülkelerdeki meyve yetiştiriciliğinde önemli bir rol oynuyor. İlk 10’daki ülkeler verimli toprak, hava ve iklimin yanı sıra teknolojiyi de kullanarak narenciye, yemyeşil muz ve tatlı elma gibi çeşitli meyveler ürettiler. Çin’de en çok üretilen meyveler turunçgiller, üzüm, elma ve muzdan oluştu. Ülkenin geniş toprakları ve subtropikal iklimi, meyve çeşitlerinin üretimine öncülük ediyor Yangtze Nehri boyunca uzanan verimli topraklar Çin’de meyve yetiştiriciliğinde önemli rol oynuyor. Hindistan’da en çok yetiştirilen meyveler mango, muz, portakal ve üzüm olarak gerçekleşti. Özellikle Hindistan’da bulunan Alphanso ve Kesar iki tür mango, meyve pazarında küresel popülerliğe öncülük ediyor. Brezilya’da bulunan egzotik meyvelerden bazıları Acai, Kaju Elması, Mor meyve ve Passion meyveleri olurken bazı yaygın meyveler Guava, papaya ve muz olarak öne çıktı.
Eskişehir Kalp sağlığında yapay zeka tanı imkanını artırıyor Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, yapay zeka temelli algoritmanın sağlık alanında çok başarılı sonuçlar verdiğine ve dünyada pek çok merkezde anjiyo yerine öncelikle yapay zeka değerlendirmesi kullanıldığına dikkat çekerek, “Yapay zeka destekli analizin tanı koymadaki başarısı yüzde 95’lere çıkıyor” dedi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, kalp krizinin hem erkeklerde hem de kadınlarda önde gelen ölüm sebeplerinden biri olduğuna işaret ederek günümüzde sadece Amerika’da her 34 saniyede bir kişinin kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği bilgisini verdi. Her beş kalp krizinden birinin hiç şikayet oluşturmadan sessizce yaşandığını belirten Dr. Şenol, “Kalp krizi için risk faktörleri yönetilebilen ve yönetilemeyen olarak ikiye ayrılmaktadır. Bizim kontrol edebildiğimiz risk faktörleri hipertansiyon ve diyabet gibi damarları etkileyen kronik hastalıklar, yüksek kolesterol seviyesi ve sigara içimidir. Yönetilemeyen risk faktörleri ise, yaş, erkek cinsiyet ve genetiktir. Cinsiyetimizi veya genetiğimizi değiştirme şansımız yok ancak diğer risk faktörlerini kontrol etme şansımız elimizde” şeklinde konuştu. “Kalp aktivitelerini 295 ayrı parametrede değerlendiriyor” Kalp krizinin baskı tarzı tüm göğüste hissedilen, her iki kola, sırta, alt çeneye ve üst karına yayılabilen nefes darlığı, bulantı kusma, terleme ve bunalma hissinin eşlik edebildiği bir ağrı ile kendini gösterdiğini anlatan Dr. Şenol kalp, krizi riskini düşürmek için öncelikle risk faktörlerini ortadan kaldırmak gerektiğini söyledi. Yapılan ayrıntılı kalp muayenesi ve tetkikler sonrası hastanın tansiyon, şeker ve kolesterol düzeyinin belirlenerek ardından yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte gerekli tedavilere başlanması gerektiğini dile getiren Dr. Şenol, yönetilemeyen riskler de dahil olduğunda kalp krizinin önlenip önlenemeyeceği sorusuna yanıt olarak, “Günümüzde yapay zeka her alanda hayatımıza girdiği gibi, sağlık alanında da kullanılmaya başlandı. Bugün yapay zeka temelli algoritmaya sahip teknoloji ile yaklaşık 5 milyar adet kalp kası hücrelerinin elektriksel aktiviteleri değerlendiriliyor. Yüzyılı aşkın senedir kullandığımız EKG ile yaklaşık 8-10 parametreyi değerlendirerek kalp hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Yapay zeka teknolojisi ile kalbin etrafına 3 boyutlu olarak yerleştirilen elektrotlar sayesinde, kalbin elektriksel aktiviteleri çok ayrıntılı analiz edilebiliyor ve yapay zeka desteği sayesinde 295 ayrı parametre değerlendirilebiliyor. Bugün yapılan tüm bilimsel çalışmalar bize yapay zeka destekli analizin tanı koymadaki değerinin yüzde 95’ler civarında doğru olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı. “Anjiyo yerine yapay zeka" Yapay zeka teknolojisi ile çekimin nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren Dr. Şenol, çekim öncesi hastanın sırt üstü yatırılarak, EKG elektrotları bağlanıp, hastadan yaklaşık 4 dakika boyunca çekim alındığını belirtti. Cihazın 4 dakika boyunca hastanın kalp atımlarını analiz ederek bu 4 dakikada 295 parametreyi kullanarak 3 milyonun üzerinde hesaplama yaptığını ve verdiği sonuçlar ile hekimlerin yapısal, ritimsel ve damarsal açıdan değerlendirme ile tedaviyi yönlendirdiğini ifade etti. Dünyada pek çok merkezde anjiyo yerine öncelikle yapay zeka değerlendirmesi kullanıldığını vurgulayan Dr. Şenol, “Örneğin Almanya’da aile hekimleri tüm hastalarını taramak için bu teknolojik yönteme başvurmaktadır. Özellikle ileri yaş, efor yapamayan, kontrast madde alması uygun olmayan hastalar için öncelikle tercih edilmektedir. Test hızlı ve güvenilir bir şekilde radyasyon ve kontrast madde olmaksızın istirahat halinde 18 yaşından büyük herkese yapılabilmektedir” ifadelerini kullandı.