GÜNDEM - 22 Kasım 2019 Cuma 13:30

Bakan Soylu: 'Dünyanın her noktasında bir karışıklık var. Bunu bu güzel topraklara bir şekilde taşımak isteyenler var'

A
A
A
Bakan Soylu: 'Dünyanın her noktasında bir karışıklık var. Bunu bu güzel topraklara bir şekilde taşımak isteyenler var'

Gaziantep'in Nizip ilçesinde bir fıstık fabrikasının açılışına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyanın bazı bölgelerinde yaşanan karışıklıkların Türkiye'ye taşınmak istendiğini belirterek, "Doğu ve Güneydoğu'yu nasıl huzurlu hale getirdiysek, Orta Doğu, Asya ve Balkanları da huzurlu hale getirmeyi Allah nasip eder inşallah" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Gaziantep'in Nizip ilçesinde yapımı tamamlanan fıstık fabrikasının açılışını yaptı. Soylu, törende yaptığı konuşmada, Türkiye gibi dünyanın da önemli bir süreçten geçtiğini kaydetti. Dünyayı karıştırmak isteyenlere ve bu karışıklığı Türkiye'ye de taşımayı amaçlayanlara en güzel cevabın sanayi yatırımı olduğunu belirten Soylu, "Sadece memleketimiz değil dünya önemli bir dönemden geçiyor. Şili’den Irak’a, Venezuela'dan Afganistan, Pakistan’a kadar dünyanın her noktasında bir karmaşa var. Toplumsal, ekonomik, sosyal olayları görüyoruz. Bunu bu güzel topraklara bir şekilde taşımak isteyenler var. Yıllardan beri kah ekonomik saldırılarla, kah 15 Temmuz’la, aramızdaki zenginlikleri aramızdaki bir münaferete döndürmeye çalışmak isteyenler var. Ama bütün bunların yanı sıra o kadar güzel şeyler var ki. Sadece bir fabrikanın açılışına şahitlik yapıyor değiliz. Aslında bir hikayeye şahitlik yapıyoruz. Aslında Türkiye’nin büyük dönüşümüne şahitlik yapıyoruz, hep birlikte. Bir insan hayatının, Türkiye ile Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, serpilmesi, itirazları ile nasıl aynı anlayışta buluştuğunu imza altına almaya geldik" dedi.

"Hangi sınır bizi birbirimizden ayırır"

Suriye'nin Şam ve Halep kenti ile Türkiye'nin Gaziantep kenti arasında fark bulunmadığını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bölge insanını kimsenin birbirinden ayıramayacağını ifade etti. Soylu, "Suriye’nin geldiği durum çok açık. Bunu en iyi hissedenler sizlersiniz, O gün Suriye istikrar içerisindeyken de en iyi hissedenler de sizlerdiniz. Gaziantep, Şam, Halep arasında ne fark var. Aynı kardeşlerin, aynı ticaret aklının, aynı komşuluğun, aynı komşuluğun, aynı kültürün,aynı anlayışın birlikte yüzlerce yıl bir arada yaşandığı, sürdürülebilir olduğunun canlı kanıtlarının yaşandığı bir alanda konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.

"Her şey para değildir"

Türk milletinin bugüne kadar kimseye sırtını dönmediğini vurgulayan Soylu, Suriyelilere de aynı anlayışla sahip çıkıldığını kaydetti.
Tüm dünyanın Türk milleti üzerine oyunlar oynamasına rağmen yıkamadığını da kaydeden Bakan Soylu, "Bizi nasıl birbirimizden ayırırlar. Hangi sınır bizi birbirimizden ayırır. Ne yapmalıydık yani. Yıllarca ticaret yaptığımız, komşuluk yaptığımız, kız alıp verdiğimiz o insanlara sırtımızı mı dönmeliydik. Müslümanlığımız, insanlığımız, kardeşliğimiz tartışılmaz mıydı yani. Kime sırtımızı döndük? Yüzyıllar önce gelen Musevilere mi sırtımızı mı döndük. Osmanlı-Rus harbinden sonra gelen Türkiye’ye Abazlara, Çerkezlere ve Gürcülere mi sırtımızı döndük? Bulgaristan’dan gelenlere mi sırtımıza döndük. Saddam’ın kimyasal silahlarla gelen peşmergelere mi sırtımızı döndük. Allah’ınızı severseniz kime sırtımızı döndük? Çok mu güçlüydük, çok mu zengindik? Bugünkü gibi 10 bin dolar kişi başına gelir seviyemiz mi vardı? Ayaklarımızın mecali bugünkü kadar güçlü müydü? Dünyanın en çok yardım yapan bir ülkelerinden biri miydik, bugün olduğu kadar? Hayır. Rahmetli Menderes, Yugoslavya’dan Bulgaristan’dan on binlerce insana, Türkiye’de ev bark verdi, Biz nasıl bugün büyük bir milletiz. Nasıl Amerika üzerimize oynuyor da bizi yıkamıyor. Nasıl Avrupa üzerimize oynuyor da bizi yıkamıyor. Etrafımızdaki coğrafyamızdaki her türlü fitne ortaya dökülüyor da bizi yıkamıyorlar. Niye yıkamıyorlar? Biz bütün coğrafyada, bütün sıkıntıya düşenlerin, hangi anlayış, etnik kökende olursa olsun, herkesi kucaklama anlayışına sahip olduğumuz için, Allah’ın emrettiğini yaptığımız için. İnsanlığımızı üç kuruş para kazandık diye unutmadığımız için. Unutamaz mıydık? Belki bu dertlerin, sıkıntıların çok az yaşandığı yerlerde yaşıyoruz. Bizi bugün ayakta tutan en önemli unsurlardan biri budur. Her şey para değildir. Belalardan ve musibetlerden bizi kendi gücümüz ve kudretimiz bir nebzeye kadar bizi kurtarır. Belalardan ve musibetlerden bizi kurtaracak olan bizim yaratılmışların en şereflisi olarak Cenab-ı Allah’ın nitelendirdiği insana olan ve O’nun yarattıklarına olan hürmetimizdir. Biz millet olarak bu hürmeti gösterdiğimiz sürece, ayaklarımızın üzerinde duracağız" şeklinde konuştu.

"Tarih de dünya da yazacak"

Türk devleti'in yaptıklarını yıllar sonra tarihin yazacağını anlatan Soylu, "Meselemiz sadece kendi coğrafyamız değil. Önümüzde çok ciddi sorunlar var. Suriye, Irak düzelecek. İran istikrara kavuşacak. Fas, Yemen, Tunus, Balkanlar, Afganistan, Pakistan. Şu anda orada sıkıntı çeken insanlar, yarından emin olmayan çocuklar, çocuğunun hayatını kurtarmak için bombaların üzerine kapanan anneler, bütün bunlar düzelecek. Ama bunların düzelmesinde tarih de dünya da yazacak, bugünkü Türkiye pay sahibi olacak. Sadece bunların düzelmesinde değil, imarında, inşasında, ihyasında, devlet tecrübesinde, her birinde pay sahibi olacağız" ifadelerine yer verdi.

"Huzurun nasıl getirildiğini dünyaya gösterdik"

Türkiye'nin, huzur ve istikrar götürmesi konusunda ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkelere çok önemli bir örnek olduğunu da söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz bu dünyaya büyük bir örnek oluyoruz. Hemen yanı başımızda Cerablus, Azez, Mare, El Bab, Rai, Afrin örneğini veriyoruz. Bir huzurun, bir istikrarsızlık ve huzursuzluk ortamına nasıl getirilebileceğini hep beraber ortaya koyduk. ABD, Almanya, İngiltere bunu yapamaz. Yıllarca Afrika’yı Asya’yı sömürdüler. Oraları neredeyse boş bir çuval gibi bıraktılar. Aşağılarını oydular. Biz bir yeri sömüren bir millet hiçbir zaman olmadık. Allah’tan korkarız, medeniyetimizden çekiniriz. Şimdi oralarda hastanelerimiz var. Şuradaki belediye başkanları hiçbir karşılık beklemeden, defalarca kez karşı karşıya kaldık. Araçlarını gönderdiler, asfaltlarını onardılar, evlerini tamir ettiler. Kardeşlik adına, komşuluk adına, tarih adına, yarın çocuklarımıza bırakabileceğimiz miras ve emanet adına. Yüzyıllar sonra kimse, ‘biz eziyet çektik, bu büyük millet, komşularımız bize sırtını döndü’ diyemeyecek" dedi.
Cumhur İttifakı ile ilgili eleştirilere de cevap veren Soylu, "Bugün de Cumhur İttifakı ile aynı anlayış ile devam ediyoruz. Hem de sarsılmaz bir irade ile devam ediyoruz" diye konuştu.

Büyük bir insanlık tarihi yazılıyor

Türkiye'de 3 milyon 684 bin Suriyeli, toplamda ise 5 milyon yabancı uyruklu şahsın misafir edildiğini hatırlatan Bakan Soylu, yabancılara evini açan tüm bölge ve ülke halkına teşekkür etti. Büyük bir insanlık tarihinin yazıldığını belirten Soylu, şöyle devam etti:

"Dünyanın hiçbir ülkesi bunu kaldıramaz, hiçbir ülkesi bu yükü çekemez. Bir çok maliyetine rağmen, karıştırma çabalarına rağmen, milletimiz, dinimiz adına insanlık adına, kardeşlik, komşuluk ve coğrafyamız adına bugün büyük bir insanlık tarihine imza atmaktadır. Geçmişten geleceğe bırakılacak en büyük miras insanlıktır. Ama sadece para kazanılarak, büyük miras bırakılmaz. On yıllar sonra biz hala dönüp Pakistan’a ve Afganistan’a teşekkür ediyoruz. Onlar kurtuluş mücadelesinde bizi birilerinin ayakları altında ezdirmediler. Makinelerini satıp bize para gönderdiler. Türkiye’deki en büyük bankalardan bir tanesi onlardan gelen paranın sermayesi ile kurulmuştur. İşte yüzyıllar sonra komşularımızın evlatları da bu ülke için aynı şeyleri söyleyecek, aynı şeyleri yapacaktır. Bizim milletimizin asaleti bunu gerektirdi ve biz bunu yaptık. Ama sadece para kazanılarak, büyük miras bırakılmaz. En büyük miras insanlıktır."

"Doğu ve Güneydoğu'da olduğu gibi Orta Doğuya'da huzur getireceğiz"

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'dan sonra Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyaya huzur getirmek için çabasını sürdüreceğini vurgulayan Soylu, "Güçlü bir şekilde yürüyoruz. Dünyaya söyleyecek hem sözümüz hem de dünyada yapacak işimiz, etrafımızdaki coğrafyaya getireceğimiz huzur var. Doğu ve Güneydoğu’yu bugün nasıl huzurlu bir hale getirdiysek üzerimizdeki yükümlülük Orta Doğu’yu, Asya’yı ve Balkanları da aynı şekilde huzurlu hale getirebilmeyi Allah bu millete nasip eder inşallah" diye konuştu.
Konuşmaların ardından yapılan dualarla fabrikanın açılış kurdelesi kesildi.

Lider Olgun - Metin Faruk Tamer
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yoğun talep gören otomatik vitesli araçların kullanımına dikkat Son zamanlarda vatandaşların genel olarak tercih ettikleri otomatik şanzımanlı araçlar hakkında konuşan Experix Kurumsal Oto Ekspertiz Genel Koordinatörü Alperen Temizyürek, “Yağ değişimi yapılmadıktan, kullanımında dikkat edilmedikten sonra 150-200 bin kilometrede ağır masraflar çıkartıyor” dedi. Son dönemlerde araç kullanıcıları tarafından yoğun şekilde tercih edilen otomatik şanzımanlı araçlar, yaşanabilen arızalarla öne çıkıyor. Hatalı kullanıma bağlı olarak yüksek maliyetli arızalar çıkartabilen otomatik şanzımanlı araçlar hakkında işin uzmanları uyarıyor. Özellikle kırmızı ışıkta bekleme esnasında yapılan vites değişikliklerinin ve park edilme esnasında araç yükünün şanzımana bindirilmesinin büyük deformasyonlara neden olduğunu belirten Experix Kurumsal Oto Ekspertiz Genel Koordinatörü Alperen Temizyürek, “Şanzıman değişikliklerinde 100 bin liraya kadar maliyetler oluşabiliyor” dedi. “Ekspertize gelen 5 aracın 4’ü otomatik ve yarı otomatik araçlar” Son zamanlarda ekspertize gelen araçların büyük kısmının otomatik şanzımanlı olduğunu belirten Alperen Temizyürek, “Şu an ekspertize gelen 5 aracın 4’ü otomatik ve yarı otomatik araçlar. Çoğunlukla üreticiler de artık otomatik vitesli araçlar çıkartıyor. Şehir trafiğinden kaynaklı olarak daha rahat bir kullanım ve konfor sağlamak, yeni nesil araçlardaki şerit takip sistemleri, otonom sürüş modelleri ve bazı özellikleri kullanabilmek için otomatik viteslerin üretimi arttı. Bunlar geliştikçe taleplerde de yükseliş yaşandı” dedi. “Hatalı park ve şanzıman yağı değiştirmemekten kaynaklı ciddi deformeler oluyor” Kullanıcı hatalarının ve eksik bakımların deformelere neden olarak yüksek maliyetli arızalar oluşturduğunu belirten Temizyürek, “Öncelikle manuel şanzımandan alıştığımız sürüş modelinden vaz geçmemiz lazım. Sıfır araç alacak arkadaşlar bu konuda biraz daha şanslı. Servislerle görüşüp, kullanım talimatları ve bilgilendirme alabilirler. Ama ikinci el araç alacak arkadaşlar da muhakkak ki servislere ve ekspertiz noktalarına bunlarla ilgili danışmaları ve kontrollerini yaptırması lazım. Manuel araçlardaki bakım ve onarım durumları daha kolay ve daha düşük maliyetli olurken, otomatik şanzımanlarda bunlar çok daha yüksek maliyetli oluyor. Çoğunlukta hatalı park ve şanzıman yağı değiştirmemekten kaynaklı olarak parçalarda ciddi anlamda deformeler oluyor. Bu da araç kullanma esnasında vites geçişlerinde vuruntu yapabiliyor ve randımanlı performans aktarma eğilimini gösteremiyor. Onlara dikkat edilmesi lazım. Kullanımla ilgili olan durumunda şanzıman yağı değişimine ve üretici firmanın ön gördüğü kilometre aralığında bakımlarının yapılmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Şanzıman değişimine kadar gidebiliyor bu durum. Onlarda da 100 bin TL’den başlayan çok yüksek fiyatlar çıkıyor. Bakımlar genel itibariyle daha ucuz. Ama yine de otomatik şanzıman bakımları da 20 bin TL civarında başlıyor. Daha yukarıya doğru ilerliyor” diye konuştu. “Araç yükünü şanzımana bindirmemek gerekiyor” Sürücülerin otomatik şanzımanlı araç kullanırken vites değişiminde ve park konumuna getirmede dikkatli olması gerektiğini belirten Alperen Temizyürek, “Yeni nesil otomatik şanzımanlarda ‘hold’ veya ‘auto hold’ diye geçen sistemimiz mevcut. Bu sistem, aracın trafikte ve kırmızı ışıkta beklediği esnada vites D’de olsa bile belli bir süre sonra ayağınız frende değilken vitesi boşa alıyor. Kullanıcılar harici olarak kendileri vitesi D’den N konumuna getirdiğinde, hareket için tekrar D’ye getirip seri bir şekilde kalkış istediğinde şanzımana aniden yüksek güç biniyor. Bu da vuruntulara sebebiyet veriyor, dolayısıyla yapılmaması gerekiyor. Bu sistemler zaten aracı boşa çekiyor. Siz tekrardan gaza bastığınızda da vitese alıyor aracı. Bir diğer konu da park halindeki hatalar. Aracı park ederken öncelikle vitesi D konumundan N konumuna getirip aracın yükünü el frenine bindirmemiz gerekiyor. El frenin çektikten sonra aracı P konumuna getirmemiz lazım. El frenin çekmeden direkt P konumuna getirdiğimiz zaman aracın bütün yükünü şanzıman çekiyor. Bu da yine deformeye ve yıpranmaya sebebiyet veriyor” dedi. “Dikkatli kullanıldığında 350 bin kilometreye kadar dayanaklıdır” Halk arasında otomatik şanzımanların 200 bin kilometre ömrü olduğuna dair yanlış bilgi olduğunu belirten Experix Kurumsal Oto Ekspertiz Genel Koordinatörü Alperen Temizyürek, şu ifadeleri kullandı: “Şanzıman üreticilerinin biçmiş olduğu ömür 350 ila 500 bin kilometre aralığındadır. Fakat bu periyot dahilinde 60 ila 80 bin kilometre aralıklarında marka ve modeline göre değişmekle birlikte bakımı ve yağ değişimleri var. Şanzıman yağları ömür boyu kullanılabilir yağlar değillerdir. Yağ değişimi yapılmadıktan, kullanımında dikkat edilmedikten sonra 150-200 bin kilometrede ağır masraflar çıkartıyor. Oluşan algı bundan kaynaklı. Özellikle şanzıman yağı değişimi ve kullanım durumuna dikkat edildikten sonra 350 bin kilometreye kadar şanzımanlarda herhangi bir revizyon işlemine veya değişimine duyulmayacaktır.”
Sinop Türkiye’nin en yaşlı ili Sinop, çocuk nüfusunda sondan 7. sırada Türkiye’nin en yaşlı ili Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı İstatistiklerle Çocuk, 2023 haber bültenini açıkladı. TÜİK başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre Türkiye nüfusunun yüzde 26’sını çocuk nüfus oluşturdu. Türkiye’nin en yaşlı nüfusu bulunan Sinop’ta ise nüfusun yüzde 18,8’i çocuk. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yılsonu itibariyle Sinop nüfusu 229 bin 716 iken, bunun 43 bin 149’unu çocuk nüfus oluşturdu. 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1985 yılında toplam nüfusun yüzde 45,0’ini oluştururken, bu oran 2007 yılında yüzde 26,9 ve 2023 yılında yüzde 18,8 oldu. Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, yüzde 23,5’inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 28,8’inin 5-9 yaş grubunda, yüzde 29,6’sının 10-14 yaş grubunda ve yüzde 18,1’inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü. Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il ADNKS sonuçlarına göre illerin çocuk nüfus oranı incelendiğinde 2023 yılında Sinop’un yüzde 18,8 ile en düşük çocuk nüfusu oranına sahip 7. il olduğu görüldü. Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Sinop’ta ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/’23 öğretim yılında yüzde 92,33 oldu. Ortaokulda net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, erkeklerde yüzde 92,42, kızlarda ise yüzde 92,23 olduğu görüldü. Sinop’ta 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranı yüzde 29,1 Sinop’ta 2023 yılında toplam hane halkı sayısı 82 bin 300 oldu. Hanelerin yüzde 29,1’inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu gözlendi. Bu oran ile Sinop 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranının en düşük olduğu ikinci il oldu. Toplam hanelerin yüzde 13,5’inde 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 10,6’sında iki çocuk, yüzde 3,6’sında üç çocuk, yüzde 0,9’unda dört çocuk, yüzde 0,5’inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.