GÜNDEM - 15 Eylül 2021 Çarşamba 18:25

Bakan Soylu: 'Güvenlik, özgürlükleri teminat altına almak ve korumak için vardır'

A
A
A
Bakan Soylu: 'Güvenlik, özgürlükleri teminat altına almak ve korumak için vardır'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Özgürlük, güvenlik dengesi ifadesi doğru bir ifade değildir. Asıl olan özgürlük alanıdır. Güvenlik, özgürlükleri teminat altına almak ve korumak için vardır. Toplumsal olaylara yaklaşımımızı da bu çerçevede belirlemek bana göre en doğru olandır" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, '6. Uluslararası Birleşmiş Milletler Toplumsal Olaylara Müdahale Eğiticilerinin Eğitimi' törenine katıldı. Düzenlenen programda konuşan Bakan Soylu, "Göç konusunda, uyuşturucu ile mücadele konusunda, küresel terör örgütleriyle mücadele konusunda, Ortadoğu’nun istikrarı için gereken adımların atılması konusunda, dünyadan ve küresel organizasyonlardan daha bütüncül yaklaşımlar görmeye ihtiyacımız var. Göç için bir genel müdürlüğümüz var, kolluk birimlerimizde buna ait başkanlıklarımız var. Buna ait attığımız adımlar var. Diğer kurumlarla ve bakanlıklarımızla irtibatlarımız var. Yakalanan kaçak göçmenler, sınırda engellenenler, geri gönderme operasyonlarımızın sayısı aslında dünyanın hiçbir ülkesinin karşılaşmadığı rakamlardır. 2016 yılından bugüne kadar ülke içinde yakalanan kaçak göçmen sayımız toplam 1 milyon 293 bin kişidir. Avrupa’nın orta ölçekli bir ülkesini bırakın bu rakam yüzde 10’u bir rakamla karşı karşıya kalınsa herhalde bütün düşünceleri allak bullak olur" şeklinde konuştu.

"2016 yılından itibaren sınırlarımıza girerken engellediğimiz kaçak göçmen sayısı 2 milyon 300 binin üzerinde"

Yakalanan kaçak göçmen sayıları hakkında bilgi veren Bakan Soylu, "Bizim 2016 yılından itibaren sınırlarımıza girerken engellediğimiz kaçak göçmen sayısı da 2 milyon 300 binin üzerinde. 2021 yılında yakaladığımız her Afganlı kaçak göçmenin yüzde 71’ini kendi ülkesine gönderdik. Birileri ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle telaşlanmış olabilir. Ama bizim zaten uzun zamandır takip ettiğimiz ve dünyaya hem çağrı hem de çözüm önerileri sunduğumuz bir meseledir. Kendi tedbirlerimizi de almıştık" ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu, 28 Avrupa Birliği ülkesinin toplamından daha fazla uyuşturucu madde yakalandığını vurgulayarak, "Şu anda sadece kolluk birimlerimizin yakaladığı uyuşturucu madde miktarlarından sadece eroinden 13 tonu bugün itibarıyla aşmış durumda. Yıl sonu itibarıyla gümrükle inanıyorum ki 20 tonu aşacağımızı ve yine bu bölgeyi transit olarak kullanmaya çalışanlara büyük bir ders vereceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. 2016 yılında uyuşturucuya bağlı ölümlerden direkt ölenlerin sayısı adli tıp raporlarına göre 441’idi. Geçen yıl bu rakam 340 seviyelerine geldi. Bu yıl geçen yıla kıyaslanan dönemle geçen yıl 97, bu yıl 72 toplam yüzde 26 azalma var" açıklamalarında bulundu.

"Güvenlik, özgürlükleri teminat altına almak ve korumak için vardır"

Dünyada toplumsal olayların ve sokak eylemlerinin yeni olmadığını söyleyen Bakan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu olayların yoğunluğunun dönem dönem arttığını, bu olaylarda polis müdahalesiyle istenmeyen görüntüler olduğuna hatta bazen can kayıpları yaşandığına hep birlikte şahit oluyoruz. 2019’da Bağdat’taki protestolarda 300’den fazla insan hayatını kaybetmişti. Yine aynı yıl Şili, Ekvador, Haiti’de protestolar olmuştu. Aynı yıl Sudan’daki darbe karşıtı protestolarda yalnız bir günde 113 kişi hayatını kaybetti. Venezuela’daki, Fransa’daki Sarı Yelekliler eylemlerinde de yine can kayıpları meydana geldi. ABD’deki George Floyd hadisesi sonrası yaşananların boyutları ise hepimizin tahminin üzerindeydi. Dolayısıyla bu konuda dünyanın bir başlık açması ve bu toplumsal olayların ifade özgürlüğünün garanti eder şekilde yönetilebilmesini, insanların düşüncelerinin, ifade alanlarının kısıtlanmamasını, burada bir istismara fırsat verilmemesini garantilemesi gerekir. Daha önce de ifade etmiştim özgürlük, güvenlik dengesi ifadesi doğru bir ifade değildir. Aslolan özgürlük alanıdır. Güvenlik, özgürlükleri teminat altına almak ve korumak için vardır. Toplumsal olaylara yaklaşımımızı da bu çerçevede belirlemek, bana göre en doğru olandır."

Bu eğitimin 28 Temmuz'da başladığı bilgisini veren Bakan Soylu, "Bu eğitime BM yönetici ve uzman kadrosundan 8, yabancı eğiticilerden 6, Türk eğiticilerden 20, yabancı kursiyer olarak 26, Türk kursiyer olarak da 8 kişi olmak üzere toplam 68 katılımcı dahil oldular. Bu arkadaşlarımız burada aldıkları eğitimlerle hem kendi ülkelerinde hem de ülkemizde, toplumsal olaylara müdahale konusunda uluslararası standartları daha yukarı çekmiş olacaklardır" diye konuştu.

Mustafa Cenik - Sadettin Aliusta

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer Afet Merkezi envanterini güçlendirdi Nilüfer Belediyesi’nin kente kazandırdığı Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi, envanterine 22 adet son teknoloji kentsel arama ve kurtarma malzemeleri daha ekledi. Hayat kurtaran malzemeler hakkında bilgi alan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Deprem, her zaman gündemimizde ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz” dedi. Nilüfer Belediyesi’nin 2017 yılında kente kazandırdığı, bünyesindeki simülasyon odaları ve envanteriyle Türkiye’de ilklere sahip olan Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi, bir yandan çalışmalarını titizlikle sürdürürken, bir yandan da envanterine son teknolojiye sahip, hayat kurtaran yeni malzemeler ekliyor. Kentte yaşanan afet ve acil durum niteliği taşıyan tüm olayların 7 gün 24 saat takip edildiği merkez, yeni kentsel arama ve kurtarma malzemelerini bünyesine katarak daha donanımlı hale geldi. Sismik enkaz altı dinleme cihazı, havalı enkaz kaldırma seti, enkaz altı görüntüleme kamerası, termal kameralı drone, spiral hortumlu duman tahliye fanı, aydınlatma, taşlama, kesme, kırma aletleri gibi 22 adet malzemeyi envanterine ekleyen merkez, afet ve acil durum anlarında artık daha nitelikli hizmet verecek. Başkan Şadi Özdemir: "Halkın bilinçlenmesi önemli" Deprem başta olmak üzere her türlü afetle mücadeleye büyük önem veren, deprem parkları ve deprem lojistik merkezi gibi projeler hayata geçirmeyi planlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’ne giderek, kentsel arama ve kurtarma malzemelerini yerinde inceledi. Nilüfer Belediyesi Sivil Savunma Amiri ve İş Güvenliği Uzmanı Fatih Işık’tan malzemeler hakkında detaylı bilgi alan Başkan Şadi Özdemir, halkın afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklar hakkında bilinçlenmesinin önemine değindi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’ndeki kullanım ömrünü tamamlamış aletleri yenilediklerini, ayrıca envantere yeni malzemeler de kazandırdıklarını belirtti. Nilüfer Belediyesi’nin afet ve acil durum konusundaki bilincinin yüksek olduğuna dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Bu merkezde hem afetle mücadelede halkın her an hazır olması için eğitimler veriliyor hem de kentteki afet ve acil durum niteliğindeki durumlar 7 gün 24 saat takip ediliyor. Halkın bu merkezde verilen eğitimlere katılarak, bilinçlenmesi çok önemli” dedi. Deprem parkları ve lojistik merkezi Muhtemel bir deprem sonrasında hızlı müdahaleyi sağlamak ve kargaşayı önlemek adına deprem parkları ve deprem lojistik merkezi gibi önemli projeleri kente kazandırmayı hedeflediklerini de ifade eden Başkan Özdemir, “Deprem sonrası, en az iki günlük acil ihtiyacın içinde olduğu, temel yaşam malzemelerinin yer aldığı mekanlar oluşturmayı düşünüyoruz. Deprem sonrası alet ve edevat ihtiyacı da çok yüksek oluyor. Basit aletlerle birçok insanın hayatını kurtarmak mümkünken, eksiklerden dolayı birçok insan yaşamını yitiriyor. Bu nedenle deprem lojistik merkezi yapma hedefimiz var. Deprem anında ihtiyaç duyulabilecek her türlü alet ve edevata sahip bir mekan oluşturmayı, afet sonrası ihtiyaç bölgelerine hızlıca eriştirilmesini hedefliyoruz” diye konuştu. Bursa’nın bir deprem kenti olduğunu, Nilüfer’de alüvyonlu toprakların yer aldığını hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, depremin her zaman gündemlerinde olduğunun altını çizdi. Başkan Şadi Özdemir, “Çalışmalarımızı, bu bilinçle yapacak, tedbirlerimizi alacağız. Yeni planlamalarda, kentsel dönüşüm çalışmalarında fay hatlarını dikkate alacağız. Önemli olan Nilüferliler’in deprem konusunda bilinçli olması. Biz, her zaman onların yanındayız” ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da ’21. Yüzyılda Öğretmen Olmak’ konulu panel düzenlendi Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nin iş birliğinde gerçekleştirilen "21. Yüzyılda Öğretmen Olmak" konulu panel Merinos AKKM Orhangazi Salonunda gerçekleştirildi. Programa Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, İl Milli Eğitim Müdürlüğü idarecileri, akademisyenler ve öğretmenler katıldı. Panelin açılışında konuşma yapan Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu şunları söyledi: "20. yüzyılın başında Cumhuriyetin temel dinamiğini, temel enerjisini sağlamış olan öğretmenlerdi. Bunu eğitim tarihi okumalarımızdan biliyoruz. Yeni bir yüzyılın başındayız, coğrafyada yalnızız ve güçlü olmak zorundayız. Çocuklarımızı daha iyi ve nitelikli yetiştirmek zorundayız. Aramızdaki iletişimi ve anlaşma şekillerini güçlendirmek durumundayız. Okullarımızda, çalışma iklimlerimizde, iyi bir iletişim platformu içerisinde çocuklarımıza güçlü bir değeri ulaştırmak zorundayız. Bunun için güçlü olmak ve kendimizi yenilemek durumundayız. Ülkemizdeki çalışma sektörleri arasında kendini sürekli geliştiren, kararlılık, istek ve heves içerisinde olan en fazla kitlenin öğretmenlerimizin olduğunu düşünmekteyim. Bu anlamda gerçekten diğer çalışma alanlarından farklıyız, daha istekliyiz, daha hevesliyiz. Dolayısıyla ciddi anlamda kültürel dönüşüm, insanların şehre ayak uydurmaları, yeni çocukların, yeni insanların sürekli içerisinde varoluşlarını tamamlamak bunların tamamı bizlerden geçiyor. Bu anlamda güçlü olmak durumundayız. Türkiye’nin önemli büyükşehirlerinden, önemli kurucu başkentlerinden birindeyiz. Dolayısıyla bu etkinlik çok değerli. İnanıyorum ki yapılacak tüm çalışmalar, Bursa’mızın eğitiminin daha nitelikli, daha güzel, öğretmeninin daha mutlu olmasına katkı sunacak. Bugün burada panelist olarak aramızda bulunan değerli üniversite hocalarımıza ve çalışmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi. Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, "Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün kurmuş olduğu Öğretmen Akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen Akademisi kapsamında yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle iş birliği içerisinde yürüterek Bursa’mızın öğretmenlerine bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız. Bursa İl Milli Eğitim Müdürümüz Ahmet Alireisoğlu başta olmak üzere projede emeği geçen herkese teşekkür ediyor, başarılar diliyorum." dedi. Panelde "Geçmişten Günümüze Geleceğe Öğretmen Olmak" konusu üzerine konuşma yapan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan 20. ve 21 yüzyılında eğitim, öğretim ve öğretmenliğin gelişim süreçlerinden, Prof. Dr. Şeref Tan ise Türk Milli Eğitim Sisteminde Gelişimsel Ölçme ve değerlendirmeden bahsetti. Panel, etkinliğin düzenlenmesinde vermiş olduğu desteklerden dolayı ‘Özel Arena Eğitim Kurumları ve Kurucusu Celal Arslan ‘a teşekkür edilmesi, konuşmacılara çiçek ve plaket takdiminin ardından sona erdi.