TEKNOLOJİ - 25 Kasım 2020 Çarşamba 16:48

Bakan Varank: 'Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor'

A
A
A
Bakan Varank: 'Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor'

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, videokonferans yöntemiyle 9. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne katıldı. Kongrede Bakan Dönmez ve Bakan Varank'ın yanısıra TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve TÜREK Başkanı Hakan Yıldırım da konuşmacı olarak yer aldı. Burada bir konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Güçlü ve sürdürülebilir büyümeye giden yol, kullandığınız girdileri ne derece verimli ve rekabetçi şekilde bir araya getirdiğinizle doğrudan ilişkili” diyerek, bu manada enerjinin kritik bir bileşen olarak karşılarına çıktığını belirtti. Büyümek için üretime, üretim için de enerjiye ihtiyaçları olduğunu dile getiren Bakan Varank, şöyle konuştu:

“Sanayi geliştikçe ve sektörel çeşitlilik arttıkça enerjiye olan ihtiyaç da artıyor. Eğer enerjide dışa bağımlıysanız, bu durum cari açık ve dış kırılganlık riski olarak karşınıza çıkıyor. Bu manada yenilenebilir enerji kaynakları, enerjide dışa bağımlılığı azaltıp, yüksek teknolojili sanayileşmeye hız kazandırmak için önemli bir alternatif. Tabi bu kaynakların, düşük maliyetli ve çevre dostu olması da sürdürülebilirlik açısından özellikle son dönemde önemli avantajlardan birisi. Gelecek dönem eğilimlerine baktığımızda, enerji sektöründe ciddi bir yapısal dönüşüm görüyoruz. Yapılan analizler, 2050 yılında dünyada üretilen enerjinin yüzde 85’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacağını gösteriyor. Bu yüzde 85’lik bölümde en büyük paya sırasıyla, rüzgar ve güneş enerjisinin sahip olması bekleniyor. Önümüzdeki 10 yılda kamu ve özel sektör tarafından taahhüt edilmiş 1 trilyon dolarlık rüzgar ve güneş enerjisi yatırımı bulunuyor. Verdiğim bu rakamlar, hem sektörün taşıdığı önemi hem de yurt içi sanayinin bu değişime hızla adapte olması gereğini açıkça ortaya koyuyor. Biz de buradan hareketle petrol ve doğalgazda dışa bağımlı olmanın dezavantajını yenilenebilir enerjiden maksimum seviyede faydalanarak avantaja çevirmek istiyoruz.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak böyle stratejik yatırımların peşinden koşan yatırımcılara her türlü desteği verip, yurt içi sanayinin gelişmesinde aktif rol oynadıklarını bildiren Bakan Varank, “Son 8 senede yenilenebilir enerji yatırımları için 7 bine yakın yatırım teşvik belgesi düzenledik. Bu belgeler sayesinde 124 milyar liralık yatırım yapılırken, 19 binden fazla kişiye yeni iş imkanları açıldı. Ağustos ayında Ankara’da açtığımız Entegre Güneş Paneli Üretim Fabrikası gerçekten önemli bir yatırım olarak karşımızda duruyor. Proje bazlı teşviğimiz sayesinde hızla hayata geçen bu fabrika; hammaddeden tutun da kristal büyütme, dilim kesme, hücre üretimi ve modül üretimi aşamalarını tek çatı altında gerçekleştiriyor. Dünyada bunların hepsini tek çatı altında yapabilen başka bir entegre tesis de yok. Bir diğer desteğimiz de enerji ihtisas endüstri bölgelerinin kurulması. Bugüne kadar Konya-Karapınar, Niğde-Bor ve Karaman endüstri bölgelerini ilan ettik. Bakanlık olarak bu bölgelerde yatırımcılara yer tahsisi yapıyor ve çok uygun fiyatlarla yatırımcı lehine irtifak hakkı tesis edilmesini sağlıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız Karapınar için yatırımcıları belirledi, yer tahsisleri yapıldı, bölgedeki güneş santrali kurulumlarına başlandı. Bahsettiğim bu 3 bölgenin tamamı yatırımcılara tahsis edildiğinde yaklaşık 6 bin megawatt (MW) güce sahip güneş enerjisi santrali kurulmuş olacak” diye konuştu.

“Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor”

Enerji teknolojilerinin üretimine yönelik Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin yürütülmesine de özel önem verdiklerini aktaran Bakan Varank, şöyle konuştu:

“TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde rüzgâr ve hidrolik enerji odaklı Ar-Ge projeleri gerçekleştiriyoruz. Rüzgar enerjisi özelinde Rüzgârdan Üretilen Elektriksel Güç İçin İzleme ve Tahmin Sistemi Geliştirilmesi (RİTM) Projesi'ni başarıyla tamamladık. Geliştirdiğimiz sistemler sayesinde ülkemizde kurulu tüm rüzgâr santrallerinde üretilen elektriksel güç izlenebiliyor, rüzgâr hızı ve türbin çıkış güçleri hakkında tahminler yapılıyor. Yaptığımız tahminlerin hata oranı oldukça düşük, hatta bu sayede muadil sistemlerle rekabet de edebiliyoruz. Yine TÜBİTAK kanalıyla Milli Rüzgar Enerji Sistemleri Geliştirilmesi ve Prototip Türbin Üretimi (MİLRES) projesini başarıyla yürüttük. Böylece 500 kilowattlık (Kw) çift beslemeli asenkron jeneratör TÜBİTAK tarafından tasarlandı ve prototip olarak üretildi. TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitümüz, değişik tip ve güçteki rüzgar türbinleri için jeneratör ve çeviriciden oluşan elektriksel sistemleri geliştirme konusunda kritik bir yetkinliğe sahip. Önümüzdeki dönemde özel sektörle birlikte, seri üretim ve ticarileşme alanlarında hızla ilerlemek istiyoruz. Yenilenebilir enerjide temel ekipmanları ve alt bileşenleri üreten sanayicileri de çok çeşitli mekanizmalarla destekliyoruz. Bu destekler ve özel sektörün dinamizmi sayesinde, yurt içi üretim kabiliyetlerimiz çağ atladı dersek, abartmış olmayız. Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle, Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor.”

“İzmir, Doğu Avrupa ve Orta Asya’nın rüzgar enerjisi üssü haline gelmeye başladı”

Rüzgâr enerjisi alanında jeneratör, kule, rotor kanadı ve kule bağlantı elemanları üreten yetkin fabrikaların varlığından bahseden Bakan Varank, “Uluslararası standartlardaki yüksek katma değerli bu ürünleri üretmenin yanında, başarılı şekilde ihraç da ediyorlar. Rüzgar türbini kanadı üretip, bunları General Electric, Vestas ve Nordex gibi sektörün küresel devlerine satabilen firmalarımız var. İzmir, Doğu Avrupa ve Orta Asya’nın rüzgar enerjisi üssü haline gelmeye başladı. İzmir ve çevresindeki bu ekipmanların üretimi konusunda geniş bir ekosistem ve tedarik zinciri oluşmuş durumda. Tabi burada İzmir Kalkınma Ajansımız da, büyük ölçekli dış yatırımların İzmir’e çekilmesinde etkin bir rol oynadı. Ürün bazında yüzde 80-90’lara ulaşan yerlilik oranlarını yakalamış olsak da, rüzgâr türbini yerlilik oranımız yüzde 60’lar seviyesinde. Biz bu oranı daha da artırmanın peşindeyiz. Henüz ülkemizde üretilmeyen, sektörün değer zincirindeki diğer ekipmanların üretilmesi için gerekli adımları atacağız. Sektörün gelişme alanlarından birisi sizlerin de çok iyi bildiği gibi deniz üstü rüzgâr türbinleri olacak. Hem kara ve hem deniz üstü rüzgâr türbin ekipmanlarının üretiminde, yurt içi sanayimizi rekabetçi bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Kendi tasarladığımız ve ürettiğimiz türbin modelleriyle, rakiplerine fark atabilecek seviyelere gelebiliriz. İnanın bu Türk sanayisi için bir hayal değil” ifadelerini kullandı.

Yerli sanayiyi geliştirmek için Sanayi İşbirliği Projeleri yürüttüklerini hatırlatan Bakan Varank, bu konudaki ilk adımı da EÜAŞ’ın Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santrali için attıklarını söyleyerek, “Yaklaşık 20 yıldır kullanımda olan, 12 adet türbinden oluşan Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santrali’ni, yerli ve milli imkanlar ile yenileyip kapasitesini arttıracağız. Bu amaçla, 2 adet yerli ve milli rüzgar türbini prototipinin geliştirilmesi planlanıyor” dedi.

“İzmir’de halihazırda yapımı devam eden Çandarlı limanının tamamlanmasıyla liman-otoban bağlantısı konusunda kritik eşik aşılmış olacak”

Sektörün rekabetçiliğini koruyacak adımlara yoğunlaştıklarını dile getiren Bakan Varank, “Bu noktada lojistik ihtiyaçlarının ne denli önemli olduğunun farkındayız. İzmir’de hali hazırda yapımı devam eden Çandarlı limanının tamamlanmasıyla liman-otoban bağlantısı konusunda kritik eşik aşılmış olacak. Ben buradan sektöre duyuru yapmış olayım, liman sahasının arkasındaki bölgede bir özel endüstri bölgesi kurabiliriz. Burada özellikle rüzgar alanında çalışan firmalara yer tahsisi yapabiliriz. Biz bunu önemsiyoruz. Burada da sektörle beraber çalışmak istiyoruz” dedi.

Mevlüt Hasgül - Yunus Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Sığacık’ta İsmail Yetişkin coşkusu Yerel seçim öncesi halk buluşmalarını sürdüren CHP’li Seferihisar Belediye Başkanı ve Başkan Adayı İsmail Yetişkin, Sığacık’ta miting yaptı. Binlerce kişi tarafından karşılanan Yetişkin, vatandaşlardan destek istedi. Yeni dönemde tekrar aday gösterilen CHP’li Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, seçime günler kala çalışmalarını sürdürüyor. Mahallelerde miting düzenleyerek vatandaşlara seslenen İsmail Yetişkin’in son durağı Sığacık oldu. CHP Seferihisar İlçe Başkanı Rahmi Tezel Çınar ve CHP’li belediye meclis üyesi adaylarında hazır bulunduğu miting öncesi binlerce kişi, ellerinde Türk bayrakları ve meşalelerle destek yürüyüşü düzenledi. Sığacık’ta düzenlenen mitingde ise binlerce kişi alanı doldurdu. Yetişkin’in sözleri sık sık sloganlarla kesilirken, “Seferihisar goca başkanla emin ellerde”, “Sen, ben yok, biz varız" dövizleri dikkat çekti. Adaylığını geri çeken ve Yetişkin’e desteğini açıklayan Gelecek Partili Halil Budak da, mitinge katılanlar arasında yer aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, İsmail Yetişkin’e destek vererek vatandaşlardan oy istedi. Vatandaşlara seslenen İsmail Yetişkin, Sığacık ile ilgili diğer adayların söylemlerine tepki gösterdi. Yetişkin, "2009’dan sonra Sığacık nereden nereye geldi? 15 yılda Avrupa’dan Amerika’dan turistlerin geldiği bir turizm merkezi oldu. Kimin döneminde yapıldı bunlar? Tabi ki Cumhuriyet Halk Partisi döneminde. Hiç merak etmeyin. Sığacık bundan sonra da Cumhuriyet Halk Partisi ile cennet gibi olmaya devam edecek" diye konuştu. Yetişkin, “Şimdi benim karşımda iki AK Parti adayı var; biri asil, biri yedek. Asil AK Parti adayı ’Sığacık’ı turizm cenneti yapacağız’ diyor. Siz cenneti bırakın, önce elimizden aldığınız Girlen’i yapın. Ben size söyleyeyim; Girlen’e bir çivi çakmadılar, bundan sonra da çakmayacaklar" dedi. Memleket Partisi adayını eleştiren Yetişkin, "Bu dördüncü adaylığı. Artık bir kendine parti kurup aday olmadığı kaldı. Onu da gelecek dönem yapar herhalde. Şimdi bu aday biliyorsunuz 1999’dan 2009’a kadar belediye başkanlığı yaptı burada. O günden beri de her seçimde aday. 2014 ve 2019’da AK Parti’den aday oldu" diye aktardı. Yetişkin, şöyle devam etti: "Biz 5 yıl boyunca yine işimiz gücümüz Seferihisar diyeceğiz. Sen ben yok, biz varız. Sen olmazsan bir eksiğiz. Sen varsan tamamız. Şundan emin olun; biz kazanacağız, önümüz aydınlık, önümüz zafer."
Rize Mahkemeden deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahına ‘ayıplı mal değil’ kararı Rize’de yaşayan bir vatandaşın deterjana dayanaklı olmayan mutfak tezgahı nedeniyle açtığı davada mahkeme, mutfak tezgahı için "Ayıplı mal değil" kararı verdi. Rize’de yaşayan Alaattin G., satın aldığı mutfak tezgahının yemeğe ve bulaşık deterjanına maruz kaldığında aşınma yaptığını ve kendisine ayıplı mal satıldığını öne sürerek tezgahı yaptırdığı kişiye dava açtı. Mahkeme, tezgahta kullanılan mermerin sıradan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğunu ancak kullanım hatasından kaynaklı bu duruma geldiği tespiti gerekçesiyle davanın reddine hükmetti. Alaattin G.’nin avukatı ise ‘’Suya ve deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahının ayıplı olmadığına karar verildi. Mahkeme, fıkra gibi bir karar vermiştir’’ dedi. Rize’de yaşayan Alaattin G., 2022 yılında mutfağı için Halil İbrahim O.’ya tezgah yaptırdı. İddiaya göre, Alaattin G.’nin yaptırdığı yeni tezgahında en ufak bir yemek dökülme sonucu iz kaldı ve kısa bir süre içinde tezgahta aşınma meydana geldi. Bunun üzerine Alaattin G., avukatı Emrullah Gözcü aracılığıyla Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak tezgahı satın aldığı Halil İbrahim O.’ya dava açtı. ‘’Tezgahın ayıplı olduğu üzerine yoğurt döküldüğünde dahi leke tutmasından anlaşılır niteliktedir’’ Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, ‘’Mutfak için olağan kullanıma uygun, her evde kullanılan temizlik ürünleri dışında herhangi bir kimyasal madde kullanmıyorum. Tezgahımı alanında uzman bir ustaya gösterdim. Aldığım yazıda, kullanılan mermerin mutfak tezgahı olma niteliğinde ve materyalinde olmadığı ifade edildi. Tüketici olarak bu ürünü satın alırken herhangi bir leke tutmayacağı, aşınma yaşanmayacağı tarafımıza söylenmiş, kısa bir süre sonra da fotoğraflardan görüleceği üzere tezgahta aşınmalar meydana gelmiştir. Tezgahın ayıplı olduğu üzerine yoğurt döküldüğünde dahi leke tutmasından anlaşılır niteliktedir. Mahkemece uzman mühendis bilirkişi olarak görevlendirilerek tezgahın ayıplı olup olmadığının tespitini istiyorum’’ ifadelerine yer verildi. Bilirkişi tezgahta kullanılan mermerin suya ve güneşe dayanıklı olmadığını ancak kişisel kullanıma bağlı bozulmalar olduğuna karar verdi Tezgahın ayıplı olup olmadığının tespiti için dava dosyası bilirkişiye gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporunda, “Yapılan incelemede mutfak tezgahında kullanılan mermerin ‘verde guatemala’ adıyla bilinen Hindistan menşeli yeşil renkli bir mermer olduğu ve bu malzemenin yüzeyinin çok hassas olduğu, suya ve güneşe karşı dayanıklı olmadığı görülmüştür. Tezgahın kimyasal birleşimli malzeme değil sıradan kullanımı olan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğu, keşif sırasında da mermerin kenarında ve yüzeyinde matlaşma ve bozulma olduğu, bu kısımlarında kimyasal birleşimli bir maddeye maruz kaldığı gözlemlenmiştir. Mutfak tezgah mermerinin üretimden kaynaklı bir hatasının olmadığı, kişisel kullanıma bağlı olarak temizlik ürünlerinden ve malzemenin yapısından kaynaklı yüzeyinde bozulmalar meydana gelmiştir” denildi. Dava reddedildi: ‘’Kullanım hatasından dolayı bu duruma geldiği tespit edilmiştir’’ Kararını açıklayan Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ürünün ayıplı mal olmadığı gerekçesiyle Alaattin G.’nin davasını reddetti. Mahkeme gerekçeli kararında, ‘’Bilirkişi, tezgah için kullanılan mermerin suya ve güneşe karşı dayanıklı olmadığı, sıradan deterjanlarda dahi yüzeyinin bozulabilecek taşlardan olduğu ancak bazı kısımların kimyasal birleşimli bir maddeye maruz kaldığı ve üretimden kaynaklı bir hata olmadığı yönünde görüş vermiştir. Mutfak, tezgah mermerinin kişisel kullanıma bağlı temizlik ürünlerinden ve malzemenin yapısından kaynaklı yüzeyinde bozulmalar meydana gelmiştir. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda ürünün ayıplı mal niteliğinde olmadığı, cinsi gereği kullanım hatasından dolayı bu duruma geldiği tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir’’ ifadelerine yer verdi. ‘’Fıkra gibi bir karar’’ Karara itiraz eden Alaattin G.’nin avukatı Emrullah Gözcü, “Suya ve deterjana dayanıklı olmayan mutfak tezgahının ayıplı olmadığına karar verildi. Devletimiz reform üstüne reform yapsın, kanunu uygulayanlar düzelmedikçe sonuç adaletsizlik. Mahkeme, fıkra gibi bir karar vermiştir” dedi.
Malatya Öğrencilerin topladığı para ile Gazze’ye Ramazan kolisi yollanacak Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde bulunan okullarda başlatılan yardım kampanyası ile toplanan yaklaşık 3,5 milyon TL, Kızılay aracılığı ile İsrail ablukası altındaki Gazze’ye Ramazan kolisi olarak yollanacak. Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kızılay Yeşilyurt Şubesi iş birliğinde ilçe genelindeki tüm resmi ve özel eğitim kurumlarında Gazze’deki Müslümanlar için yardım kampanyası düzenlendi. Ramazan ayında da devam eden kampanyaya kimi öğrenci harçlığını verdi kimisi yarışmalardan kazandığı ödülü. Ailelerinde desteği ile zekat ve fidyelerin de verildiği kampanya sonucunda elde edilen yaklaşık 3,5 milyon TL Kızılay aracılığı ile Gazze’deki sivillere Ramazan Kolisi olarak yollanacak. Toplanan yardımlar, Yeşilyurt Şehriban Günata Anadolu Lisesi’nde gerçekleşen tören ile Kızılay Yeşilyurt Şube Başkanı Tevfik Gören’e teslim edilerek Filistin’e ulaştırılması sağlanacak. Törene katılan Malatya Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır, İsrail zulmü altında soykırıma uğrayan Filistinli Müslümanlar için bir nebze de olsa destek olabilme adına böylesi bir kampanyayı yürüten öğrenci, öğretmen ve velilere teşekkür etti. Asrın felaketini yaşayan bir ilçe olarak Türkiye’deki 30 ilden daha fazla yardımın toplandığını belirten Bakır, yardımların biran önce Gazze’deki sivillere ulaştırılması temennisinde bulundu. Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Caner Güler’de, emeği geçenlere teşekkür ederek İsrail’in soykırımın biran önce bitmesi dileğinde bulundu.