POLİTİKA - 21 Kasım 2017 Salı 20:56

Başbakan Yıldırım: 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz

Başbakan Binali Yıldırım, “2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, ‘Antalya Kentsel Dönüşüm ve Stratejik Yaklaşımlar Kurultayı’na katıldı. Başbakan Yıldırım’ın katıldığı kurultayda Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti Antalya Milletvekilleri Gökçen Özdoğan Enc, Hüseyin Samani, Mustafa Köse ve Atay Uslu, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, AK Partili ilçe belediye başkanları yer aldı. Başbakan Yıldırım, “2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.

“Dünyada sadece devletler yarışmıyor, şehirler de yarışıyor”
Dünyanın gelişme hızı ve Türkiye'nin geldiği seviye göz önüne alındığında şehirlerin çok büyük hedeflere ulaştırılmasının zaruri olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, dünyada sadece devletlerin yarışmadığını ve şehirlerin de yarıştığını belirtti. Şehirlerin kadim değerlerini koruyarak çağın getirdiği şekilde yeniden ele almaları gerektiğini belirten Yıldırım, "Cumhurbaşkanı'nın ısrarla söylediği bize verdiği bir hedef var, yatay mimariyi tercih edin. Daha insani ve ruhu olan, insanların birbiri ile kaynaşması için yatay mimari ve geniş alanlar herkesin özlediği bir şeydir. Kültür dokumuzun korunmasını şehircilikle olmazsa olmaz önceliğimiz olarak görüyoruz. Çocuklara, gençlere, kadınlara, engellilere, bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlama mecburiyetiz var" şeklinde konuştu.

“Her yıl 500 bin konutun dönüştürülmesi lazım”
15 yıl önce büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattıklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, depremin yıkıcı etkilerini bilen bir millet olduklarını ifade etti. Yıldırım, "Depremi yaşayan biri değilim ama Erzincan depremini bilen biriyim. Babaanne ve anneannemin nasıl yıkım ile karşı karşıya kaldığını hep dinledim. Babamın halası bir hafta sonra sağ salim tesadüfen çıkarıldı. Erzincan 1939'da yerle bir oldu. Şimdiki Erzincan, eski Erzincan değil. Şehir depremden sonra kuzeye taşındı. Deprem öldürmüyor ama depreme hazırlıksızlık öldürüyor. Depreme hazır olmak için çok ama çok sıkı çalışmamız lazım. Zaman çok geniş değil ama mutlaka deprem olacak. İstatistikler bunu gösteriyor. Her yıl 500 bin konutun dönüştürülmesi lazım. 7,5 milyon yapının yeniden yapılması lazım. Türkiye'nin yapı stoku 20 milyon civarında. Binaların üçte biri ya ruhsatlı ya da planlara, projelere uygun yapılmamış ya da depreme karşılamayan yapılar. Bütün bunları dikkate aldığımızda bugünkü performansımız yeterli değil" dedi.

“Son 15 yılda hiç krize girmeyen sektör inşaat sektörüdür”
TOKİ başta olmak üzere çok ciddi çalışmaları olduklarını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milletvekili olduğum İzmir'de yapıların yüzde 62'si dönüşüme tabi yapılardan oluştu. Onlarca yılın getirdiği sorunu hal etmek için yine 40-50 yıla ihtiyaç var. Ancak bu kadar zaman yok. Bu dönüşümü 15 yıla sığdırmamız gerekiyor. Kaynak kendi kendini finansal edecek potansiyele sahip. Büyük şirketler var. Bu dönüşümü en güzel şekilde yapabilme kabiliyetine sahibiz. Başka ülkelerde inşaat sektörü o kadar dinamik değil. Bizde son 15 yılda hiç krize girmeyen sektör inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü deyip geçmeyin. Tepeden tırnağa bütün sektörü etkiliyor."

“Siyaset her zaman hakikat ile örtüşmüyor”
TOKİ'nin son 14 yıl içinde kentsel dönüşüme yönelik 17 milyar liralık ihale gerçekleştirdiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, kentsel dönüşüme tabi yapılan işlerin yüzde 38'e çıktığını ifade etti. 81 ilde dönüşüme tabi tutulması gereken yapıların tespitinin yapıldığını söyleyen Yıldırım, "Siyaset her zaman hakikat ile örtüşmüyor. Kentsel dönüşüm dediğimizi zaman siyasi rakipler rantsal dönüşüm niyetin var diyor, niyet okumaya başlıyor. Böyle bir şey yok, tartışma ile işin özünden çıkıyor. Zaman kaybı oluyor. Zaman kaybının değeri paradan daha değerli. Parayı kaybedersiniz tekrar kazanırsız, zamanı tekrar kazanma şansınız yok. Her gün hesabınızda 86 bin 400 saniye yatıyor. Ertesi gün bakiye sıfır. Parada kullandığınız miktarı gidiyor geri kalan öbür güne devrediyor. Lüzumsuz işleri bir tarafa bırakıp memleket için aynı noktaya kilitlenmemiz lazım" dedi.

“Hepsini TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz”
Kentsel dönüşümdeki temel prensibin yerinde dönüşüm olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Vatandaş bu iş geleceğim için iyi bir iştir demeli. Vatandaşı bu noktaya getirmeden, emir vaki ile zorla dışarıyı çıkarttığınız zaman onu anlamaz. Hayal satmak zordur. Aynen Bizin 16 Nisan'da gibi hayırcılar mevcudu anlatır, biz geleceği anlattık. Bizim işimiz zordu. Biz zoru başardık. Bu işin 2 yolu var. Vatandaşın rızası alınacak ve yerinde dönüşüm yapılacak. Ya da rezerv alanında dönüşümü yapıp vatandaşı oraya götürüp göstereceğiz. Bunu yapınca iş daha kolay oluyor. Ama bunu her yerde yapma şansımız yok. Büyükşehirlerde alan yok. Sadece depreme dayanıklı bina yapmakla kalmayacağız. Burası bir yaşam alanına dönüşecek. Eğitim ve yeşil alanları, sosyal tesisleri ile adeta bir külliye gibi eser ortaya koymamız gerekiyor. Bu hedefi gerçekleştirmek için uzun bir zaman yok. İşi dağıtacağız. Hepsini TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz, kuralları koyduktan sonra herkes o çerçevede yapacak. İstihdam da oluşturacak, piyasa hareketlilik devam edecek."

“Harç muafiyeti yüzde 150'ye çıkartılacak”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümde harç muafiyetinin yükseltme kararı aldığını ifade Başbakan Yıldırım, harç muafiyetinin yüzde 150'ye çıkartılacağını belirtti. Yıldırım, "Malikleri yapılan yardımlarda hak kaybını gidermek amacıyla ikamet şartını kaldırıyoruz. İkamet ediyorsan verilecek yoksa verilmeyecek, böyle bir şey olmaz. Madem bu işi yapacağız buradaki engelleri kaldırmamız lazım. Eğer bir dönüşümü şehir karar verilirse burada bu haklardan yararlanma imkanı getiriyoruz. Gecekondu sahipleri, kiracılar ve mülkiyetini belgelendiremeyenler veya tapusunu alamayanlarda aynı sorun var. Mülkiyet sorunu yoksa dönüşüm ihtiyacı yok. Dolayısıyla bir karar alıyoruz ama uygulaya gelince aldığımız kararların hiçbirinin sahada tatbik imkanı yok. Bu mağduriyeti gidermek için mülkiyetini belgeleyemeyenlere katkı vereceğiz. Dönüşüm sürecinde vatandaşı yanlış yönlendirenlere olduğunu gördük. Maalesef bu yanlış yönlendirilmelerle, hileli hisseli devirlerle, yurt dışına küçük bir hisse satışı ile tebligat sorununu oluşturma ve dönüşümün hızını kesme engelleme girişimlerini gördük. Bu tıkanıklığını önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde bu tebligat oyununun önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde elektronik tebligat uygulamasına geçeceğiz" şeklinde konuştu.

“Kentsel dönüşümde belediyeler zorluk çekiyor”
Kentsel dönüşümle ilgili olarak belediyelerin zorluklar yaşadığını belirten Başbakan Yıldırım, "Belediyeler dönüşüm konusunda istekliler, bu sıkıntıları da gidereceğiz. Kredilendirme noktasında belediyeler limiti dolunca kredi alamıyor. Kentsel dönüşümü hariç tutacağız. Borçlanma sınırına bunu dahil etmenin anlamı yok. Kentsel dönüşüm yapan belediyelere hem finans hem kaynak desteği öngörülüyor. Bürokrasi fazla, bunu azaltmak gerekiyor. Bunun için de bakanlık bir çalışma başlattı. Dönüşüm alanları için imar askı planları azaltacak. Alan bazlı dönüşüme teşvik edeceğiz. Planlamayı başaramıyorsak başarısızlığı planlıyoruz demektir. Daha fazla yeşil alan, sosyal alanları dikkate alan yaşayan şehirler yapmamız gerekiyor. Ruh olmazsa binada yaşayanının ruhu sıkılır. Bankalarda temin edilecek kiraya yardımı sağlamaya devam edeceğiz. Hatta önümüzdeki yıldan itibaren çok kentsel dönüşüme yönelik faiz tarifesini devreye sokacağız. Bundan böyle kamu idareleri kendi aralarında işbirliği protokolü ile kentsel dönüşümü gerçekleştirecek. Belediyeler birbiri ile çalışabilecekler. Bu işleri hızlandırmamız gerekiyor Kamunun üstünden kamulaştırma yükünü azaltmamız gerekiyor. Yol geçen yerin değeri artıyor. Öyle bir uygulama var ki hem yol geçiyor diye para alıyor, hem de bina ve arsası değerlendiriyor. Yoldan da yolunu buluyor. Bu haksız bir şey, eğer orada bir artı değer oluşuyorsa adil bir paylaşıma ihtiyaç var. Kazanç elde edenlerin katkı sunması lazım" ifadelerini kullandı.

“Dönüşüm yerlerinde oranı düşüreceğiz”
Dönüşüm yapılan yerlerde yüzde 100 mutabakat arandığını ifade eden Yıldırım, oranı düşüreceklerini dile getirerek, "Yüzde 66 ya da 3/2 oranında karar verilirse böylece dönüşüm kararı alınmış olacak. Biz bunları yaparken ülkenin geleceği hakkında plan yapanlar boş durmuyor. Biz hayra onlar şerre çalışıyor. Hayır da şer de Allah'tan, biz iyi niyetle çalışacağız, milletin yüzünü güldürmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar birçok engel ile karşılaştık, şimdi başka yollar deniyorlar. Bu ülke bu topraklar çok büyük sınavlar verdi. Millet en son sınavı 15 Temmuz'da verdi, bu bayrak inmedi, ülkeyi millet alçaklara teslim etmedi. Bu hesabı yapanların 1000 kere düşünmesi lazım. Asla hürriyetin taviz vermez. Egemenlik milletimiz karakteridir" şeklinde konuştu.

“Orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz”
Ekonomi üzerinden Türkiye'nin sıkıştırılmaya çalışıldığını söyleyen Başbakan Yıldırım, bunu yapanların yeni bir yanlışın içene girdiğini belirtti. Yıldırım, "İhracatımız artıyor. Bir yıl içinde 1 milyon 300 bin vatandaşa iş sağladık. Son ekim ayında en büyük ihracat rakamları ulaştık. Bu dalgalanmalar geçicidir. ABD'nin ekonomi ile ilgili aldığı kararlar, bölgesel istikrarsızlık ve gelişmekte olan ülkelerin bazı aleyhte söylemleri kısa süreli de olsa piyasalarda hareketlenmeye neden oldu. Bu bizim öngördüğümüz bir şeydi. Türkiye hala göstergelerde dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Bütçe açığı kriterlerin altında. Kamu borcu milli gelirin yüzde 30'unun altında. Endişeye mahal yok. Biz dalgalanmalara yönelik darbeden sonra Türkiye göçtü filan diye büyük laflar ettiler. ABD seçimleri oldu bir dalgalanma daha oldu. 2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de, Türkiye'nin depreme hazırlanması, yapı stoğunu daha dayanıklı hale getirilmesi amacıyla bu çalışmanın Cumhurbaşkanı'nın isteğiyle başladığını söyledi. Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu belirten Özhaseki, son yüzyılda 56 depremde 83 bin insan hayatını kaybettiğini söyledi. Özhaseki, "Adalar segmentinde eski depremin süresi dolmuş gibi görünüyor. Bütün bilimsel çalışmalarda 2030'a kadar adalar açıklarında 7 büyüklüğünde üzerinde deprem olacağı. Böyle bir deprem bizi büyük bir sıkıntıya sokar. Son büyük depremin üstünden 500 sene doldu ve deprem olacağı bilim adamları hem fikirler. Kentsel dönüşümle deprem riskini fırsata dönüştürerek ekonomik bir kazanç olacak. Kendi piyasamıza 150 milyar lira her sene bir giriş olacak. Konut yapımında 250 sektör çalışma yapıyor. Bu 250 sektörün yakın zamanda daha hareket hale gelecektir” dedi.
 

Adem Akalan-Harun Erdoğdu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.