SAĞLIK - 23 Mart 2019 Cumartesi 09:45

13 yıl boyunca yanlış tedaviye mahkum ettiler

A
A
A
13 yıl boyunca yanlış tedaviye mahkum ettiler

Bursa'da 15 yıl önce kene tarafından ısırıldıktan sonra başka hastalıkları taklit eden bir bakteri yüzünden MS teşhisi konulduğu iddia edilen kadın, 13 sene boyunca uygulanan tedavi sonucu yürüyemez hale geldi.

Bursa’da yaşayan Yılmaz çiftinin hayatı 15 yıl önce yanlış konulan MS hastalığı teşhisi ile kabusa döndü. Tam 13 yıl boyunca hasta olmadığı halde MS tedavisi gören 38 yaşındaki Fatma Yılmaz, ilaçlar ve iğneler yüzünden şimdi yürüyemiyor. Elden ayaktan düşen genç anne, 6 yaşındaki kızının bakımını bile emekleyerek ya da sürünerek yapabiliyor. Yılmaz çiftinin hayatını mahveden olay, 2004 yılında yaşandı. Kene tarafından ısırılan genç kadın bir süre sonra bacaklarındaki şişmeler ve morarmalar sebebiyle doktora başvurdu. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde 32 gün yatarak tedavi gören Fatma Yılmaz’a yapılan tetkikler sonucunda MS teşhisi konuldu. 2004 yılından bu yana MS ilaçları ve iğnelerini her gün kullanan Yılmaz'ın tedavi gördüğü süreçte durumu daha da kötüye gitti. Uludağ Üniversitesindeki doktoru birkaç yıl önce özel bir hastaneye geçen Fatma Yılmaz, maddi durumu özel hastanede tedaviyi sürdürmeye uygun olmadığı için tedaviyi Şevket Yılmaz Eğitim Araştırma Hastanesinde devam ettirme kararı aldı. Acı gerçek bu hastanede yapılan tetkiklerle ortaya çıktı. MS hastası olmadığı belirlenen Yılmaz'ın asıl hastalığının Lyme olduğu kendisine söylendi. Ancak yıllardır Lyme hastalığına karşı hiçbir tedavi görmediği için hastalığının oldukça ilerlemiş durumda olduğu belirtildi. 

Fatma Yılmaz, "2004 yılında Uludağ Üniversitesi tarafından bana MS hastalığı teşhisi kondu. Teşhisin ardından 2018 yılına kadar MS tedavisi gördüm. 2018 yılında MS değil de Lyme hastası olma ihtimalim geldi aklıma. Bunu doktorlarla paylaştım ve tahlil yaptırmaya karar verdik. Yapılan tahlil sonuçları benim MS hastası olmadığımı gösterdi. Asıl hastalığım Lyme çıktı. Ama yıllardır Lyme hastalığına karşı hiçbir tedavi görmediğim için hastalığım oldukça ilerlemiş durumda. Hastayken kızıma hamile kaldım ve doğum yaptım. Bu bakteri taşıyıcı bir bakteri olduğu için kızıma da geçmiş olabilir” dedi.

Tedavi için 35 bin liralık ilaçlar da cabası 

Yanlış bir teşhisle hem sağlığı hem gençliğinden olan Fatma Yılmaz, mağduriyetini mahkemeye taşıdı. Sağlığına kavuşabilmek için İstanbul’daki özel bir merkezde tedavi olması gerektiğini söyleyen Fatma Yılmaz, “Lyme hastalığının tedavisi oldukça masraflı. Bizim durumumuz ortada, eşim akciğer kanseri. Ayın sonunu zor getiriyoruz. 15 günlük bir tedavi paketi almam gerektiğini söylüyorlar, bunun maliyeti 35 bin lira. Ardından 2 yıl boyunca her ay 2 bin liralık takviye ilaç kullanmam gerekiyor. Elimizde avucumuzda hiçbir şey yok. Devletin aylık 4 paket verdiği hasta bezi bile yetmiyor. Yetkili kurumlara başvurduğumuzda da hastalığımın beni öldürecek boyutta olmadığı için tedavimin karşılanamayacağını söylüyorlar. Ben bu hale yanlış teşhis yüzünden geldim. Evladımın elinden tutup bırakın okula götürmeyi, yan odaya bile götüremiyorum. Çalışabilecek gücümüz olsa çalışırız, kimseden bir şey istemeyiz. Ben kimseden para istemiyorum, sadece tedavi olmak istiyorum” diyerek yardım istedi. 

Yılmaz'ın hastalığından haberdar olan ve seçim kampanyaları kapsamında vatandaşla görüşen AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, Yılmaz'ı ziyaret etti. Ziyaret sırasında Yılmaz'ın derdini dinleyen Mesten, "Seçim sebebiyle vatandaşımızla buluşuyorduk. Kardeşimizin hastalığını duyduk, geldik ziyaret ettik. Bu evde çok büyük bir örnek duruyor. Eşi de kanser olmasına rağmen umutlarını hiç kaybetmeyen, birbirlerine destek olan bu kardeşlerimize biz de AK Parti olarak elimizden gelen desteği vereceğiz. Eminim Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bizim bu konuda her türlü imkanı seferber etmemizi ister" dedi. 

Yılmaz'ın eşi Eray Yılmaz da akciğer kanserini yendiğini ve eşi için elinden geleni yapacağını kaydetti. Yetkililerden ve hayırseverlerden destek isteyen Eray Yılmaz, aynı zamanda Lyme tehlikesi yaşayan kızının da tedavi olabilmesi için yardım talep etti.

O bakteri Tıp Fakültesi doktorlarını da kandırdı 

Sakırga türü kenelerin ısırması neticesi Borrelia burgdorgeri adlı bakterinin insana geçmesiyle görülen Lyme hastalığının en büyük özelliği birçok hastalığı taklit etmesi. Bu yüzden doktorlar tarafından tam teşhis koymak zor. Hastalık kalp krizi, şizofreni, bipolar bozukluk, beyin tümörü, bazı kanser türleri, otizm, huzursuz bacak sendromu, ürtiker, haşimato tiroidi, alzheimer, parkinson, MS, ALS gibi kas hastalıkları, çölyak gibi pek çok hastalığı taklit ediyor. Hastalığın değişik şekillerde ortaya çıktığını belirten uzmanlar, "İlk belirti olarak deride kenenin ısırdığı bölgede kızarıklık oluşur. Hedef organlar deri, merkezi sinir sistemi, göz ve kalp gibi organlarda olabilir. Eklemlerde şişlik, sıvı birikimi, hareket etmede zorluk görülür. Hastalık antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Bir kısım hastalarda hastalığın belirtileri tedaviden aylar ya da yıllar sonra da devam edebilir. Bu belirtiler kas ağrıları, kireçlenme, boyun tutulması, zihnî arazlar, asabî şikayetler ve aşırı yorgunluk olabilir" dedi.  

Derya Evren-Ahmet Küçük Karaca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Otomotiv sektöründe yeni işbirlikleri Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), büyük önem verdiği Üniversite-Sanayi işbirliği çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Gerçekleştirilen protokoller ile akademik ve bilimsel çalışmalar güç kazanırken, öğrenciler için de staj ve uygulama dersleri için yeni kapılar açılıyor. BUÜ, otomotiv sektörünün yenilikçi firmalarından Seger Ses ve Elektrikli Gereçler San. A.Ş. ileişbirliği protokolü imzaladı. Ortak proje ve organizasyonların yapılmasını sağlayacak işbirliği sayesinde doktora, yüksek lisans, lisans ve ön lisans öğrencilerine yönelik staj yapma, personel istihdamı, uygulama dersleri ve mentörlük konularında da karşılıklı destekler sağlanacak. Ana gündem İmza töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, araştırma üniversitesi vizyonu içerisinde üniversite-sanayi işbirliği konusuna ayrıca önem verdiklerinin altını çizdi. Sahip oldukları akademik donanım ve araştırma altyapısı doğrultusunda daha nitelikli proje üretebilmeye odaklandıklarını söyleyen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Araştırma üniversiteleri liginde kalmak, daha da üst sıralara çıkabilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu anlamda da Ar-Ge faaliyetlerine ve elbette ki iş dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesine özel önem veriyoruz. Bursa gibi sanayinin son derece güçlü olduğu bir şehirde elimizin çok daha güçlü olduğuna inanıyoruz. Sahip olduğumuz teorik bilgi ve akademik donanımı, sanayicinin pratik bilgisi ile harmanlayarak güçlü projeler üretiyoruz. Bundan sonra da üretmeye devam edebilmek için yeni işbirliklerine her zaman son derece pozitif bakıyoruz. Bugün firmamız ile yine güzel bir protokole imza atacağız. Firma yöneticilerine ve akademisyenlerimize bu anlamda teşekkür ediyor, işbirliğimizin hayırlar getirmesini diliyoruz” şeklinde konuştu. Firma Yönetim Kurulu Başkanı Selim Baykal ise otomotiv sektöründe büyük bir değişimin yaşandığına işaret ederek; “Firma olarak biz de bu değişime daha hızlı adapte olabilmek istiyoruz. Kendi içimizde yaptığımız çeşitli Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetleri bulunuyor. Ancak yenilik bitmiyor. Teknolojiye daha hızlı adapte olmamız gerekiyor. Üniversitenin bu anlamda bizlere kıymetli katkıları olacaktır. Değerli akademisyenlerimizle de özel projeler üreteceğimize inanıyoruz. Hayırlı olsun” dedi. Konuşmaların ardından işbirliği protokolü imzalandı. Törende mühendislik fakültesi akademisyenleri ile firma yöneticileri de hazır bulundu.
Ankara MHP Genel Başkanı Bahçeli: "’Yerelde iktidar olduk’ diyenler hayal âlemindedir, Türkiye’de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. ’Yerelde iktidar olduk’ diyenler hayal âlemindedir. Türkiye’de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu. Bugünün sosyal ve ekonomik temelli ihtiyaç ve isteklerin aksine siyaset yapılamayacağını belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, "Geleceğin tasarım ve planlamasını ihmal ederek de asla mevzi ve mesafe alamayız. Biz görevimizin farkındayız. Yapacaklarımızın da şuurundayız. Vizyonu yetişmeyenlerin nefeslerinin tükendiği yerde terk etmeleri, hatta farklı tesirlerin sonucu yılmaları, umutsuzluk ve yılgınlık çarkına kapılmaları bundan sonra da muhtemeldir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi’nin inanmış, irade göstermiş, ahlaki ve fikri olgunluğa erişmiş hiçbir mensubunun devşirilip yarı yolda devrilmesi artık söz konusu değildir. Türkiye’mizi hak ettiği gelişmişlik statüsüne mutlaka çıkarmalıyız. Türk milletini layık olduğu yüksek mevkie muhakkak ulaştırmalıyız. Bütün bunları yaparken siyaset önceliğimiz sınıflara, zümrelere, şahıslara hiçbir ayrıcalık tanımadan yalnızca milletimizin tamamını tarihi perspektif içinde kucaklayan ve onun devamını amaçlayan bir kavrayışla hareket etmektir" diye konuştu. "Yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız" "Siyaset, medya ve ekonomi ilişkilerini demokratikleştirmeli" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları söyledi: "Türk devrinde insanımızın mutlu, müreffeh ve güvenli olacak bir dönemin kapılarını el birliğiyle, ortak değerler etrafında kenetlenerek açmalıyız. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak, Türk ve Türkiye Yüzyılı’na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmeliyiz. Üreterek, yabancı sermayeyi özendirerek, tasarrufu artırarak, fiyat ve finansal istikrarı kurumsallaştırarak, ihracat ve yatırım seferberliğini teşvik ederek, bilhassa adil ve insani paylaşımı canlandırarak yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız. Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşmalı, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmeliyiz. Bunu yapacak irade, inanç ve itibar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nda mevcuttur." "Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır" Geleceğin süper gücünün Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, "İstanbul’un fethinin 600’üncü yıl dönümü olan 2053’te bu ideal gerçekleşecektir. İstiklalin ve istikbalin güvencesi Cumhur İttifakı’dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir. Tarihte büyük devletler kurmuş ve bu potansiyeli defalarca göstermiş olan Türk milletinin bugün her evde, her ocakta, her ailede, her ana yüreğinde yaşattığı medeniyet kudreti, onu saklı durduğu yerden çıkaracak samimiyeti, marifeti ve cesareti beklemektedir. Beklenen o samimiyet, o marifet, o cesaret şükürler olsun ki, Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nda tecessüm ve tecelli etmiştir. Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır" dedi. "Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır" 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’ne ilişkin değerlendirme yapan MHP lideri Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Türk milleti hükmünü vermiştir. Önümüzdeki beş yılın yerel yöneticileri seçilmiştir. Geldiğimiz bu aşamada, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 31 Mart seçimleriyle ilgili görüş ve değerlendirmeleri 3 madde halinde şunlardan müteşekkildir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinden yaklaşık 10 ay sonra milletimiz bu defa da yerel seçimler için sandık başına gitmiştir. Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır. Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız, seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğasıyla genel seçimlerin doğası elbet farklıdır. İkisini birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde, genel seçimlerde partilerdir, bununla mündemiç ülkenin ve uluslararası ilişkilerin bütününü kapsayacak program ve projeleridir. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. ’Yerelde iktidar olduk’ diyenler hayal âlemindedir. Türkiye’de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan üç beş belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır." "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır" "Kendi partilerinde disiplini tesis edemeyenlerin, birlik ve beraberlik vasatını kaybedenlerin, üstelik hiçbir projeleri olmayanların, hasbelkader, konjonktürel sebeplerle ulaştıkları sonuçlara güvenip zafer nutukları atmaları sadece mizahi bir yanılgıdır" diye konuşan Bahçeli, şunları kaydetti: "Şımarıklığın alemi hiç yoktur. Çünkü bugün şımaranların yarın milletten şamarı yemeleri mukadderdir. 31 Mart seçimlerine katılım oranı diğer seçimlerle mukayese edildiğinde çarpıcı şekilde düşüktür. Nitekim 31 Mart 2019 seçimlerinde yüzde 84,1 olan katılım oranı, 31 Mart 2024’te yüzde 78,11’e inmiştir. 31 Mart’ta yaklaşık 13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır. CHP Genel Başkanı’nın ’yüzde 25’lik cam tavanı çatlatma’ masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır. Kaldı ki, tavanı çatlak olanın temeli çürüktür, ayakta kalması mucizelere bağlıdır. ‘Sokağın sesini duyduk, değişim sandığa yansıdı, sandık ittifakı işliyor, rehavet yok, şimdi icraat vakti’ diyerek böbürlenen, kendilerini dev aynasında gören DEM’lenmiş siyasi garabetlerin; ne bir dünya görüşü, ne de mütekamil bir fikir ve siyaset çizgisi vardır. Tesadüflerin ve tepkiselliklerin bileşkesinde elde edilen gelip geçici seçim başarısının nasıl ağır bir yüke dönüşeceğine her insanımız yakın bir vadede şahit olacaktır. Geçmişinden ibret almayanların geleceği de hüsrandır. 31 Mart seçimlerine tesir eden olgulardan birisi ekonomik sıkıntılar ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar, diğeri ise mahalli özellik ve şartlara muvafık adayların tespitindeki bazı açmazlardır. Parti olarak milletimizin mesajını aldık ve gerekli çalışmaları başlattık. Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur. 31 Mart seçimlerinden sonra müfteriler yine boş durmadılar. Partimizin oy oranının düştüğünü, tabanımızın kaydığını, seçmen kaybettiğimizi, eridiğimizi, dibe çöktüğümüzü utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan yazanlar, söyleyenler, televizyon televizyon gezip boş keseden sallayanlar, ulu orta atıp tutanlar oldu. Hepsini takip ve not ettik. Kötürüm emel sahibi bu bay ve bayanların Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımadıklarını, tanısalar bile karalamak için her yola saptıklarını gayet iyi biliyoruz." "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir" Yerel seçimlerde parti oylarının doğru ve sağlıklı anlaşılması için il genel meclisi seçim sonuçlarına bakılmasının kaçınılmaz bir mecburiyet olduğunu belirten Bahçeli, "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir. Hani nerede yüzde 5’in altına inen oy oranımız? Hani nerede zayıflayan seçmen desteğimiz? Hani nerede küçülen, kaybeden, tekleyen ve gerileyen Milliyetçi Hareket Partisi? 31 Mart seçimlerini işlerine geldiği gibi okuyanlar, keyfi olarak yorumlayanlar, ilkel ve ideolojik dürtülerle asıl bağlamından koparanlar zillettedir, ziyandadır, kalpleri de kaskatı kesilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden başarıyla çıkmıştır. Hiç kimse bu gerçeği karalamaya ve kapatmaya teşebbüs etmemelidir, zira buna güç yetiremeyecektir. Türk milleti sevdalılarına sahip çıkmıştır. Türk milleti geleceğini Cumhur İttifakı’nda görmüştür" şeklinde konuştu. "Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir" Rusya ile Ukrayna, İsrail ile Filistin arasındaki savaş ve çatışmaların önce ateşkes, sonra barış ve siyasi çözümle düğümlenmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı: "Kiev ile Moskova, İstanbul’da el sıkışmalı, üçüncü dünya savaşı senaryosunu tedavüle sokan, nükleer savaştan bahseden zalimlerin tezgahı boşa çıkartılmalıdır. Yeni bir dünya savaşı cinayettir, Allah muhafaza beşeriyetin sonunu hazırlayacaktır. Rusya ile NATO’yu çatıştırma, Fransa’nın Ukrayna’ya asker yollama ihtimalleri ateşe benzin dökmektir. Barış herkesin yararına, her ülke ve millet için hayat memat konusudur. İsrail ile İran arasındaki yoğunlaşan gerilimin, karşılıklı çatışma ve silaha sarılma tercihinin son bulması, Ortadoğu’ya barış, sağduyu ve sükûnetin hakim olması dileğimizdir. Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir. Buna hiç kimsenin, hiçbir devletin hakkı yoktur. İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam diplomatik misyonunu hedef alması, İran’ın da 13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece yarısı 100 balistik füze, 30 seyir füzesi, 170 İHA ile misilleme de bulunması herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. ABD ve Batı Avrupa ülkeleri İsrail’e destek vererek ikiyüzlü siyasetlerini teyit etmişlerdir. İran’ın, operasyonun başarıyla tamamlandığı açıklaması, dahası bu operasyonda fırlatılan füze ve uçurulan İHA’ların tamamıyla etkisiz hale getirilmesi, tek bir kişinin dahi burnunun kanamaması başka bir tartışma konusudur. Adeta Gazze katliamının perdelenmesi ve dikkatlerin farklı yöne çekilmesi için iki devletin ön planda olduğu bir tiyatro gösterisi sahnelenmiştir. İsrail’in Gazze’deki soykırım suçuna tahammül etmek, sabır göstermek, alttan almak hiçbir vicdan sahibinin yapacağı bir şey de değildir. Netanyahu canidir, istifa etmelidir, hesap vermelidir, barış yanlısı bir hükümet kurulmalıdır." "HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı, arkasından sıra DEM’e gelmeli" "Tavsayan ve kasten uzatılan HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı" diye konuşan Bahçeli, "Arkasından sıra DEM’e gelmeli, nitekim bölücü partilerin kapısı kilitlenmeli, başka isimlerle açılmaları anayasal çerçevede engellenmelidir. İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir. Önümüzdeki sıcak gündemlerden birisi de sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni anayasa hazırlığı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 100 maddelik anayasa teklifiyle mezkur hazırlığa katkı vermek için samimi çağrısını yineleyerek herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etmektedir. Biz hazırız, darbe anayasasını rafa kaldırmanın sadece zaman, emek, sabır, sağduyu ve ahlaki uzlaşma gerektirdiğine inanıyoruz. Türkiye’nin tarihsel varlığı, Türk milletinin istikbal umudu sekteye uğratılmayacaktır. Milletimizin her talebi başımızın üstündedir, çözülmesi de acildir" ifadelerini kullandı.