GÜNDEM - 08 Aralık 2019 Pazar 09:53

Bayburt'ta doğduğu evi müzeye dönüştürdü

A
A
A
Bayburt'ta doğduğu evi müzeye dönüştürdü

Bayburt'ta, iş adamı ve CEO Kenan Yavuz, doğduğu Beşpınar köyündeki ev ve çevresini, içerisinde kırsal yaşamın izlerini barındıran müzeye dönüştürdü. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Etnografya Müzesi olarak tescil edilen yapı, ziyaretçilerini ağırlıyor.

Türkiye'de bir dönem önemli şirketlerde CEO olarak görev yapan iş adamı Kenan Yavuz, doğup büyüdüğü Bayburt'un merkeze bağlı Beşpınar köyündeki evini müzeye dönüştürmek için yıllar önce çalışma başlattı. Ev ve çevresindeki 7 dönüm araziyi özel olarak dizayn eden Yavuz, geleneksel köy evleri, değirmenler, konak, amfi tiyatro, sinema salonu, kütüphane, yöresel mutfak atölyesi, köy kahvesi, kırsal yaşamın izlerini barındıran kapalı ve açık hava müzesi oluşturdu. Müzeye dönüştürülen ev ve çevresinde Dede Korkut Türk Kimliği Kütüphanesi ile tarım aletlerinin sergilendiği alan düzenlendi. Köyde unutulmaya yüz tutan ev yaşamının canlandırıldığı yapı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce 'Kenan Yavuz Etnografya Müzesi' olarak tescillendi. Müze, Bayburt'un ziyaret edilen yerleri arasına girdi.
İş adamı Kenan Yavuz müzeyle ilgili şöyle konuştu:

“Müze fikri benim topraklarıma vefa duygusunun eseridir. Bana göre toplumsal olarak sosyal sorumluluk projesidir. Topraklarıma, doğduğum, dedemin, ninemin mezarının olduğu yere beni yetiştiren topraklara bir vefa olarak projelendirdim. 7 dönüm üzerinde yapmış olduğumuz toplumsal anlamda Anadolu kültürünün güzelliklerinin geleneksel yaşamın kültürel yaşama canlandırmaya, yaşatmaya gayret ediyorum. Toplumsal bir farkındalık oluşturmaya, betonlaşmaya, tarihimizin izlerinin silinmesinin engel olmaya gayret ediyorum. Bu anlamda çevremizde bir farkındalık yapabilirsem ne mutlu bana. Çocuklara yönelik önemli faaliyetler içerisinde olacağız. Bir açık hava sinemamız var, köy evlerimiz, su değirmenimiz, etnografya müzemiz ve içinde olduğu bulunduğumuz kütüphaneyi de yeni inşa ettik müzemize. Buraya da Dede Korkut Türk Kimliği Kütüphanesi adını verdim. Tematik olarak Dede Korkut, Bayburt’un ileri gelen şairleri, yazarları. Akkoyunlu tarihi, Osmanlı tarihi ve Türk kimliği üzerine çalışma yapan akademik çalışmaları ve kitapları bu müzede. Kütüphanede toplamaya gayret edip aynı zamanda burada çocuklar için masal günleri düzenleyeceğiz, tertip edeceğiz. Masal anlatmak çocuklarımızla hep beraber olmak bu ortamlarda biliyorsunuz yeni teknoloji ve dijital dünya çocukları ailelerden toplumdan koparıyor. Onların büyüklerle beraber olma ortamlarını ve masal dinlemek geleneğini yaşatmaya gayret ediyorum. Köy düğünlerini az bağını, Anadolu’da bize ait olan Türk İslam kültürüne bu topraklara ait olan her şeyi etnografya müzemizde toplamak istiyorum ve lokal olarak bir çalışma bu. Geçtiğimiz ay Kültür Bakanlığından müze tescilimizi aldık. Aynı zamanda vakıflaştıracağımız bir vakıf çalışmamız devam ediyor. Önümüzdeki yaz Milli Eğitim Müdürlüğü, Valiliğimizle Bayburt Valimiz sağ olsun Cüneyt Epcim desteğiyle bir çocuk şenliği tertip edeceğiz. Çocuklarımıza geleneksel oyunlar yazma ve konuşma kabiliyetleri ailelerle beraber birlikte olma kültürünü geleneksel oyunlarımızı onların hafızalarında dimağlarında canlandırmayı yeniden hayata geçirmeye gayret edeceğiz. Çok keyifli bir proje çok fazla ziyaretçimiz olmaya başladı. Aynı zamanda Bayburt’un bir kültür turizmine açılması ve bu anlamda hem hemşehri turizmine hem de dış turizme açılması için de önemli bir durak olmayı hedefliyoruz. Bayburt Türkiye'de, Anadolu'da iki tane özel müziği barındırıyor. Bünyesinde Baksı Müzemiz var çok daha ileri noktalara ulaşmış bir uluslararası marka olan bir müzemiz. Ben de burada etnografik anlamda çalışmalara ayrı bir nokta olmaya gayret ediyorum. İki tane klip yaptık biz burada. Bayburt türküleri klipleri yapıyoruz. Burada da gene hem Bayburt’un doğal ve tabii zenginliklerini gün yüzüne çıkarmayı hem de geleneksel düğünlerimizi alırız bağını hatırlatmak istedik. Şimdi bizim buralarda önemli kültürel miraslarımız var bir tanesi de müziksiz oyun kadın erkek ayrı ayrı düğünler olurdu müziksiz sözle türkü söylenerek oynanırlar bu geleneğimiz unutulmaya 100 tuttu. Hem unutulan geleneği yaşatmak için bunu Türkleştirdik çok fazla ilgi gördüğü çok güzel bir çalışma oldu.”

Müzeyi ziyarete gelen Cihan Çınar adlı bir vatandaş ise özellikle müzeyi ziyaret için geldiğini, çok beğendiğini ifade ederek Kenan Yavuz’a teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Yağışlar azaldı, kuraklık riski arttı: Çiftçiler modern sistemlerle sulama yapıyor Kırıkkale’de yağışların mevsim normallerinin altında olması sebebiyle yaşanan kuraklık tehlikesine karşı direnen çiftçiler, ekili tarım alanlarında modern sulama sistemi kullanıyor. Kırıkkale’de yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle yaşanan kuraklık, tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiledi. Karakeçili ilçesinde yaşayan çiftçiler, ekili tarım arazilerini sulamak için modern damlama sistemi kullanıyor. Güneş enerjisi panelleriyle üretilen elektrikle çalıştırılan pompalar sayesinde kontrollü salınan su, tarım alanlarına ulaştırılıyor. "Güneşten faydalanıyoruz" Tarım arazisine özellikle pancar ektiğini belirten Ramazan Alparslan, "Çiftçilik yapıyorum, özellikle pancar ekiyorum. Biraz da soğanım var. Paneli de kurduk, güneşten faydalanıyoruz. 3 yıl oldu, ilk yılı kendini amorti etti. Çok memnunum. Vatandaşlara da tavsiye ediyorum ama maliyetler yüksek. Türkiye’de dolar bazında olduğu için o bizi biraz eziyor. Mevsimler kurak gidiyor. Yağış bekliyoruz, inşallah yağar. Biz de rahatlarız, iki üç gün dinleniriz" dedi. "Su görmezse kurur" Kuraklığın etkili olduğunu ifade eden Emre Doğan, "Kuraklık oldu, yağış olmadı. Kışın da kar görmedik. Bundan dolayı biraz kuraklık var. Sulama ile telafi etmeye çalışıyoruz. Ekinimiz de son aşamasına geldi. Su görmezse kurur. Sulama ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Mazottan dolayı biraz maliyetli de oluyor" diye konuştu. "Yağmazsa çiftçinin işi kötü" Yağmur yağmadığını ifade eden Hasan Cantemur ise, "Gübre atıyoruz, hazırlık yapıyoruz. Arkasından tohum ekeceğiz, yağmurlama sulama yapacağız. Şimdiye kadar yağmurumuz yok. İnşallah bir hafta, 10 gün içerisinde yağarsa çiftçi kazanır. Yağmazsa da çiftçinin işi kötü" şeklinde konuştu.
Eskişehir Okullarda temel hijyen konusunda eğitim Eskişehir’de gerçekleştirilen proje çerçevesinde, öğrencilere el yıkama, ağız ve diş hijyeni, gıda hijyeni, çevre hijyeni ve solunum hijyeni konularında bilgi aktarıldı. ’Eskişehir’deki Okullarda Halk Sağlığı Farkındalığının Artırılması ile Sağlığın Geliştirilmesi ve Güçlendirilmesi Protokolü’ Eskişehir Valiliği, Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi tarafından imzalandı. Bu çerçevede hazırlanan proje Meseret İnel ve Tunalı İlkokulunda başlatıldı. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Babür Mimtaş, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Burcu Işıktekin Atalay ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş tarafından ’Halk Sağlığı Farkındalığını Arttırmak’ adına görev yapacak olan ’Halk Sağlığı Tayfaları’na hediyeler takdim edildi. Akabinde Halk Sağlığı Tayfaları’na Uzm. Dr. Seval Çalışkan Pala tarafından ’Temel Hijyen’ konusunda eğitim gerçekleştirilmiş olup; öğrencilere el yıkama, ağız ve diş hijyeni, gıda hijyeni, çevre hijyeni ve solunum hijyeni konularında bilgi aktarıldı. Bu proje ile gelecekte toplumun her basamağında yer alacak olan çocukların halk sağlığı farkındalıklarının arttırılması ile sağlığın geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amaçlanıyor.