GÜNDEM - 20 Mayıs 2017 Cumartesi 21:26

Baykal’dan "cumhurbaşkanı adayı" açıklaması

A
A
A
Baykal’dan "cumhurbaşkanı adayı" açıklaması

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday adayları belirleyerek şimdiden aşama kat etmeleri gerektiğini belirtti.

CHP Milletvekili Deniz Baykal ve eski CHP genel başkan yardımcılarından Yılmaz Ateş, CHP Kırıkkale İl Başkanlığında partililerle buluştu. Buluşma sırasında düzenlenen toplantıda konuşan Baykal, CHP’nin Ramazan ayı sonrasında aday adayları belirleyerek 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çalışmalara başlamaları gerektiğini ifade etti. Baykal, “Parti, bu görevi başarıyla gerçekleştireceğine güvenen vatan evlatlarını Cumhuriyet Halk Partisi içinde bu aday adaylığı konumunda ortaya çıkmaya davet etmelidir. Belli bir süre verilmelidir, o süre içinde insanlar başvurmalıdır, elbette başvuran arkadaşlarımızın değerlendirmelerini parti genel merkezimiz yapacaktır. Ama ondan sonra partimiz, kaç kişi ise Türkiye’nin bu mücadeleyi götüreceğine inandığımız değer verdiğimiz evlatlarını çalışmaya davet etmelidir. Kime yönelik olarak parti tabanına yönelik olarak bu konuda kararı üyelerimiz almalıdır. Elbette örgütümüz bir parçasıdır ama üyelerimiz, her üye önüne gelen bu adaylara gel anlat kendini demelidir. Kim demelidir, parti tabanımız demelidir ve aday adaylarımız kendini ifade etmelidir. Parti üyelerimiz, bunları izlemelidir, sorular sormalıdır ne yapacaksın ne olacak demelidir” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN ANAYASA TARTIŞMASI BİTMEMİŞTİR”

Türkiye’de yapılan referandumla anayasa tartışmasının sona ermediğini savunan Baykal, “Tam tersine yeni ve çok ciddi bir anayasa tartışması Türkiye’nin önüne gelmiştir. Bu anayasa millet egemenliği anlayışına değil, tek kişinin egemenliğine dayalı bir anayasa, gördük bunu millet devreden çıkıyor. Millet adına meclis devredeydi, meclis devreden çıkıyor, yargı, hakem bağımsız olma kimliğini kaybediyor. Bu seçim sonucunun meriyetiyle, meşruiyeti iki ayrı konudur. Meri kılıyor hükümet, devlet yoluyla ama devlet gücüyle meşruiyet olmaz. Vicdan ile olacak, akıl ile olacak inanç olacak hukuk olacak, bu yok. Ne yapalım yoksa, iş bitti mi, Sayın Cumhurbaşkanı ‘İş bitti’ diyor. Hayır, iş bitmedi. Bu işi daha birinci devresi, maç bitmedi 3 puan falan yok, 3 puan buradan verilmez, maç bitince. Maç ne zaman bitecek, 2019’da. 2019’da bu anayasayı uygulamaya geçirmek isteyen irade, milletten icazet alacak mı almayacak mı onu göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunan Baykal, “Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki ‘Batılılar haklı, biz sessiz bir devrim yaptık.’ Siz gizlice karşı devrim yapıyorsunuz. Siz sessiz bir devrim değil gizlice bir karşı devrim yapıyorsunuz. Şimdi bu çerçevede bu işi götüreceğiz. Önümüzde ciddi bir mücadele dönemi var. Bu mücadele dönemine en iyi şekilde hazırlanmak zorundayız arkadaşlar” şeklinde konuştu.

Mehmet Temizyürek 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.