GÜNDEM - 05 Aralık 2020 Cumartesi 09:23

Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz: “Aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım”

A
A
A
Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz: “Aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım”

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “İnsanlarımız belirlenen aşamalar doğrultusunda sıra kendilerine geldiğinde, benim şahsi kanaatimce aşılarını olmalıdır. Ben de sağlık çalışanı olarak birinci grupta yer alıyorum. Ben de aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca inaktive Covid-19 aşısından 50 milyon doz sipariş edildiğini açıkladı. Aşılar Aralık, Ocak ve Şubat aylarında peyderpey ülkeye getirilecek. Aşılar Covid-19 ile birebir temas halinde oldukları için risk grubunda yer alan sağlık çalışanlarından başlamak üzere diğer risk grupları da dahil edilerek ücretsiz yapılacak. Risk grupları 4 basamak olarak belirlendi. Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Covid-19 gibi büyük pandemilerde salgının zincirini kırmak için aşının çok değerli olduğunu belirtti. Kayıpmaz, aşıların farklı yöntemlerle geliştirildiği için kendine göre avantaj ve dezavantajları olduğunu ancak şuana kadar büyük bir yan etki tespit edilmediğini söyledi.

“Aşı toplumun bağışıklanması için en etkin araçtır”

Covid-19 gibi salgınlardan kurulmanın yolunun toplum bağışıklığını sağlamak olduğunu ve bunun da aşı ile mümkün olduğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Aşı toplumun bağışıklanması için en etkin araçtır. Siz bir toplumda bütün önlemleri bırakıp toplumun tamamının veya büyük bir kesiminin hastalanmasını beklerseniz binlerce insanın ölümüne sebep olursunuz. Toplum bağışıklığını sağlayabilmenin en kolay yolu aşıdır. Siz bir toplumun yüzde 60’ından fazlasını aşılayabilirseniz bu hastalığa karşı toplumda kitlesel bir bağışıklık elde etmiş olursunuz. Aşının buradaki önemi kesinlikle yadsınamaz” ifadelerini kullandı.

Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz: “Aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım”

“İnaktif virüs aşıları uzun yıllardır aşı üretiminde kullanılan güvenli bir yöntemdir”

Aşıların temelde 3 yöntemle üretildiğini hatırlatan Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Aşılar günümüzde 3 ana yöntemle üretilmekte. Covid-19 aşılarında da bu 3 ana yönteme dayalı olarak çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan ilki messenger RNA (mRNA) denen aşı tipidir. Bu yöntemle virüse ait bir genetik materyal özel koşullarda insan vücuduna enjekte edilir, insan vücudunda virüse ait bir proteinin yapılması sağlanır ve oluşan bu proteine de; vücudun bağışıklık sistemi yanıt olarak antikor üretir. Vektör temelli aşılarda yine virüse ait bir genetik materyal, başka bir virüsün içerisine konularak vücuda enjekte edilir ve vücudun buna karşı antikor üretmesi sağlanır. İnaktive virüs aşılarında ise hastalık yapıcı etkisini yitirmiş virüs aşı içerisinde vücuda verilir ve vücudun bu verilen virüse karşı antikor oluşturması hedeflenir. İnaktif virüs aşıları uzun yıllardır aşı üretiminde kullanılan güvenli bir yöntemdir. mRNA aşıları da daha modern bir aşı teknolojisidir. Bu her 3 aşının kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Önemli olan etkinliği, güvenilirliği yapılan ortaya konmuş ve ulaşılabilir her aşının bizler için değerli olduğunun bilinmesi gereklidir” şeklinde konuştu.

“Bizim aşıda dışa bağımlılığımızı bundan sonraki süreçte en aza indirmemiz gerekiyor”

Covid-19 aşı çalışmalarının çok kıymetli olduğunu ve yerli aşıların çok daha önemli olduğunu vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, “Bizim aşıda dışa bağımlılığımızı bundan sonraki süreçte en aza indirmemiz gerekiyor. Bu aşılardan temin ediliyor ve bu aşılardan ülkemize gelecek. Ama bizim artık kendi yerli aşı çalışmalarımıza ağırlık vermemiz lazım. Yerli aşı çalışmalarımızda da şuan da ön plana çıkan; Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hoca ve ekibinin yaptığı çalışma bir inaktive virüs aşısıdır. Yine bunun yanında ülkemizde yürütülen diğer yerli aşı çalışmalarında bu mRNA temelli olanlar da vardır. Burada önemli olan ülkemize en erken dönemde, dünya ile aynı anda hangi aşının en yüksek dozda getirilebildiğidir. Şuan da inaktive aşılardan birisi ile ilgili olarak 50 milyon dozluk bir anlaşma yapıldı. mRNa aşılardan biri ile ilgili olarak görüşmeler devam etmekte. Ayrıca sadece bu aşılar değil diğer ülkelerle de, bizim yerli aşılarımız devreye girinceye kadar mümkün olan en yüksek dozun sağlanması konusunda zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti görüşmelerini sürdürmekte” diye konuştu.

“Aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 50 milyon doz sipariş ettik dediği aşıların ülkemizde de belirli testlerden geçeceğini ve güvenilirlik onayı alması halinde aşılamanın başlayacağını belirten Kayıpmaz, “Aşılar ülkemize geldikten sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) yapacağı incelemelerin ardından eğer aşılar ülkemiz standartlarına uygun bulunur ve yapılmaya başlanırsa insanlarımız bu aşıyı olmak için birbirleri ile yarışacak. Bu konuda ben insanlarımızın aşıya karşı bir ön yargısının olduğunu düşünmüyorum. Hangi aşı olursa olsun etkin ve güvenilir her aşı bizim için değerlidir. İnsanlarımız belirlenen aşamalar doğrultusunda sıra kendilerine geldiğinde, benim şahsi kanaatimce aşılarını olmalıdır. Ben de sağlık çalışanı olarak birinci grupta yer alıyorum. Ben de aşılar ülkemize gelir gelmez bu aşıları olacağım. Bugün Sağlık Bakanımız, Cumhurbaşkanımız aşı olacaklarını açıkladılar. İnsan sağlığını düşündükleri için, sağlık odaklı düşündükleri için aşı olacaklarını ifade ettiler. Ben de insan sağlığını düşünerek aşı olacağım. Çünkü ben riskli bir gruptayım ve acil serviste çalışan bir hekim olarak bu virüsle karşılaşma riskim var” açıklamalarında bulundu.

Utku Şimşek - Nurullah Geylani

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Önyargılara meydan okuyan Ağrı’nın tek kadın futbol takımı zirveye yükseliyor Ağrı Aile ve Sosyal Hizmetler Spor Kulübü, Türkiye Futbol Federasyonu Kadınlar 3. Lig 2. Grup’ta mücadelesine devam ediyor. Gösterdikleri kararlılıkla 2. Lig yolunda emin adımlarla ilerleyen takım, önyargılara da meydan okuyarak, önemli başarılara imza atıyor. Yeşil sahalarda gösterdikleri performans ve sosyal sorumluluk projelerindeki katkılarıyla 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan teşekkür plaketi alma başarısını gösteren cesur kadınlar, sahadaki başarılarını Ağrı’yı ve Türkiye’yi gururlandırmak için kullanıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki ASP Gençlik ve Spor Kulübü ile spora adım atan takım, büyük bir kısmı erken yaşta ve zorla evliliklerle karşı karşıya kalan yaşıtlarının aksine, futbol oynama tutkularını gerçeğe dönüştürüyor. Vali Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç’un destek ve katkıları, takımın moral ve motivasyonunu zirveye taşıyor. Neslihan Gül Koç, kadın futbolcularla sık sık bir araya gelerek, maçlarını izliyor ve yanlarında olarak onlara güç veriyor. Futbolculardan Merve Kurt, "Futbola ilk başladığımda ailem buna çok karşıydı. Sonradan hocalarımın ve arkadaşlarımın desteğiyle bu engeli aştık. Futbola sadece erkeklerin oynayabileceğini düşünmek yanlış. Biz bunu başardık ve kanıtladık. Hedefimiz şampiyonluk ve bunun için gece gündüz çalışıyoruz. Valimiz Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç’a, hem yardımlarından hem de maç esnasındaki desteklerinden dolayı en içten dileklerimizle teşekkür ederiz" dedi. Takım kaptanı Kader Şimşek ise, "Biz Ağrı’nın tek kadın futbol takımıyız ve çok da başarılıyız. Seyirciler bizi izleyerek kadınların futbola karşı olan ön yargılarını yıkıyorlar. Bu bize ilham veriyor ve örnek oluyoruz. Daha fazla seyirciye ve desteğe ihtiyacımız var. Bu sayede farkındalık oluşturabilir ve daha fazla kızın bu spora katılmasını sağlayabiliriz" şeklinde konuştu. Takımın antrenörü Önder Tunay da, "Hedefimiz ikinci lige yükselmek. Bu zor bir hedef ancak kızlarımızın azmi ve kararlılığıyla bunu başaracağımıza inanıyorum. Doğu Anadolu Bölgesi’nde kadın futbolunun zorluklarının farkındayız. Fakat futbol kızlarımıza birçok imkan sunuyor. Spor lisesine geçişlerde önemli rol oynuyor, üniversite imkanı sunuyor ve beden eğitimi öğretmenliği gibi alanlarda iş imkanları oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca Vali Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç’un desteğine değinen Tunay, "Valimiz Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç hanımefendi bize çok büyük destek oluyorlar. Bu sayede şampiyonluk hedefimiz daha da güçlendi. Onların desteğiyle Ağrı’ya ve Doğu Anadolu Bölgesi’ne bu şampiyonluğu getirmek istiyoruz" cümlelerine yer verdi.
İzmir Medical Point araç tercihini ‘çevreden’ yana kullandı ‘Gezegenin sağlığı eşittir insan sağlığı mottosuyla’ yoluna devam eden İEÜ Medical Point Hastanesi’nde çevre dostu elektrikli araç TOGG, makam aracı olarak kullanılmaya başlandı. Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veysi Kubba, “Medical Point Hastaneleri olarak çevre dostu politikalar izlemeye devam ediyoruz. Bunun son örneklerinden biri de makam aracı olarak fosil yakıt üretmeyen TOGG’u tercih etmek oldu” dedi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında sıcaklık artışını 1,5 C ile sınırlı tutmak için, sera gazı salımını 2030’a kadar yüzde 45 azaltmak, 2050 yılına kadar da net sıfır hedefine ulaşmak hedefleniyor. Medical Point Hastaneler Grubu da net sıfır hedefinde önemli projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Uyguladığı enerji politikaları sonucunda geçtiğimiz yıl "ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası" almaya hak kazanan İEÜ Medical Point Hastanesi’nin bahçesine elektrikli araçlar için iki adet şarj istasyonu da kuruldu. “Elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz” İEÜ Medical Point Hastanesi, makam aracı tercihini de ‘çevreden’ yana yaptı. Yerli ve milli üretim, çevre dostu elektrikli araç TOGG, hastanede makam aracı olarak kullanılmaya başlandı. Tamamen elektrikli olan TOGG’un karbon salınımı, geleneksel yakıt tüketen araçlara oranla çok daha düşük. Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veysi Kubba ‘net sıfır karbon’ hedefiyle çevre dostu uygulamaları hayata geçirdiklerinin altını çizdi. Kubba, “Son yıllarda dünyada iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Bu da bize her geçen gün gelecek için sorumluluk almanın aciliyetini hatırlatıyor. Medical Point Hastaneler Grubu olarak çevre dostu politikalar izlemeye devam ediyoruz. Bunun son örneklerinden biri de makam aracı olarak TOGG’u tercih etmek oldu. TOGG, yerli ve milli olması dolayısıyla bizleri gururlandırmakla kalmıyor, fosil yakıt tüketmediği için de çevreyi de kirletmiyor” diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir’den İskenderun’a altyapı ve üstyapı desteği Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, deprem sonucunda ciddi hasar gören İskenderun’un altyapı çalışmalarına destek amacıyla yaklaşık 10 gündür bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük hasar gören Hatay’ın İskenderun ilçesinde normalleşme sürecini hızlandırmak ve kentin daha yaşanabilir bir ortama kavuşmasını sağlamak için harekete geçti. Gaziantep Büyükşehir, İskenderun’un altyapı ve üstyapı sürecindeki mesaisine hem teknik açıdan destek veriyor hem de personel takviyesinde bulunup sürecin hızlı ve koordineli bir şekilde yürütülmesine katkı sağlıyor. Gaski ilçedeki atıksu sorununu çözdü “Asrın Felaketi” olarak tanımlanan 6 Şubat depremleri dolayısıyla altyapıda hayati öneme sahip olan atıksu çalışmalarına Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ekipleriyle destek olup iyileştirme çalışmalarını tamamlayan Büyükşehir, ayrıca Fen İşleri Daire Başkanlığı, Kent Estetiği ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı ekipleriyle de ilçedeki teknik desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve teknik ekibi, ilçeye ziyarette bulunup İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez ve ekibiyle saha gezisi ve istişare toplantılarına katıldı. Bölgenin eksikleri ve yapılan çalışmalar konusunda bilgi alınarak yeni destekler konusunda talepler dinlendi.
Erzurum ETÜ’de TÜBİTAK’tan destek alan öğrenciler için ödül töreni düzenlendi Erzurum Teknik Üniversitesi’nde (ETÜ), 2023 yıllarında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) “2209-A Üniversite Öğrencileri Destekleme Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan proje ekipleri için ödül töreni düzenlendi. Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Fatih Yetim, Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, dekanlar, akademisyenler ve projeleri kabul edilen öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan Rektör Çakmak, ETÜ’de geliştirilen ve kabul alan proje sayısının her geçen dönem arttığına dikkat çekerek: “Malumunuz olduğu üzere TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmaları üniversitemiz ev sahipliğinde düzenleniyor. Onları gördüğümde sizin küçüklüğünüz aklıma geliyor. Çünkü proje kültürü o yaşlardan itibaren kazanılmaya başlıyor. Proje denildiğinde genelde akademisyenler tarafından hazırlanan Ar-Ge faaliyetleri akla gelirdi. Ancak son dönemde TÜBİTAK’ın da desteğiyle bu anlayış değişti ve artık öğrenciler tarafından hazırlanan projeleri de konuşuyoruz. Bu noktada sizlerin elde ettiği başarılar üniversitemizin tanınırlığına ve bilinirliğine önemli katkılar sunarken kariyerleriniz açısından da çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Çünkü mezun öğrencilerimizden aldığımız geri bildirimlere baktığımızda iş verenlerin akademik başarının yanı sıra takım çalışmasına yatkınlık ve proje kültürüne sahip olmak gibi kriterlerine de öncelik verdiğini görüyoruz. İnanıyorum ki aynı kararlılık ve azim ile kabul alan proje sayımız önümüzdeki süreçte daha da artacak. Bu vesileyle başta siz değerli öğrencilerimiz olmak üzere bilgisi ve tecrübesiyle size yol gösteren danışman hocalarımıza teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum” diye konuştu. Program Rektör Çakmak’ın ve Rektör Yardımcılarının öğrencilere ve danışmanlarına teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.